22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6SECIM8 2/7/07 21:03 Page 1 Ş A N L I U R FA Etnik ve dini politika kıskacı 63 Şanlıurfa İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 3.076 Toplam Seçmen: 518.259 Toplam Kullanılan Oy: 445.058 Toplam Geçerli Oy: 422.185 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 731 Katılım Oranı: % 85,88 Milletvekili Sayısı: 11 Şanlıurfa İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 2.595 Toplam Seçmen: 570.168 Toplam Kullanılan Oy: 446.163 Toplam Geçerli Oy: 433.678 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 1.448 Katılım Oranı: % 78,25 Milletvekili Sayısı: 11 ş Medeniyetlerin beşiği Urfa’da pusula her zamanki gibi yine din tacirleri ve aşiretleri gösteriyor eyh, ağa egemenliğinin eğitimsiz geri kalmış kesimler üzerinde yol gösterici etkisini sürdürdüğü Urfa’da, kırsal kesim ve varoşlardaki yurttaşların büyük bölümünün oylarının nereye gideceğini kestirmek zor ski kitaplarda “aşiretlerin cevelangâhı” (dolaşım yeri) diye söz edilen Urfa’nın kırları, yüzyıllar boyu gelip yerleşen, göçüp giden boyların, aşiretlerin yatağı oldu. Şehir merkezine yerleşen kimi aşiretlerin isimleri mahalle adlarında yaşarken, mensupları zaman içerisinde sosyal ve ekonomik hayatın gerekleri sonucu şehirleşip aşiret kimliğini kaybettiler. Eskiden kalanlar ve kırsal kesimin göç sonucu boşalan geniş alanlarına 17. yüzyıldan itibaren yapılan iskânlarla yerleştirilen aşiretler ise 20. yüzyıla kimliklerini koruyarak girdiler. Urfa’nın Fransız işgalinden kurtuluşuna tamamına yakın bir oranla katılıp destek veren aşiretlerin reisleri, 1920’li yıllardan itibaren, yeni kurulan devletin Meclislerinde Urfa ve o zaman ayrı bir sancak olan Siverek’ten mebus olarak yer aldılar. Suruç cephesindeki üstün çalışmalarıyla göze çarpan Berazî aşiret konfederasyonu reisi Şahinbeyzade Bozan Bey 1. dönem, Siverek Müdafaai Hukuk Cemiyeti başkanlığını yürüten Bucak aşireti reisi Cudi Paşa ve aynı aşiretten son Osmanlı Meclisi Mebusan üyesi Ali Fuat Efendi ile Halil Fahri Bey 2. dönem; Siverek’te millî mücadeleye destek veren Kırvar aşireti reisi Odabaşızade Mahmut Efendi 2, 3 ve 4. dönem Meclislerinde yer aldılar. 1940’lı yılların ortalarına kadar parlamentoda görünmeyen aşiretler 1946’dan itibaren tekrar siyaset sahnesinde ortaya çıktılar. 1946 seçimlerinden sonra yapılan bir ara seçimle Meclis’e giren Bucak aşiretinden diş hekimi Hasan Oral 25 yıl parlamenterlik yaptı. 1950 ve 1954 seçimlerinde Oral, Urfa’dan DP mebusu seçilirken amcası oğlu Remzi Bucak Diyarbakır’dan seçiliyordu. Yine 1950 seçimlerinde Şeyhanlı aşireti reisi Ömer Cevheri ve aşiret sayılabilecek geniş bir aileden hukukçu M. Celâl Öncel DP’den Meclis’e girdi. CHP’nin milletvekillerinin tamamını çıkardığı 1957 seçimlerinde ise Suruç’tan Şeddadî aşireti reisi Aziz Gökkan ve Dinai aşiretinden Ömer Yüksel ile Siverek’ten Kırvar aşiret reisi Mahmut Efendi’nin torunu Abdurrahman Odabaşı dikkati çekiyordu. 27 Mayıs sonrası oluşan Meclis’te aşiretlerin yeni yüzleri olarak Dinai aşiret reisi Salih Bey’in oğlu Sabri Kılıç’la Badıllı aşiret reisi Sait Bey’in oğlu Av. Kemal Badıllı yer alırken, AP’den 1965 seçimlerinin yeni yüzü Urfa siyasetini kırk yılı aşkın bir süre etkileyecek olan Şeyhanlı aşireti reisi ve 9. dönem milletvekili Ömer Cevheri’nin oğlu Av. Necmettin Cevheri’ydi. 1969 seçimlerinde AP listesine Karakeçili aşiretinden Av. Bahri Karakeçili ve Bazıkî aşiretinden Arusoğlu Mehmet Aksoy eklendi. 1973 seçimlerinden 1977 yılına kadar listelerde Bazıkî aşiretinden Belediye reisi Mustafa Kılıç DP’den, Bucak aşiretinden Mehmet Celal Bucak ve Millî aşireti reisi İbrahim Paşa’nın torunlarından Halil Millî AP’den, Av. Celâl Paydaş CHP’den yer aldılar. 1977 seçimlerinde bunlara eklenen figür ise Arap aşiretlerince desteklenen MSP’li Salih Özcan oldu. 12 Eylül’den sonra siyasi hayatın normalleşmesini takiben listelerde aşiretlerin yeni isimleri yer aldılar. 1991 ve 1995 seçimlerinde Bucak aşiretinden Sedat Bucak ve Şeyhanlı aşiretinden Fevzi Şıhanlıoğlu DYP’den; İzollu aşiret reisi Zülfikâr Ağa’nın torunu Zülfikâr İzol ve Kırvar aşiretinden Ahmet Kırvar RP’den; Picanlı aşiretinden Abdurrezzak Yavuz ve Şeyhanlı aşiretinden Seyit Eyüboğlu ise ANAP’tan Meclis’e girerken bu dönemlerde Şeyhanlı aşireti Meclis’e Urfa’dan üç milletvekili göndermiş oldu. 1999 seçimlerinde ise Arap aşiretlerinin desteğini alan Mehmet Yalçınkaya partilerce korunan kadrolara ek olarak DYP’den Meclis’e girdi. 2002 seçimlerinde DYP ve ANAP listelerinin gedikli üyeleri seçim barajına takıldıklarında 7 milletvekili çıkaran AKP’nin listesinde aşiret vurgusu yapılan milletvekilleri İzollu aşiretinden Zülfikâr İzol ve Suruç Şeyhanlı’larından Mahmut Kaplan’dı. APDYP çizgisinde 40 yıldır liste başı olan Şeyhanlı Cevheri ailesinden Sabahattin Cevheri, Tansu Çiller yönetimince liste dışı bırakılınca aşiret bunu hazmedemedi ve tepki olarak bağımsız adaylığını ilan eden Sabahattin Cevheri’yi 18 bin oyla Meclis’e gönderdi. 2007 seçimlerine gelince; On bir milletvekiliyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en çok milletvekili çıkaran ili durumundaki Urfa’da bu dönem milletvekilliği adaylığı için inanılmaz sayıda başvuru oldu. Başvuruların 100’den fazlası AKP adaylığı içindi. Çok partili demokratik yaşamının başlangıcından beri siyasal parti yöneticileri ya aşiret reislerini ya da aşiret reislerinin uygun gördüğü kişileri aday listelerine alırlardı. Aşiret önde gelenlerinin adaylık pazarlığı için kullandıkları “On bin oyum var”, “On beş bin oyum var” biçimindeki batıda şaşkınlık yaratan ifadeler, seçim zamanları bölgenin yabancısı olmadığı siyasal sohbet konularını oluştururdu. Kırsal kesimler için geçerli olan bu söylemler, hızlı kentleşmeyle giderek anlamını kaybetmeye başlıyordu. Urfa şehri daha çok kendi kırsalından göç alıyor ve aşiretler şehirleşirken şehirler aşiretleşiyordu. Özellikle 1990’lı yıllar sosyolojik olarak aile yapısına evrilmiş bulunan Urfa şehrinin aşiret yapısıyla yakından tanışmasına şahit olurken kente gelen aşiret mensuplarının dayanışma ihtiyacıyla “Bazıkî Aşireti Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği” ya da “Haltanlı Odası” gibi oluşumlar ortaya çıkıyordu. Kent yaşamının yalnızlığı ve güçlükleriyle karşılaşan aşiret üyelerinin bir süre ihtiyacını karşılayan bu oluşumlar, şehrin seçim sandıklarında kırsaldaki gibi “blok oy kontrolü” mümkün olmadığından “bireysel tercih”in devreye girmesiyle kaçınılmaz olarak gücünü yitiriyordu. Bu seçimler için yapılan adaylık başvurularında dikkat çekici bir nokta vardı. Aynı aşiretten çok sayıda kişi aynı partiden ya da değişik partilerden adaylık başvurusunda bulunmuşlardı. Yalnız kendisini aşiretin reisi durumunda görenler değil, bağlı oymakların şefleri, hatta aşiretin kente yerleşmiş bireyleri de adaylık başvurusunda bulunmuşlardı. Durumu ifade için kullanılabilecek olan “Aşiretlerin demokratikleşmesi” deyimi kendi içinde çelişik bir anlam taşıyorsa da, işin doğrusu aşiret yapısı ağır da olsa çözülüyordu. Ancak bu seçimlerde de, şimdiye kadar yapılan bütün seçimlerde olduğu gibi iktidar partisinin ya da diğerlerinin listelerinin baş sıralarında yine aşiretler ve onların önde gelen temsilcileri var. * Şanlıurfa Barosu Başkanı 1999 Aşiret ve Siyaset MÜSLÜM AKALIN * E görünmüyor. Bu saptama AKP’nin seçime hangi kesimler üzerinde asıldığı konusunda da ipucu veriyor. Hele Cumhurbaşkanlığı seçimindeki beceriksizliğinin faturasını mağduriyet edebiyatıyla geri kalmış bölgelerde propagandaya dönüştüren bir partinin Urfa gibi inanç turizminin önemli bir merkezinde başarısız olması olası görünmüyor. MEHMET FARAÇ / ARİF FARAÇ ŞANLIURFA URFA Aşiret egemenliğinin siyaseti cendereye aldığı Urfa’da, sıcaktan kaçan herkes Hz. İbrahim’in makamının bulunduğu Balıklıgöl’e sığınıyor. GAP’ın suları 12 yıl önce bölgeye ulaşmasına rağmen yeşile olan hasretini gideremeyen kent, daracık tarihi sokakları, geçmişle bugünü aynı anda yaşatan kültürel dokusu ve müziğe âşık insanlarıyla siyasetin yönünü bulmaya çalışıyor. Ancak pusula her zamanki gibi din tacirleri, oy tüccarları ve aşiretlerin elinde bulunuyor! Türkücü İbrahim Tatlıses’in son anda Genç Parti’den aday olması üzerine renkli bir seçim şansını yitiren Urfa’da yurttaşlar propagandalara duyarsız bir yaşam sürdürüyor. Adaylar ise aşırı sıcaklarda onları ikna etmek için bazen Harran’ın çölü andıran topraklarında bazen Fırat Nehri kıyısındaki bir beldede bazen de gecekonduların esir aldığı varoşlarda koşuşturmaya devam ediyor. Şeyh, ağa egemenliğinin eğitimsiz geri kalmış kesimler üzerinde yol gösterici etkisini sürdürdüğü Urfa’da, kırsal kesim ve varoşlardaki yurttaşların büyük bölümünün oylarının nereye gideceğini kestirmek zor görünmüyor. Bu saptama AKP’nin seçime hangi kesimler üzerinde asıldığı konusunda da ipucu veriyor. Hele Cumhurbaşkanlığı seçimindeki beceriksizliğinin faturasını mağduriyet edebiyatıyla geri kalmış bölgelerde propagandaya dönüştüren bir partinin Urfa gibi inanç turizminin önemli bir merkezinde başarısız olması olası görünmüyor. Nüfus: ranı: 2002 seçimlerinde 7 milSeçmen/Nüfus O letvekili çıkaran ve 120’nin : yı GSYİM Pa üzerinde aday adayının olİM (USD): Kişi Başına GSY duğu AKP, 22 Temmuz’da da konumunu korumak istiyor. Beşinci sıra adayı Müfit Yetkin, “8 milletvekili çıkaracağız” iddiasında bulunuyor! AKP’nin birinci sırasındaki Sabahattin Cevheri’nin 2002’de 18 bin oy alarak bağımsız seçildiğini sonra da AKP’ye geçtiğini anımsatmak gerekiyor. Aslında hiç de AKP çizgisinde biri olmayan Cevheri’nin bu kez listenin başına konulmasında bağımsızken aldığı oyların dışında bir de aşiret etkisi bulunuyor. Şeyhanlı aşiretine bağlı ve eski bakanlardan Necmettin Cevheri’nin yeğeni olan Cevheri, Urfa merkezinde yaşamanın avantajını da kullanmak istiyor. Ancak Cevheri’nin kardeşi Mahmut Cevheri’nin DP’den aday adayı olması, aynı aşiretten eski ANAP milletvekili Seyit Eyüboğlu’nun seçimlere bağımsız girmesini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Eyüboğlu’nun yüksek oranda oy alabileceğine dikkat çekiliyor. HP ise tüm bölgede olduğu gibi sancı yaşıyor. 2002’de çıkardığı 3 milletvekilinden Turan Tüysüz’ün ANAP’a geçmesi, yöre insanının olumlu baktığı Vedat Melik’in ise liste dışı bırakılması üzerine tüm yükü partinin genel saymanı ve birinci sıra adayı Mahmut Yıldız çekiyor. CHP’nin ikinci sırasında ise eski il başkanı Ahmet Öncel bulunuyor. Doğu ve Güneydoğu’da etnik ve din siyasetinin baskısı altında tutulduklarından yakınan Mahmut Yıldız, en az 2 milletvekili çıkaracaklarını ifade ediyor. Yıldız AKP’nin tüm yurtta olduğu gibi Urfa’da da yurttaşa hiçbir katkı sunamadığına dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Kaderci anlayış toplumda egemen olmuş. Partimiz hem etnik tartışmalar hem de gericiliğin kıskacında. AKP Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilgisinin faturasını asılsız iddialarla muhalefete çıkarmaya çalışıyor. Oysa karnı aç olan bir insanın özgür C CHP’DE SANCI lüğü düşünmesi beklenemez. Toplum yoksulluğa mahkum edilmiş. Çiftçi ağlıyor, vatandaş perişan, çarşılarda in cin top oynuyor. Ekonomi durmuş, sanayi gelişmiyor. GAP üniteleri çöpe atılmış. Urfa halkının bu kez çok daha dikkatli davranacağını umuyoruz. Bölgeden en az 50 bin oy bekliyoruz.” 2002 seçimlerinde 80 bin civarında oy alarak AKP’nin ardından ikinci parti olan DTP’nin bağımsız adayları İbrahim Binici ve İbrahim Akman’ın Meclis’e gitmesine kesin gözüyle bakılıyor. Binici ve Akman, DEHAP çizgisinin 1991’deki kötü deneyimden ders çıkardığını, TBMM’ye daha tutarlı ve doğru politikalarla gideceklerini, bölge insanının yıllardır ihmal edilen sorunlarının takipçisi olacaklarını söylüyor. Sonucu DP belirleyecek... MHP ise Urfa’da tıpkı 1999’da olduğu gibi atak yapmaya çalışıyor. MHP listesinin birinci sırasında olan eski milletvekili Muzaffer Çakmaklı, partisinin bu seçimde büyük sürpriz yapacağını öne sürüyor. Katıldığı televizyon programlarında AKP’yi yerden yere vuran Çakmaklı, iktidar partisinin Urfa’yı 4.5 yıldır ihmal ettiğini, kadrolaşmadan başka bir şey yapmadığını anlatıyor. 1.443.422 % 39,50 % 0,93 1.301 ilgili sorularına umut verici ya da doyurucu yanıt veremi yor. AKP’nin altıncı sıradaki adayı Çağla Aktemur Özyavuz ise, “Emine Hanım kriterleri”nin Urfa’da geçmediğini gösteriyor. Çağla Hanım’ın, Harran’ın AKP’li Belediye Başkanı İbrahim Özyavuz’un iki eşinin üzerine kuma geldiğine ilişkin kentte çok yoğun söylentiler dolaşıyor. Çağla Özyavuz ise bu durumu, “Eşim iki kez evlenip boşanmıştı” diye açıklasa da, Harran Ovası’nda aksi söyleniyor. Bu durum AKP’nin Urfa Kadın Kolları’nda yoğun istifalara neden olurken 7. sıra adayı Ramazan Başak’ın bir “kız meselesi” nedeniyle ayağından kurşunlanmış olması AKP’nin bir başka handikapını oluşuruyor. AKP’nin umudu belediye!.. Kim bilir belki de AKP’liler, kent belediyesini 20 yılı aşkın süre yöneten ve Urfa’yı 40 yıl geriye götüren Milli Görüş zihniyetinin tahribatını gidermeye çalışan belediye başkanı Ahmet Fakıbaba’nın yaptıklarına güveniyor. Yöre insanı kimi milletvekillerinin kenti kadrolaşmada parsellemesini, yakınlarının ise ihale terörü estirmesinin de farkında bulunuyor. Urfa’da tüm partiler AKP’nin milletvekili sayısını en aza düşürmek için yoğun çaba sarf ediyor. Aslında bu konuda en çok çaba, kentte her zaman yüksek oy alan Demokrat Parti’ye düşüyor. Geçmişte bazı seçimlerde DYP’ye son anda baraj aştıran, Urfa’da DP listesinin başında bulunan Sedat Bucak eski gücünü yeniden göstermek için mücadele ediyor. DP’nin ikinci sırasındaki Dr. Kemal Kılıç, DP’nin baraj sorunu olmadığını, büyük ihtimalle Urfa’da birinci parti olacaklarını söylüyor. 2002’de aldıkları 71 bin oyu en az 90 bine çıkaracaklarını anlatan Kılıç, AKP’nin listesinin çok kötü olduğunu, sonucun 5 DP, 3 AKP, 2 bağımsız ve 1 CHP olacağını ileri sürüyor. Ancak DP’nin üç sıkıntısı bulunuyor. Partinin genel merkez yöneticilerinden Mehmet Yalçınkaya aday gösterilmediği için seçimlere bağımsız giriyor. Harran ve Akçakale gibi Arap kökenlilerin yoğun olduğu bölgede etkin olan Yalçınkaya seçileceğine inanıyor. DYP çizgisindeki sendikacı Ahmet Bayık da seçimlere bağımsız girerek Hilvan bölgesindeki oyları almaya çalışıyor. DYP’den bir dönem Urfa Belediye Başkanı olan Uğur Esat Akgöl’ün bu kez MHP’nin ikinci sırasında olması da Demokrat Parti için önemli bir handikap olarak gösteriliyor. Umudunu 20 yıldır GAP’a bağlayan Urfa’da sulanma sı gereken arazilerin ancak yüzde 20’sine suyun ulaşması, verimli toprakların bir bölümünün tuzlanma yüzünden elden çıkması AKP’nin bu dev projeye ilgisizliğini kanıtlıyor. Yöre insanı halen yaz aylarında ırgatlık uğruna kamyonlar üzerinde Çukurova’ya, Karadeniz’e gitmeye devam ediyor. Tarıma dayalı sanayinin gelişmediği, işsizliğin büyük boyutlara ulaştığı Urfa’da, aşiret yapısıyla köleleştirilen kırsal kesim seçmeninin bu seçimde de iradesini sandığa yansıtması beklenmiyor. Kent merkezi ve varoşlardakilerin büyük bölümü ise dini ve etnik siyasetin kıskacında yön bulmaya çalışıyor. Aydınlık kafalı, çağdaş bir yaşamdan yana azınlık ise tüm bu tablonun içinde çıkış arıyor. Aşiret ağaları ve oy tüccarlarının seçmenin iradesini dolar karşılığında pazarlamaya çalıştığı Urfa’da tüm partiler sıkıntılı bir seçim süreci yaşıyor. DP’nin barajı aşması halinde seçim sonucunun 4 AKP, 3 DP, 1 CHP, 1 MHP ve 2 bağımsız olması bekleniyor. DP’nin aşmaması halinde ise 3 milletvekilliğinden birinin CHP’ye, birinin AKP’ye diğerinin de bağımsız aday Seyit Eyüboğlu’na gidebileceği ifade ediliyor. Urfa GAP küskünü... AKP’nin ikinci sırasında eski ANAP’lı bakanlardan ve “şeyh”olarak bilinen Cenap Gürpınar Siverek bölgesindeki etkinliğini sandığa yansıtmaya çalışıyor. Üçüncü sıradaki Zülfikar İzol ise soyadıyla aynı ismi taşıyan aşiretinin Siverek, Viranşehir bölgesindeki etkinliğini kullanmaya çalışıyor. Görüldüğü gibi arkasına aşiretleri alarak seçime asılan AKP varlığını korumaya çalışırken kentte 4.5 yılda bir şey yapamamanın da sıkıntısını yaşıyor. AKP’nin hükümet programında GAP’a iki satır ayrılması ve projenin 4.5 yıldır kaderine terk edilmesi, umudunu bu dev projeye bağlayan, Fırat’ın sularını bekleyen, tarıma dayalı sanayileşmeyle istihdamın gelişmesini umut eden yöre insanını kızdırıyor. AKP’li Müfit Yetkin ile Yahya Akman başka adayların da katıldığı TV programları başta olmak üzere yurttaşlar ve gazetecilerin GAP ile 2002 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle