Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 OCAK 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ADANA 93.YIL 3 İşsizliğin vurduğu, sosyal yaşamın durduğu Adana’da umut CHP’li belediyeler “Ölümsüzlerin kenti” 30 yıl geri bırakıldı SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Küresel krizden etkilenen ülkeler arasında yer almasına karşın, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “bizi teğet geçti” deyip görmezden gelmeye çalıştığı, ülkeyi kasıp kavuran krizden en çok etkilenen kentlerin başında gelen Adana, hala o krizin etkilerini taşıyor, yaşıyor! İşsizlik oranının resmi rakamlara göre yüzde 20’lerin üzerinde olduğu günümüzde, konuyla ilgili bazı kesimlerin kentin ekonomik ve sosyal durumuyla, daha doğrusu; “Geri bırakılmışlığı” ile ilgili sözleri ise rakamsal veriler gibi hiç de iç açıcı değil. çizen Sönmez’e göre; sanayicisi ve işadamlarıyla bölgedeki mega projelerin yanı sıra ulusal ve uluslararası konsorsiyumlarda da yer alması gereken Adana için kaçınılmaz olan “Kent Güncel Envanteri”nin hazırlanması. Bu da Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nin yanı sıra üniversitelerle de işbirliği yapılarak kısa sürede ortaya konabilir. BACASI TÜTEN, GURUR KAYNAĞI AÇS Organize Sanayi Bölgesi dışında Ortadoğu’nun en büyük çimento fabrikasına sahip olmasıyla da aslında şanslı bir kenttir Adana. 1953 yılında, ülkenin kalkınması için gerekli olan çimentonun üretimi amacıyla kurulan Adana Çimento Sanayi, ilk önce 85.000 Ton/Yıl kapasiteli olarak planlanmasına karşın, Çukurova Bölgesi’nin gelişim hızı göz önüne alınarak 150.000 Ton/ Yıl kapasiteli olarak planlandı. Temeli 3 Şubat 1955’de atılan,7 Mayıs 1957’de döner fırının ateşlenmesiyle üretime geçilen fabrika ilk ihracatını Kıbrıs’a 2.775 ton olarak yaptı. Ürettiği çimentonun bir miktarını dökme, torbalı, sling ve bigbag paketleme formlarında ihraç eden fabrikanın dışsatım yaptığı ülkeler arasında İspanya, Suriye, Irak, KKTC, İngiltere, Portekiz, İtalya ve bazı okyanus ülkeleri yer almakta. Yüksek bacalarından dumanlar yükselirken ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan AÇS, kurumlar vergisi rekortmeni olarak aldığı, “Onur Belgesi”nin yanına çevre konusunda gösterdiği hassasiyet dolayısıyla, “TSENISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi” gibi çevreyle ilgili çeşitli ödüller koyarken, çimento sektöründe “TSENISO 9002 Kalite Güvence Sistemi”ni ilk kuran fabrikalardan biri olarak teknoloji ile uyumlu olduğunu da kanıtlamıştır. 24 MAYIS 1938 Mustafa Kemal Atatürk Adana Belediye Parkı’nda. “ÖLÜMSÜZLERİN KENTİ” ÖLÜYOR MU? Bir yanda sarı sıcağın yaktığı, bereket fışkıran toprağından adeta bir Anadolu efsanesi olan “İnce Memed”i yaratan Çukurova’nın Homeros’u Yaşar Kemal’i, “Bekçi Murtaza”sı günümüzde bile yaşayan Orhan Kemal’i, ustaların ustası payesiyle anılan dünyaca ünlü yazar ve çizerimiz Abidin Dino’yu ve “Allahına gurban” sözüyle bütünleşen Adanalının dilinde pelesenk olmuş, “Zıkkımın kökü” lafını bir nakış gibi yazılarına, romanına döken Muzaffer İzgü’yü, sinemanın “Çirkin adamı” Yılmaz Güney’i çıkaran Adana, şimdilerde kültür etkinlikleri ve sosyal yaşamdan çooook uzakta. Bu öyle bir uzaklık ki; saydığım isimleri bir söyledim, onların ölümsüz eserlerini okuyarak, sinema ve dizilere yansıtıldığı kadarıyla izleyenlerden bin “Ahhhh” işittim. Entelektüel kesime göre, “Ölümsüzlerin kenti”, dışardan bakanlara göre “Büyük köy”, düşüncesi farklı olanlara göre ise, “Allahsız” olan Adana, son 30 yılda çok şey kaybetti. HANİ NEREDELER? “Nerede şimdi o güzelim yolları parke taşı döşeli Adanam. Hani benim yazlık sinemalarım. Pamuk ağalarımın para harcadığı, hatta saçtığı, İnci Birolların, Aysel Tanjuların, Zennubelerin çıktığı o nam salmış pavyon ve barlar. Hani Neşe Karaböcek, Muzaffer Akgün, Nurinnisa Toksözlerin, Adnan Pekak ve İzzet Altınmeşelerin sahne aldığı Emirgan ve Ulus aile çay bahçeleri. Nerede duayen Nejat Uygur gibi tiyatrocular?” Sorunun yanıtını vermek çok kolay! “Yok oldular” daha doğrusu yok edildiler. Onlarla birlikte bir kültür, bir sosyal yaşam tarzı da yok oldu. Kimine göre, değişen yaşam koşulları, kimine göre teknoloji ama en çok iş başındaki siyasetçiler ve yerel yönetimlerin başında olanlar bu büyük değişimi hayatımıza soktu. Özellikle 1970’den sonra başlayan değişimin işaretleri, 1980 sonrasında kendisini ayan beyan ortaya koyuverdi. Bundan sonra dünyaya ayak uydurma yerine adeta, “Biz Müslüman toplum olarak fazla bile ilerdeyiz” diyenlerin, ülkeyi yönetenlerin desteğinde yaptıkları girişimler toplum üzerinde etkisini gösterirken, bölgenin merkezi, büyük kenti konumunda olan, özellikle yaz aylarında Güneydoğu ve Doğu bölgesinden gelen tarım işçilerinin (ırgat) geri dönmeyerek kalmaya başladığı Adana, 1990’lı yıllarda ise, “Büyük Göç” almaya başladı. İş ve ekmek için gelenlerin, “Havası sıcak, geçim ucuz” deyip, çadır ve baraka kurup kaldıkları Adana artık, “Büyük köy” lakabını da tescil eder duruma getirildi. ATATÜRK VE ACI KAHVE Kültür ve sanat kesiminden bazı dostlar, sohbetimizde kentteki geri kalmışlığı önemli bazı örneklerle veriyor hemen. “Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün Adana’ya gelişinde tarihi Taşköprü’yü Ulus Parkı’nın taş korkulukları arkasındaki masada seyrederken acı kahvesini yudumladığı görüntü bize tarihi bir mirastı. Bırakın o Ulus Parkı’nı ve taş korkulukları, sanat ve sanatçı düşmanları 1970’lere dek orada olan Venüs heykelini, sepetli çiçekçi çocuk heykelini bile yok ettiler. Kim bunun hesabını sordu ki biri versin. Yazık 40 50 yıl önce fakir halkın bile ilgi gösterdiği, yararlandığı Adana’nın sanata uzanan, kültüre uzanan kollarını bir bir kesip yok ediyorlar. Atamızın içtiği acı kahve ona mutlaka iyi gelmiş, tat vermiştir, ama bugünkü görüntüler karşısında içimiz acıyor. O anılar yaşatılmalıydı.” KENT GÜNCEL ENVANTERİ HAZIRLANMALI Kentteki olumsuzluklara bir başka açıdan bakan Adana Sanayici ve İşadamları Derneği (ADSİAD) ve Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (Çukurova SİFED) Başkanı Süleyman Sönmez ise geçmişte yaşananlara karşın Adana’nın yeni fırsatlar için umut veren bir kent olduğunu vurguladı. Kentin gelişimine katkı sunma noktasında zaman kaybetmeden kısa, orta ve uzun vadeli ancak gerçekçi, uygulanabilir projelerin yaşama geçirilmesi gerektiğini irdeleyen Sönmez, Adana ve Mersin’in yatırım açısından tıkanan Marmara’nın tek alternatifi olduğunu kaydetti. Sermayenin bölgeye gelmesi, yetişmiş insan gücünün arttırılması, tersine beyin göçünün önlenmesi konularında yeni çalışmalara gereksinim olduğunun da altını SURİYELİ SORUNU Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; işsizlik oranının en yüksek olduğu illerin başında gelen Adana’da, özellikle Sabancı grubunun fabrikalarını söküp götürmesi, ÇUKOBİRLİK gibi Ortadoğu’nun en büyük entegre tesisinin küçüle küçüle sadece pamuk alırsatar ve pamuk yağı üretir duruma düşürülmesi, bazı büyük fabrikalar ile KOBİ’lerin ekonomik kriz nedeniyle kapılarına kilit vurması kentte işsizlik sorununu artırırken, ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin ya ucuz işçilik yaparak ya da işyeri açarak piyasaya girmesi sıkıntıyı büyüttü. SORUNLAR DAĞ GİBİ Kentin ekonomisini en yakından bilenlerin başında gelen TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça’nın durumu özetleyen, “Adana önemli ihracat hacimlerini yakalayan firmalara ev sahipliği yapıyor, ihracat ürünleri çeşitliliğinde Türkiye’de 5. sırada yer alıyor. Son yıllardaki gelişmelerle birlikte enerji üretim ve dağıtım merkezi olma potansiyeline sahip. Mersin, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Gaziantep’i kapsayan bölgenin ulaşım altyapısındaki potansiyel ‘yetersiz’ olduğundan yapılması gerekenler var” sözlerine karşılık, fiziksel altyapı ve sosyal donatı eksikliği, gecekondulaşma ve gettolaşma, kadınların sosyokültürel durumları, yoksulluk gibi sorunlar dağ gibi duruyor. UMUT CHP’Lİ BAŞKANLARDA Adana için aslında yazılacak çok şey var. Ama 1980 sonrası özellikle belediyelerin yaptıkları, yapması gerekenlerin yanında yazılamayacak denli az. Özellikle de trafik sorunu., halkın diline dolanan, Yetkililerin özellikle kent merkezindeki kilitlenmeye bırakın çözüm bulma gayretlerini, eskiden araç park edilemeyen Atatürk, İnönü, Çakmak caddeleri ile Dörtyol, Kuruköprü ve Küçüksaat kesimlerine, hem de cadde üzerine taksi durağı izni vermesi çileden çıkaran bir uygulama olarak konuşuluyor. Tüm bunlara karşın umut taşıyanlar da var kentte. Özellikle, “Eski Adana” olarak bilinen Seyhan ve “Yeni Adana” olarak tanımlanan Çukurova ilçelerinde CHP’li başkanların yapmaya başladığı çalışmalar. Seyhan’da Zeydan Karalar’ın, “ Ben buraların çocuğuyum.Yeni bir Seyhan yaratacağım”, Çukurova’da ise Soner Çetin’in, “Çukurova güneyin incisi olacak. Havası, suyu, yeşili ile yeni bir ilçe yaratacağız” sözleri umutları boşa çıkarmayacaklarının işareti olurken, Ceyhan’daki 3 dönem başkanlığı sırasında, ilçenin su ve elektrik sorununu aldığı gibi teslim eden MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün, Adana’da neler yapacağı, Adanalılar için merak konusu olmayı sürdürüyor. C M Y B