Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABER Bolu Belediye Başkanı Özcan 324 OCAK 2020 CUMA BAKANLIK, ‘SAĞLIKTA ŞIDDET’ VERILERINI GIZLEMIŞ Sağlık Bakanlığı’ndan doktora şiddet sansürü Aileler imam hatiplere karşı Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, imam hatip liselerini eleştirerek “Her tarafa imam hatip açıyorlar. Dindar insanlar artık çocuklarını imam hatiplere göndermek istemiyor. Orada iyi eğitim verildiğine inanmıyorlar” dedi. Özcan, 4+4+4 sisteminin ise “peşkeş çeken bir yapı” olduğunu kaydetti. Bolu Belediye Başkanı Özcan, bir otelde düzenlenen yemekte imam hatip liselerini ve 4+4+4 sistemini eleştirdi. İmam hatip liselerinin kurulma amacının din üzerine nitelikli eğitim verilmesi ve insanların doğru yönlendirilmesi olduğunu, ancak mevcut eğitim sistemi nedeniyle bunun sağlanmadığını belirten Özcan, “Bu ülkede imam hatipleri açanlar biziz. Bu toplumdaki dindar insanları doğru eğitebilmek, doğru yönlendirebilmek için imam hatipleri açtık ama öyle bir noktaya geldi ki, bu ülkeyi yönetenler din dar nesil yaratacağız diye aslında cami nesli yarattılar, camilere giden bir nesil yaratmaya çalıştılar. Her tarafa imam hatip açıyorlar. Dindar insanlar artık çocuklarını imam hatiplere göndermek istemiyorlar. Orada iyi eğitim verildiğine inanmıyorlar” dedi. Özcan, siyasi iktidarın imam hatipler konusunda dayatma yaptığını ve bu dayatmadan vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. ‘Peşkeş yapısı’ 4+4+4 sisteminin “peşkeş çeken bir yapı” olduğunu söyleyen ve sistemin tartışıldığı dönemde milletvekilliği yaptığını anımsatan Özcan, “Aslında biz bunu kamuoyuna yanlış anlatıyoruz. Türkiye’de eğitim sisteminin bozulmasına yol açan ana etken 4+4+4 değildir. 4+4+4, 10 milyar dolarlık bir rivayetin birilerine peşkeş çekilmesini sağlayan yapıdır” ifadelerini kullandı. l BOLU Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Vedat Bulut, Sağlık Bakanlığı’nın 2019’da sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet olaylarının verilerini sakladığını belirterek bakanlıktan iki kez ret yazısı geldiğini söyledi. Elindeki verileri paylaşan Bulut, “Günlük ortalama 5 fiziksel, 30 sözel şiddet olayı yaşanıyor. 2017’de 15 bin, 2018’de 17 bin, 2019’un sadece ekim ayına kadar olan bölümde ise 19 bin şiddet olayı yaşanmış. 2003’e göre kıyaslayınca şiddet 3 kat artıyor” dedi. ATO, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti protesto etmek için 17 Ocak’ta Dışkapı Hastanesi’nin önünde basın açıklaması yapmak istemiş, ancak polis, “valilik izni olmadığı” gerekçesiyle izin vermemişti. Polis engeline karşın açıklama yapmak isteyen sağlıkçılara müdahale edilmişti. Sağlıkçılar kalkanlarla itilerek hastanenin bahçesinden çıkarılırken gözaltına alınanlar olmuştu. ATO Başkanı Vedat Bulut, hem olay günü yaşananları hem de sağlıkta şiddet olaylarını verileriyle Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Ankara Valisi Vasip Şahin, göreve başladığında kendisini ziyaret ettiklerini dile getiren Bulut “Ona daha önceki valinin kötü uygulamalarından bahsettik. O da Ankara’da daha çok serbestlik vereceği konusunda bize söz verdi. Ancak bir şekilde kendisi de sisteme uyum sağladı. Bu olayın valilikten değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan kaynaklandığını düşünüyorum” dedi. ‘Suç duyurusunda bulunacağız’ Eylem için Dışkapı Hastanesi’nin başhekimliğinden de izin aldıklarını aktaran Bulut, şunları kaydetti: “Biz oradayken valilikten ve siyasi şubeden ekipler oradaydı. Onlar herhangi bir engelleme yapmadı. Biz toplandıktan 10 dakika sonra güvenlik şubesi geldi. 50’ye yakın üniformalı polis vardı. Acil servisin önünde polisin uyguladığı bu şiddet özendirici oluyor. Suça meyilli insanlar, polisin bu yaptığını görünce ŞIDDET ‘KAPSAM DIŞINDAYMIŞ’ Bakanlıktan gönderilen bilgilendirme yazısında yer alan “Bilgi edinme başvurusunun, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgeye ilişkin olması gerektiği, kurum ve kuruluşların ayrı veya özel bir çalışma, araştırma ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi için yapılabcak başvurulara olumsuz cevap verebilir” ifadeleri dikkat çekti. Bakanlığın, sağlıkta şiddet olaylarının ATO’nun kapsamına girmeyeceğini açıkla dığı yazıda şunlar kaydedildi: “Başvuru ile talep edilen hususların ayrı veya özel bir çalışma, araştırma ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bilgi niteliğinde bulunması ve kapsam dışı olması sebebiyle sayısal verilere yönelik bilgi verilmesi mümkün görülmemiştir.” ‘Ben de yaparım’ diyor. O gün hem anayasa ihlal edildi hem de darp oldu. Bir hastanenin bahçesinde bu şekilde bir olay olmamalıydı. ATO olarak bu konuda suç duyurusunda bulunacağız. Olayın görüntüleri elimizde. Savcılığa ileteceğiz.” ‘Hiçbir iktidar sonsuz değildir’ Gaziantep’te 17 Nisan 2012’de bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın ölüm yıldönümüne kadar eylemlerinin süreceğini söyleyen Bulut, “Biz bu konuda geri adım atmayacağız. Suç işliyorlarsa bunun bedelini öderler. Hiçbir iktidar sonsuz değildir” dedi. Sağlıkta şiddete karşı çözüm önerilerini sıralayan Bulut, en önemli beklentilerinin Sağlıkta Şiddet Yasası’nın çıkması olduğunu söyleyerek “Caydırıcı cezalar istiyoruz. Önerimiz 24 yıl aralığında hapis cezası, eğer sağlık kurumunda olursa bunun yüzde elli artırılması ve ertelenmemesini talep ediyoruz. Savcılar bu olayları basit bir darp olayı olarak ele alıyor, ancak sağlık kurumunda bunun olması basit bir olay değil. Bir acil serviste hizmetin aksaması demek oradaki diğer hastaların etkilenmesi demektir. Siz hemşireyi veya doktoru darp ederseniz sağlık hizmetinin aksamasına sebep olursunuz ve bunun ölüme varan sonuçları olabilir” dedi. RTÜK’ün de sağlıkta şiddet konusunda önemli bir rolü olduğunun altını çizen Bulut, “Televizyon dizilerinde sağlıkta şiddet gösteren dizilere büyük cezalar geldi ve bu caydırıcı oldu. RTÜK programları bu şekilde denetlemeli” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) önemli görev düştüğünü belirten Bulut, “Eğitimde nefret söylemini azaltan çalışmalar yapmalı. Birtakım tarikatların eğitim alanında seminerler düzenlemesinin önü açılarak toplumda bir nefret söyleminin de önü açıldı. Bunun azaltılması lazım. Bunun dışında kitapların sevgiyi, barışı anlatan kitaplar olması, şiddetten uzaklaştıran bir model olması lazım” dedi. İki kez reddedilmiş Sağlıkta şiddet konusunda Sağlık Bakanlığı’ndan 2018’e kadar olan verileri aldıkları söyleyen Bulut, “2019 yılını vermek istemediler. İki defa da ret yazısı gönderdiler. Fakat bu veriler sızdırıldı. Biz de konuyla ilgili davacı olacağız” dedi. Elindeki verileri paylaşan Bulut, şunları kaydetti: “Günlük ortalama 5 fiziksel, 30 sözel şiddet olayı yaşanıyor. 2017’de 15 bin, 2018’de 17 bin, 2019’un sadece ekim ayına kadar olan bölümde ise 19 bin şiddet olayı yaşanmış. Şiddet artıyor. 2003’e göre kıyaslayınca ise şiddet 3 kat artıyor. Bu şiddetin artışının birçok nedeni var. Siz bir doktorun önüne 60 hasta koyarsanız insanlar gereken nitelikte tedavi alamaz. Hekimle bir diyalog kuramaz. 2019 yılında insanların ortalama olarak kişi başına 9 defa poliklinik ziyareti olmuş. Yani 720 milyon kez polikliniğe gitmişiz. Bu tedavilerimiz yetersiz demektir.” l ANKARA Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara Büyükşehir ve Çankaya belediyelerinin itirazlarını dinlemedi Gökçek’in görüşüyle imar kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, eski Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Melih Gökçek döneminde alınan bir görüşle, mevcut ABB yönetimi ile Çankaya Belediyesi’nin karşı oyuna rağmen, Saraçoğlu Mahallesi’ni imara açtığı ortaya çıktı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesi yok sayılarak Gökçek döneminin verdiği görüşle imar planı yapılıyor. Gökçek’in ak lıyla Saraçoğlu’na plan yapamazsınız” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Gökçek döneminde verilen bir görüşle, Mansur Yavaş yönetimindeki ABB’nin ve Çankaya Belediyesi’nin karşı oy kullanmasına karşın, Saraçoğlu Mahallesi’ni imara açtığı ortaya çıktı. Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Candan, “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde, Saraçoğlu Mahallesi’ne yönelik yeni bir koruma amaçlı imar planı askıya çıktı. Bu planda, daha önce iptal ettirdiğimiz plandaki endişelerimizi taşıyan unsurlar yer aldı. Plan sadece mahalledeki yol üzerindeki ağaçları korumayı öngörürken bahçedeki ağaçların hiçbirini korumuyor. Bu da oradaki bütünlüğün bozulacağını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. İtiraz ettikleri bir diğer unsurun alanın yapılaşmaya açılması olduğunu aktaran Candan, “Bu planda da yapılaşma ve otopark yapımı öngörülüyor. Daha önceki iptal kararında ise otoparkın yapılmasının mahallenin bütünlüğünü bozacağına ilişkin bir not vardı. Bu alanı konuta, turizme açıyorlar. Özel sağlık alanı bile tasarlamışlar” ifadelerini kullandı. ‘Yargıya gideceğiz’ Plan yapılırken belediyeden görüş alınması gerektiğini belirten Candan “Bu plan yapılırken 2017’de büyükşehirden alınan eski görüş kullanılmış. Büyükşehir belediyesi ve Çankaya Belediyesi ise 2019 yılının aralık ayında bu plan koruma kurulunda konuşulurken plana karşı çıkmış. Ancak büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesi yok sayılarak Gökçek döneminin verdiği görüşle imar planı yapılıyor. Gökçek’in aklıyla Saraçoğlu’na plan yapamazsınız” dedi. “Belediyenin yetkileri elinden alınıyor” diyen Candan, “Kent merkezinin en önemli alanını büyükşehir ve ilçe belediyesinin elinden alıyorlar. Bu önümüzdeki süreçte belediyelere nasıl müdahale edileceğinin bir göstergesidir” ifadelerini kullandı. Yeni planda yeşil alanların otoparka dönüşeceğini kaydeden Candan, “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin verdiği karşı oy elimizi güçlendiriyor. Saraçoğlu’nun kimliğini yok eden bu planı yargıya taşıyacağız” dedi. ‘Önce yıkıyorlar, sonra değer veriyorlar’ İmar planında dönüşüm nedeninin “alanı canlandırmak” olarak açıklandığını belirten Candan, “Saraçoğlu’nu bu hale kim getirdi? İnsanlar orada yaşıyorlardı, zorla evlerinden çıkardılar. Orada bir hayat vardı. Bütün bunları yapan iktidar, şimdi ‘Burası çöküntü haline geldi’ diyor. Yeni plan yöntemleri bu: Önce bir yeri yıkıyorlar, yok ediyorlar sonra biz oraya itibar veriyoruz diyorlar” ifadelerini kullandı. l ANKARA