18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI İş’ten kadın farkındalığı Kadına yönelik şiddet konusunda kamuoyunda farkındalığı artırmak için Birleşmiş Milletler’in aldığı karar doğrultusunda, İş Bankası da genel müdürlük binasını 10 Aralık’a kadar turuncu renkle aydınlatacak. 8 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Yapı Kredi’den turuncu destek Yapı Kredi, kadına yönelik şiddete karşı toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla genel müdürlük binasını turuncuyla aydınlatıyor. Banka, BM’nin dünya çapında kadınlara yönelik şiddete karşı yürüttüğü kampanyayı bu yıl da destekliyor. Pazar 27 Kasım 2016 Büyük suskunluk: Ergene kanser haritası Dr. Bülent Şık, gıda mühendisi. Beş gün öncesine dek Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi. Son KHK ile ihraç edildi. Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kuruluşunda emeği büyük olan Şık’ın “suçu”, Barış Bildirisi’ne imza atmak. İhraca cevabı şöyle: “Barış bildirisine imza atmakla, Ergene veya Dilovası’nda yaşayan insanların yediği gıdalarla kanser yapıcı kimyasallara maruz kalıp kalmadıklarının araştırılması işi arasında, benim açımdan hiçbir fark yoktur. Her ikisi de kamu yararını, bu toplumun sağlığı ve esenliğini korumak adına yapılmıştır.” Şık, hikâyesini bianet’e yazdı. Biliriz, şahsi hikâyeler bazen memleket gerçeğinin ta kendisidir. O yazıda “sessizliğin şiddeti”nden bahsediyor. Şiddetin sadece devletten gelmediğini; dile, gündelik hayata, politik tutumlara sinen toplumsal şiddetin varlığına işaret ediyor. Ülke sorunlarına dair okuyup yazan onca akademisyen varken, niye “bazılarının” ihraç edildiği sorusunu tam da buradan yanıtlıyor. “Devlet ile vatandaşı arasındaki sessizlik anlaşmasını çiğnememiz, dile getirilmemesi gereken bir konuda söz söylemiş olmamızdır. Bu ülkede gerek geçmişte gerekse günümüzde devlet şiddetiyle mağdur edilmiş insanlar hakkında bir söz söylüyorsanız; resmi söylemin dışına çıkıp geçmişin acıları ile yüzleşmekten, geçmişle barışmaktan ya da barış dolu bir geleceğin mümkün olduğundan söz ediyorsanız başınızın derde gireceği kesin gibidir.” Baaçkıkalnalmıkıynoerd?en Şık, kanser vakalarının en sık görüldüğü Ergene Nehri havza sı ile Kocaeli Dilovası bölgesinin kanserojen madde kirlilik haritasının çıkarılmasını amaçlayan Sağlık Bakanlığı araştırma projesinde yer aldı. Bölgede yetişen gıdalardan alınan binlerce örnek üzerinden on binlerce analizi işini organize etti. “Kocaeli, Antalya ve Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Yetiştirilen Gıdalarda ve Sularda Çevresel Kirleticilerin Belirlenmesi” başlıklı proje bitti. Şık, çalışmanın bütün bulguları hakkında açıklama yetkisinin Sağlık Bakanlığı’nda olduğunu söylüyor. “Etik kodları çiğnememe adına detayları açıklamayacağını ancak halk sağlığı açısından çok önemli bulgular olduğunu” söylüyor. Sebep şirketleri korumak mı? Halk sağlığı adına Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a buradan hemen soralım. Bu kapsamlı araştırmanın sonuçlarını açıklamayı düşünüyor musunuz? Araştırma sonuçlarının bugüne dek açıklanmamasının nedenleri tam olarak nelerdir? Bölgede faaliyet gösteren sanayi kuruluşları, sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda uyarıldı, gerekli yaptırımlar uygulanmış mıdır? Bülent Şık Başkanlık ekonomiyi bozuyor Başkanlık rejimi öngören anayasa değişikliği yolda. Bakmayın siz, adının “Cumhurbaşkanlığı” diye takdimine. Toplumsal alerjiyi düşürmeye dönük, kötü bir makyaj bu isim. Başbakan Binali Yıldırım, 24 Kasım gecesi TRT1 TRT Haber ortak yayınındaydı. Mutfaktaki anayasa teklifine dair epeyi ayrıntı verdi. Referandumda onay alırsa, bütçeyi Meclis’e, Maliye Bakanı değil artık Cumhurbaşkanı sunacak mesela. Başkanlık, ekonomik istikrara da ilaç niyetine pazarlanıyor. Neyse ki, bu konuya ciddi çalışıp kafa yoran, bilimsel veri üreten akademisyenler var da başkanlığın ekonomiye ilaç filan değil toksik etki yaptığını görebiliyoruz. 119 ülkenin ekonomik verileri Prof. Dr. Gülçin Özkan, İngiltere’deki York Üniversitesi’nde. Richard McManus ile birlikte yaptıkları çalışmanın adı; “Başkanlık Re jiminin Ekonomi Üzerine Etkileri”. 199 ülkenin, 19502015 arası ekonomik verilerini analiz edilmiş. Buyrun bazı bulgular: Başkanlıkla yönetilen ülkeler, parlamenter sistemle yönetilen ülkelere kıyasla, tutarlı olarak daha kötü bir ekonomik  performans sergiliyor. Başkanlık sistemi olan ülkelerde ortalama yıllık büyüme, parlamenter rejimlere göre 0.6 ile 1.2 arası daha düşük. Enflasyon, ortalama 6 puan daha yüksek gözlemlenmiş. Gelir dağılımı sonucu daha dramatik: Başkanlık sistemi, parlamenter sisteme göre, yüzde 1620 arası daha bozuk gelir dağılımına yol açıyor. Çalışma, bu sonuçlarda; siyasal ve kurumsal faktörlerin etkisini de araştırmış. Siyasi ve sivil muhalefetin zayıf olduğu, hukukun üstünlüğü ilkesinin hâkim olmadığı ülkelerde, başkanlık rejiminin olumsuz etkilerinin ağırlaştığı saptanmış. Gülçin Özkan SİCİL NOTU Sarraf şirketinde sermaye artırımı New York’ta yargılanan Rıza Sarraf’ın küçük hissedar olduğu Arkla Otelcilik şirketi, sermaye artırımına gitti. Sarraf’ın turizm yatırımı için kurduğu şirketin sermayesi, 100 milyon TL’den 135 milyon TL’ye çıkarıldı. Karar 22 Kasım 2016 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde yer aldı. Sermaye artırımı son rasında büyük ortak Şeyda Eromi’nin hissesi 129 milyon TL oldu. Rıza Sarraf’ın hissesi 6 milyon TL’de kaldı. Böylece Arkla Otelcilik’te iki ayda iki artırımla şirket sermayesi iki katın üzerine çıkmış oldu. Şirketin 30 Eylül’deki olağanüstü genel kurul toplantısında da 60 milyon TL sermaye, 100 milyon TL’ye çıkarılmıştı. İş işten geçtikten sonra TL Dolardaki artışın, AKP hükümetine esaslı bir ders verdiği anlaşılıyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın TRT1’de açıkladığına göre, artık yeni sözleşmeler TL ile yapılacakmış. Hepimize geçmiş olsun. İnsan gerçekten hayret ediyor. İki nedenle: Dolar üzerinden imzalanan ve halktan gizlenen bütün o YapİşletDevret sözleşmeleri, TL’nin en değerli olduğu yıllarda imzalanmıştı. Hazine’ye en fazla yük getiren iki büyük projenin ikisi de imzalandığı sırada bugünün Başbakanı Yıldırım, Ulaştırma Bakanı’ydı. Buyrun: Osmangazi Köprüsü: Otomobil başına geçiş ücreti 30 dolar (35’ti). (Günde 40 bin araç geçiş garantisi – 2035 yılına kadar.) 3. Boğaz Köprüsü: Otomobil başına geçiş ücreti 3 dolar. (Günde 135 bin araç geçiş garantisi 2026 yılına kadar.) Bunun daha 3. havalimanı talep garantileri var, devletin hasta garanti ettiği şehir hastaneleri var. Varoğlu var. Küçük bir detay daha: Dolar üzerinden yapılan bu geçiş ücretleri, YİD sözleşmelerine göre Amerika’daki TÜFE’ye göre artacak. On yıllarca. Evet, artık sözleşmeleri TL üzerinden yapabilirsiniz. Şirketler yuvaya dönerse dolar daha da fırlayacak Başta Apple ve Microsoft olmak üzere ABD’li şirketler paralarını ülkelerine götürürse doların daha da güçleneceği belirtiliyor Uygulama başladığında ürünlerin fiyatlarının da takip edilmesi mümkün olacak. Sebzemeyvede künye dönemi Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, sebze ve meyvelerin perakende satış noktalarında karekod künyeli olarak yer almaya başladığını belirtti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Hal Kanunu kapsamında getirilen hal kayıt sistemi üzerinden perakende satış noktalarına sunulan ürünlerle ilgili bilgilere erişim imkânı sağlayan karekod künye uygulamasının hizmete sunulduğunu söyledi. Bu kapsamda kullanılmakta olan ürün künyelerinde tek düzenin sağlanması ve bu künyelerin kullanım usul ve esaslarının düzenlenmesine ilişkin tebliği kısa süre önce yayımladıklarına işaret eden Tüfenkci, malların perakende satışa sunulduğu tüm noktalarda yer alacak bu künyelerin, sebze ve meyveler için bir kimlik vazifesi göreceğini söyledi. Fiyatlar yer alacak Ürün künyelerine ilişkin en önemli yeniliğin bu künyelerde “alış fiyatı”nın olması olduğuna dikkati çeken Tüfenkci, “Künyelerde alış fiyatına yer vermemiz perakende sektöründen tepki alan bir uygulama olmuştur. Böyle bir düzenleme yapmak zorundaydık. Nitekim fiyat farklılıklarından, toptancılarımız perakendecilerimizi, perakendecilerimiz ise toptancılarımızı suçlamaktadır. Bu uygulamayla kimin, nereden ne kadara mal aldığı ve bu malları ne kadara sattığı kamuoyunca da takip edilebilecektir” değerlendirmesinde bulundu. l Ekonomi Servisi CHP Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Türk Lirası’nda yaşanan hızlı değer kaybının dış kaynağa bağımlı ekonomide derin etkiler yaratabilecek olumsuz tablo ortaya çıkardığını söyledi. Selin Sayek Böke Liradaki hızlı kayıp önlenebilirdi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Türk Lirası’nda yaşanan hızlı değer kaybının dış kaynağa bağımlı ekonomide derin etkiler yaratabilecek olumsuz tablo ortaya çıkardığını söyledi. Böke TL’deki değer kaybına dair şu açıklamayı yaptı: “Türkiye müthiş dış borcu olan bir ülke. TL’nin her değer kaybı dış borcu daha pahalı hale getiriyor, yani Türkiye sadece kısa vadede ödemesi gereken borç üzerinden fakirleşti. Bu değer kaybı doğrudan 80 milyonu fakirleştiriyor. TL’deki her 1 kuruşluk değer kaybında şirketlerimiz 2.1 milyar TL zarar yazıyor.” Böke “TL’deki bu hızlı değer kaybı engellenebilirdi çünkü sebebi tamamen siyasi..OHAL’in uzatılması, Başkanlık iddiasının alevlendirilmesi, AB’yle ilişkilerin gerilmesi gibi siyasetin ortaya çıkardığı bir ekonomik sonuç” dedi. Böke, TL’nin değer kaybının tüm Türkiye’de yaygın bir ekonomik etkisi olduğunu belirtti. Sorun MB’yi aştı Merkez Bankası kararının normal koşullarda kuru rahatlatması gerektiğini ancak kurun faiz kararına rağmen yükselişini sürdürdüğünü hatırlatan Böke, “Sorun artık MB’nin çözebileceği bir sorun değil... Öncelikle OHAL’in kalkması, başkanlıktan vazgeçilmesi gerekir. Aksi takdirde ne Merkez Bankası Türkiye’yi kurtarır durumda, ne de biz iktisatçılar yeni reçete yazıp yeni bir zemin bulabiliriz” dedi. l Ekonomi Servisi Doların hızlı yükleşini daha da artıracak bir tehlikenin çok yakında olduğu belirtildi. Wall Street Journal’ın haberine göre kanatlanan doları daha da hızlı uçuracak bir gelişme daha kapıda: Apple ve Microsoft gibi şirketlerin yurtdışında tuttuğu 2.5 trilyon doların bir kısmını ABD’ye geri getirmesi. ABD’li şirketler şu anda yurtdışında tuttukları parayı ülkelerine getirdiğinde yüzde 35’lik vergi ödemek zorunda. Bu vergiyi ödemek istemeyen şirketler de milyarca dolarlık gelirlerini ve nakitlerini başka ülkelerde tutuyor. Başkan seçilen Donald Trump ise bu paraları ABD’ye geri çekmek için verginin tek seferlik yüzde 10’a indirilmesini teklif edeceğini söyledi. Cazibe artacak HSBC ABD döviz stratejisi başkanı Daragh Maher’e göre dolara büyük akım olması çok muhtemel. Bir şirket gelirlerini yurtdışından getirdiğinde, yerel para biriminden dolara dönmek zorunda kalabilir. Ayrıca paraların geri getirilmesi ABD’nin 120 milyar dolarlık cari açığının azaltılmasına da yardımcı olabilir. Bu durumda ABD varlıkları yabancı yatırımcılar için daha cazip gelerek yine dolara yarayabilir. Şu anda ABD şirketlerinin yurtdışındaki parası yaklaşık 2.5 trilyon dolar. Capital Economics’e göre bunun da büyük kısmı teknoloji ve ilaç sektörlerinde. Microsoft’un 2015 itibarıyla yurtdışında tuttuğu gelir yaklaşık 108 milyar dolarken, ilaç devi Pfizer 80 milyar dolar tutuyor. General Electric’in ise 104 milyar doları var. TD Securities’in hesaplamalarına göre, paraların ülkeye geri getirilmesi durumunda yaklaşık 330 milyar dolarlık bir giriş olur; ancak dolara çevrilmesi gereken miktar bunun sadece 100 milyar dolar kadarı olur. l Ekonomi Servisi Yapılandırma tamam, sıra varlık barışında Yapılandırma ile ilgili 15,9 milyon liralık kampanya gideri olduğunu anlatan Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Yapılandırmada son rakam 64 milyar liraydı. Pazartesi günü inşallah son rakamları söyleyeceğiz. Önceki yapılandırmalara göre başvuru sayısı ve tutarı son derece yüksek” dedi. Şimdi sıranın varlık barışında olduğunu anlatan Ağbal, paraların sorgusuz gelmesi yönünde talep olduğunu belirtti. Maliye Bakanı Naci Ağbal, Varlık barışı uygulamasından yararlanarak, yurtdışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirmek isteyen yatırımcıların tebliğ düzenlemesi yapılmasını istediklerini belirterek, “Yapmış olduğumuz ikincil düzenleme taslağını kamuoyu ile paylaştıktan sonra son şeklini verip Resmi Gazete’de yayımlayacağız” dedi. Ağbal, başvuru süresinin 31 Aralık’ta sona ereceğini hatırlattı. Doğuş, Türkiye’yi temsil etti Doğuş Grubu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Panama’da düzenlediği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin İş Dünyası: Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini Geliştirmek” adlı küresel forumda Türkiye’yi temsil etti. Doğuş Grubu İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Ebru Mete, “Doğuş Grubu olarak cinsiyet eşitliği konusunda toplumsal farkındalığı en üst düzeyde tutmaya çalışıyoruz” dedi. Muratbey Paris’te görücüye çıktı Peynir sektöründe faaliyet gösteren Muratbey, dünyanın en büyük gıda fuarlarından birisi olan SIAL Paris 2016 Fuarı’nda peynir çeşitlerini tanıttı. İki yılda bir düzenlenmekte olan fuar, uluslararası gıda firmaları ve profesyonellerini bir araya getiriyor. Fuar, yeni ürünlerin tüm dünya gıda profesyonelleri tarafından tanınması ve ihracatının gerçekleştirilmesi için firmalara büyük bir fırsat sunuyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle