26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURİYET/10 9 EYLÜL 1985 • w • GÖÇ TEMIZLÎGÎ ADALET AGAOGLU e zaman haşlanmış iki yumurtayı kızgın kızgın soymaya kalksam, gözümün önüne bir Çinli gelir. Dört kızgın yumurtayı soyarken iki Çinli, altısını soyarken, artık belli belirsiz, üç Çinli görürüm. Çünkü, herkes gibi, Çinlilerin de iki koltukaltı var. Dördüncü çift yumurtayı soyarken, tek Çinli görmem.ötekileri soyarken bunlar yeterince soğumuş oluyor da... Tyi ki eski Çinliler, haşlanmış kızgın yumurtalan işkence ettikleri irtsanlann başka yerlerine sokmuyorlarmış! Oyle yapsalardı, ilkinden geri kalan yumurtalar daha çabuk soğurdu; biz de geride kalan Çinli tutsaklannı daha çabuk unuturduk. Dilim sürçtü, 'biz', dedim. 'Ben' demeliydim. Ne olsa başkalarrnın haşlanmış kızgın yumurtalar konusunda ne düşündüklerıni bilmiyorum. Unutmaktan benim kadar çekinip çekinmediklerini, dünde bir seçme yapmadan, yannın gizli yüzünü Adalet Agaoğlu kimdir? N Omrümü kimsenin tanıklığına sunmuyorum 1971 var, var... göremeyeceğimize benim kadar inanıp inanmadıklarını da... Hoş, ben de, yalnız Çinlileri ve tutsaklannı değil, bütün insanlan aklımda tutsam bile, şimdinin içindeyim. Onun ağır sultası altındayım işte: Bugün, küçük bir evin, hatta bir odanın dört duvanyla sımrb bir işi bitirmek zorundayım. Çalışma odasın n dolaplannı, raflannı boşaltmak... Dergi, gazete, kâğıt, dosya yığınlannı ayıklayıp, atılacaklan atmak... Alakoyduklarımı karton kutulara doldurmak... Bu odada yaşanmış yirmi yıh, bu odaya yirmi yıl öncesinden taşınmış nice şeyle birlikte, bir gün içinde tek bir dosyaya, bir albüme sığıştırmak gibi bir şey bu... Daha daha l M dadan evin öteki bölümlerine doğru taşarak yatak altlarına dek her köşeye yürümüş kitaplarda da bir seçme yapabılsem ne iyi olurdu! Ama artık buna zaman yok. Yann, umduğumuz ölçüde de sabır göstermiyor bize. İnsan "Daba zaman var, daha zaman var..." derken, bir de bakıyor, şimdiden yann olmuş bile! Sabah sabah, haşladığım iki katı yumurtadan birini mideme indirmış olarak burada, çalışma odasının orta yerinde dikilmekteyim. ömürboyu biriktirilmiş kitaplar, dergiler, notlar, dosyalar, bir gün gerekebilir düşüncesiyle alakonulmuş gazete kesiklerinin ortaya getirdiği şu karmaşamn altmdan nasıl kalkacağımı, göç temizliğine hangisinden başlayacağımı bilememekteyim. Bir çekmece dolusu mektup da var tabü. Dostluklanyla düşmanlıkları birbirine kanşmış mektuplar... Çok uzaktan bana yakın olan okurlar, çok yakınken bana uzak düşenler, benim kendilerine uzak düştüklerim... Hâlâ süregiden güzellikler, kart, mektup aralanna sıkıştınlmış kuru çiçekler, her anlama gelebilen yanar döner tavuskuşu tüyleri, yakn bir merhaba, tomar tomar da başsağljğı telgrafı... O Dostlarla sahiden ışıklı birkaç saat 'onra plaklar ve iki kişilik dünyamızın ikinci üyesinin yan meraklanndan birikenler: Tonla fotograf, geri kalmış ülke çocuklannın, o da kavuşabilmişlerse, ancak orta yaşı geçip yaşlılığa adım attıklannda kavuşabildikleri uygarlık oyuncaklanndan 8 mm'lik bir kamerayla çekilmiş 'belgeseHeri': En mutlu günleri o günmüş gibi bizlere zoraki gülüoikler sunanlar, bu rolden sıkılarak ortahkta dolananlar, dostlarla sahiden ışıklı birkaç saat; derken, bir kurban kesimi, bir sünnet düğünü, her biri ayn biçimde yiyen, kemiren, yaiayıp yutan hayvanlara dojjru ilk cekinik fokus adımlan... Daha taa 1965'lerde, sınema sanatımıza önemlı katkılan olabilecek bu yürekli girişim, aile bütçesini gerçekten sarsmaya başladığı gibi, yan meraklara aynlmış iki dolap da, ön meraklan kıyıya itecek oranda kabanp taşmaya başlamıştı. Hoş, ön meraklardan önce yan meraklarla beslenmemiş bir çocukluğun da, yetişkin çocukluktaki ön merak s . Adalet Ağaoğlu 1929 yılmda Nallıhan'da doğdu. Ankara Kız Lisesi'ni, Ankara Üniversitesı Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Ankara Radyosu'nda dramaturgiuk, Radyo Tiyatrosu Mudürlüğu, TRT kurulduktan sonra program uzmanhğı yaptı, Edebiyata "Kaynak" dergisinde yayımlanan şiirleriyle girdi. 1953"te oynanan ve arkadaşı Sevim Ali Yüce, Umitköyden telefon etti: Uıgören'le birlikte kaleme aldığı "Bir Piyts Yazahm" onun ilk tiyatro yapıtıdır. Önceleri sahne ve radyo oyunları yazdı. ("Evcilik Oyunu" 1964, "Çatıdaki Çatlak" 1965, "Sınırlarda", "Tombala", Türkiye'nin en demokrat yazan sensin! dedi. Dalga mı ge"Kendini Yaıan Şarkı") İlk romanı "Ölmeye Yatmak" 1973'te yayımlandı. Bu romam "Fikrimin çiyordu ne?. tnce Gulü" (1976), "Bir Düğün Gecesi" (1979) , "Yaz Sonu" (1980) ve "Üç Beş Kişi" (1984) izledi. Niyeymiş o? Öykülerini de, "Yüksek Gerilim" (1974), "SessizUğin tlk Sesi" (1978), "Hadi Gidelim" (1982) adlı Sana karşı olan, eleştiren mektuplan yayımlıyorsun. Bunu kiiaplarda topladı. "üç Oyun" kitabıyla Türk Dil Kurumu 1974 Tiyatro ödülu'nü, "Yüksek başkası pek yapmıyor. Kızmazsan, sana başka bir şey daha söyGeriUnCle 1975 Sait Faik Hikâye Armağanı'm, "Bir Düğün Gecesi" romamyla da 1979 Sedat leyeceğim, ben de eleştireceğim... Simavi Vakfı Edebiyat ödülu'nü, 1980 Orhart Kemal Roman Armağam'nı ve 1980 Madaralı Söyle! Roman ödülu'nü kazandı. Bana göre, bir santralı çalıştıracak gucün var, ama sen haftada üç gün, bırer dağarcık un öğütüyorsun! Kızmadın değilmi? Yooo, kızmadım1 Niye kızayım? lara açacağı yer ne kadar olur, o da ayn soru ya, lerde bir seçme yapacaksın, artık daha fazia getnsan, gerçek bir çalışma odasında nasıl yaşadığıSozler işimize geldiğı zaman hoşlanıp, işimıze gelmediği zaneyse; şimdi, hiç değilse yolun yansmdan sonra ka ciktiremezsin..." nı hiç sormaz ki kendine... man kızarsak, kendimizi nasıl egitebiliriz? Bir de sayrılı, yani Galiba, bir dosya, bir not, bir krtap aranırken vuşulmuş birtakım oyuncaklar için değerbilmez Tozlu geçidimde durmuş, iki çalı arasından bahasta oldu mu insan, kızacak anı da bulamıyor, sevınecek anı davranarak zaman geçirmenin sırası değü. Kısa önüme aramadıklanm dökülüp durdukça, sürekşımı uzatıyor, pencereden bakıyorum. Kent, taa da... cası, biriken, biriktirilen her şeyde bir seçme yap li homurdanan biri olmamdan yılmıştı. Hiç dokuuzak tepelere dek, sanmsı bir pusun altında, deAli Yüce, kalktı Antakya'ya doğup büyüdüğü yörelere gitti. mam söz konusu iken, en azından plaklarla da, nulmaması gerekenler üstüne her zamanki manerisi kalm, çatlak, yaşlı ağaç kabuğunu çağrıştıran Küçük yerleri özlemişim! dedi. Gidip bir bakacağım... fotoğrafçıhk, fılmcüik gibi serüvenlerden geriye ka vi çarpı işaretini çekip, i$ine yollandı. iri bir fil benzeri uzanmış yatıyor. Gözlerim,altınGitti. Ertuğrul Alatlı Ankara'ya gelmişti, Gülhane Hastanelanlarla da benim aynca ilgilenmem gerekmeyeNereden başlayacağım? da bir solunum varsa bile, bunu bütünüyle gizlesi'nde gözüne ilginç bir ameliyat yapılmış. Telefonda şöyle decek. Çünkü, ikinci üye, bunlar arasmda herhangi Bir yerden başlamalıyun. Göçülen yere elden gelyen sert, pürtüklü kabuğun bozluğunu kemküm di: bir ayıklama yapmamı bir hak ve haksızl'k soru diğince hafıflemiş gitmemek de budalalık olur. Ya yeserten kavaklann, akasyalann, caddelerden bi• Gözüme yıldız savaşlarında geçen lazer ışrnlan uygunu haline getirdi. Ben de oyumu onun isteği doğ da Kazancalus'in "El Greco'ya Mektuplar"ında rinde artakalmış birkaç atkestanesinin Ust dallalandı. Gözümün içinde yüze yakın dikiş yapıldı. nıltusunda kullanıp, hem büyük bir hakseverlik söyledığine benzer biçimde: Ruhum hafiflesin e> nnı tarayarak gelip daha yakınımda dunıyor: Evet, Bu, lazer ışınları uygulaması, iki yerde varmış. Bir Göz Banörneği vermiş oldum, hem de, kısacık bir zaman dede!. işte bu köşeyi her zaman sevdim ben. Hep, el alda zaten altmdan kalkamayacağım yükün birazınkası'nda, bir de Gülhane'de. Ertuğrul Alath'ya doktorlar: tında hanr durduğu bilinen heyecansız, durgun Ancak ben, ömrümü kimsenin tanıklığına sundan olsun kurtuldum: Göç öncesi, plaklar ve yan Katarakt ne ki, çocuk oyuncağı; bunu size uygulamasaysevgi. Ortasından bir kez dar bir asfalt yolla ikiye dık, kör olabilirdi gözünüz, demişler. bölünen, ondan bu yana dikeyliğinde biraz değışEpey toz tntmuş Alatlı da İzmir'e döndü. Ben de sayrılı olmasaydım, görüşse de, yataylığında hemen hiç değişmemiş yoğun, Taşıyıcılar yarm gelecek iyi bir çabşma odası mek isterdim. Olmadı. Bir ay sonra, bakıma gelecekmiş, o zadingin yeşillik. Kuğulupark ile Polonya Elçiliği bah man görüşürüm... çesinin eski uzun kavaklan, çamlar. karaağaçlar, Hoşuma giden şeyler de olmadı değil. Turhan Selçuk'un meraklar üstüne hiçbir işlem yapümayacak. Tek fo muyorum. Burada, böyle bir günün içinde durmuş, tailanlar... Bazı çok aydınJık sabahlarda, bir yan"Abdülcanbaz" dizisinin "Top Yuvarlaktır" başlıklı olanında, "Ekbakınıyorum. toğraf yırtılmayacak. may çizerek ansızın ortaya çıkıveren tepelerle sımekçızade Mustafa" diye adımın geçmesi keyiflendirdi. Şöyle nırh ufuk... Hiç pussuz yaz gecelerinde, kentin üsdiyor Abdülcanbaz: tünü örten neşeli ışık benekleri, o uzak yıldızlar... Ekmekçizade Mustafa namuslu, dürust, guvenilir bir gaBütün bunlar bana, yıllarca, küçük özgürlük duyzetecidir... guları bağışlayıp durdular. Gecenin çok geç saateki, mektuplar ne olacak Adalet? akvim 1983 yılını gösteriyor. Bu bölüm yıllar önce de çıkmıstı, şimdi kitapçıklarla yayımlerinde, her şey durup sustuğu anlarda, göğün yıl(Fatma tnayet'in hınzır sesi bu. Ama, kimse şimHaziran sonlanndayız. Günler bunaltıa. Bu salıyor Turhan Selçuk. Çizgi ustası Turhan'a gönlümden bir sedızları. uzak tepelerin gecekondu planetleri içindi bana, Fatma tnayet de kimmiş, diye sormasın.) atte bile dışanda tek yaprak oynamıyor. Ama bu lam yolladım; teşekkür ettım. "Böyle bir övgüyü hak etmek isterdim" diye geçirdim içımden. Teoman Erel, Milliyet'te cuma günü çıkan yazısına "Kakafonik Başladı Ama..." başlığını koymuştu. Şöyle giriyordu yazıya: "Kara kara kargalar. kapkara ve kopkuyu kehanetlere koyulmuşlardı. de erir, göz aldanır, oralarda, ötede, Mamak teÇekmeler dolusu mektup. Bir ölünün, yakın ölü oda yalnız günbatımına doğru güneş alır. Şimdi Süleyman Bey'in cevabıyla iş kanşır. pesini büe bozkır göğünün bir yıldızı gibi almaya gölgeler içinde. Yine de, açık balkon kapısından nün ardında bıraktığı özel eşyalan gibi, onları ne Niçin kanşsın? hazır bulurdum kendimi. içeri çöp kokusuyla birlikte yanık yaprak kokulu yapabileceğimi gerçekten bilmiyorum. Zaman dar Süleyman Bey'in cevabını okumadın mı? Sert olduğunu bir hava doluyor. Kitaplann toz kokusu ise, göllığı bir yana, asıl, onlarda bir seçme yapma ya da görmedin mi? tümünü gözden çıkarma girişiminde insan, koltu geli aydınlığın veremediği serinlik duygusuna biHiç yaşamadıgım Okudum. Görüşlerini acıkça söylemiş. Çoğu yerde de Cumraz yer açıyor. tki yanmdaki böğürtlenlerinin yapkaltlanndan ötürü hoplamasa bile, yüreğinde bir bir yermiş gibi hurbaşkanı'na Sayın Evren diye hitap ediyordu. raklan bile kül rengine bulanmış, toz pofurdatan dağlanma ile..... Peki vaziyet neden kanşsın? bir kır yolu, bir geçit... Aşagıda, beş caddenin bir Demirel'in konuşmasına yayın yasağı konulmuş. Dış radleştiği küçük alandan ise, araçların gürültüsü bu...Neyse, neyse. İşte bu sabah Halim, iki kişilik yolar ve yabancı gazeteler ise bunu yayımlayacak. Bu yüzden raya bütün bir ugultu olarak yankıyor. dilnyamızın ikinci üyesi yani, ertelene ertelene keTürkiye'de rejim zor duruma düşecek... Geçen yıl bir gazeteci bana, Ankara'da nasıl yamiğe dayanmış bıçağı bana anımsatmak zorunda Martından sonra MaBu noktada sesimiz kesildi. şadıgımı sordu. "Ankara, durmuş oturrauş, epey kaldı: mak'tan *görülmüştür' damgah mektuplar aldun. Yayın yasağı yolunun yine yenilenmesi... "Taşıyıcılar yann geiecekler! Bütün bu biriken de toz rurmus iyi bir çalışma odasıdır" dedim ona. Onlara ayn bir yer ayırdım. Ybk, dedik, yayın yasağı yapmaztar. İnşallah yapmazlar." Başka bir zaman olsa güne, camlara yavrulamış Yayın yasağı konmadı, Ecevıt'in yanıtına da konmadı. Desinekleri hemen şeltokslayarak başlayabüirdim. Armek, bir sinirtilik, kızma bilmem ne olayı yok ortada. Tartışma• ugün, küçük bir dından balkon kapısını kapatır, uğuituyu dışanlar, atışmalar da olsa, uygarca olmalı. Çok kişiye, göre, bu bir evin, hatta dört da bırakırdım. Eskilikten çoktandır homurtular saaşamadır. lıveren buzdolabı regulatörünün sesine, su kaçıran duvarıyla sınırlı bir işi On beş gün kadar önceydl, bir cumartesi günü, Bakanlıklar musluğun ince ince sızıltısına bir alışkanlıkla da, bitirmek zorundayım. yöresinde; bir yetkilinin makam odasında, yetkili ile söyleşiyorçalışmaya koyulabilirdim. Oysa bu sabah, bütün dum. Şöyle dedim: Çalışma odasının ılışümış şeylerin, alışılmış günlük çizelgenin dışın Konuşmuşken sormak istiyorum, siz nasıl görüyorsunuz? dolaplannı, raflannı dayım. Okumanın bile dışındayım. Tam yirmi yılBazı bakanlıklarda kadrolaşmalar alabildiğine sürüyor. Partizandır oturduğumuz bu kat, özellikle de bu oda, daboşaltmak... Bu odada lık, bunlar 12 Eylül'ün sırtından yapılıyor. 12 Eylül gitmedi... ha şimdiden bana, içinde hiç yaşamadığımız bir yaşanmış yirmi yıh, bu Ayağa kalktı: yermiş gibi geliyor. Hayır! diye karşılık verdi. "12 Eylül bitti. Birkaç ilde sıkıyöodaya yirmi yıl Galiba unutmak'tan hiç şu andaki kadar ürknetım var. O da bitınce, asker kıslasına çekilecek.. öncesinden taşınmış medim. Konuşma uzun sürdü. Olumlu izlenimle ayrıldım yanından... Muslukları su sızdırmayan ya da suları hiç kenice şeyle birlikte, bir Hukuk fakültesinde uzı;n yıllar hocalık etmiş Prof. Dr. Ernst silmeyen, köşesinde bucağında daha nice şeylerin TOZLU BİR GEÇİTTE Tozhı geçidimde durmuş, iki çtdıara gün içinde tek bir Hirsch sınavda öğrenciye sorduğu tüm sorulara bir yanıt alabirikebileceği bir yere mi göçüyoruz acaba? smdan başutu uzatıyor, pencereden bakıyorum. Kent, taa uzak / ı n x . v a v a u:r maz. Son olarak şunu söyler: alfjüm Değişimini kırk yıldır adım adım izlediğim bu Arkadaşım, pencereden bak ne gorüyorsun, söyle! tepelere dek, sanmsı bir pusun altmda, derisikaun, çatlak, yaşlı aOSyaya DIT aiOUm kent ise, gençlikten orta yaşa, orta yaştan yaşlılıÖğrenci bakar, karşılık verir: ağaç kabuğunu çağnstıran iri bir fü benzeri uzanmış yatıyor. SlglŞtirmaK glDl Oir şey. ğa ağışını birlikte yaşadığım bu ev, şu oda gibi, en Nizam, intizam efendim! küçük bilinmezlikten yoksun. Burada, son yıllar, MPeğişimini kırk yıldır adım adım izlediğim bu kent, gençlikten Aferin, geçtin arkadaşım çık... sıra seki tanımadan çekip gitmiş yakınlanmdan Ne görüyoruz, dışarı bakınca? Belki gördüklerimiz bir göorta yaşa, orta yaştan yaşlılığa ağışını birlikte yaşadığım bu ev, şu ötürt yüzleşmek zorunda kaldığım ölüm dışında, rüntü olamaz mı? Doğan Avcıoğlu geliyor usuma, "Türkiye'nin benim için bilinmedik hiçbir yer kalmadığını düoda gibi, en küçük bilinmezlikten yoksun. Burada, son yıllar, sıra • Düzeni" geliyor... şttnüyorum. Nicedir, herhangi bir şaşkınlık duyseki tanımadan çekip gitmiş yakınlanmdan ötürü yüzleşmek zorunda Cuma günü, sayrıhyım diye, "Aydınlar Dilekçesı Davas/"nın gusundan yoksun olduğumu görüp, buna şaşıyokaldığım ölüm dışında, benim için bilinmedik hiçbir yer kalmadığını duruşmasına gidememiştim. Haldun özen, gıdenlerle ilgili notrum. Durgun suda bekleye bekleye yosun bağladüşünüyorum. Durgun suda bekleye bekleye yosun bağlamaya yüz maya yüztutmuş bir taşın sindiremediği tek şey, belar almış: Yargıç Önyüzbaşı Mehmet Sever, duruşmayı 13 eyni ıpıssız bırakıp gidenlerin acısı. Yeni tek mekân, lüle bırakmış, sanıklara da savunma için "kesin süre" vermiş. tutmuş taşın sindiremediği tek şey, beni ıpıssız bırakıp gidenlehn acısı. mezarlık, o mezarlar... O duruşmada Yalçın Küçük savunmasını yapmış. Sanıklardan: Mine Inkaya, Yalçın Küçük, Haldun Özen, Şerafettin Turan, Tahsin Saraç, Halit Çelenk. avukatlardan: Nevzat Helvacı, Ahmet Mmaşka bir zaman O anda insanlar yüklü Tahtakılıç, Refik Ergun, Kasım Sönmez, Önder Sav, Reşat Kaolsa güne, camlara oluyorlar dayıfçılar, Nezahat Gündoğmuş, Fatma Şakir, Erşen Şensal, savyuvalanmış sinekleri cılık yerinde Cumhur Söğüt varmış. Duruşmayı izleyenler arahemen şeltokslayarak smda da Ülkü Özen, Ali Püsküllüoğlu, Gülten Akın Cankoçak, başlayabilirim. Ergun Türkcan, İlhan Alkan, Tahir Hatipoğlu, Serpil Bozer, Irfan Pınarbaşı, Nurcan Suzal, Saim Açıkgöz, Sacide Gümüşel, AlArdından balkon . er yıl birisinin fotoğrafı çekmecelerden manya'dan gelen Saliha Scheınhart göze çarpıyormuş... kapısını kapatır, çıkıp raflarda, kitaplann önündeki boşluklarda yer alıyordu. Fotoğraflanmn sayısı, böyle böyle, ne. uğuituyu dışanda YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ redeyse, kentte birlikte pek çok şey yaşadığımız yabırakmm. Oysa bu kınlann, dostların sayısmı aştı. Bu durum, iki duREKTÖRLÜĞÜ'NDEN sabah, bütün alışılmış dak arasından kolayca çıkıveren iki yalın sözcuğe BİLDİRİLMİŞTİR şeylerin, alışılmış ne kadar aykırı, ya da ne kadar sinsi, alaycı gülüyor bu söze: Yaşam sürüyor!.. günlük çizelgenin 19851986 öğretün yılında üniversitemiz yurtlarında banrunak isteyen öğrencilerin başvurulan 9 Eylül20 Eylül 1985 tarihleri arasmEvet, süruyor, öyle, sürüyor!.. dışındayım. Okumanın da Yurtlar öğrenci kayıt bürosuna şahsen başvurmalan halinde kaHer göç, eğer o göçü pek hazırhksız yapmak zobile dışmdayım. Tam bul edilecektir. runda kalmamışsak, yaşanmışın ağırlığından biryirmi yıldır Müracaatlannın kabulü halinde tarnamlamalan gereken belgeler: çoğunu kapı önüne koymak, pek azmı yanında ta1. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yurtlar tdaresi'nden giriş formu alıoturduğumuz bu kat, şımak olmalı. Yine de, özellikle büyük göç zamannız, doldurup tamamlayımz. özellikle de bu oda, larında, bize artık hiçbir şeyin gerekmediği o an2. 12 adet vesikalık (son durumunuzu belirtir) fotoğraf. da, insanlar ne kadar da yüklü oluyorlar! Bir kez daha şimdiden bana, 3. 6 adet zarf (surekli posta adresiniz yazılı 2'si taahhutlü, 4'ü norböyle bir şeyin çok yakınmda bulundum. O an, mal ve pullu.) içinde hiç kendi kendime bir söz verdim: Her şeyi yüklenip 4. Oturduğunuz yerin Cumhuriyet Savcılığı'ndan doğnıluk belgesi. TANIKUK h hir gitmeyeceğim ben! Yanımda götürme>eceğim!.. 5. Oturduğunuz yerin Emniyet Md.'lüğunden doğruluk belgesi. Ancak ben, ömrümü kimsenin tanıklığına sunmuyorum. Bura ş Dir 6. Yüzüncü Yıl Üniversitesi MedikoSosyal Merkezi'nden veya hasda, böyle bir günün içinde durmuş, bakunyontm. yermiş glbl geliyor.. MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Türkiye'nin Düzeni... P T B H Sürecek İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İ.E.T.T İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 135 KALEM MUHTELİF ÖLÇÜ VE MÎK1ARLARDA FtTİNGS MALZEMESİ SATIN ALINACAKTIR 1 Yukanda malzeme fiyat ve teklif isteme usulüne göre ihaleye çıkanliTuş olup, teklif edUecek bedelin şartnamede yazılı kanuni nispetlerine göre besap edilecek geçıcı güvencesiyle birlikte teküf mektuplan 23 Eylül 198S günü saat 14.30'a kadar Metrohan 4'ncü katta bulunan Levazım Miidurlüğtı ln$aat Kısım Şefliği'ne elden verilecektir. 2 Bu işe ait şartnameler Metrohan l'nci katta bulunan Merkez Veznesi'nden 1000 TL. bedel karşıhğında aJınacaktır. Basın: 23416 İSTANBUL 1. İFLAS MEMURLUĞU'NDAN AÇIK ARTTIRMA İLE GAYRIMENKUL SATIŞ İLANI Dosya No: 1984/7 1 Kartal, Yakacık köyü, mezarlık yanı mevkiinde 1 bodrum, zemin ve 3 normal kattan oluşan Ortadoğu Lisesi olarak bilinen taşınmazın tamamı, 2 Eminönu Mesihpaşa Mahallesi, Hayriye Tüccan Caddesi UMUT Oteli olarak bilinen 23 kapı numaralı 1 bodrum, zemin kat ve 4 normal kattan oluşan taşınmazın tamamınm açık arttırma suretiyle satıimasına iflas idaresince karar verilmiştir. TAPU KAYITLARI: 1 Kartal 4. Bölge Tapu Sicil Muhafızüğına bağlı Yakacık köyil, Mezarhk yanı mevkiinde kain 109 pafta, 894 ada, 10 parsel sayılı 3563.00 metre kare yuzölçümJüdür. 2 Eminönü Mesihpaşa Mah. kain 197 pafta, 805 ada, 54 parsel sayılı 91.19 m 2 mesahalı kargir apartımandır. HALİ HAZIR DURLMLARI: 1 Yakacık köyunden Kartal istikametine doğru takriben 1. km. mesafede Yüksek taş duvarlar içersinde, geniş bahçesı olan taşınmazın bodrum katında yemekhane, kapah spor salonu, mulfak, kantin, kalorifer dairesi, jnerjı santralı vs. bulunmaktadır. Zonin katta ise 7 dersane, muzık odası, müdür, baş yardımcısı, muavin, sekreter odaları, santral ve bekleme odalan mevcuttur. 1. ve 2. katlarda 7 yatakhane. bunlara baglı banyolar, 11 dersaııe, revir, ögreunenler odası vs. mevcuttur. 3. katta 8 dersane, 6 yatakhane, banyolar, kütuphane, biyoloji, lısan, kooperatif vs. odaiar bulunmaktadır. 2 Aksaray senuırun merkezinde bulunan gaynmenkul otel olarak kullamlan 1 bodrum, zemin ve 4 normal katun oluşan betonarme karkas bir binadır. Zemin katta lobi, müdür odası, tuvalet ile camasır odası bulunmaktadır. 4 normal katı bulunan otelin her normal katında içinde duş ve WC böiümü bulunan altışar adet oda bulunmaktadır. Salondan 11 basamaklı bir merdivenle im'len bodrum katta 2 personel odası, tuvalet, çay ocagı ve kalorifer kazan dairesi mevcuttur. Aynca binanın terasında su depolan yer almaktadır. Elektrik, su ve kalorifer tesisatı bulunan otele yoldan uç basanıakla çıkıimaktadır. KIYMETLERİ: 1 Kartal Yakacık köyü 109 pafta, 894 ada, 10 parsel sayılı taşınmaza 600.000.000 TL. 2 Eminönü Mesihpaşa Mah. kain 197 pafta, 805 ada, 54 parsel sayılı taşınmaza 90.000.000 TL. kıymet tahmin ve lakdir edilmiştir. Satı$ şartlan ve günleri: Eminönü tapusuna bağlı 54 parsel saydı taşınmazın ilk artırması 21/10/1985 pazartesi günü saat 14.00'den 14.30'a kadar lstanbul, Sultanahmet Adliye Sarayı 1. İflas Memurluğu'nda, Kartal'daki 10 parsel ise aynı gün saat 14.40'dan 15.10'a kadar aynı yerde yapılacaktır. İlk açık arttırmada muhammen bedellerin *• 75'ini bulmadıgı takdirde ikinci açık antırmalan 31/10/1985 perşembe günü aynı yer ve saatlerde yapılacaktır. ihaleye iştırak etmek isteyecekler muhammen bedelin "o 10'u kadar teminatı nakit veya miUı bir bankanm temmat mektubu olarak satış anında iflas idaresine vermek zorundadırlar. thale karar pulu, belediye resmi, KDV, tapu harç ve masraflan ile tescil ve teslim masraflan alıciya aittir. Imar durumları ile ilgili bilgiler memurluğumuzun yukarda yazılı dosyasında bulunmaktadır. Talıp olacaklarm belınılen gun ve saatlerde memurluğumuzda hazır bulunmalan hususu, arttırma şartnamelerinin ilan tarihinden ııibaren dairede açık bulundurulacağı tebliğ ve ilan olunur. Basın: 11165 tanelerden alınrnış sağlık belgesi. 7. tkâmetgâh ilmuhaberi (devamlı adresteki mahaile muhtanndan). 8. Nüfus hüviyet cuzdanı sureti tasdikli. 9. Yeni öğrenciler mezun olduklan okul idaresinden, eski oğrenciler halen devam etmekte olduklan okullardan dısıplin cezası alıp almadıklanna dair belge. (Ceza aimış ise mahiyetı). Belirtilen tarihler dışında yapüan başvuru ve posta ile yapılan müracaatlar kabul edilmez. Basın: 23467 TAŞKIZAK TERSANESİ KOMUTANLIĞI HASKÖYİSTANBUL Ona> No: 308 Taşkızak Tersanesi Komutanlığı ihtiyacı için asağıda cins ve rruktarı >azıh malzeme KAPAL1 TEKLİF USULÜ ile satın alınacaktır. MALZEMENİN CİNSİ: YANG1N ELBISESİ MİKTARI 5 ADET KONKORDATO KOMSERLİĞİ'NDEN lstanbul, Beyoğlu, Taksim, tnönü Caddesı 30/A numarada ticaret yapan Murat Eksport Konfeksiyon Sanayü ve Ticaret A.Ş.'ye, Beyoğlu 3. lcra Tetkik Mercü Hâkimliği'nce 985/262344 sayılı kararla 2.7.1985 tarihinden itıbaren verilen iki aylık konkordato mehlinin lalebımiz üzerınc aynı hâkimligin kararı ile ÜK'nun 287. maddesine istinaden 2.9.1985 tarihinden itibaren iki ay daha teradit edildiğı ilgililere duyurulur. MURAT EKSPORT KONFEKSİON SAN. VE TİC. A.Ş. KONKORDATO KOMSERİ Av. AHMET ZEKİ PAMUK Baan: 11194 1. Malzemenın Tahrruni bedelı 11.500 000. TL (Onbirmılyonbeşyuzbin) geçıci temınatı ise 345.000. TL. (Üçyuzkırkbeşbin) liradır. 2. Bu ışe ait Idarı ve Teknik Şartnameler, Vakıf Satınalma Komisyonu Başkanlığı Ofisi'nden 1.000. TL. (Bin) lira Turk Deniz Kuvvetleri'nı Guçlendirme Vakfı'na yardım makbuzu karşılığında alınabilir. 3. Ihale, Vakıf Satınalma Komisyonu Başkanlığı odasında 25 Eylül 1985 Çarşamba gunü saat 10.00'da yapılacaktır. 4 En son teklif verme gunü 25 Eylul 1985 Çarşamba saat 10.00'a kadardır. 5 Isteklılerden istenen belgeier Idari Şartnamede belirtilmhtir. 6 Bdhis konusu ışbu alım 288* sayılı Devleı Ihale kanunu hukumlerine tabi olmadığından. Ihale Komisyonu ihaleyı yapip yapmamakta serbesttır. Basın: 23457
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle