Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdurlü-
ğü'nden alınan bılgiye gûre
YurrJun kuzeybatı kesimlen par-
çalı bulutlu, öteki yerler az bu-
lutlu ve açık geçecek. HAVA Sl-
CAKLIĞI: Ortemli bir değişiklik
olmayacak RÜZGAR: Kuzey ve
doğu yönlerden hafrf ara sıra or-
ta kuvvette eseçek. DENIZLE-
RIMIZDE RUZGAR- Karadenız,
Marmara ve Ege'de Yıldız ve ka-
rayel, Akdeniz'de lodostan 3-5
Batı Karadenız, Marmara ve
"ge'de 6-7 kuvvetınde saatte
10-21 Marmara, Ege ve Baû Ka-
Adana
Adjyaman
Atyon
Ajrı
Ankara
Antakya
Anelya
Artvın
Aydın
Baiıkesir
radenız de 27-33 denız mıli hızla esecek. Van Gölü1
nde hava- Az bulutlu ve açık geçecek. Rûzgâr kuzey
ve doğu yönlerden hafif olarak esecek.
Bmgöl
BOıs
BO-Ü
Bu'sa
Çanakrale
Çorum
Denofı
33° 24° Dıyaıtakır
3O°2O°Edrne
40° 25° Erancan
3TC
17° £ızun,m
29° 13° Esfcşetıır
32° 18° Gaaantep
30°25°G<n!Sun
41° 25° Mamsa
31° 20° K Maras
35° 15° Mersn
28°12°MuSla
2°9°M
31° 22° Gumüsrıa'ie B
3O°2O°Hal*ir
38°23°ısparta
32° 20° Istanbui
30° 20° Izmır
38°23°Kare
B 36° 26° Kasamonu B
29°18°Kaysen
ı 30° 20° KırUarelı
31° 21° Konya
ı 30° 14° Küühya
ı 36° 23° Malatya
41°28°NtS()e
28°22°0«!ı.
30° 17° 1ta
34° 20° Samsun
34° 17° Sm
29°22°Sınop
35°23°Sıvas
29° 11° Tetordaj
30° 16° Trabzon
32° 15° Tuncelı
29°20°Usak
33° 19° Van
32° 17° Yrcgat
39° 25° Zongukfak
A 35° 23°
A 37° 22°
A 31° 25°
A 34°2f>
8 35°22°
A 32° 17°
B 28°22°
B 27°21°
B 28°22°
A 41° 26°
B 28° 22°
A 31° 15°
8 30° 21°
B 28° 22°
A 38° 23°
A 33° 18°
B 29° 18°
A 32° 15°
B 27-21°
acık yajmurlu (g|SS* ^Jlartı A-açı* B-tuluau G-flüneşlı K-lurtı S-asf Yyajmurtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Hitit devletinin
başkenti. 2/ Unsur...
Tatlı sularda yaşayan
beyaz etli bir balık. 3/
Kapı, pencere ya da
kapak kenarlarına
marangoziukta açılan
dik açılı girinti... Os-
manlı devletindeki si-
vil rütbelerden biri.
4/ Bir tür deniz taşı-
macüığı... Bir renk. 5/
Birim... Dahi. 6/ Bü-
yük ve sert taş kütle-
si... Yüz metre kare
tutannda yüzey ölçü-
sü birimi. 7/ Güney... Baryum elemen-
tinin simgesi. 8/ Bir nota... ÖlçüJülük.
9/ Degerli bir süs tası... Uk damıtılan
ve içinde anason bulunmayan rakı.
YUKARBDAN AŞAĞIYA
1/ Kimi yörelerde kundak çocukları-
nın altına bez yerine konulan toprak...
Lantan elementinin simgesi. 2/ Halk
arasında sayılan ve sözü geçen erkek-
lere verilen san... Kısa saplı odun bal-
tası. 3/ Küme durumundaki kabartı-
larla kendini gösteren bir deri hastalığı. 4/ Bıtkibılırn. 5/ Özsu...
Bir çalgı. 6/ Saka Türkleri'nin ünlü destaru... Eski Mısırlılar'ın kutsal
saydıkları öküz. 7/ Eski dilde düşman... Çit, perde.. Bir nota. 8/
Büyümemiş karpuz... Sazın en kalın ses veren teli. 9/ Fin ulusu-
nun ünlü destaru.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Demiryolları
14 TEMMUZ 1930
Alman sanayi gruplan mümessillerile Nafıa Vekili Recep B.
arasında müzakerat devam ediyor. Grup 20 milyon Türk
lirası kıymetinde demiryolu malzemesi vermek suretile
ikrazatta bulunmağı teklif etmiştir. Müzakeratın şekli ve
müsbet veya menfi neticesi hakkında şimdiden bir tahminde
bulunmak doğru değildir. Nafıa Vekili Recep Beyin tetkik
seyahati bazı mesail sebebile bir hafta teahhur etmiştir.
Ankara istasyonunun tevsiine eylûlde başlanacaktır. Baliköy
- Balıkesir hattında ray
fersiyatına mübaşeret
olunmuştur. Bu hat
kânunuevvele kadar ikmal
edilecek ve Kütahya-Balıkesir
şimendiferi isletilecektir.
Fevzipaşa-Malatya hattının
toprak tesviyesi Malatya'ya
kadar hemen hemen ikmal
edilmiştir. Birkaç gün içinde
raylar döşenmeye başlanacaktır.
Kalecık ıstasyonundan Çangın'ya doğru da ray faaliyeti
başlamıştır. Kânunuevvelde tren Çangın'ya varacaktır.
Sıvas'a 15 kilometredeki Kızılırmak köprüsünün ray döşeme
mesaisi birkaç güne kadar bitecektir. Trenler 20 temmuzda
Sıvas'a vasıl olacak 30 ağustos tayyare bayramı günü Sıvas
istasyonunun küşat resmi yapılacaktır
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Kongo'da durum
' TEMMUZ 1960
t'eşmiş Milletler Genel Sekreteri
Dag Hammarskjoelmd salı günü
Afrikalı delegelere "bu hafta
sonundan önce Kongo'ya B. M. Sivil
idarecilerinden ve polisinden
mürekkep bir ekip göndermeyi
tasarladığını" açıklamıştır.
B.M. Yetkili çevreleri, Kongo
Hükümetinin Amerikadan Lumumba
Leopoldville birlikler yollamasını talep etmesiyle
alâkalanmışlardır. B.M. ve bilhassa Afrikalı diplomatlar
arasında hâkim olan kanaat buraya Amerikan birliklerinin
gönderilmesi keyfıyetinin duruma daha ciddi karışıklıklar
ilâve edeceği merkezindedir.
RM. deki kanaat, Kongo'ya yollanacak yabancı birliklerin
her hangi büyük devletlerden birinden olrnaması
raerkezindedir.
Kongo Cumhurbaşkanı Kasavubu ve Başbakan Lumumba,
Kongo Cumhuriyetinden aynldığını ilân eden Katenga
eyaletinin baş şehri Elizabethville üzerinde dün gece uçakla
dolaşmış ve merkezi hükümet adına hava alanına inme izni
istemişlerdir. Fakat Katanga tçişleri Bakanı Munongo,
Cumhurbaşkanı Kasavubu'ya yanında Lumumba bulunduğu
müddetçe Elizabethville'e inemiyeceğini bildirmiştir.
Munongo, telsiz vâsıtasiyle Kasavubu ile irtibat temin
ederek, Lumumba'nın Katanga'da kâfi miktarda kan
dökülmesine sebep olduğunu söylemiş ve iki lidere
Kongo'nun Bakongo eyaletinde asayişi temin etmeleri
tavsiyesinde bulunmuştur.
Bu suretle Kongo'lu liderlerin zengin maden bölgesi olan
Katanga'yı yeniden Cumhuriyete dahil etme teşebbüsleri
akamate uğramıştır.
Diğer taraftan dün Belçika birlikleri ile Kongo yerlileri
arasında çarpışmalar devam etmiş ve beyazlar kafileler
halinde Atlantik sahiiindeki Matadi limanından Kongo'yu
terketmişlerdir.
Bütün Kongo'da durum vahametini muhafaza etmektedir.
Luluaborg'da dünkü çarpışmalarda 55 beyaz öldürülmüştür.
Katanga'da Fatodville'de Bdçika'lı paraşütçuler şehre
indikten sonra 50 Afrika'h âsi öldürülmüştür.
Leopoldville'de çarpışmalar olmaktadır.
Nairobi'deki amatör radyocular Kongo'da yerlilerin
muhasarasında bulunan Avrupa'lılardan birçok mesaj
almaktadırlar.
Stanleyville yakınında Yangambi'deki bir ziraat
ıstasyonundan alınan mesajda, "onbin yerli bize hücum
etmek niyetinde, bunlann şeflerini rehine olarak
tutmaktayız. Bu bölgedeki diğer Avrupa'lılar katledilecek,
yardım gönderin" denmektedir.
Geçen hafta Güvenlik Kuvvetleri isyanın patlak verdiği
Thysville'den alınan diğer bir mesaj ise bu şehre başka
upalılar geldiği takdirde, şehir hapishanesine
uotdurulmuş olan Avrupa'lıların katledileceği
bildirilmektedir.
Aseti'deki Avrupa'lılar ise, on beş bin yerlinin etraflarını
sardığını belirtmekte ve paraşütle yiyecek atılmasını
istcyerek, bulunduklan yerin belli olması için buyük bir
beyaz çarşaf sereceklerini bildirmektedirler.
GEÇEN \1L BUGUN Cumhuriyet
14 TEMMUZ 1989
Gazeıemiz, Kurban Bayramı nedeniyle bugün
yayımlanmamıştır.
Kahıre •
DÜNYA'DA BUGÛN
AmstertfaTi
Amman
Atma
Baredona
8as«*
Beigrad
Berfn
Bonn
Brukse!
Budapeste
Cenevre
Cezayir
Ddde
Frankiun
Gırne
Kopenhag
KAIn
Leflıosa
B 26°
A 38°
B 33°
A 39°
B 30°
B 28°
Y 30°
B 27°
A 29°
B 29°
B 29°
B 28°
A 29°
A 43°
A 44°
A 28°
A 36°
Y 22°
A 33°
B 23°
A 28»
A 37°
Lemngrad
Lomlra
Madnd
Ml'JDO
Morareal
Moskou
Mûnıh
Ne* Yor»
Ostc
Pans
Ptas
toad
FSoma
Sotya
Tei Amı
lunus
Venedık
Vıyana
Y 23°
B 29°
Y 36
B T°
A 28°
Y 24°
A 23°
A 28°
B 29°
A 22°
8 31°
A 28°
B 44°
B 30°
A 29°
A 37°
A 32°
Y 33°
B 25°
A 28°
VVastıınoton A 28°
Zûnh B 34"
TAR1TSMA
Son Gelişmeler ve Türkiye
Sovyetler Birliği'ndeki yeni gelişmeler karşısında izlenecek
tutum saptanırken cumhuriyetin ilk döneminde uygulanmış ve
yararı kanıtlanmış bu politikanın hâlâ geçerli olmaya devam
eden ana felsefesi ve temel esaslanndan yararlanmaya devam
etmek isabetli olacaktır.
Sovyetler Birliği ve Doğu Avnıpa ülkelerin-
de son zamanlarda kaydedilen gelişmeler ve
bunlann dünya politikası üzerinde yaptığj et-
kiler uluslararası gündemi işgal etmeye devam
etmektedir. Bu gelişmeler daha ileri bir tarihte
yer almış ve daha uzun bir zaman süresine ya-
yılmış olsa idi, bunları beklenmedik gelişme-
ler olarak nitelemek gerekmeyebilirdi. Ancak
bunlann tahmin edilebilen zamandan önce ve
büyük bir süratle başlayıp devam etmekte ol-
masının, Sovyet bilimcilerinin herhalde bir-
çoğunu şaşırtmış olduğu tahmin edilebilir.
Bu süratli gelişmelerin ortaya çıkardığı du-
rumda, uluslararası ilişkilerin şimdiye kadar
dayandığı verilerde de önemli değişiklikler ol-
muştur. Ancak ortaya çıkan bu yeni sürecin
akıcılığını muhafaza etmeye devam ettiğini
söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bakımdan,
yeni verilerin kesin şeklini almasının zaman
alacağını gözden uzak tutmamak gerekecek
ve kesin sonuç ve değerlendirmelere gitmek-
te aceleci olmamakta yarar olacaktır. Keza,
durum değerlendirmesi yapılırken soğuksavaş
kalmtılan ve askeri harcamalardan bir an önce
kurtulmak içgudüsünün de etkisi altında kal-
mamaya dikkat etmek herhalde yararlı ola-
caktır.
Sovyet hegemonyasına zor kuvveti ile gir-
miş olan Doğu Avrupa ülkelerinin, fırsatını
bulduklannda komunist sistemden kurtulmak
isteyecekleri, bu uluslann benimsemedikleri
bir rejimde zor kuvveti ile ilanihaye kalma-
yacaklan ve zamanı belli olmasa bile bu yön-
de bir gelişmenin kaçınılmaz olacağını bu ge-
lişmeler ortaya çıkmadan da tahmin edenle-
rin sayısı az değildı.
Aynı şekilde, komunist rejimin, Sovyetler
Birliği'nde bile polis devleti yöntemleri ile
ayakta durabildiği, özellikle ülke kaçınılmaz
olarak dışanya açıldıkça ve halk yaşadığı ko-
şulları başka ulkeler koşullan ile kıyas ede-
bilmek imkânlanna kavuştukça bu yöntem-
lerin bile rejimi ayakta tutamayabileceği de
keza yapılan tahminler arasında idi.
Bu durumda dikkati çeken husus, esasın-
' da kaçırulmazlığı kabul edilmiş, fakat gerçek-
leşmesi için gerekli koşullann hem güç hem
de daha zaman isteyen bir gelişmenin bekle-
ncnden daha önce ve süratle harekeüenmesi
ve hiç değilse şimdilik tahmin olunabilen bo-
yutlara varmayan güçlüklerle uygulanabil-
mekte olmasıdır.
Acaba bu sürec, özellikle Sovyetler Birli-
ği'nde başladığı nitelik ve boyutlarda surdü-
rülebilecek midir?
Bu sürecin ortaya çıkardığı yeni durumda
ne yapmak gerektiği hususunda yapılacak de-
ğerlendirme için bu soruya verilebilecek ce-
vap önem taşımaktadır. Ancak buna bu aşa-
mada sağlıklı bir cevap verilmesinin pek ko-
lay olmadığını da hemen teslim etmek gere-
kir.
Gorbaçov'un adeta tozu dumana katarak
başlattığı bu yeni sürecin, başta ve daha çok
'Doğu Avrupa ülkelerine yaradığı açıktır. Bu
ülkelerde gerçekleşen değişimin tersine çevril-
mesi ve eski koşullara dönülmesi en azından
güçtür. Bu ülkeler için sorun, rejimlerini, sos-
yal ve ekonomik bünyelerini ve nihayet gü-
venlik gereklerini yeni koşullara uyumlayabü-
mektir. Gerek toplumlannın nitelikleri gerek
coğrafı konumlan itibarıyla Batı Avrupa'ya
daha yakın olanlarda intibak muhtemelen da-
ha kolay olacaktır. Bununla beraber bu de-
ğişiklikler Avrupa hareketine herhalde gecik-
tirici etki yapacaktır.
Hareketin Sovyetler Birliği üzerinde muh-
temel etkilerini sağlıklı bir şekilde değerlen-
direbilmek için Gorbaçov'un gerçekte ne amaç
güttüğünü bilmek laz^mdır. Bu ise pek açık
değildir.
Bu aşamada nispi bir güvenle söylenebile-
cek husus, Gorbacov hareketinin, Batı kamu-
oyuna yönelik bir anestezi operasyonu olma-
dığıdır. Sflylenenler sadece lafta kalmamış,
uygulamaya da geçmiştir. Dolayısıyla Gorba-
çov'un bir şeyler yapmak istediği güvenle söy-
lenebilir. Bunun başanlı bir devrim olup ol-
mayacağı henüz belli değildir, ayrıca ne yap-
raak istediği de pek açık değildir. Herhalde
ülkeyi dağıtıp Deli Petro öncesi Rusyası'na
dönüştürmek istememektedir. Böyle bir şeyi
düşundüğü bir an için varsayılsa bile bunu
gerçekleştirmek için serbest bırakılacağı dü-
şünülemez. Dolayısıyla Sovyet Imparatorlu-
ğu'nun tasfıyesi gündemde değildir. Olsa ol-
sa Sovyetler Birliği'nin yeniden yapılanması
söz konusu olabilir. Oysa bu ülkenin yapısı
gözönünde tutulduğunda, böyle bir operas-
yonun bile beraberinde önemli güçlükler ge-
tireceği ortadadır. Nitekim getirmektedir de.
Dış politika alanında başanlı olmuş Gorba-
çov operasyonu, içeride aynı başanlı sonuç-
lan verememektedir.
Sovyetler Birliği'nde, halklann, Lenin'in
duşıinmuş olduğu gibi komünizmin cazibesi-
ne kapılıp milliyetlerini unutmadıklan daha
açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Lenin'den
daha gerçekçi ve aynı zamanda gaddar da olan
Staiin. Lenin'in bu romantik görüşüne itibar
etmemiş, ülkenin mozaik yapısının muhafa-
zasını zor ve kuvvette görmüştür. Bu baskı ha-
fifledikçe ister istemez "merkezkaç" (santri-
füj) guçlerin hareketlenmesi kaçınılmaz ol-
maktadır. Sovyetler Birliği'nde aynı şiddet re-
jimini devam ettirmenin gittikce güçleştiği, do-
layısıyla daha liberal bir yeniden yapılanma-
ya ihtiyaç bulunduğu bir vakıadır. Ancak bu
yapıldığında da merkezkaç guçlerin hareket-
lenmesi önlenememektedir. Gorbaçov'un iki-
lemi buradadır. Elinde sihirli bir formül yok
ise Doğu Avrupa ülkelerinin tatlı bir sürpriz-
le azat edilmelerini sağlayan ve Sovyetler Bir-
liği'ne dışanda başan sağlayan Gorbacov ope-
rasyonunun içerideki akıbeti, en azından belli
değildir.
Bu belirsizlik dolayısıyla içinde bulunduğu-
muz bu yeni süreçte Sovyetler'le ilgili politi-
kalarla düzenlemelere giderken ihtiyatı elden
bırakmamakta yarar vardır. Sürecin başarı-
ya ulaştığı veya Sovyetler Birliği'nde dağılma
başladığı sonucuna varmak mevcut koşullar-
da en azından acelecilik olur.
Ortaya çıkan bu yeni süreçte Türkiye ne şe-
kilde hareket etmelidir?
Bizim, Stalin-Molotov ikilisinin eski çarlık
politikasını uygulamaya kalkıştığı döneme ka-
dar izledığimiz ve iki ülke ilişkileri bakımın-
dan isabet ve akılcılığı her geçen gun daha çok
ortaya çıkan bir politikamız mevcuttur. Bu
politikanın dayandığı temel ilkeler güvenliği-
miz ve seçtiğimiz yaşam biçimi için Batı ile
gerekli ışbirliğini saklı tutmak kaydı ile Sov-
yetler Birliği ile imtiyazlı iyi komşuluk ve dost-
luk ilişkileri sürdürmek, bu ülkeyi tahrik ede-
bilecek davranışlar içinde olmamaya özen gös-
termek, ortak yarar sağlayacak samimi işbir-
liğine açık olmaktır. Sovyetler Birliği bizim
bu iyi niyetirnize saygı gösterdiği surece Tür-
kiye bu politikayı titîzlikle sürdürmuştür. Zan-
nederim bu politikanın temel unsurjarı, Gor-
baçov'un başlattığı süreci izler ve bunun ge-
rektirdiği politikayı saptarken bize yardımcı
olacak niteliktedir.
Bu çerçevede ortaya çıkan bu yeni koşul-
larda da güvenlik gereklerimiz için ihtiyaç du-
yageldiğimiz ihtiyat ve dikkati sürdürmek ge-
çerliliğini korumaya devam edecektir.
Sovyetler'le yeni koşullarda gelişecek iliş-
kilerimize Batı ile mevcut geleneksel işbirli-
ğimizin bir alternatifl olarak değil, birinin di-
ğerini behemahal benaraf etmesi zorunlu ol-
mayan bağdaşabilir politikalar olarak yaklaş-
mak gerekecektir.
Sovyetler'in nazik bir operasyon içinde bu-
lunduğu bu dönemde, bu ulkede kuşku uyan-
dırmayacak dikkatli bir politika sürdürmek
ve bu ülkeyi tahrik etmemeye özen gösterme-
nin daha da önem arz ettiğini gözden uzak tut-
mamak icap edecektir.
En önemlisi, ileride ne şekil alacağı yeterli
ölçüde henüz açıklık kazanmamış Gorbacov
sürecini abartıp mutlak güvenlik saflanıyor
diye ihtiyatı elden bırakacak davranışlar içi-
ne girmek veya Sovyetler Birliği'nin karşılaş-
makta olduğu iç sıkıntılan bu ulkede dağıl-
manın başladığı şeklinde yorumlayıp parsa
toplama zamanının geldiği havasına girmek
veya böyle bir havaya girildiği izlenimini ve-
rebileceic şekilde hareket etmek son derecede
yanlış ve tehlikeli olacaktır.
Bu ulkede köken itibarıyla bize yakın cum-
huriyetlerdeki gelişmeleri özel bir dikkatle iz-
lemek ve bunlarla özel bağlanmızın gerekti-
receği ilişkileri geliştirmeyıe çalışmamız tabii
olmakla beraber bu ilginin bu hudutları aş-
mamasına, iç işlerine karışmak kuşkusunu
uyandırabilecek bir siyasi nitelik kazanmama-
sına dikkat etmek gerekecektir. Bu çizgi son-
derece hassas bir çizgidir ve uzmanlık ister.
Dolayısıyla bu çerçevede yapılacak faaliyet-
lerin bir başıbozuk hava içinde değil, bilinçli
ve dikkatli bir koordinasyon çerçevesi içinde
yiirütülmesi çok önemlidir.
Sovyetler Birliği'ndeki yeni gelişmeler kar-
şısında izlenecek tutum saptanırken, cumhu-
riyetin ilk döneminde uygulanmış ve yaran
kanıtlanmış bu politikanın hâlâ geçerli olmaya
devam eden ana felsefesi ve temel esaslann-
dan yararlanmaya devam etmek isabetli ola-
caktır.
Verilerin henüz açıklık kazanraadığı bu aşa-
mada, aktif görünmek cazibesine kapılma-
makta zannederim yarar vardır.
ERCÜMENT YAVUZALP
Emekli Büyükelçi
burdûTEMMUZ sayısı
tüm gazete-dergi
satıcılarında...
YMTBÂİ bir GAMEDA ortaklığıdır
TÛRKİYE MUMESSILİ VE DAĞITIMCISI
Bölge Müdürlükleri:
İstanbul: 567 11 67 İzmir: 25 10 61
Ankara: 342 11 21-23 Adana: 15 99 94
i Sürücü Kursu r
f Kadıköy : 3360206 jj
i BÜTÜNLEME \2
L
KÜRSL6RI
Kadıköy 3491824
3491825
Cd: 359X68
FERHAT TUNÇ
YAZ KONSERİ
4 Ağustos Cumartesi - 5 Ağustos Pazar
Saat 21.00
Harbiye Açıkhava Tlyalrosu
Kadköv Moda 337 CM 28 OKM158 69 87
m 151 15 71
Beyoğlu Dûnya 149 93 61
KarKH Akeav Kasetçlik 353 03 11
Anadoiu Konserleri için
Tei: 353 77 35 - 389 0541
LİSKUB
j
1
p
!Sürücü KursuS
i GÜZERGAH SERVİSİYLE j
\ USKÜR \
{BÜTÜNLEME
İAna. Uselerlne: *
f Ingiltzce Matematik â
f. IngıHzce Fen f.
HUKUKSUZ
DEMOKRASİ
HalitÇelenk
3. bası 5000lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul
Ödemeli gonderilmez.
CEM MÜZİK YAPIM SUNAR
KAVGAYI SECTİM ZAMANIDIR DAGLARI DELMENİN
POLÎTİKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Neden Bunca Hüzün...
Konuşurlarken şair Enver Ercan, şair Hilmi Yavuz'a sorar:
"Neden bunca hüzün?"
"Bize en çok yakışan o da ondan" der Hilmi Yavuz. iki şairin
ortak oldukları güzel bir saptama hüzün. Şiiri, bir duygu biri ki-
mi sanan şairler için hüzün çok önemlidir.
Yahya Kemal, "Gönlümde oturdum da hüzünlendim o yerde'
demez mi? Bunu söylerken hüzün şiirin özü olur. Bedri Rahmr;
de de 'hüzün bahçeler dolusu' değil midir?
Hilmi Yavuz'la yıllar öncesi Vatan'da çalıştık. O yıllarda gizli
bir şairdi, şiirlerini herkese göstermezdi. 1969 yılında 'Bakış Kuşu'
adlı kitabı görününce her gizli şair gibi o da ortaya çıktı. Gerçi
daha önce dergilerde çıkan şiirlerin altında imzaa görülüyordu.
Lisede iken arkadaşları Hasan Pulur, Demir Özlü ile bir dergi-
nin yönetimine katılmışlardı. Ama 'Bakış Kuşu' dışanya karşı şa-
irliğinin ilk kanıtıydı. Ama bugün şiirlerini yedi kitapta toplamış-
tır, yedi şiir kitabı var, dile kolay. Şiirlerinin yanı başında felsefe
yazıları ve denemeleri de var. Kitaplarına birçok ödül almıştır.
Hilmi Yavuz, vatan'da bir süre (1964) gazetecilik ettikten son-
ra ingiltere'ye gitti. BBC Radyosu Türkçe Yayın Kolu'nda çalıştı.
Bu arada Londra Üniversıtesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölü-
mü'nü bitirdi. 1969'da yurda döndü. Uzun süre birçok yayın işinde
çalıştı. Şimdi Boğaziçi Üniversitesi'nde ögretim üyesi ve İstan-
bul Belediyesi'nde kültür danışmanıdır.
Hilmi Yavuz'un her şiir kitabı bir yeni şiir denemesidir. Konu-
lar, sözcükler, imgeler, biçemler her kitapta değişir. Nitekim da-
ha sonra her kitabından seçmeler yaparak şiirdeki bûtüniüğü
belirtemek istemiştir.
Bir kitabında Nef'î'den bir alıntı yaparak dosttarına serzeniş-
te bulunur, şöyle der:
Rind-i aşkız hâsılı Nef'î-i bîpervâ gibi
Aşinâya âşinâ bigâneye bigâneyiz.
Şiir elbette sözlükteki sözcüklerle yazılmaz. Her sözcük, söz-
lükten çıkar ve^iirin içindeki yerini alır. Böyle bir yer alış sadece
şiirde olmaz. Oteki sanatlarda da işlevini sürdürür. Ooğadaki
renk, resimdeki renk değildir. Renk doğanın içinden süzülerek
çıkar tuvale yerieşir, o zaman resim olur. Bunu müzik için de söy-
leyebiliriz. Müziktekı sesler hiçbir zaman doğadaki sesler de-
ğildir. Bunlar doğadan çıkarlar, notalara bürünüher, orada bir sûre
eyleştikten sonra müzik olurlar.
"bir dağın uzantısı olmak
sana yetmediği zaman
gor ki sıradağlar talanda..
sözlere bak, bağı çözük çiçekler
gibi orada, dağılmış duruyor
neredesin? hangisinde? solmakta mısın?
dogrularda ve yalanda?"
Hilmi Yavuz bunları söyler, sonra da karşısına geçip bir siga
ra tüttürür gibidir. Artık şiiri bulmuştur. Bulduğu yerde kalmaz
başlar yenilerini araştırmaya...
Baudelaire'nin Batı'ya tanıttığı ve 'Bizler için acı çekti' dediğ
Amerikalı şair Edgar Allen Poe'nun 'Karga' şiiri vardır. Poe, Kar
ga şiirini yazar, sonra oturur bu şiiri nasıl yazdığının kuramın
yapar. Bu şiir nasıl olmuş da yazılmıştır, her sözcûğün yolu, yor
damı nedır? Nasıl bunlann hepsi bir araya gelerek bir şiiri oluş
turmuşlardır? Oturur bunları inceler. Hani kimi kişiler, "Şiir na
sıl yazılır?" diye şaire sorarlar ya böyle sorunun ilk yanrtını ve
ren Edgar Poe'dur. Hilmi Yavuz'un şiiri duralaya duralaya oku
nan bir şiirdır. Yanınıza alacaksınız, bir şey okumak istediğiniz
de çıkaracaksınız. "Aşkların içinden geçtim: Zaman'dı" diyor y{
şiirlerin içinden geçerek dızeleri yakalayarak bir dizeden öteki
ne atlayacaksınız. Şi rlerin içinden geçmiş olacaksınız...
5ANLARIN
SORULARI/SORUNLAR1
YILMAZŞİPAL
"Iki Ayrı Işyerinde Çahjştim"
SORU: 31 Aralık 1989'da çalıştıgım isyerinden aynldım. 8 Ocak
1990'da SSK'ya emekli olmak için başvurdam.
Emekli aylıgımın baglanması konusunda çeşjtli söy-
lcntiler var. Bu konuda ilgililer, ilgisiz.
Aşağıdaki bilgileri verdikten sonra bazı sonılanm ola-
cak. Bilgiler:
Prim
Yıl GiioB (Jcret
1985 360 458.790 TL.
1986 360 1.023.320 TL.
1987 360 3.279.220 TL.
1988 360 7.065.720 TL.
1989 360 12.787.380 TL.
5 yıl toplamı 24.614.430 TL.
1) Toplam prim gunüm 5.850
2) tlk işe giriş tarihim 15 Temmuz 1968
3) 1.8.1987 - 31.12.1989 arasındaki sürede iki ayn iş-
ycrinde çalıştım.
4) Birinci işyerinin 1.080 ve ikinci işyerinin 787 gü-
nü, aynı süreyi kapsamaktadır. Sorulanm:
1) 787 günlük fazla süre geçersiz mi sayılır?
2) fki ışyerinde aynı anda çalışmış olmanın, bana bir
yararı olur mu?
3) Emeklilik işlemim 1990 yılında yapılacağına göre
3395 sayılı yasarun geçici 4. maddesinden yararlanabi-
lir miyim?
5) Son beş yılın ortalamasma göre bana bağlanacak
aylık ne kadar olur?
N.G.
YANIT: 1) Birden çok işyerinde geçen çalışma sürelerinin, yalnız-
ca biri değerlendirilir. Bu nedenie 787 günlük süre göz önüne alın-
mayacaktır.
2) Aynı zamanda birden çok işverenin işinde çalışan sigortalıla-
nn prime esas kazançları, saptanan üst sınıra gelinceye kadar bir-
leştirilir. Saptanan üst sınırın aşılması durumunda, fazla ödenen
primler sigortalının isteği üzerine kendisine geri verilir.
3) İlk gösterge sayısı 1700 olan ve 6.400 gösterge sayısında son
bulan Üst Gösterge Tablosu, 31 Aralık 1987'den sonra emekli olan
her sigortalıya, kademeli olarak uygulanmaktadır.
4) 1968 yılında ilk kez sieorta kapsamına alınan ve 5.850 gün
prim ödeyen ve son beş yılliK sigorta primıne esas kazanç toplamı
24 milyon 614 bin 430 lira (son 5 yıl ortalaması 4.922.886 TL.) olan
bir sigortalıya, 1990 yıunda özel sektörden emekli olduğunda, 4.000
göstergeden, % 53 orandan, 255 katsayıya ve 175 bin lira sosyal
yardım zammına gore 715 bin 600 lira yaşlılık aylığı bağlanır.
MALATYA 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLtĞt'NDEN
DOSYA NO: 1990/61
Davaa K.H. tarafından davalılar tsmet Kaya ve Malatya Nüfus
Madürlüğü aleyhine açılan kayıt iptali davasının mahkememizde ya-
pılan açık yargılaması sırasıoda verilen ara karan uyannca;
Davalı tsmet Kaya'nın adresinin meçhul olduğu yaptırtılan zabıta
arastırmasından anlaşılmakla dava dilekçesi ve durusma gunünün ıla-
nen tebliğine karar verilmiş olup, yargılamarun atılı bulunduğu
15.8.1990 günü mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir
vekil ile temsil ettirmesi aksi taktirde HUMK'nin 213, 377 maddele-
ri uyannca yargılamaya yoklugunda devam oJunacagı ve karar veri-
leceği hususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Crup
< t M Mİ ZİK VAPIM I'.1C 6 8(ok No 5211 UnK.ipan.MST SIPARIŞLERİNİZ IÇİN Tei: 512 54 38
Sadun BORO'nun
Karadeniz gezisi:
HOPADAN
İSTANBUL'A
• VVındsurf:
FUNBOARD TEKNİKLERİ
• AKDENIZFOKU VE
İNSANLAR
TEMMUZ 1990
v
SAYI:75
"Denizde V8 Evinizde"
Sakızaoao KaaM Sc«
T« U93I07
•TEKNELERDE
ELEKTRİK VE
CANEMNİYETİ
• TEKNEMİZDE
YANGIN
ÇıKARSANE
YAPALIM: