Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 31 OCAK 2020 CUMA Haber Kunduracı Cebeci UstaÇorumlusoğanüreticileri Siyasilerin ve sanatçıların ayakkabıcısı 56 YILDIR DİRENİYOR Kim alacak bu soğanları? Çorum Alacalı soğan üreticileri, Ticaret Bakanlığı’nın kararıyla patates ve soğana getirilen ihracat kısıtlamasını protesto etti. Yürüyüş yapan üreticiler, hükümete “Kim alacak bu soğanları?” diye seslendi. Çorum’un Alaca ilçesindeki soğan üreticileri, Ticaret Bakanlığı’nın kararıyla patates ve soğana getirilen ihracat kısıtlamasına tepki gösterdi. Alaca ilçesinde eylem yapan soğan üreticileri, ürünlerine sahip çıkılması gerektiğini ve ihracatın açılmasını istedi. Alaca Buğday Pazarı’nda toplanan bine yakın soğan üreticisi, traktörlerle Cumhuriyet Meydanı’na gelerek burada açıklama yaptı. Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’yi istifaya çağıran soğan üreticileri, ellerinde kalarak depolarında çürümeye yüz tutan soğanlarını kimin alacağını sordu. “Soğan üretmek suç mu” diye soran üreticiler, seslerini duyuracak hiçbir yetkili bulamadıklarını kaydetti. l ÇORUM Kendi imkânıyla fidan diktiler Aydıngün köyü muhtarlığı tarafından düzenlenen etkinlikte, köylüler çam fidanlarını köy sokaklarına ve boş alanlara dikti. Köyde başlatılan ağaçlandırma çalışmaları sayesinde yurttaşlar yaklaşık 300 çam fidanını toprakla buluşturdu. “Gelecek nesillere daha yeşil ve daha güzel bir köy bırakmak adına ağaçlandırma çalışması başlattıklarını” söyleyen Aydıngün Muhtarı Adem Serbes, “Köy halkımız ve Bursa’da yaşayan Aydıngün köylülerimiz tarafından kendi imkanlarımızla aldığımız yaklaşık 300 adet fidanı köyümüze getirerek hep birlikte toprakla buluşturduk. Bundan sonraki yıllarda da ağaçlandırma çalışmalarımız devam edecek. Bu güzel çalışmada yanımızda olan köy halkımıza teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. l YOZGAT Sokak hayvanlarının bir evi oldu Safranbolu Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nce, belediyenin marangozhanesinde yapılan kedi ve köpek evleri, sahipsiz sokak hayvanlarının kış şartlarında yaşamasını sağlamak amacıyla mahallelere konuldu. Konuya ilişkin konuşan Safranbolu Belediye Başkanvekili Onur Varlı, Safranbolu Belediyesi’nin sosyal sorumluluk projeleri arasında yer alan uygulamanın hayvanseverler tarafından da desteklendiğini söyledi. Varlı, belediyenin marangozhanesinde yapılan kedi ve köpek evlerinin her mahalleye konulduğunu ifade etti. l KARABÜK “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA : 0312 442 30 50 Meslek yaşamı boyunca 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den eski Başbakan Bülent Ecevit’e, Zeki Müren’den Adnan Şenses’e kadar sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda isme ayakkabı yapan Cebeci, giderek ilginin azaldığı bu zanaatın yaşatılması için büyük markalara karşı direniyor. Ankara Cebeci’de, Kurtuluş Parkı’nın hemen karşısında ufak ve gösterişten uzak bir dükkânda 56 yıldır kunduracılık yapan Nurettin Cebeci, kendi elleriyle yaptığı ayakkabıları siyaset ve sanat dünyasından isimlerin ayağında görmenin gururunu yaşıyor. Bülent Ecevit’ten Ahmet Necdet Sezer’e, Adnan Şenses’ten Zeki Müren’e pek çok isme “ayakkabı giydiren” Cebeci, yaşamöyküsünü “Artvin’in Muratlı köyünde dünyaya geldim. İlkokulu orada okudum. O zaman ailevi durumumuz beni okutmaya elverişli değildi. Yaşabilmek için bir meslek sahibi olmak gerekiyordu. Ben de bir ayakkabıcılığı öğrendim” sözleriyle Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. ‘Ankara’da ve İstanbul’da çalıştım’ Çıraklık yaptığı yerde kendisine İstanbul’dan sürekli dergilerin geldiğini söyleyen Cebeci, “Türkiye’yi ve dünyayı bu mecmualardan okudum. Bunları okuyunca gözlerim açıldı. Askerlik öncesinde memleketimde öğrendiğim ayakkabıcılık zanaatını geliştirmek için kendi kendime bir program yaptım” diyor. Çıraklığına devam ederken bir gün ağabeyinden bir mektup aldığını aktaran Cebeci, “Beni Ankara’ya davet etti. Burada ağabeyimle beraber 6 ay bir kunduracıda çalıştım. İstanbul’da bir yakınımız vardı, beni oraya davet etti. O çağırınca bu sefer de İstanbul’a gittim. 1 yıl da ora Dükkânı Atatürk fotoğraflarıyla dolu Ayrıca, dükkânının duvarları Atatürk fotoğraflarıyla sarılı Cebeci, “Dünyada eşi ve benzeri olmayan bir lider” dediği ulu önderin, Kurtuluş Savaşı esnasında teslim aldığı Yunan Başkomutan Trikopis’e söylediği “Savaş en kudretli insanların dahi kaybedebileceği bir oyundur” sözlerini de dükkânının duvarında sergiliyor. da çalıştım” ifadelerini kullanıyor. Askerliğini yaptıktan sonraya Ankara’ya geldiğini kaydeden Cebeci, “Beş kuruş sermayem yoktu. Başkasının dükkanında çalışmamak için kendi paramı biriktirmem gerekiyordu. Tamircilik yapmaya başladım. Gecekondu gibi bir yerde 2 yıl boyunca çalışarak paramı kazandım” diyor. Biriktirdiği parayla bugün hâlâ mesleğini icra ettiği Cebeci’deki dükkânı açtığını belirten Cebeci, “O gün bu gündür ekmeğini bu ufak dükkândan çıkarttığını” söylüyor. “Buraları askerlik yaptığım günlerden biliyorum” diyen Cebeci, “Hem kirası yüksek olmayan bir yer hem de fakülteleri, Hacettepe’yi, Cebeci’yi, Abidin Paşa’yı Kızılay’a bağlayan bir yerdi. O nedenle burayı tercih ettim” ifadelerini kullanıyor. Dükkânı açtıktan sonra radyo sanatçılarının gelmeye başladığı söyleyen Cebeci, “Adnan Şenses, Güner Tecer, Ziya Taşkent, Kutlu Payaslı, Mustafa Sağyaşar ve Bestekar İsmet Nedim buraya geliyordu. Sonra işadamları ve politikacılar da gelmeye başladı. Albümümde hepsinin imzalı fotoğrafı var” diyor. Kendisine eski bakanların da ayakkabı almak için geldiğini vurgulayan Cebeci, “Eski Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, eski Meclis Başkanı Köksal Toptan, eski Güm rük Bakanı Orhan Öztrak, eski devlet Bakanı, 25. Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve Başbakan yardımcısı Ekrem Ceyhun buraya gelirdi” ifadelerini kullanıyor. ‘Ecevit’in zarafeti kimsede yok’ Dükkânında Ecevit’le çekilmiş bir fotoğrafını gösteren Cebeci, Ecevit’e de sık sık ayakkabı götürdüğünü aktararak, onunla yaşadığı bir anısını şöyle anlatıyor: “Parlamentoda birçok insanla karşılaştım ama Ecevit’in zarafeti kimsede yoktu. Ona ayakkabı götürürdüm. Bir gün makamındaydı, bir ayakkabı götürmüştüm. Ayakkabıyı ona giydirmek istedim. ‘Ben kendim giyerim’ dedi. ‘Bu benim mesleğimin gereği’ de dim, ısrarcı oldum. Giydirmek için elimde çekecekle eğilince ayağını koltuğun altına çekti. Giydirmeme izin vermedi, ayakkabıyı kendi giydi.” Yılın ahisi Cebeci Usta Eskiden dükkânının kira olduğunu söyleyen Cebeci, “Atölyem de kiraydı, borçlarım vardı. Aleyhimde 11 icra davası vardı. Bu haldeyken 3 tane çocuk okuttum ve çalışarak borçlarımı ödedim. Şimdi bir lira borcum yok ama arabama tekerlek almaya bile korkum var. Çünkü işler o kadar durgun” diyerek durumdan yakınıyor. Piyasadaki ürünlerin fabrikasyon hale gelmesini eleştiren Cebeci, “Hazırcılık geldi, el sanatı kalmadı. Fabrikasyon vitrin estetiğine bakıyor. Biz daha sağlam yapıyoruz” diyor. Kırşehir’de kutlanan Ahilik Haftası’nda “Yılın Ahisi” ödülünü aldığını aktaran Cebeci, bu ödülü il dışından alan ilk kişi olduğunun da altını çiziyor. l ANKARA Kimsesizlik ve bakımsızlık halindeki Hasanoğlan için çağrı ‘Cumhuriyetin kalbi’ yalnızlığa terk edildi “Cumhuriyetin sabah güneşi” olarak adlandırılan Köy Enstitülerinin kapatılmasının ardından, Ankara Hasanoğlan’da kurulan Hasanoğlan Köy Enstitüsü de uzun yıllardır “kimsesizlik ve bakımsızlık” ile mücadele ediyor. Bir Cumhuriyet mirası olan Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün yapılarının ve tarihi kalıntılarının korunması için bir araya gelen Hasanoğlan Çalışma Grubu, yerleşkedeki 25 bin kitabın çürümeye terk edildiğini ve bölgenin tarihi ruhuna saygı gösterilmediğini belirterek yerleşkenin korunması için yetkililere çağrıda bulunuyor. Yaklaşık 80 yıl önce Ankara Elmadağ’da kurulan Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün yapılarının ve tarihi kalıtlarının korunması için Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şubesi ve İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı’nın çağrısı ile bir araya gelen Hasanoğlan Çalışma Grubu tarafından, Cumhuriyetin mirası Hasanoğlan’ın yerleşkesinin korunması için açıklama yapıldı. 20092010 yıllarındaki çalışmalar ile Hasanoğlan’daki Sinema Salonu ve Müzik İşliği için Kültür Bakanlığı olanakları ile restorasyon çalışması başlatıldığı ve iki yapının yıkılmaktan kurtarıldığı kaydedilen açıklamada, şu tespitler yapıldı: Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Yenimahalle ve Çankaya Belediyelerinin desteğiyle çalışmalar yürüten çalışma grubu, Hasanoğlan’ın kuruluşunun 80. kuruluş yıldönümü için yapılması planlanan etkinlikleri ve Hasanoğlan’ın korunması için yol haritasını da açıkladı. Açıklamada, “UNESCO tarafından tüm dünyaya örnek eğitim modeli olarak önerilmiş Köy Enstitüsü eğitim ruhunun, özgürleşme ve üretim sürecinin, yeniden yörede ve ulusal boyutta canlandırılması için çaba gösterilmeli, bu kaynaktan geleceğimiz için yararlanmanın yolları aranmalı. Yöre halkı, tarım ve hayvancılığın yeniden canlandırılmasını, özgür ve iş içinde yaparak ve yaşayarak öğrenmenin yöntemlerini araştıracak, davranış adımlarını gerçekleştirecek bu eğitim ve üretim sürecinin bir parçası olmalı. Yerleşke ve üzerinde bulunan anıt yapılar korunmalı, bakıma muhtaç yapılar için restorasyon çalışması başlatılmalı. ‘Hasanoğlan Eği tim ve Üretim Üniversitesi’ yörenin kurtuluş ve geleceğe dönük gelişimi için somut bir öneri olarak yaşama geçirilmeye çalışılacaktır” ifadeleri yer aldı. Etkinlikler 3 gün sürecek Açıklamada, etkinlik planı ise şöyle açıklandı: “17 Nisan Cuma günü Ankara’da akademik alanda Köy Enstitüleri’nin günümüzdeki uygulanabilirliği üzerine bir tartışma ortamının yaratılacağı, üniversite kadrolarına ve öğrencilerine yönelik bir etkinlik için gereken başvuru yapıldı, hazırlıklar belli bir aşamaya geldi. Aynı gün ve yerde ODTÜ Türk Halk Bilim Topluluğu tarafından “Ham Meyvayı Kopardılar Dalından” adlı müzikli gösteri sahnelenecek. 18 Nisan 2020 Cumartesi günü ise, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde katılımcı tüm kurum ve kuruluş temsilcilerinin bir araya geleceği, Köy Enstitüsü düşüncesinin günümüze taşınması yol ve yöntemlerinin tartışılacağı bir salon toplantısı gerçekleştirilecek. 19 Nisan Pazar günü, Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Okulu Mezunları Derneği’nin bugüne kadar öncüsü olduğu ‘Hasanoğlan Onurumuzdur’ etkinliğinin aynı derneğin çabası ve diğer kurum ve kuruluşların, Hasanoğlan, Elmadağ ve Ankara halkının da katılımıyla daha coşkulu bir biçimde kutlanması sağlanacak.” l ANKARA 25 bin kitap toz toprak içinde “Yerleşke üzerinde sonradan Polis Akademisi, Milli Eğitim Akademisi, imam hatip lisesi gibi okul ve yapılar kuruldu, bölgenin tarihi ruhuna saygı gösterilmedi. Köy Enstitüsü döneminden kalan yapılar bugün de kimsesizlik ve bakımsızlık içinde. Sembolik olarak bir müze gibi görülen ve kapısı çoğunlukla kapalı, görevlisi bulunmayan Yüksek Köy Enstitüsü yapısındaki birçok sanat eseri ve tarihi anıtsal eşya ise, birer ikişer kaybolmakta. 15 bini 1950 öncesi baskılı 25 bin kitap toz toprak içinde, kayıtsız ve sahipsiz olarak çürümeye terk edildi. Yerleşkede bulunan Hasanoğlan Anadolu Fen Lisesi kadro ve olanakları böyle bir yerleşkenin korunması için yeterli olmamakta.” l Samsun’da bir ilk Atakum Belediyesi’nden ‘engelsiz mönü’ CEMİL CİĞERİM Atakum Belediyesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencileri işbirliğiyle Braille alfabesi ile QR kod sayesinde, görme engelli bireylerin faydalanabilecekleri “restoran mönüsü” uygulamaya geçti. Atakum Belediyesi ve OMÜ öğrencileri işbirliği ile hazırlanan projenin tanıtımı ve uygulaması Atakum Seyir Tesisi’nde gerçekleşti. Toplantıya, Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, OMÜ Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Ali Cengiz Ciğerci, projeyi hazırlayan OMÜ öğrencileri Meryem Aldağ, Beril Çelik, görme engelli bireyler ile belediye personelleri katıldı. Projeyi Sosyal Sorumluluk dersleri kapsamında hazırladıklarını kaydeden Meryem Aldağ, “Projede görme engelli bireylerin sosyal yaşamlarına yardımcı olmayı amaçladık. Bir restoran menüsü tasarladık, Samsun’da araştırmalarımızı yaptık ve böyle bir çalışmanın daha önce yapılmadığını gördük. Atakum Belediyesi’nin sosyal sorumluluk anlamında aktif projeleri olduğunu biliyorduk. Gayet verimli bir süreç yaşadık, çok güzel karşılandık ve projemiz hayata geçti” dedi. ‘Tüm Samsun’da yayılmalı’ Projenin yalnızca bir ödevden ibaret olmayıp hayata geçmesini ve topluma faydalı olmasını hedeflediklerini söyleyen Beril Çelik ise, “Mönümüzü Braille alfabesi ve QR kod ile birleştirdik. Mönünün kapağını ilk açtığımızda Braille alfabesi çıkıyor, ilgili sayfaya giderek buradaki QR kodu okutup menünün ayrıntılarına da gidip sesli biçimde sayfanın tamamı dinlenebiliyor. Görme engelliler sadece alfabeden değil yoğun biçimde de teknolojiden faydalanıyorlar. Görme engellilerimiz yalnız başına restorana geldiklerinde daha rahat biçimde sipariş verebilecekler” dedi. l SAMSUN