Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ULUSLARARASI YARIŞMA KÖPRÜDE BULUŞMALAR Köprüde Buluşmalar’ın sekizincisi bu yıl 512 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek. Köprüde Buluşmalar, bu yıl da Türkiye’den yeni film projelerinin ve filmlerin yönetmen, yapımcı ve senaristleri ve uluslararası sinemacıları buluşturuyor. Etkinlikte, 1011 Nisan tarihlerinde düzenlenecek Film Geliştirme Atölyesi’ne yapılan 159 başvuru arasından seçilen 12 projenin ilk uluslararası sunumu yapılacak. Geçen yıl ilk defa düzenlenen ve Türkiye’den postprodüksiyonu devam eden filmlerin yer aldığı “Yapım Aşaması Atölyesi”ne seçilen filmler ilk uluslararası sunumunu gerçekleştirecek. Köprüde Buluşmalar panelleri yine sinemacıların ilgisini çekecek konulara odaklanıyor. Son yıllarda Türkiye sinemasında da örneklerini gördüğümüz, “Sinemada Edebiyat Uyarlaması” üzerine Isabelle Fauvel, Torino Film Lab işbirliği ile bir sinema dersi verecek. Bu yıl ilk kez düzenlenen, özellikle sinema öğrencilerine yönelik panelde Tobias Pausinger ve Gabriele Brunnenmeyer film yapımının önemli süreçlerinden proje geliştirme ve sunuma hazırlık aşamasını anlatacaklar. Köprüde Buluşmalar 11 Nisan’da ödül ve fon desteği almaya hak kazananların açıklanacağı ödül resepsiyonu ile sona erecek. Her şey ‘Altın Lale’ için Sanat ve sanatçının dünyasını işleyen ya da edebiyat eserlerini beyazperdeye taşıyan filmler bu yıl Altın Lale için yarışacak. Uluslararası Altın Lale Ödülü, eski İKSV Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Film Festivali kurucularından Şakir Eczacıbaşı adına veriliyor. Yaron Zilberman’ın yönettiği, Beethoven’ın Opus 131 Yaylılar Dörtlüsü adlı eserinden esinlenen ve bu yapıt etrafında örülen “Son Konser” filmi, oda müziğine ve New York kültür dünyasına saygı duruşunda bulunuyor.İran’ın baskı gören sinemacısı Cafer Panahi, “Perde” adlı gizlice ve izin almadan bir film daha çekti ve filminin ilk gösterimini bu kez Berlin Film Festivali’nde yaptı. Aslı Özge’nin yeni filmi “Hayatboyu”, sorunlarının çözümü ayrılık olabilecekken birbirlerinden kopamamanın duygusal sıkışıklığını yaşayan evli bir çiftin hikâyesini anlatıyor. Nanouk Leopold’ın yönettiği “Her Şey O Kadar Sessiz Ki” filmi, yalnızlık, cinsel baskı ve yaşlanmayı dram çerçevesinde işliyor. Tony Krawitz, yönettiği “Ölü Avrupa” filminin Avrupa’nın unutulmuş halklarıyla ilgili olduğunu söylüyor. Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği “Kelebeğin Rüyası”, ikinci Dünya Savaşı dönemin“Kuleli Ev” den iki genç şairin, Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip’in hayat hikâyelerinden yola çıkıyor. Yasmina Khadra’nın Türkçe dahil 40 dile çevrilen “Saldırı”sından uyarlanan, Ziad Doueiri’nin yönettiği film, İsrailli Arap doktor Emin’in karısı hakkındaki gerçeği keşfetmesini anlatıyor. Laurent Cantet, Altın Palmiye kazandığı Sınıf’tan beş yıl sonra çektiği bu ikinci filmle New York’un kuzeyinde, dar kafalıların, kaba erkekliğin hüküm sürdüğü savaş sonrası yıllarda kendi bildiğini okuyan bir kızlar grubunu kurduğu “Can Ateşi”ni anlatıyor. GERÇEK MUCİZEDİR: CARLOS REYGADAS Geçmiş ile gelecek arasında Carlos Reygadas, “Max” filminde, genç bir adamı, anılarını ve annesiyle yaşam ve ölüm hakkında yaptığı konuşmaları gözlemliyor. Carlos Reygadas’ın 16mm çektiği, film yapmayı öğrendiğini söylediği kısa filmlerinden biri “Tutsaklar”. Belçika’da iç savaş dönemi. Biri Valon öteki Flaman olan Charles ve Bruno çocukluk arkadaşıdırlar. Şimdi biri diğerinin tutsağı olmuştur. Carlos Reygadas’ın bu ilk uzun metrajlı filmi, “Japonya” Meksika’nın dağlık kasabalarından birine gelen, kendinden nefret eden, zayıf, aksak bir adamın öyküsünü işliyor. Carl Dreyer’in Ordet’ine bir saygı duruşu niteliğindeki “Sessiz Işık”, Meksika’nın geleneklere sıkı sıkıya bağlı kırsal bölgelerindeki dindar bir Mennonit topluluğunda geçiyor. Olaylar evlilik dışı bir ilişki yaşayarak bu topluluğun kurallarını ihlal eden Johan’ın etrafında dönüyor. Carlos Reygadas’ın yönettiği “Karanlıktan Aydınlığa” adlı film, doğa ile insanlık, geçmiş ile gelecek arasında kalan bir ailenin karmaşık öyküsünü anlatıyor. 4 Sinemanın laboratuvarında “Can Ateşi” Sinemanın yeni sınırları İngiltere doğumlu, Oscar adayı sinemacı, senarist ve besteci Mike Figgis, bu sinema dersinde sinemanın yeni sınırlarından, dijital sinemadan ve konu üzerine yazdığı kitaptan söz edecek. ETKİNLİKLER