Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sunalp "Başbakan siyasete atılacak", Ulusu "Siyasi çalışmalardan vazgeçiyorum" dedi (Baştarafı I. Sayfada) saklamalarırı üstüne çıkıyor, daha sonra kendisinin dc açıklayacagı gibi, "saglıklı bir demokrasi için zemin yoklayarak" iyiniyetli bir uğraş veriyordu. Siyasetin serbest bırakıldığı 16 mayıs tarihine dek Ulusu'nun bu girişimlerine siyaset denemediği için gözler önünde yapılan işlere bir başka tanım da getirilemiyordu. Ulusu için sorulan sorulara sürekli olarak Sunalp yanıt verdi: Ulusu kunıcu olarak teşrif ederse şeref duyarız. Heniiz Başbakanın avukatı degillm, sanıyonım asla da olmayacagım. Siyasete atılacağını yer alacağı kadronun birinci adamına söyleten Ulusu'nun bu ince hesabına uyum sağlayamayan Sunalp sözcüklerle oynayarak dikkatleri dağıtmayı denedi. Sunalp sorulara sorularla yanıt verdi: Başbakanla ikinci görüşmenizin içeriği ne olacak? Içerik nedir? Kapsamı ne olacak? Kapsam nedir? ya ikna edUmiş", uyum sağlamak amacıyla taarruzun başına getirilen emekli orgeneral Turgut Sunalp ile harekât planlarını gözden geçirmişti. thtiyatın kullanılma zarnanı ve öteki ayrıntıların görüşülmesi ileri bir tarihe bırakılmıştı. Başbaşa yenilen öğle yemeğinin sonlarında Ulusu Sunalp'a ilk muştulu haberi verdi: Rıfat Bayazıt ve Ali Bozer önculer olarak yarın hükiimetten ayrılıyorlar Paşam. Malumatım var amiralim. özal usta bir siyaset adamı gibi tarihe bir de dipnot düştu: Bunun nedenlerini şimdi açıklayamam. Ulusu'nun merkezde ya da merkez sağda denediği oluşumun gerçekleşmeyeceği anlaşıldıktan ve MDP ile güçbirliği ilkesine vanldıktan sonra Ulusu mart ortalarında tstanbul'da duzenlediği basın toplanısında MDP'ye vereceği destek konusunda yeniden şüpheler doğmasına yol açtı: Hükümet işleri ile siyaset bir arada yüriimedigi için siyasi çalışmalarımdan vazgeçiyorum. Yeni bir boyut MDP'nin tüzel kişilik kazanmasından sonra MGK'nin birbiri ardına yayınlanan veto kararları ile gelişen ve dcğişen siyasal duruma Ulusu'nun haziran ayı başında yaptığı kişisel açıklama yeni bir boyut kazandırdı. Ulusu, "Ba/ı siyasi partileri destekleyecegim veya başında yer alacagım yolundaki haberierin gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur" dedi. Ulusu'nun bu açıklamasındaki en ilginç yan şu cümle ile siyasal tarihimize geçti: Bu konuda hiçbir girişimde veya vaatte bulunmadım. Ulusu'nun siyasi çalışmalarına açıklık kazandıran çağrılar da yapıldı. Ünal Yaltınk, "Sagın ancak birleşerek iktidar olabileceğl.üagı sadece Biilend Ulusu'nun birlestirebilecegine" ilişkin açıklama yapmakta bir sakınca görmuyordu. Bülend Ulusu'nun siyasete atılma konusundaki tavrı temmuz ayı başındaki 11 'inci basın toplantısında daha bir açıklık kazandı. Açıklık kazandı MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'in parti kurma girişimlerini sürdürduğu mayıs ayı başlarında Başbakan Ulusu ile yediği bir saat 50 dakika kadar sUren öğle yemeğinde Ulusu'nun o güne dek yaptığı bu tür çalışmalar tartışma götürmez bir açıklık kazandı. Ulusu'nun tavnna açıklık kazandıran cUmle, MDP Genel Başkanı'nın ağzından kamuoyuna duyuruldu: Başbakan siyasete atılacagım, dedi. Uulusu'nun siyasi geleceğine ilişkin bu bağlayıcı yaklaşımı bir başkasının ağzından duymak, olayı izleyen gazetecileri şaşırttı. Tarihe dipnot Merkez Partisi kurma konusundaki girişimlerini geniş bir yelpazede sürdüren Bülend Ulusu şimdiki Anavatan Partisi Genel Başkanı, eski yardımcısı Turgut Özal'ın da kapısını çaldı.Ozal, Ulusu'nun siyasi çalışmalarından şöyle söz etti: Sayın Ulusu Merkez Partisi konusunda bana da teklifte bulundu. Ama ben kabul etmedim. Prensipkrime aykırı harekel edemem. # Peki ama beni niçin kilitlediniz? Verdiğiniz formu dolduruyordum." Durum anlaşılıyor. Partide çalışmak istediğini bildiren bu genç adama bir görevli SODEP'in basıh "gönüllü fişlerinden" vermiş ve rahatça doldurması için bu boş odadaki masaya oturtmuş. Az sonra da Engin Hanım boş odanın kapısını kilitlemiş. Saat 11.30: Oktay Ekşi yeniden kapıda görünüyor. Abi, daha bekleyecek miylz? Abi, biraz ipucu versen? Abi, beş dakika sonra açıklayacağını söylemiştln. Üçüncü bes dakika doldu. Abi, bugün yanm gün mesai. Saat 12'ye geliyor. l.iste Bakanlığa gitti mi? Lisle gitmezM parti gider abi. Benden hatırlatması. Oktay Ekşi gUlümsUyor, "Üzülme kardeşim. Uste gitti. Zaten sizleri de onun için bekletiyorum ya. Liste Bakan'ın eline verilsin. Ben de açıklayacagım. Söz.. Şimdi sizlere birer çay söylesem. On dakika daha bekler misiniz? Saat 12de açıklayacagım". Arkadaşlan arasında "çaykolik" diye tanınan bir gazeteci yanıtı yapıştırıyor. " Akıp giden her on dakikada bir çay olursa, evet. Yoksa, bayır diyorum bu öneriye." Bir gazeteci sıkıştınp duruyor'.'Abi be, n'olur açıkla. Gazeteye yetiştirecegiz." Oktay Ekşi, muzip bir gülümsemeyle çıkışıyor, "A hınzırlar. Sanki ben bilmiyorum degil mi, gazeteye yetiştireceginizi? Tereciye tere mi satıyorsunuz yoksa?" Saat 12.00. Oktay Ekşi yeni kurucuların isimlerini açıklamaya başlıyor. Liste bitince bir gazeteci dayanamayıp soruyor: "Abi be.geçen defa ne kadar rahattık. Merdiven başını tutmuştuk söyle. (Jelenler politika acemisi oldugundan, vorınadan söyluyuıiardı bir guzel. Neden bu defa oyle degil?". Hakhsınız çocukları! lşte biz de bunu farkettiğimiz için bir yöntem değişikliği yaptık. Bu defa kurucu adaylanmızla teması gizli tuttuk. Böylece onlann merdiven başında yakalanmalarını önlemiş o!duk. Buna "partinin ilk iç savunma önlemi de diyebilinlniz."KUçUk bir atlatma yafli. Bakalım buna gazeteciler nasıl bir yöntem dcğişikliği ve nasıl bir küçük atlatmayla yanıt verecekler? Güçlii ihtiyat Ulusu ile Turgut Sunalp yaklaşık 2 saat boyunca ne görüşmüşlerdi? Yorumcular kapaL kapılar arkasında yapılan bu görüşmeden fazla ayrıntı veremediler. Ancak, askeri deyişle Ulusu MDP'nin "tktidar taarruzunun güçlü ihtiyatı olmaSosyal Demokrasi Partisi'nde MGK'ce veto edilen 21 kişinin yerine yeni kurucuların belirlendiği sıralarda, gazeteciler bir kolayhk keşfetmişlerdi. Karar günü, ikinci katın merdivenlerinde toplanan 30 kadar gazeteci, SODEP binasından içeri elinde belgelerle ve telaş içinde dalan kişileri zevkle bekliyor ve soruyorlardı: "Hos geldiniz efendim. Yeni kunıcusunuz degil mi?" Bu sorunun yanıtı yeni kurucuları açığa çıkarmış oluyordu. SODEP'e ikinci kez 13 çizik geldiğinde gazeteciler, yeni kurucular konusunda bu rahatlık içindeydiler. Herşey kolaylıkla ve tez elden öğrenilecekti. 11 temmuz pazartesi SODEP'te üçüncü pazartesi. Kurucular Kurulu harıl harıl çalışıyor.. Girenler çıkanlar.. Oradan oraya koşturanlar... Ne var ki, bunların hepsi de partinin kendi adamları. lçlerinde yeni bir ytlz yok. Gazeteciler derseniz, merdiven başından " l ş çıkmadıgı için" Genel Sekreterlik Odası'nın önündeler bu kez. "Oktay abi"lerinin gözünün önüne bakıp duruyorlar. Oktay Ekşl ise, her dışarı çıkışta gülümsemekle yetiniyor. Her kafadan bir ses çıkıyor doğal olarak. Odanın uzak köşesinde bir gazeteci birtakım hesaplar yapıyor. Bir süre sonra da açıklıyor "şahane buluşunu"! "Arkadaşlar. Bir hesap yaptım. SODEP'teki çizikler hep o/o6O. Bu kez de oran aynı olursa SODEP yakayı kurtanyor kurucular bakımından." Gülüşmeler arasında bir kapı tıkırtısı duyuluyor. Gazeteciler ve görevliler susarak kulak kabartıyor ve sesi dinliyorlar. Tıkırtı giderek artan bir tempo ve yükseklikte yakınlardan bir yerden geliyor. Biriki dakika çeşitli olasılıklar üzerinde duruluyor: "Açık kalmış bir pencere sesi".. "Yukarıdan gelen ayak sesleri...", "Yoo hayır, dışardan gelen sesler." Bir bayan gazeteci atılıyor: "lçeride galiba fare var." Sekreter Engin Hanım, tüm bu olasıhkları yanıtlamaya çalışıyor ve bunların hiçbirinin olamıyacağını anlatıyor. Sonunda bir gazeteci "buldum" diye haykırıyor yan tarafındaki kapıyı göstererek. "Buldum. Ses buradan geliyor". Engin Hanım, kapıyı açmak için elini uzatıyor, açılmadığını görünce anahtan çevirip kapıyı ardına kadar açıyor. tçerden kan ter içinde kalmış bir genç adam çıkıyor ve soruyor: SODEP'te gazetecilere karşı "iç savunma" önlemi 33 aylık iktidann bilançosu Ulusu basın toplantısında 33 aylık iktidarının bilançosunu yaptı. Siyasete ilişkin soru sormak için sabırsulanan gazeteciler kendisini daha sonra sıkıştırdılar: Basın toplantısının sonundaki ifadenizde bir veda mesajı izletıimi var. Yanılmıyor muyuz acaba? Dogru, bu son basın loplantım. Biliyorsunuz 3 ayda bir yapıyorum bu loplantılan. 3 ay sonra seçhn yasagı geliyor, toplantı yapamam. Biraz önce siyasete atılırsam ayrı basın toplantısı yaparım dediniz. Bu toplantıyı ne zaman yapacaksınız? Bu sorulara cevap vermiyonım. Zamanı gelince yaparım. ' Yani zamanı gelecek mi? Bakın, çok sıkıştınyorsunuz. Oglum, gazetecilere çay verin de soru sormasınlar. Politiyaka atılacak olsanız 25 temmuza kadar görevinizden ayrılmanız gerekiyor. Aynlacak mısımz? Hayır, ben devlet memuru degilim, istediğim zaman aynlınm. Yani ayrılacaksınız..? Gerekirse aynlınm, yani beni sıkıştınyorlar. Kim sıkıştırıyor efendim? Kamuoyu. Çok mektup geliyor. Siz kamuoyunun sesisiniz. Beni istiyorlar mı? Mesela siz istiyor musunuz? Ona göre karar verebilirim. Yanıtlardan çıkan sonuç, "Ulusu'nun politikaya aülacagı" doğrultusundaydı. Bu arada iki gazeteciye "politikaya gireyim mi?" sorusunu soıduktan sonra birisinden, "Ben istiyorum, atılın", dığerinden "ben çekimserim" yanıtını aldı. Sorular sürüyordu: Bir veda toplantısı yapacak mısımz? Hayır, niye yapalım? Her zaman beraberiz. Başbakan Ulusu tum açıklamalarına karşın diplomasinin en esnek yöntemlerini iç politikaya uyarlayarak diplomatlan da kıskandıracak biçimde tavrını alıyordu. Ama siyasetle ilgili insanlar hâlâ şu soru y a yanıt arıyordu: Başbakan Ulusu siyasetin içinde mi. dışında mı? A OKTAY EKŞİ "Şimdi sizlere birer çay söylesem, 10 dakika daha bekler misiniz?" AYFA2 CUMHURİYET/SEÇİM 83