26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef TURtZMCtLER 1985 SEZONUNU DEĞERLENDtRDİ 1 ıSahıbı Cumburnel Matbaacılık \e Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına ÎNadir Vadi. 0 Gcnel Yavın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Mudurü: Emiıw Lşaklıgil. >azı Işlerı Muduru Oka> Gonensin, # Haber Merkezı Muduru: Yalçın Baycr, Sayfa Duzenı Yonetmcnı: Ali Acar, 0 Temsıtcıler ANKARA: Yaiçıa D o g u , İZMİ R: Hikmet Çetiakaya, ADAN A: Mehmcl Mercan. Islanbul Haberlen: Retaa Öz, Dış Haberler Ergua Balcı, Ekonomı: O s n u Ulagi). Kullur Ajdın Emeç, Magazın Yalçıo Pekşca, Spor Danışmanı: Abdalkıdir Yucelmaıı, Duzeltme Rfflk Durbaş. Araşurma Şahin Alpa>, Iş Sendıka. Şukran Kctcocı. Habar Araştırma Uruk Galdemir. 0 Koordınator Ahmcl Korulsa», 0 Malı Işler: Erol Lrkot, IIan Ziya Ergtne, Halkla llıjkıler: Gulderen Koşar. tdarc: H u c y u G«rer, tşietme. S a d u Söamez. Basan ve Yayan CumMuri>el Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39, 41 Cağaioğlu İstanbul, PK 246İstanbuI. Tel: 526 10 00 (9hat), Teloı. 22246 • Burolar Ankara: Zıya GokaJp Bulvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telex 42344 • l u n i r Halıt Zıya Bulvarı No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Ada«a: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telec: 62155. TAKVtM 9 Eylul 1985 imsak: 5.02 Guneş: 6.31 Ögle. 13.06 İkindı: 16.42 Aksam: 19.32 Yatsı: 20.54 Otel sahipleri yakuııyor^ seyahat acenteleri memnun Ege Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı: Bu yıl turizmden beklenen, parasal olarak sağlandı. Ancak turisti mutlu döndürebildik mi, gelecek yıl belli olacak. İzmir Ticaret Odası Tiırizm Meslek Komitesi Başkanu Hâlâ turist geliyor. Turizm sezonu ekim ayına dek sürecek. Sanıyorum artış yüzde 30'u geçecek. Karaca Oteli yöneticisv Eski yıllara oranla bu yıl çok büyük bir başıboşluk yaşandı. İZMÎR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yerli turistlcr için turizm sezonu bayram tatili ile sona ererken, turizmciler, yabancı turistler de asıl hareketin bundan sonra görüleceğini söyledüer. Bu arada 1985 turizm sezonunu değerlendiren seyahat acenteleri, memnuniyetlerini dile getirirken otel sahipleri, "patfauna" diye bir şeyin söz konusu olmadığını savunarak, 1985 turizm sezonunda eski yıllara göre çok buyuk bir başıboşluğun yaşandığını öne sürdüler. Kıyı yörelerinin belediye başkanlan ise, altyapı sorunlanna karşın gösterilen ilgiden memnun olduklarını belirttiler. Ege Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Ergun Goksan, 1985 turizm sezonunda yurt dışından istemin fazla olduğunu belirterek, "Bu yıl turizmden beklenen, parasal olarak belki saglandı, ancak miibim olan, turisti muüu döndürebildik mi, geldiginde ikinci sınıf otellerde mi ağırladık, bunu zaman gösterecek, gelecek yıl beüi olacak" dedi. Bu turizm sezonunda konaklama tesislerinin gereksinimi karşıladığını, otellerin kapasite dışında rezervasyon yapmalanndan doğan huzursuzluklann görüldüğünü vurgulayan Göksan, yabancı turistlerin Kurban Bayramı siıresince, "ikinci sınıf turist" ışlemi görduklerini öne sürdü. Göksan, "Bayramda kıyı oteüerini işgal eden yerli turistlerin alakart yemek yemeleri, bol bahşiş bırakmalan nedeniyle taUdot yemek yiyen yabancı turistler en kötü yeriere oturtuldnlar, ikinci sınıf turist muamelesi gördiiier" biçiminde konuştu. # îzmir Ticaret Odası Turizm Meslek Komitesi Başkanı Kazun Keser de, Ege bölgesinin bu yıl Arap turistlerden yana şanslı olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Geçen yıl 1985 yıhnda turist artışının yüzde 30 olacagını tahmin ediyorduk, ancak turistler hâlâ geliyorlar ve turizm sezonu ekim ayına dek sürecek. Sanıyorum artış yüzde 30'u geçecek. Bu yıl Ege bölgesi Araplardan yana çok şanslıydı. Lib\alı aileler buradan ev tuttular, bemen bemen her gön Ubya'dan birgemi turist taşıdı. Giderlerken bavnllannı doldurarak gjttiler. Video bile aldılar. Çünkü Turkiye'de ithal mallar Yunanistan'dan ve İtalya'dan daba ucuz. Yabancı turistler halılar aldılar, şilebezi dbisderle gardroplannı süslediler. Bu sezonda da en büyük sorun tesis yetersiztigiydi. Buradan dört günlüğüne bile İstanbul'a gitmek isteyenier vardı ve THY'de yer bulma meselesi yüzünden gidemediler, bu da alış verisi etkiledi. THY'deki yer sorunu ve bürokrasi sorunu turistleri etkiledi. Bu arüşın geteeek yıl da sürecegini sanryorum. Yalnız, arkeolojik zenginiikler bakımından bir numara olan Ege bolgesine kredi verilerek yatınmlann artınlması lazım." öte yandan yuzde 90 yabancılara hizmet veren Karaca Oteli yöneticilerinden Erol Özank, turist sayısında önceki yıllara göre değişen bir şey olmadığını savunarak, "Virmi senedir patlamadan söz edilir. Turist sayısında bir artma var ama yüzde 50 bile degtt. Fazla bir degişme ve gozle gorülür bir şey yok" dedi. Eski yıllara oranla bu yıl turizmde çok buyuk bir başıboşhığun yasandığını öne suren özank, sözlerini şöyle surdürdu: "Bu yıl turizmde bakanlıgın yerli ve yabancı acenteleri kotılrol etmemesi, denetlememesi, meydanı açıkgozlere bıraktı. Turizm, turizmden anlamayan adambuın eiine geçti. Turist komisyonculuğu yapanlar türedi, oteicilikten anlamayan adamlar otel yöneticiliğine getirildi. İlkönce, acentelerin gerçek acenteciler, turizmciler ve ebliyetli, bilgili, bu işi bilen kimselerin eline geçmesi gerek. Yöneticilerin egitimsizligi en büyük sorun, bu halledOdikten sonra personel egitimsizligi giderilebUir." En çok turist çeken kıyı yörelerinden Bodrum'un Belediye Başkanı Cevat Bilkiç de "Altyapıyı düşünmezsek, Bodrmm'a ilgiden memnunuz" diyerek şöyle konuştu: "Bu yıl yabancı turist sayısında yüzde 40'a varan bir oranda artış oldu. Özellikle bu yaz sezonunda Ege adalanndan, Istanköy, Kalimnos Adalan'ndan her gun günübirlik de olsa bol miktarda Finlandiyalı, Norveçli turistler geldi ve çok da iyi alış veriş ettiler. Bu, geçen yıl adalardaki belediye başkanlannı ziyaretlerimizden ve iyi Uişkiler kurmamızın netJcesinde boyle oldu. Aynca yat turizmi yönünden gerçekten önemli bir artış kaydettik. En büyük sıkıntımız ise tesis oluyor. Son açılan Torba Tatil Köyü, bu yıl ilk senesi olmasına rağmen yüzde 85 doluluk oranıyla çalıstı. Altyapı noksanlıklan bizi üzuyor. Bir de ilçe nüfusunun kışın 10 buı, yazm ise 150 bin olması personel yetersizligine yol açıyor." 215 yıl önce Çeşme'de batırılan 60 Osmanlı gemisi çıkarılmayı bekliyor Batık donanmadan SOS İngilizlerin yardımı ile Rus donanması tarafından Çeşme limanında yakılarak batırılan Osmanlı donanmasına ait 30 gemi ile 30 ticaret gemisi 7 ile 15 metre derinlikte yan yana, üst üste öylece yatıyor. YÜKSEL EĞDEMİR ÇEŞME Denizaltı dünyasında aynı anda üç duyguyu birden yaşarsınız: Korku, heyecan ve merak. "MavT'ye gömulmuş bu dunyanın güzelliği sizi giderek daha derinlere doğru çeker. Merakınız yavaş yavaş korkunun üstesinden gelir. Hele bir de 215 yıl önce batırılan Osmanlı donanmasmın izindeyseniz... 1 Savunma Işbirligi Anlaşması ANKARA, (O.O.) Türkiye'nin ABD ile olan Savunma tşbirliği Anlaşması'nın yenilenmesi için, 18 eylüle kadar ihbar bildıriminde bulunmast beklt niyor. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanı Yalım Eralp, bugüne kadar karşı tarafa ihbar bildıriminde bulunulmadığını belirterek, büdirim yapıldığı zaman kamuoyuna gerekli açıklamanın yapılacağını söyledi. Deniz dalgalı, su ise hafif bulanık. Elimizdeki suaitı fotoğraf makinesiyle dalıyoruz. Tarihi kaynaklara göre Çeşme Limanı'nda batınlan Osmanlı donanmasına ait otuz gemi ile 30 ticaret gemisi yatıyor denizin dibinde. Giderek daha derine iniyoruz. Sürülerle balıklar geçiyor önümüzden. Biz yaklaştıkça sağa sola kaçışıyorlar.. GözlerimizJe deniz dibinı tarıyoruz. hâlâ heybetli, görkemli. Biraz da korku verici bu derinlikte. Hemen elimizdeki sualtı makinesiyle çekimlere başlıyoruz. Fazla vaktimiz yok. Tüpteki hava uzun sure dayanmıyor... Bir yandan fotoğrafları çekiyor, diğer taraftan batan donanrriayla ilgili öykulerı anımsıyonız. Geminin içinde çok değerli tarihi eserlerin bulunduğunu anlatan öykuleri... Sadece lOdakikamız kaldı çıkmak için. Fotoğraf çekmeyi sürdurürken sanki batıklann sesleri geliyor kulağımıza, top güUeleri "Bizleri kullanmaddar bile" diye dert yanıyor, "Baskına uğradık ve ateş gemileri, tüm donanmayı yaktr*..." diyorlar ve öylece suyun dibinde yatıyorlar, yan yana, ust uste. Deniz dibinde dizili irili ufaklı gemılerse "Çok yakın demirledik birbirimize, ateş gemiden gemiye sıçradı. Hiçbirimizi kurtaramadılar" diye konuşuyorlar. Ardından yanlışın düzeltilmesi için Kaptanı Derya Hüsamettin Paşa'ya başvuran Cezayirli Hasan Pasa'nın gemisını göruyoruz: "Burcuzafer." 20 metre uzunluğundaki gemi öylece denizin dibinde yatıyor. Tam 215 yıl önce İngilizlerin yardımıyla Rus donanması tarafından Çeşme Limanı'nda yakılarak batınlan Osmanlı donanmasına ait gemilerin kalıntıları denizin dibinde 7 ile 15 metre derinlikte çıkanlmayı bekliyor hâlâ. Bu kalıntılarla birlikte de kayıtlarda sözü edilen değerli tarihi eserler. Bir yandan 215 yıldır batık Osmanlı donanmasını araştırmak için dalan ilk kişi olmanın sevincini, diğer taraftan bunca yıldır bu batıklann su yüzüne cıkanlması için bugüne değin hiçbir çalışma yapılmamasmın üzüntusünu yaşıyarak çıkıyoruz su yüzeyine. Ardmdan limanın hemen kıyısında. Çeşme Deniz Savaşı'ndan sonra Kaptan'ı Derya'lığa getirilen ve Deniz Harp Okulu'nun ilk kurucusu olan Cezayirli Hasan Paşa'nın aslaniı heykelini göruyoruz. "Bir hata yapıldı ve tum Osmanlı donanması battı. tkincisini vapıp da bu batıklan suyun altında çurümeye terk etmeydim" diyordu sanki ve sert bakışlar savaşın yapıldığı yeri gözluyordu. tslam Barış Komitesi ANKARA, (ANKA) tslam Barış Komitesi, 11 eylül çarşamba günıi Suudi Arabistanın Cidde kentinde toplanacak. Toplantıda Türkiye'yi temsil edecek olan Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, çarşamba günü Cidde'ye gıdecek. Iran Irak savaşının sona erdirilmesine yönelik çalışmalar yürütmekle görevlindirilen tslam Barış Komitesi'nin "olag'ah" toplantısında, savaşa ilişkin son gelişmeler değerlendirilecek. Toplantıda tran ve Irak'a arabuluculuk için bir heyet gönderilip gönderilmemesı de karara bağlanacak. 1 BURCUZAFER Çeşme'nin sulanna elimizde sualtı fotoğraf makinesi ile dalıyoruz. Rus donanması tarafından bannlan Osmanlı donanmasına ait 30 gemi ile 30 ticaret gemisi öylece karstmızda duruyor. Biraz ileride de Cezayirli HasanPasa'nın 20metre uzunluğundaki "Burcuzafer"isessiz yatıyor. Sualtının "sessiz dünyası"nda ilerledikçe batıklarla ilgili ilk izlere rastlıyoruz. Işte kireçlenmiş bir tahta parçası, küflii bir zincir, top güUeleri... Ardından daha derinde kireç tutmuş ağaç gövdesiyle kocaman bir Osmanlı kalyonu. Tam 215 yıl geçmiş uzerinden buraya bataü. Ama Üniversitelere kayıtlar başladı ÇEŞME FACİASI Çanakkale Boğazı 'nı Osmanlı donanmasına kapatarak, Akdeniz'deki bazı küçiik adalara sahip olmak amacıyla 1770 yıhnda İngilizlerin desteğiyle Akdeniz'e inen Rus donanması, Osmanlı donanmasıyla koyun adalarmdaki savasından kesin bir sonuç alamıyor. Çıkan fırtına nedeniyle Çeşme Limanı 'na sığınan Osmanlı donanması, manevra yapamayacak şekilde üst üste demirliyor. Bu tehlikeli duruma dikkati çeken Cezayirli Hasan Paşa, o donemde Osmanlı Imparatorluğu'nda kaptanı derya olan Hüsamettin Pasa 'ya sö'zünu dinletemiyor. Ve gece bastınnca Rus donanmasmın saldınsma uğrayan Osmanlı donanması, gönderilen dört ateş gemisiyle lumüyle yanıyor ve batıyor. Sadece kaptam derya Husamettin Paşa bataryasıyla Sakız Adası'na kaçarak kurtuluyor, ardından da görevinden uzaklaştınlıyor. Yaklaşık 30 savaş gemisiyle 30 ticaret gemisi bu saldırı sonucu Çeşme Limanı 'nda batıyor. ANKARA, (ANKA) Yükseköğretimi oluşturan 27 üniversitede okuyacak yaklaşık 450 bin öğrencınin kayıt maratonu bugün başladı. Kayıtlar 20 eylüle kadar sürecek. öğrencilerin ÖSYS ikinci basamak sınav kılavuzunda belirtilen gerekli belgelerin yanı sıra, kayıt ve öğrenim harcının birinci taksidini yatırdığına dair makbuzla birlikte kazandığı yüksei.öğretim kurumuna başvurması gerekecek. Belirlenen süre içinde kayıt işlemini yaptırmayanlar, üniversıteli olma şanstnı kaybedecekler. AlAnsari bugün Ankard'yu geliyor ANKARA, (a.a.) Katar Çalışma ve Sosyal tşler Bakanı Ali BmAhmed AlAnsari, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa KalemU'nin davetlisi olarak bugün Ankaraya geliyor. Katar Çalışma ve Sosyal Işler Bakanı ve beraberindeki heyet ile Türk heyeti arasındaki resmı görüşmeler 10 eylul salı günu yapılacak. Görüşmelerde, iki ülke arasındaki yapılması öngörülen işgücü sözleşmesi ve Turkiye'de Katar'ın da katkılanyla bir mesleki eğitim merkezi kurulması konuları ele alınacak. TOPGÜLLLLER1 Mrtımızda tupümüz "sessiz dünya"da ilerUyoruz. tştekireçlenmişbir tahtaparçası, küflii bir zincir, top güUeleri... Bunca yüdır bu batıklann su yüzüne çıkarümast için hiçbir çalışma yapılmamasmın acısını yaşıyoruz. Gemi kalmtılan denizin dibinde hâlâ çıkarılmayı beklivorlar. Faslı düşünür Tahar Ben Jelloun, £t Hîon^t 'a yazdv Günümüz Arap kültürü kötü durumda Kultür Servisi Arap kültüru yalnız ulkemizi değü, yöreye uzun süre küçumseyerek bakan dünyamn pek çok ülkesini ilgilendiriyor artık. Faslı düşünür, yazar ve ozan Tahar Ben Jelloun, "Le Monde" gazetesi için kaleme aldığı bir dizi yazıda, "Günümüz Arap Knltüni"nü inceliyor, TV ve videonun Körfez ülkelerinde kültflre indirdiği darbeyi vurguluyor. Arap dünyasında giderek artan "kültürsüzlüğü", Kahire ve Beyrut gibi canlı kultür merkezlerinin etkinliklerini yitirmelenne, Arap üniversitelerinin kötü durumuna bağlıyor. Ancak bunda, Arap aydınlanmn da büyük payı olduğunu açıklıyor. Asağıda, Tahar Ben Jelloun'un yaza dizisinden bazı bölümleri veriyoruz: "Bir adarn, denize karşı park ettiği Amerikan arabasına yerleşmiş. Dalgalara değil,TV'dekı filrae bakıyor. Karısı ve çocuklan da evde, kımı bir Mısır dizisini.kimi bir serüven filmıni, kimi de bir karate gösterisini seyrediyor. Kuveyt'te geçen, Suriyeli yönetmen Ömer Amiralay'ın, "Kum Üzerinde Video"sundan bir bölüm bu. Arap aydınlannın toplum içindeki yerlerinin belirsizliğınden geüyor. Arap dünyasmın aydınları, ya politikayı seçiyorlar ya da camiyi. Bağımsız, yalnız çok şey arayan bilincin sahibi bir Arap aydını az görülen bir yaratık. Bir Fash yazar, Abdulkebir Kâtibi ise' Araşbrmaya önemli yer vermeyen sağlam üniversitelerden yoksun bir dünya geri kalmaya mahkumdur' diyor. Bu da Arap düşüncesinde göruldüğu ileri sürülen sığlığa ve Arap felsefesinin olmayışına bir ölçüde yanıt getiriyor. Kuzey Afrikalı okuyup anlayabiliyor. Ama gerçek anlasma zemininin yaratılabihnesi için, ara dile ve yerel ağıziara hak ettikleri yeri vermek gerek. Arap edebiyatında roman geleneğinin bulunmayışı da büyük eksiklik. tlk Arap romanlan, 20. yüzyıl başlannda Mısırlılar ve Lübnanlılar tarafından yazümış. Günümüz Arap romanımn en büyük adı ise, hiç tartışmasız, 1912 doğumlu olan Mısırlı Necib Mabfuz. (*) Bu çok çalışan yazar, halkçı gerçekçilikten toplumbilimsel gözleme ve yeni roman tekniklerine kadar her türü denemiş ve yılda iki roman verdiği olmuş. Adı Nobel ödülü için sık sık geçiyor. 1924 Suriye doğumlu Hanna Minna da, "Bir Bahriyelinin Romanı"yla ünlenmiş. Sudanlı Tayeb Salih (**), 1919 doğumlu ve Filistinli Jabra Ibrahim Jabra da önemli adlar. Ama son yılların en kalıcı romanını veren, "Çağdaşlığın büyük serüvenine ayak uydurma başansını gösterebilen", 1926 doğumlu ve Mısırlı Edorilen Derviş, topraksız bir ulusun sesi ve düşü. 1930 Suriye doğumlu Adonis de, Arap şiir dünyasımn öteki ucunda yer alan bir başka ünlü. Sinemanın talihsizligi Sinemanın Arap dünyasında başka bir talihsizliği var. Bir fîlm TV'ye çıktı mı, öncelikle tüm aşk sahneleri kesiliyor. Bir erkekle bir kadının giyimli olarak aynı yatağa oturmaları ve öpüşmeleri de yasak. Bu nedenle, birçok yönetmen durumu ve ulkesinin güç koşuİlanm dikkate alarak fılm yapmak zorunda kalıyor. Tabii yürekli olanlann işi de çok zor oluyor. Örneğin, Mısırlı Şadi Abdüsselam, dünyaca ünlü yapıu "Mumya"nın gösterime girmesi için 7 yıl beklemek zorunda kaldı. O günden beri de, yeni bir film çevirmek için gerekli sermayeyi bulamıyor. En ünlü Arap sinemacısı olan Yusuf Şahin, bile aynı zorluklarla yıllardır boğuşuyor. Mısırlı Tevfik Salah ise, Saddam Hüseyin'i yücelten bir film yapalı beri Arap dünyasındaki itibarım yitirmiş. durumda. Cezayir'in ise sinemada özel bir yeri var. Muhammed Lakhdar Hamina, Muhammed Buamari ve Merzak Allouach, bu ülkenin yetiştirdiği önemli yönetmenler. Ama 1981 yıhnda tüm Arap dünyasımn yalnızca 70 fılm yapabildiği düşünülürse, aunması gereken yolun ne kadar uzun olduğu daha iyi anlaşılır. ANKARA, (OM.) Endonezya Cumhurbaşkanı Suharto ve eşi, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in resmi konuğu olarak 13 eylül cuma gunü Ankara'ya gelecek. Cumhurbaşkanı Suharto ile birlikte Türkıye'ye gelecek heyette, Devlet Bakanı Soecharmono, Milli Gelışmeyi Planlama Bakanı Sumarlin, Dışişleri Bakanı Muhtar Kusumaatmaeja ve oteki yetkililer yer alacak. Suharta, \ 13 eylülde geliyor Haeı kajîlesi dönüyror Kitapttretimindekidtiştiş 1979'da Arap dünyasında 10.692 kitap yayımlandı. Bunun 4500'ü Mısır'da, 3000'i Lübnan'da, geri kalanı ise öteki Arap ülkelerinde çıktı. Bu sayı 1980'de 7000'e, yülar ilerledikçe de daha aşağılara tekerlendi. Günümuzde gelişmiş ulkelerin dünya yayın piyasasındaki ağırhklan yüzde 79'a vanyor. Arap dünyası ise yüzde 1.1 ile sonuncu durum Her şeyi geyreden insanlar Körfez ülkeleri,iç tüketimleri için tüm Avrupa'da satılan TV ve video aygıtlanndan daha fazlasım ithal ediyorlar. Kuveyt Uluslararası Video Merkezi'nin eski Müdürü Süleyman Davud, bu konuda şöyle diyor: 'Araplar, hareketli olması kosuluyla her şeyi seyrederler. Boynu efik bir halk bu ve kafası herbangi bir şeyle dpldurulabilir.' Bu duruma kimse sevinmiyor. Yaratıcılar gibi tüketiciler de, bugünkü görtinüşüyle Arap kültürilnün kötü durumda olduğunun bilincindeler. Fash tarihçi Abdullah Laroui'nin 1974'te yayımlanan, 'Arap Aydınlanmn Krizi' başlıklı kitabındaki saptamalar da durumu dogrular nitelıkte. 'Klasik anlatunı ve çagdaş ifadesinin en etkili bölümüyle. Arap kültürü nerdeyse noktası nokUsıua liberal kültürle çelişiyor.' Laroui, 'Arap okurunda ve yazanndaki düşünce ve göriiş yoksunlugu' üzerinde de duruyor. Mısırlı yazar Yahya Hakkı ise, Arap edebiyatını 'ilkokul ögrencisinin imla kâğıdı'na benzetiyor. Filistinli ozan Mahmut Derviş de, çağdaş Arap düşüncesinin can alıcı sonılan sorabüecek durumdan yoksun olduğunu belirtiyor. Hemen tüm Arap aydınları, bu durumun biraz da politikanın olanca ağırhğıyla külturu ezmesine baglıyorlar. öteki Arap ülkelerince Camp David Anlaşmalanndan sonra dışlanan Kahire'nin eski önemini yitirmesi, 1975'ten bu yana Beyrut'un giderek yok olması da bunda etkili oluyor. 1981'de 60 yayınevinin 932 kitap yayımladığı Lübnan'da, 1984'te 46 yayınevi kalmışn ve 380 kitap yayımlanabiliyordu. Bir de, Arap aydınırun ne tam Doğulu, ne de tam Batılı olabildiğini bunlara eklemek gerek. Ancak rahatsızlığın temeli, biraz da Arap Kültürü kötü durumda. Nedeni yalnızca siyasal durum ve otoriter rejimlerin yaratıcılar üzerindeki baskıları değü. Kahire ve Beyrut gibi iki önemli kultür merkezinin yok oluşu, üniversitelerin yetersizliği ve Arap aydınının kimliğini bulaniayışı bunun asıl nedenlerini oluşturuyor. Arap dünyasında birfilm TV'ye çıktı mı, öncelikle tüm aşk sahneleri kesiliyor. Bir erkekle bir kadının giyimli olarak aynı yatakta oturmaları, öpüşmeleri yasak. da. Bu durum biraz da okuma yazma oranlanyla ilintili. 15 yaşın üzerinde olup, okur yazar olmayanlann oranı, 1979 UNESCO istatistiklerine göre, Fas'ta nüfusun yüzde 78.9'unu, Suudi Arabistan'da yüzde 75.4'ünü, Tunus'ta 62'sini, Suriye'de yüzde 60'ını, Mısır'da yüzde 56.6'sını, Kuveyt'te yüzde 40.4'unü oluşturuyor. Ancak okur yazar olmamak kültursüzlük anîamına da gelmi yor. Örneğin Fas'ta, çok zengın ve ceşitli bir Arap Berberi kültürü var. Yazar Abdülkebir Kâtibi'ye göre, "Bir halıyı Aristo'yu okuduğunuz kadar dikkatle incelemediginiz sürece ilerleyemezsiniz." Işin bu yonu ise, Arap dünyasmın mucizelerinden. Arap dünyasımn en büyük sorunu dil kökenli. Araplar bir dilde konuşuyor, başka bir dilde yazıyorlar. Biri ulkeden ulkeye değişıyor, yaa dili ise klasik olarak kalıyor. Aydınların kendi aralarında konuştuklan, basında da geçerli olan 'ara dil' ise yazıhyor, konuşuluyor, ama benimsenmiyor. Böylece, Mısırlı ya da Yemenlinin yazdığım, Tiyatro, müzik, reeim Tiyatro da, Arap dünyasında yerini bulamayan bir sanat dalı. Tunus'ta başanh bir Yeni Tiyatro tarihe kanştı, ünlü dramaturg Izzettin Madani, yıllardır bir şey üretemiyor. Cezayir'de Kateb Yasin'in kurduğu Deniz Tiyatrosu'nun sesi çıkmıyor. Suriyeli Saad Allah Ouannous, yıllardır bir şey yapmıyor, Iraklı Fuad Takarti ise, romana dönmüş durumda. Fash Tayeb Sıtkı, 1977'de Beynıt'ta Roger Asaf, tarafından kurulan Anlatıamn Tiyatrosu, Arap tiyatrosunun ender görülen adları. Müziğe gelince, Scboenberg'in ardıh, Faslı besteci Ahmet Essayad, çağdaş müziğin gerekleriyle kendi toprağımn ezgilerini bütünleştirme çabasında. Onun dışında, Arap dünyası yalnızca geleneksel müziğin başanh ya da başansız örneklerini üretmiyor. Gençlik ise, 1970'lerde beliren gezgin şarkıalara dört elle sanhnış durumda. Resim sanatı ise, daha çok sürgünde yaşayaa ressamlarca temsil ediliyor. Bunlardan çağdaş resim sanatı içinde gerçekten yer alabilecek en başarılı olanı da Faslı Ahmet Cherkaoui. O da 1967'de 33 yaşında oldu. (*) Ülkemizde yayımlanan tek romanı "Arka Sokak"tır. (Çeviren: Güler Dikmen, Hur Yayın}. (**) Ülkemizde yayımlanan tek romanı "Goç Mevsimi"dir. (Çeviren: Özdemir Ince / Adam Yaymcılık). NUSAYBtN, (Cumhuriyet) İki gun önce Suudi Arabistandan yola çıkan hacı kafilesinin bugün yurda dönmesi bekleniyor. önceki akşam Diyanet Işlerinde görevli 105 din görevlisi ile 30 Diyanet Vakfı sağlık ekibi, Habur sınır kapısından giriş yaptı. Ardından boş olarak Suudi Arabistan'a giden otobüsler gelmeye başladu Habur Gümnikler Başmüdürü Yüksel Elban, "Hacılanmızın işlemleri 5 gün içinde • tamamlanacaktv" dedi. Habur kapısı gumruklerinde kafılenin işlemlerinm yapılabilmesi için özel bir alan ayrıldı. Gümrük görevlilerinın ve Diyanet Işleri yetkililerinin hazır bulunacağı alanda, hacdan dönen yurttaşların giriş işlemleri yapılacak, sağlık hizmetlerı verilecek. Susıızluktan açılamıyor MALATYA, (Cumhuriyet) Bugün açılması planlanan 1985 sezonu pancar alım kampanyası, Malatya ŞekerFabrikası'na yeterli su geliminin olmaması nedeniyle 16 eylüle ertelendi. Malatya Şeker Fabrikası'nın 16 eylülde başlayacak kampanya strasında Malatya ve Elbistan üretim bölgelerinde 330 bin ton pancar alımı yapacağı bildiriliyor. İKİ ÜNLÜ Arap dünyasmın iki unlu sanatçısı: "Elveda Bonaparte"la dış yapımcüara ve yabana oyunculara açılan Yusuf Şahin (solda) ve Cezayirli yazar Kateb Yasin (sağda). uard el Kbarrat. Tunuslu Al Messaadi'yi, Suudlu Abdurrabman Munif'i, Mısırlı Cemal Gitany'yi ve Sun Allah İbrahim'i, Faslı Muhammed Zefzaf ve Rabi Mübarek'i de bu arada saymak gerek. Oyküde ve şiirde agırlıgı olanlar öyküde, 1905 doğumlu Yahya Hakkı, 1927 doğumlu Yusuf ldris, 1981'de 38 yaşında ölen Yabya d Tahir Abdullah'ı en önde saymak gerek. Üçu de Mısırlı. Arap kulturünde önemli yeri olan şiire gelince, bunda da çağın öncüleri Mısırlı Bayram Tounsi (18931960), Salab Jahin, Abdurrabman el Abnudi, Fuad Necm, Lubnanlı Michel Trad, Iraklı Muzaffer Annawab. Ama en yetenekli sayılanlarm başında, 1942 Galilee doğumlu Filistinli ozan Mahmud Derviş geliyor. 15 şiir kitabı yayımlanan Derviş, Suriyeli Nizar Kabani ile birlikte Arap dünyasımn en çok okunan ozanı. 1979'da milyonuncu kitabı satılan ve 40 dile çev İtirafçılara son 3 gün ANKARA (ANKA) Kamuoyunda "Pişmankk Yasası" olarak bilinen "Bazı suç failleri hakkında uygulanacak hükümlere dair kanun' 'dan yararlanmak isteyen itira/çt sanıkların yasada öngörülen ceza ındırimınden yararlanmalan için tanınan süre 11 eylülde sona erıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle