18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazar 27 Kasım 2016 Avustralya IŞİD militanını istiyor Avustralya hükümeti, Suriye’den Türkiye’ye geçmek isterken Türk yetkililer tarafından gözaltına alındığı belirtilen IŞİD militanı Neil Prakash’ın iade edilmesini talep etti. Prakash’ın iki ülke işbirliği sonucunda yakalandığına işaret etti. Mogadişu’da pazar yerine bomba Somali’nin başkenti Mogadişu’da dün bombalı bir araçla düzenlenen saldırıda en az 11 kişi yaşamını yitirdi, 16 kişi yaralandı. Saldırının bir polis noktasının yakınında, pazaryerinde meydana geldiği belirtildi. Olayın arkasında Kaide bağlantılı Eşşebab’ın olabileceğine dikkat çekiliyor. [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 ABDYPG KAMPI Haseke’de patlama Suriye’de IŞİD’i karşı savaşan ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Haseke kentindeki askeri kampında patlama meydana geldi. AFP’ye konuşan, muhaliflere yakınlığı ile bilinen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdül Rahman, Tel Tamer kasabası yakınlarındaki kampta dün sabah silah ve mühimmat deposunda beş patlama meydana geldiğini açıkladı. Abdülrahman, kampın uluslararası koalisyon güçlerinin yanı sıra YPG güçleri tarafından da kullanıldığını belirtti. Bazı kaynaklar patlamada 5 ABD askeri ile 2 YPG’linin öldüğünü, yaralıların olduğunu iddia etti. Ordu Hanano’yu geri aldı Halep’in doğusunda ordu ile cihatçılar arasında çatışmalar sürererken Suriye yönetimi, Hanano bölgesinde kontrolün yeniden kendilerine geçtiğini açıkladı. Hanano 2012 yılında Halep’te cihatçıların eline geçen ilk bölge olmasından dolayı sembolik öneme sahip. ‘46 kişi öldü’ iddiası Muhalif kaynaklar dün Doğu Halep’e yönelik ordunun hava operasyonlarında 46 kişinin yaşamını yitirdiğini iddia etti. Aynı kaynaklar Rus jetlerinin de bombardımanına katıldığını savundu, çok sayıda binanın yıkıldığını, enkaz altında kalanların olduğunu belirtti. Halep’te cihatçılarla Suriye ordusu arasında çatışmalar şiddetlendi. üTashşraarnt’ıdan İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan, Suriye’deki durum ve koşulların bunu gerektirmesi durumunda Hamedan hava üssünü Rus savaş uçaklarına açabileceklerini belirtti. Rus Hava Kuvvetleri ağustos ayında Suriye’deki IŞİD ve Nusra hedeflerini vurmak için İran’daki Hamedan üssünü kullanmıştı. Savunma Bakanı ayrıca Rus Su30 çok fonksiyonlu savaş uçaklarının alımını değerlendirdiklerini de sözlerine ekledi. Yeniden sayım yolda ABD’de 8 Kasım’da yapılan seçimlerle ilgili olarak ilk kez bir eyalette oylar yeniden sayılıyor. Kılpayı kazandığı üç eyaletteki yeniden sayımlarda sonuç değişirse Donald Trump başkanlığı kaybedebilir. BBC’nin haberine göre Wisconsin Eyaleti Seçim Komisyonu, ABD Yeşiller Partisi başkan adayı Jill Stein’ın yeniden sayım talebini kabul etti. Yeniden sayıma seçimi kaybeden Demokrat aday Hillary Clinton’ın hukuk ekibinin de katılacağı duyuruldu. Komisyondan yapılan açıklamada oy sayımının Stein’ın kampanyası tarafından gereken paranın ödenmesinin ardından yapılacağı kaydedildi. Para topluyorlar Stein, diğer iki kritik eyalet Michigan ve Pensilvanya’da da yeniden sayım başvurularını yapmak için gereken parayı topluyor. Stein’in internet sitesinde 7 milyon dolarlık hedefin yaklaşık 5.3 milyon dolarının toplandığı, bu paranın da Wisconsin ve Pensilvanya’da yeniden sayım talebi için yeterli olduğu belirtildi. Anketler bu üç eyalette Hillary Clinton’ı önde göstermesine rağmen, sandıktan az farkla Trump birinci çıkmıştı. Trump bu sayede ülke çapında seçici delege sayısını 290’a çıkarmış, 232’de kalan Clinton’a karşı başkanlık yarışını kazanmıştı. Bu üç eyaleti Clinton kazansa, o başkan olacaktı. Ancak uzmanlar üç eyalette birden seçim sonuçlarının değişmesi olasılığının çok az olduğuna dikkat çekti. EN GÜZEL KAVUŞMA Haşdi IŞİD’in elindeki Musul’a yönelik operasyonla birlikte bölgeden sivillerin kaçışı devam ediyor. Aile içinde bölünmelerle evlerinden ayrılarak kamplara sığınanlar arasında yer alan bir çocuğun babasıyla haftalar sonra gözyaşları içinde buluşması objektiflere yansıdı. Şabi’ye yasal zırh geldi Irak meclisi Şii milislerin çoğunlukta olduğu gücü başbakana bağladı Irak’ta IŞİD’in elindeki Musul’a yönelik operasyonlar sürerken çoğunluğu Şii milislerden oluşan Haş ti altına alındı. Ancak 100 bini aşkın milisten oluştuğu iddialarının bulunduğu bu gücün resmi olarak kaç kişiden olu ce ihtiyaç duyuyoruz” derken bu adımın akıllara İran’daki Devrim Muhafizları yapısını getirdiğine işaret etti. di Şabi (Gönüllü Halk Güçleri), dün par şacağına ilişkin ayrıntı netleşmiş değil. ABD liderliğindeki koalisyonun des lamento onayıyla ülkenin resmi güçleri Hükümetten kimi kaynağa göre, Haşdi teğindeki Musul’a yönelik operesyona arasına girerek yasal statü kazandı. Sün Şabi’nin 25 bine yakını Sünni aşiret üye katılan Irak güçleri içinde peşmerge ve ni cepheden ise karara tepkiler yükseldi. lerinden oluşuyor, ayrıca az da olsa içle Haşdi Şabi öne çıkmış durumda. Ancak Irak meclisinde dün gerçekleşen otu rinde Ezidi ve Hıristiyanlar da var. Sünni kesimlerden Şii milislere tepki rumda, İran destekli gücün IŞİD’le savaşta Irak güçlerinin bir parçası olma ‘Devrim Muhafızları gibi’ ler var. Ankara da IŞİD’in elindeki Türkmen kenti Tel Afer’e yönelik operas sı yönündeki Şii Ulusal Koalisyonu’nun Daha önce Irak’ta IŞİD’den alınan ki yonda merkeze Haşdi Şabi’nin girmesi önergesi kabul edildi. Tasarıya göre Haş mi Sünni bölgede insan hakları ihlal ne etnik, mezhepsel çatışmalara, şidde di Şabi, doğrudan Irak Başkomutanı olan leriyle gündeme gelen Haşdi Şabi’nin te yol açacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Irak Başbakanı’na bağlanıyor, tüm silah yasal statü kazanması parlamentoda Ancak Tel Afer’e doğru ilerleyen Haşdi ve cephane ihtiyaçları da Irak Savunma azınlıkta bulunan Sünni cepheden ki Şabi’den geçen hafta buna karşı açıkla Bakanlığı tarafından finanse ediliyor. mi vekilin de tepkisine yol açtı. Ba malar dikkat çekti. Kimi Haşdi Şabi yet Haşdi Şabi milislerinin, polis ve ordu zı vekiller oturumu boykot etti. Sünni kilisi de Musul sonrası IŞİD’i bölgeden ya bağlı unsurlar gibi tüm mali ve huku milletvekili Raad el Dahlaki, “Neden atmak için Irak’tan Suriye’ye geçebile ki durumu da söz konusu yasayla garan ordu ve polis dışında alternatif bir gü ceklerini söylemişti. Kriz arası İran çıkarması Suriye ve Irak’la tansiyon yükselirken dün Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu önceden duyurulmaksızın Tahran’a gitti. MİT Müsteşarı Fidan’ın da yer aldığı heyet Ruhani ile bir araya geldi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün sürpriz bir şekilde İran’ın başkenti Tahran’a gitti. Ziyaretin basına duyurulmadan gerçekleştirilmesinin yanı sıra heyette MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da olması dikkat çekti. Çavuşoğlu geçen ağustos ayında da resmi Hindistan gezisi sırasında yine basınla önceden paylaşılmaksızın Tahran’a gitmişti. O dönemdeki ziyaret Suriye konusunda Ankara’nın Rusyaİran’la ortak politika arayışları yorumlarını da beraberinde getirmişti. Ankara ile Suriye ve Irak arasında her geçen gün tansiyon artarken Çavuşoğlu’nun dünkü durağı Şam’ın yakın müttefiki Tahran oldu. Çavuşoğlu’nun Tahran’a gittiği ilk olarak İran resmi ajansı İRNA tarafından duyuruldu. Günübirlik temasları çerçevesinde Çavuşoğlu’nun Tahran’da İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve mevkidaşı Cevad Zarif ile bir araya geldiği bildirildi. Görüşmede Suriye ve bölgedeki diğer konuların yanı sıra iki ülke ilişkilerinin ele alındığı kaydedildi. Reuters İRNA’nın konuya ilişkin haberinde, “iki ülke yetkilileri arasında özellikle Irak ve Suriye’de olmak üzere farklı bakış açıları olmasına karşın taraflar çözüm arayışındadır, görüş ayrılıklarının hafifletilmesine çalışılmaktadır” denildiğini belirtti. İşbirliği vurgusu Ruhani’nin görüşmede, Suriye ve Irak’ta istikrarın sağlanmasına yardım Çavuşoğlu, Ruhani ile görüştü. Ana gündem maddeleri Suriye ve Irak’tı. etmek için iki ülke arasında daha fazla işbirliğinin sağlanması çağrısı yaptığı ifade edildi. “Bölgenin hassas durumda olduğunu ve iki ülke arasındaki istişare ve işbirliğinin çözüme yönelik etkili olacağını, bölgenin başlıca iki büyük gücünün birlik içinde olması halinde Irak ve Suriye’deki sorunların yabancı güçlere gerek kalmadan çözüleceğini” söylediği aktarıldı. Çavuşoğlu’nun da Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin İran ve Türkiye’nin yararına olacağını söylediği belirtildi. İRNA’ya göre Batılı ülkelerin bölge konularında kendi menfaatleri peşinde olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Bugün Suriye’de ateşkesin ilanı, milli birliğin oluşması, olayların siyasi yollarla çözülmesi ve terörist gruplarla ortak mücadele gereklidir” dedi. Zencani’ye af iddiası İran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla yargılandığı davadan ida ma mahkum olan işadamı Babek Zenca ni hakkında verilen cezanın iptal edildi ği öne sürüldü. DHA’nın haberine göre, İran’ın yarı resmi Mehr ajansı, adını açık lamadığı yargı kaynaklarına dayandıra rak verdiği haberde “temyiz aşamasın da bulunan idam kararının lağvedildiği ni” duyurdu. 30 Aralık 2013’te tutukla nan Zencani, yolsuzluk ve evrakta sahte cilik yaparak devleti 2.8 milyar dolar do landırmak suçlanıyordu. Toplam 26 kez hâkim karşısına çıkarılan Zencani, Mart 2016’da açıklanan kararla “fesat çıkar mak” suçlamasından iki ortağıyla birlik te idama mahkum edilmişti. İdam kararı ardından İran yargı yetkilileri Zencani’nin zimmetindeki paraların geri ödenme si konusunda işbirliği yapması durumun da cezasının hafifletilebileceğini belirt mişti. Zencani’nin adı, Türkiye’de 17 Ara lık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması nın kilit ismi olan işadamı Rıza Sarraf’ın “İran’daki ortağı ya da pat ronu” olarak da basında yer almıştı. Sarraf, geçen mart ayında gittiği ABD’de Miami’de uçaktan inme sinin ardından tutuklan mıştı. Sarraf’a yönelik sav cılığın suçlamaları arasın da ABD’nin İran’a yöne lik yaptırımlarını ih lal etmek, banka sahtekârlığı ve kara para aklamak var. Babek Zencani Park karşıtları vazgeçmiyor Güney Kore’de dün yine on binlerce kişi Devlet Başkanı Park Geunhye’nin istifası için meydanlara çıktı. Park, bir tarikat liderinin kızı olan, yakın arkadaşı Choi Soonsil’in devlete ait işlere karışmasına izin vermekle suçlanıyor. Choi, Park’ın adını kullanarak bundan maddi çıkar elde etmekle de itham ediliyor. Halktan iki kez özür dileyip kendisi hakkında da soruşturma açılmasını istemesi de Park’a tepkileri dindirmedi. Yurdışından dönen Choi ev hapsine alınırken dün başkent Seul’de protestoların 5. haftasında Park karşıtı kalabalıklar meydanı doldurdu. Eylemi organize edenlere göre, bir milyonu aşkın kişi soğuk havaya rağmen yürüyüşe katıldı. [email protected] AB adaylığından köle tacirliğine “Sana para vereyim. Benim namıma kirli işleri yap!’ temelindeki bu kerte küçültücü bir antlaşmayı, sahiden de AB üyeliğine aday olan bir ülke asla kabul etmezdi!” diyor; İtalyan TÜSİAD’ı Confindustria’nın gazetesi “Il Sole 24 Ore” ve ekliyor: “Çünkü saygı duyulan hiçbir nişanlılıkta müstakbel damadın geline kirli işler karşılığında masa altından ödeme yapması kabul edilemez!” Burada kastedilen Erdoğan’ın bugün bozmakla tehdit ettiği “kirli mülteci anlaşması”. O anlaşmanın ilk günden “schmutzigem deal/kirli anlaşma” olarak damgalandığını bu köşede çok yazdım. Kirli anlaşma defalarca İstanbul’a gelen Merkel ile Yıldız Sarayı’nın “altın varaklı koltuklarında” kotarılmıştı. Avrupa basınının baş sayfalarında “Şatafat, şaşaa, altın koltuklar, Boğaz’da lüks saray, kameralara gülümseyen Erdoğan ve Merkel” başlıklarıyla yayımlanmış, Alman gazetelerinde “Osmanlı rüyası bitti. Suriye’de tampon bölge isteyen Erdoğan’ın ülkesi Avrupa’nın tamponu oldu. Erdoğan’a verilen sınır koruma görevi, bir dönemler Kaddafi’nin Avrupa için oynadığı rolün aynısı. Erdoğan’ın artık sadece Avrupa’nın kendi otoriter yönetimine karşı daha fazla ses çıkarmayacağını ummaktan başka yapacağı bir şey yok” şeklinde yorumlara konu olmuştu. Sicilin sıfırlanması O zaman meselenin sırf “para”dan ibaret olmadığını, asıl konunun AB ortakları tarafından Türkiye’nin “güvenli ülke” ilan edilerek; “Erdoğan’ın baskısının görmezden gelinmesi ve sicilinin temize çekilmesi” olduğunu belirtmiştim... Anlaşmanın pişirildiği 2015 Ekim ayında, Türkiye’nin AB ile olan “üyelik temelli” ilişkisi böylece zaten değişmişti. “Kopenhag kriterleri”ne atıf yapan “partner”lik bitmiş, yerini “Kaddafi taahhütleri/kuralları” almıştı. Kirli anlaşmanın bir ayağı da “ileri tarihlerde Türkiye’ye vize serbestisi” tanımaktı... Şimdi “Il Sole 24”, Erdoğan’ın İtalyan Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni’ye; “Üyelik bizim için ikinci derecededir. Bizim için asıl mesele vize serbestisi. Vize serbestisi bizim açımızdan AB’ye katılım demek!” dediğini söylüyor. (25 Kasım, “Avrupa ve Türkiye’nin karşılıklı ikiyüzlülüğü/L’ipocrisia bilaterale tra Europa e Turchia”)... Avrupa Parlamentosu’nun “müzakereleri dondurmak” doğrultusundaki tavsiye kararından sonra şimdi “AB ile acaba yeni bir ilişki türü mü kursak” tartışmaları yapılıyor ya.. şaşıyorum. Atı alan Üsküdar’ı geçti. O ilişki çoktan değişti. AKP’nin “açık uçlu müzakereleri” kabul etmesiyle zaten fiiliyatta on yıl olduğu halde yerinde sayan bir “özel ortaklık” olan “ilişki”, “kirli anlaşmayla” geçen yıl o formattan da çıkıp çok daha gevşek ve düşük düzeyde bir “sınır bekçiliğine” indirgendi. Reel politika tutsaklığı İlişkinin evşirildiği son evrede “Kopenhag kriterleri”ne artık yer yoktu... Vize serbestisiyle Türkiye’de Avrupacı kamuoyu sonuçta hoşnut tutulacak, Avrupa’nın kapılarını kapalı tutmak karşılığında da demokrasi, insan hakları gibi sıkıcı konularda AB’nin ahkâm kesmesi önlenecekti. Ohh sen sağ ben selamet... İşler tam bu rahat çerçeveye oturmuşken, şimdi AP’nin Türkiye’ye “demokrasi raconu” kesmesi anlaşılan “reis”in hesabında yoktu. Bunca kızması ondan. AB’li bakanlara doğrudan “üyelik bizim için o kadar önemli değil” diyen biri, sonucunu yoksa hiç umursamadığı müzakerelerin “dondurulması” tavsiyesini niye bu kadar tepkiyle karşılasın? Ama Avrupa karmaşık bir dünya. Her şey tak şak “tehdit, dayatmayla” olmuyor. AP’deki İtalyan sosyal demokratlardan Patrizia Toia “Türkiye’deki demokratik gerileyiş ile Avrupa’nın demokrasisi beraber tedavi edilir” diyor. Türkiye’ye niye “kırmızı kart” çıkardıklarını açıklarken; “Avrupa’nın dış politikası, (‘Kirli Anlaşma’daki gibi) ikili hükümetlerin reel politik hesaplarına tutsak edilemez. Biz Türkiye’deki acımasız baskıyı görmezden gelemezdik. Bir ülke hem muhalefet vekillerini hapse atıp, hem AB adaylığını koruyamaz. Erdoğan’a güçlü bir siyasi işaret gönderme zamanının geldiğini düşündük. RTE ulusal hükümetlerle kapalı kapılar ardında ayrı ayrı görüşüp idamı da getirebilir. Ama ikili düzeyde gizli pazarlıkla kabul edilebilen bazı şeyler, 751 üyeli AP’den geçmez. Bu, Erdoğan’ın ‘yok hükmünde’ saydığı AP kararlarının ne kadar önemli olduğunu gösterir!” diyor. Norveç’ten Snowden’a red ABD’nin gizli belgelerini ifşa eden eski CIA analisti Edward Snowden’ın, Norveç’e gittiğinde ABD’ye iade edilmeyeceği garantisi verilmesi için yaptığı müracaat mahkemece reddedildi. Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın (NSA) dünya çapındaki dinleme ve gözleme bilgilerini ifşa eden ve Rusya’da yaşayan Snowden, Uluslararası Yazarlar Birliği PEN’in Norveç şubesinin kendisine verdiği Ossietzky Ödülü’nü almak için Norveç’e gitmek istemişti. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle