Katalog

SECIM0904 9/7/07 21:57 Page 4 E D İ R N E 22 Edirne İli Seçim Genel Sonuçları: 1.446 Toplam Sandık: Toplam Seçmen: 268.902 Toplam Kullanılan Oy: 245.539 Toplam Geçerli Oy: 235.534 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 518 Katılım Oranı: % 91,31 Milletvekili Sayısı: 4 Edirne İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 1.111 Toplam Seçmen: 286.516 Toplam Kullanılan Oy: 239.419 Toplam Geçerli Oy: 232.052 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 842 Katılım Oranı: % 83,56 Milletvekili Sayısı: 4 Kentin siyasi partileri, adayları, seçmeni kaderci bir yaklaşım içinde Seçim süreci yaşanmıyor ŞÜKRAN SONER EDİRNE Edirne Çarşı Merkezi’nde ilk duraksamamda, sıcakta boşa zaman kaybetmemek üzere ilk rastladığım kahveciye parti merkezlerinin yerlerini soracak oldum. Güldü, “benim oyum sola, sağ partilerin yerini bile bilmem” deyip kestirip attı. Sonra da en çok solun seçime asılmadığından, Edirne’de seçim kampanyası adına anlamlı bir etkinliğe tanıklık etmediklerinden yakındı. Buna rağmen Edirnelinin yüksek oranda sandığa gidip, kendi bildiği partiye oy vereceğine inanıyordu. Kararsızlar en çok en yoksullar, göçmenler, Romanlar arasında olabilirdi... Yıllar öncesine ait deneyimlerimden, seçim kampanyalarının en sakin, en yumuşak, dostane havalarda geçtiğini bildiğim bölgede, çok beylik sözlemlerle karşılaşacağımdan emin olduğum siyasi partileri dolaşmadan önce, kuşbaşkışı durumu daha tarafsız özetleyebilecek demokratik, sivil toplum örgütlenmelerinin kapılarını bir çalayım dedim. ADD Edirne Şubesi’nden başlayarak günün ortasında kapılarını açık bulabildiklerimden özetle duyabildiklerimden söze girmek istiyorum.. a CHP’nin Edirne adayları Mehmet Karagöz KP’nin iktidar partisi olmanın şansını Edirne’de kötü kullandığı yargısı egemen. Şimdi adam adama, iktidar avantajları, yardım kampanyaları ile çalışılsa da patlama yapamayacağı varsayılıyor. Dahası geçen seçimin ikinci ve üçüncü partilerinin oylarının, oyları yakmama adına, seçim şansı olan partilere kayacağı, ancak AKP’nin oy sıçraması yapacak parti olamayacağı düşünülüyor. En çok bu nedenle, 1999 2002 Kadınlar küskün nadolu kentlerinden çok farklı olarak, sokaklarda erkekler kadar özgür dolaşan Trakyalı kadınlar, siyasetin kendilerini çok görünür çizmesinden bu kez galiba ciddi kırgın ve küskünler. Alıştığımız evlere dönük kampanyalarda kadınların çok büyük ağırlıklı çalışmalarını göremedik. Daha doğrusu göze batmamak üzere eski hamallık görevlerini yine yapıyorlardı. Parti merkezlerinde toplanıp mahallelere dağılma, evlerde konuşma yapmak üzere görev almayı, dağıtacakları seçim broşürlerini hazırlamayı atlamıyorlardı. Ama dişlerinin arasından söylene söylene... “İçimden gelmiyor ama boşlamak da içime sinmiyor. Yılların emeği, alışkanlığı, görev anlayışı. Bu son çalışma olsun. Hele bir yerel seçimler, yönetimlerde de bizi böyle yoka sayıp çiğnesinler. Elimizi, emeğimizi çeker, derslerini veririz..” diye söylenenleri çok duydum. İsteksiz isteksiz çalışma, bu konuda en militan bilinen AKP’li kadınlar için bile geçerli. Gerçi türbanlı kadın gruplarının en yoğun en yoksul bölgelerde toplaşıp dolaştıklarını görenler, söyleyenler az değil, ancak kent merkezlerinde, ortalıkta yoklar. Yine göreceli en çok ortalıkta görünen, seçim kampanyasında görev alan kadınlar CHP’lilerdi.. CHP’nin yanında, MHP’nin şansının yükseleceği öngörülüyor. AKP ve MHP’nin birer milletvekili çıkarabilmeleri halinde, CHP’nin artan oyu ile 2 milletvekiline düşebileceği de 3’ü koruyabileceği de güçlü olasılıklar arasında sayılıyor. A Rasim Çakır Bilgin Paçarız Rafet Sezen. Mehmet Eren. Yanan oylara tepki Edirne’de bir önceki seçimde CHP ile AKP’nin milletvekillerini 31 olarak paylaşmış olmaları aslında oy dağılımını, eğilimleri göstermiyordu. CHP birinci sırada %28 oyla 3 milletvekili çıkarırken AKP beşinci sıradan %8.2 ile bir milletvekili çıkarabilmişti. İkinci sırada olan %18 oy alan Genç Parti’nin ardından, %16.48 ile DYP, %9.4’le MHP barajlara takılarak milletvekili çıkaramamışlardı. Oyları çok fazla yanan Edirnelilerin bu kez barajlara kurban vermemek üzere daha bilinçli oy kullanacakları varsayılıyordu. AKP’nin iktidar partisi olmanın şansını Edirne’de kötü kullandığı yargısı egemen. Şimdi adam adama, iktidar avantajları, yardım kampanyaları ile çalışılsa da patlama yapamayacağı varsayılıyor. Dahası geçen seçimin ikinci ve üçüncü partilerinin oylarının, oyları yakmama adına, seçim şansı olan partilere kayacağı, ancak AKP’nin oy sıçraması yapacak parti olamayacağı düşünülüyor. En çok bu nedenle, CHP’nin yanında, MHP’nin şansının yükseleceği öngörülüyor. AKP ve MHP’nin birer milletvekili çıkarabilmeleri halinde, CHP’nin artan oyu ile 2 milletvekiline düşebileceği de 3’ü koruyabileceği de güçlü olasılıklar arasında sayılıyor. İlginç olanı Cumhuriyet mitinglerinin öncülüğünü yapmış Edirneli aydınların, kendi oylarını “çaresiz CHP” olarak açıklamalarının ardından, CHP’nin seçim kampanyasına bütünü ile karşı çıkmaları. Eleştirilerini, ülke çapındaki kampanyalarda seçilen sloganların renksizliğinden başlatıyorlar; “CHP’nin zamanı” vurgulamasının, neyin zamanı, neyin oylaması sorgulamasına açık yanıt olamadığından, Cumhuriyet mitinglerindeki toplumsal havanın seçim kampanyalarına yansıtılamadığından, mitinglerin iyi okunamadığından yakınıyorlar. CHP’nin Edirne adaylarına bire bir karşı değiller, ancak oy getirecek renkli kimlik olmadığının da altını çizmeden edemiyorlar. AKP’nin de aday kimliklerinde daha geride bir çizgide kaldığını düşünüyorlar. Ali Özer. Ahmet Karagülle. Vatandaş beklentisiz 402.606 % 71,17 % 0,73 3,613 Nüfus: ranı: Seçmen/Nüfus O GSYİM Payı: İM (USD): Kişi Başına GSY Aziz Çıkıkçı Gürsel Şimşek. Cemalettin Uslu. MHP seçime asılan parti P artileri dolaştıktan sonraki izlenimim Edirne’de MHP’nin seçime en çok asılan parti olduğu yolunda. Öncelikle Trakya Birlik’ten yılların yöneticiliğinden ve çeltikçilerin içinden gelmiş ilk iki sıra adayları ile, yerelin içinden imajını yakalamışlar. İl merkezlerinde seçime ne kadar asıldıklarının göstergesi sayısız yayın, ülke ve yerel politikaların özetlendiği kampanyalarda dağıtılan broşürler. Üstüne il başkanı çok güvenli, 4 adayla birlikte 260 köyün tümünü dolaştıklarını, seçim için anlamlı her merkezi taradıklarını açıklıyor. “Biz seçime tam asılmışken diğer partilerde daha önceki seçimlerde görülmeyen bir gevşeklik. Mesela dün gece bir düğüne gittim. Siyasetçi olarak bir tek biz vardık. Eskiden seçim zamanı olacak, siyasilerden geçilmezdi. Dolaştığımız yerlerde seçmenler diğer partilerin gelmediklerini, gelemediklerini anlatıyorlar” diyor. Tabii yüz yüze bütün siyasilerin uçtukları kadar uçup, seçimden dört sıfır çıkacaklarını söylemekten de kendini alıkoyamıyor. Seçim büroları yaz sıcağı nedeniyle akşam saatlerine doğru ancak canlanıyor. Gündüzleri ancak broşür dağıtan görevliler kalıyor. Adaylar daha çok örgüt, esnaf, pazaryeri ziyaretleriyle yetiniyorlar. Garip olanı seçim yasağı sonrası gittiğim Edirne’de partilerin öyle renkli araç turları, bayrak süslemeleriyle de pek karşılaşamamam. Sadece Edirne değil, Trakya ölçeğinde öyle anlamlı, iz bırakmış parti, kampanya toplantısı yok. Benden sonra olur mu bilemem. Partilerden de olacak anlamında bir işaret alamadım. En büyük kalabalığı toplayan geleneksel yağlı güreşler etkinliğini dahi siyasi partilerin iyi değerlendiremedikleri görüşü egemen. Coşkulu, iz bırakan bir tek toplantı olmadığından söz ediliyor. Bütün Trakya ölçeğindeki eylemleri izlemiş gazeteci arkadaşlar ne iktidar olmasına karşın AKP liderlerinin, bakanlarının ne de diğer parti liderlerinin, adaylarının öyle fazla alkış, destek görmediklerinin altını çiziyorlar. Seçimde taraf olmayan, CHP’yi desteklemeye yönelik DSP liderinin gezi ve konuşmaları, galiba da oy isteme anlamı içermediği için sempatik gelmiş. Parti ve adayların haberröportajları para karşılığı Y erel medya ve televizyonlarda, seçim yayınlarının para karşılığı olması yeni bir durum değil. Daha önceki seçim süreçlerinde de duyduğumuz yakınmalardan. Yerel medyanın seçim dönemlerini dört gözle beklediği bilinen bir gerçek. Yerel medyanın yaşama güçlüğü, ekonomik sıkıntıları bu işin paravanı. Ancak gazetecilik yapmaktan çok, gazetecilik yapmadan, gazeteciye gazetecilik yaptırmadan, küçük sermayelerle para kazanmanın alışkanlık haline getirildiği yerel medyanın aynı zamanda bu nedenle gelişmediği de ortada. Gazeteler, televizyonlar yerel ilanları kapmaya yönelik yayın yaparken yerel habercilik kaygısı gündem dışında kalıyor. Dahası şantaj aracı olarak değerlendiriliyor. Seçim süreçleri bu olumsuz gelişmenin aynası oluyor. Bu seçim döneminde bu işin çivisi çıkarılmış. Seçim taraması için gittiğim her il ve ilçede, siyasi partilerin, adayların yerel politikalarını gözlemleyebilmek üzere yerel gazetelerden edinebildiğim kadar örnek almak alışkanlığım. Edirne de de aynısını yaptım. Ancak çoğunluk sayfalar seçimlere ayrılmış gibi gözükürken birçok parti ve adayın haberini ara ki bulasın. “Siz hiç kampanyaya çıkmıyor musunuz? Söyleyecek sözünüz yok mu?” türünden soruları yönelttiğimde, mesleğimiz adına kaygılandığım yanıtlar ve çıplak gerçekle bir kez daha yüz yüze geldim. Gerek partiler, gerekse adayların birbiriyle çakışan açıklamalarıyla, yerel medyanın, ulusal medyanın kirli çıkar ilişkilerinden daha küçük ölçekli, ama daha birebir kirli ilişkilerine tanıklık ettim. Örneğin Edirne yerel televizyonlarında bir saatlik bir programda yer almanın bugünkü karşılığı ortalama bin YTL imiş. İstenen parayı vermiyorsanız, örneğin tüm siyasi partilerin katılımı ile gerçekleştirilen açık oturumlarda bile, adayınız için ya ‘gelmedi’ açıklaması yapılıyor ya da aday olmayan ilgisiz bir kişi vitrin olmak üzere konuluyormuş. Lehte haberler, kampanyalar için ise dudak uçuklatan rakamlar isteniyormuş. Vermezseniz aleyhte haberler türetiliyormuş. Seçimde iddialı partiler bile istenen paraları verememekten ya da vermemekten söz açıp “kampanyamızda onların istediği paralar yok, dışlanıyoruz” yakınmalarını öne çıkarıyorlar. vrupa’ya açılan kapımızdaki seçmenin, Edirnelinin eskiden beri çok konuşmayı sevmediğini bilirim. Bu seçimlerde daha bir isteksiz, daha bir beklentisiz, bir o kadar da oyuna yönelik kararlı gözüküyor. Sanki seçim kampanyalarının onlar için hiçbir anlamı, değeri yokmuş gibi, tepkisizler. Aslında uzun uzun konuştuğunuzda, başka yörelerin insanlarından çok daha fazla olarak haberleri, açık oturumları, tartışmaları izlediklerini, üzerlerinde düşünce ürettiklerini anlıyorsunuz. Kendilerini en çok Cumhuriyete, Atatürk ve devrimlerine, laikliğe, dürüstlüğe bağlı olarak tanımlamayı seviyorlar. Seçimlerin çok şeyi değiştirebileceğine inançları zayıf, sadece ve sadece tehdit olarak algıladıkları gelişmelerin durdurulması amacına yönelik oy kullanma eğilimindeler. Öyle olunca teröre yönelik duyarlılıkları yüksek. Son dönemin terör eylemlerine 93 şehit, 53 gazi vermişler. ABD’ye kızgınlıklarını, AB’ye güvensizliklerini vurgulayan söylemler ağırlıkta. Tabii ki kendi yaşamları en çok kendilerini ilgilendiriyor. Trakya sanayileşmesi, çevre kirliliği onlara çok pahalıya mal olduğu için, bu konulara çok duyarlılar. AKP’ye en çok iktidarı sürecinde Trakya kirlenmesini önlemeye yönelik nazım plan, tarım politikaları yaklaşımları nedeniyle eleştiri getiriyorlar. Tarım verimindeki şanslılıkları, en modern tarım üretim teknolojisiyle çalışmaları, üretim, verim artışına yönelik çabaları yıl çok hızlı geriye gidişi, yoksullaşmayı önleyememiş. AKP iktidarı tarım politikaları bağlantılı yaşamlarında ilk kez bu kadar ağır yoksullaştıklarına, borçlandıklarına inanıyorlar. Bankaların işlemlerine şöyle bir göz atmak, ne kadar haklı olduklarını ortaya koyuyor. Çok net görüyor, duyuyorsunuz... Yeni ürün buğday hızla elden çıkarılıp kredi borçlarına yatırılmış. Yüksek verim getirisi borçtan kurtulabilme yolunda pek bir anlam taşımamış. Tarım ürünlerinin getirisi, götürüsü arasında bu kadar uçurum doğduktan, bu kadar ağır borç yükü oluştuktan sonra kolay kolay toparlanabilecekleri umudu yok. Bu nedenle de seçimlerden umutlu bir beklentileri yok. Oylarını yaşamlarında bir umut olmaktan çok, ülke sorumluluğunu, inançlarına bağlı kullanacaklarını belirtmekten öte pek de söyledikleri bir şey yok... EDİRNE A 4