28 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

RobbeGrillet, herdönemin kendiyeni romanını yaratacağını söylüyor Romanın evriminde bir halka VILDIZ ECEVİT Yeni Roman/Alain RobbeGrillet/Çeviren: Asım Bezirci/Ara Yayıncıhk/143 sayfa/4500 TL. Kod No: 308.041 Insanoğlu, ortaçağdaki kul konumundan kıırtularak Rönesans/Hümanizma dönemınde bireyleşrneye başlar. Roman, işte bu birev insanı, onun çevreyle etkıleşıınını anlatır. Oruçağın skolastik düşünsel boyutunun ürünü dinsel söylenceler ya da kavimlerın ortak öykülerını anlatan destanlar, rasyonalıst eğıhmli Yenıçağda zaman aşımına uğrar; yerini, insanı odak alan bu yeni yazın türüne, romana bırakır. tnsanın bireyleşmesi, burjuvazinin gelişimine koşut olarak 19. yüzyılda doruğa erişir. Fenüz Newton fiziğinin temellerinin sarsılmadığı, teknolojinin dev boyutlara ulaşmadığı ve nedensonuç ilijkisinin geçerliliğinı koruduğu bir dünyası vardır 19. yüzyılın. Düzenli ve anlaşılır bir dünyadır bu. 20. Yüzyıl öncesinin romanı ya da geleneksel roman, böyle bir dünyayı, ona uygun biçim öğeleriyle anlatır: Gerçek yaşamı yansıtan bir konu örgüsü, zamandizinsel bir art ardalık ve tutarlı bir nedensonuç ilişkisi çerçevesinde yazılmış romanlardır bunlar. Okura'anlajılır bir dünya sergilerler. Ortaçağın feodal düzeninden Yeniçağa geçerken, yaşam ilkeleri ve değer ölçütlerinde görülen köklü değişimin bir benzeri, şimdi çağımızda daha büyük bir boyutta yajanmakudır. Einstein fiziği, dünyanın alışılagelen görünümünü tümüylt değijtirmis, içinde yajadığımız uzamı kuşkulu kılmış, 'ieğijmez bir akış içindeymiş gibi görünen zamanı göreceleştirmiştir. Büyük sosyoekonomik çalkantılar, teknolojıdeki olağanüstü gelişmeler ve siyasal süper güçler bu yeni dünyanın belirlenmesinde başı çekerler. Insan ise artık geçmiş yüzyılların birey insanı değüdir. Doğadan uzakta, teknığin betonlaştırdığı kentlerde yajamaktadır. Maddeselleşen değerlerle biçimlenmeye başlamış, çevresiyle duygusal ctkilesimi en aza inmiş, büyük ekonomik krizler ve değer ölçütlerini altüst eden dev savasjar yasamış, içine dönmüştür; güvensizdir. Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısındaki Batı dünyasımn insanını yansıtır bu tablo. Endüstri toplumunda tekniğin ve kolektif güçlerin ablukası altında bireysel yaşantının öneminin azaldığı, karmajık, çözümlenmebi güç soyut bir gerçekliği vardır 20. yüzyılln. İnsan ve onu çevreleyen bu yeni dünya arasındaki iliş kide uyum yoktur; bu ifişkiyi tanımlayan sözcük 'yabancılaşma'dır. "Stendhal gibi yazıyor diye bir genç yazarı övmek, çifte namussuzluk olur. Çünkü böylcsi bir ustalık, hem hayran olunmaya değmez hcm de sanıldığı kadar olanaksız değildir. Stendhal gibi yazmak için her şeyden önce, 1830'da yazmak gerekir." (S.32) Fransız romancı Alain RobbeGrillet, 19531963 yılları arasında çeşitli dergılerde yayımlanan ve roman konusundaki görüşlerini içeren yazılarının toplandığı 'Yeni Roman' adlı kitapta böyle diyor. 20 yüzyılın kendınden önceki çağlara oranla bu çuk ayrımlı gerçekliğini, sanki hiçbir şey değismemiş gibi aynı biçim öğeleriyle yansıtmanın olanak dışı olduğunu vurguluyor RobbeGrillet bu sözleriyle. Her çağ içerdiği gerçekliğe koşut olarak yeni biçim öğeleri, giderek yeni yazın. türleri ortaya çıkarır. Teknoloji çağının karmaşık gerçekliği içindeki bireyin konumu ise ılk yankısını Kafka, Joyce ve Proust'uıı romanlarında bulur. Bu yazarların romanlarında konusal bağlam yoktur, gerilim öğesi sıfıra indirgenmiştir. Düş ve gerçeğin birbırine karıştığı iç dünya yolculukları anlatır Joyce ve Prcv ust; montajlarla konusal örgüyü parçalarlar. Rilke'nin Malte Laurids Bridge'nin Notları'nda zaman akışı, cağrı$ımlar ve bilinç akımı tekniğiyle sürekli kesilir. Kafka'nın sılüet figürlerinin öylesine ağırlığı yoktur ki, yazar onları tek bir harfle K diye adlandırır. Tümüyle konukarakter ikilisi üzerine kurulmuş geleneksel romana taban tabana zıt düşen bir gelişmedir bu. Biyografik gerçek yerini, bilincin ve Freud'un etkisiyle bilinçaltının katmanlarına bırakmıştır. "Gerçek romanın Balzac çağına vergi katı ve kesin kurallar içinde donup kaldığını sanmak yanlıjtır. Romanın evrimi daha Balzac sağken başlamış ve 19. yüzyılın ortasından bu yana çığ gibi büyümüştür. Balzac'ın kendisi de, Stendhal'in 'Parma Manastırı'ndaki çaprasıklığı belirtmemij mivdi? (...) O günden sonra evrim daha da hızlandı: Flaubert, Dostoyevski, Proust, Kafka, Joyce, Faulkner, Beckett... Geçmişi ortadan kaldırmak şöyle dursun (...) en büyük dileğimiz onları sürdürmektedir." (S.5152) RobbeGrillet, kendilerinin 'yeni roman' adı altında sürdürdükleri arayışın, romanın evrimınin kendilerinden sonra da sürecek halkalarından yalnızca birini olujturduğu görüşünü vurgular burada. Her dönem kendi yeni romanını yaratır. Metafizik çağrışımları tümüyle karşısına alan, nesnel bir gerçeklik anlayıjı sergiler RobbeGrillet. "Dünya ne anlamlıdır ne de anlamsız. Vardır o kadar." (S.47) Nesnelerin ardında yatan 'derin anlamı' bulup çıkarmayı denemeyen; karakterler, zaman dizini, toplumbilimsel ya da ruhbilimsel etmenlerin yer almadığı; gerçekliği olduğu gibi anlatmak yerine, onu "yeniden kurmaya çalışan" (S.136) yazınsal bir yaklaşım içindedir yazar. Bu yeni nesnellik anlayışı, diyalektik bir çerçevede öznelliği de içinde barındırır. Silik, belirsiz bir öznenin gözlerinden, insanın odak olmadığı bağımsız nesneler dünyasını yansıtır RobbeGrillet. Bu özne, j'ansıttığı nesneleri kişiliğinin süzgecinden geçirmez. Nesneler dünyası saftır, hiçbir toplumsal ya da psi^ik etkinin altında değildir; bu dünya "kahramanın belirsiz ruhunun yansısı, uğradığı acıların bir imgesi ya da isteklerinin gölgesi olmaktan çık(malıdır)." (S.45) Bu nedenle de, kesin sınırlarla çizilmi; bir kahraman yoktur 'yeni roman'da; bunun gramer boyutunda gerçekleşmesi ise özne kullanımının en aza indtrgenmesiyle olur. Geçmişle bağlar kopanlır, tüm anlatı 'şinıdiki z.ınıan'a laşınır. Onemli olan, varoluşu bir film >eridi gibi yan yana sergilemektir. Yaratma süreci okurun bilincindc sürer. Yajadığı çağın henüz oluşmamış değisken gerçeğinı, daha önceki gerçek anlayışlarının izlerini taşıyjn tüm metafizik bağlamlardan arındırmak için yeni biçim öğeleri bulur 'yeni romancılar". Anlatılan yeni bir varoluş biçimıdir. Feodalizmden burjuvaziye geçişte anlatı türünde görülen değışıklık destanın romana dönüşmesi, burjuvazi den teknoloji toolumuna geçi^tc îie romanın 'yeni roman'a dönüşmesine Ferit Edgü'nün deyişiyle 'romansı'laşmasınaneden olmujtur. 'Yeni roman' arayışı, her tür geleneksel kalıbın dıjına çıkarak günümüzde de sürmektedir.D Alain RobbeGrillet, 195363 yılları arasında çeşıtlı dergılerde yayımlanan yazılarının toplandığı "Yeni Roman" adlı kıtabında, kendılerınin yeni roman' adı altında surdurduklerı arayışın, kendilerınden sonra da sürecek halkalardan yalnızca biri olduflunu belırtiyor C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 9 S A Y F A 1 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear