29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 DOĞU ANADOLU Van’dan Gevaş’a yolculuk Cem Düzova unay Akın henüz yayımS lamadığı bir şiirinde ‘‘Van/ yaşantımın tavan/ arasıdır’’ der. Gerçekten de Van, Türkiye’nin tavanından seyreder Anadolu’yu. Yaklaşık bin yedi yüz metre yükseklikte ‘‘deniz yavrusu göl’’ bir tek Artosların kucağında vardır, bir de muhtemelen Kaf Dağı’nın ardında. Van Gölü, içinde barındırdığı sodalı suyuna alışkın tek canlı türü olan inci kefalı ile denize özlem duyan dağ insanlarına bir soluklanmadır. Derinliği 450 metreye kadar varan gölün üstünde Tatvan ile Van arasında yük ve yolcu taşıyan feribotlara rastlayabilirsiniz. Bir de inci kefalına pusu kurmuş balıkçı tekneleri vardır buralarda. Bu teknelerin birinde henüz tan ağarmamışken doğuya dönüp, güneşin Erek Dağı’nın zirvelerini zorlayıp, ışınlarını Van ovasına düşürmek için verdiği çabayı izlerken, sabah çayı damağınızı hiç tatmadığınız kadar güzel yakacaktır. Kahvaltıda yenilenleri eritmenin en güzel yolu yaklaşık yüz metre yükseklikteki Van Kalesi’ne tırmanmaktır. Urartu Kralı I. Sardur kalenin inşası için İsa’dan önce 830’lu yıllarda çalışmalar başlatmış, İsa’dan önce 764735 yılları arasında Urartu Kralı İspuini tarafından tamamlatılmıştır. Van Kalesi’nin güney kesiminde eski Van şehri Tuşba’nın kalıntıları hala durur. Güneyde eski Van’ı, kuzeyde ve doğuda yeni Van’ı görebileceğiniz tek mekan Van Kalesi’dir. Kalenin kuzey kesiminde artık sadece eski fotoğraflarda kalmış tarihi Van evlerine de uğrayabilirsiniz. Geçmişteki gerçek haliyle bire bir örtüşen bu kafeterya gibi evlerde yöresel yemeklerden örneğin sengeser, Kürt köftesi, keledoş yiyebilir, soğuk veya sıcak alkolsüz bir içecekle soluklanabilirsiniz. Kış mevsiminin en acımasız olduğu bu günlerde suları yer yer buz tutmuş olan Bendi Mahi çayı üstündeki Muradiye çağlayanının yirmi metre yükseklikten akan suyunun sesi eşliğinde yenilen öğle yemeği yöredeki şeytan köprüsünün üstüne iyi gider. Bahar aylarında gürül gürül akan suyu dinlemek kadar zevk verir, kış aylarında buza kesmiş asılı kalan suyu izlemek. Güzelsu (Hoşap) ilçesini ihmal etmemek gerekir. Van’a 60 kilometre uzaklıkta bulunan bu ilçede Osmanlı’ya bağlı Mahmudi beylerinden Süleyman Bey tarafından 1643 yılında yaptırılan Hoşap Kalesi’ne kolaylıkla çıkılabilir. Hoşap Kalesi sanki düşmana göre değil, dosta göre yapılmış içeriye ‘‘buyur’’ eden mimarisiyle seyir köşkünü, haremi, selamlığı, mescidi, zindanı, fırını yüzyıllar sonraki kuşaklar rahat gezsinler diye imar edilmiştir. Ama kalenin kartal yuvası kayalıklara kondurulmuş oluşu dışarıdan görenlerde etkileyici bir ürperti yaratmaktadır. Güzelsu ile Van arasında bulunan Gürpınar yakınlarındaki Çavuştepe Kalesi’nde Urartuların kullandığı ilk tuvaleti görmek bu topraklardaki uygarlık hakkında ip uçları vermektedir. Çavuştepe üzerinden Gevaş’a geçmek gerekir. Tamar’ın sevdalısının memleketi Gevaş, yeşille mavinin uyumlu birlikteliğini taşıyarak görenleri etkileyen küçük bir kasabadır. Ama siz Gevaş’ı Vizontele filmine mekanlık ettiği sahnelerden tanırsınız. Tamar’ın hikayesi Akda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle