Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 14 NISAN 2009 SALI << I? M I IL R A Ş A B Ş A T İK Ş BE METİN TÜKENMEZ EDİTÖRDEN Bu Derbi Unutulmaz! AR İF KIZ ILYALIN Çocuk yaştan beri tutkunuyumdur futbolun... Hele derbi girince işin içine... Kaçırmam... Kadıköy’de poğaça fırınına saklanıp izlediğim bir FenerbahçeGalatasaray maçını anımsarım 80’li yılların başında. Yine 41’den 44’e gelen GalatasarayFenerbahçe rekabetini de unutmam, 60’ı da, 51’lik kupa kapışmasını da... Kiminin unutulmaz golleri aklımdadır. Kiminin Rıdvan’ı, kiminin Ribery’si, kiminin Hasan Veziri kazınmıştır zihnime... Arap Öner’in Yaşar’a koltuk altından attığı golle, Selçuk Yula’nın Eser’i terse yatırdığı penaltı kimi zaman düşümdür, kimi zaman kâbusum... Ama hep futbol vardır, benim derbi dünyamda... Futbola ilişkin enstantaneler... Gelgelelim bu derbi zincirine geçen pazar, yeni bir halka daha eklendi... Ama bu derbiden aklımda kalan tek şey utanç... Evet, utanılacak bir derbimiz var artık. Arda’nın Semih’i, Lugano’nun Emre’yi yıktığı, futbolcuların birbirlerine sayıp sövdüğü bir büyük maça tanık olduk ülkece... Aslında ülkece de değil... Şu an dünyanın neresinde bir spor programı varsa, “Barbar Türkler’in derbisi” manşetleri atılıyor. Kabul, futbol toplumun aynası. İnsanlar, sokakta yol vermeme gerekçesiyle birbirini kurşunlarsa derbide de futbolcuların birbirini gırtlaklaması belki normal karşılanabilir ama şu bir gerçek ki, Türk futbolu büyük bir erezyon yaşadı pazar gecesi. Bu bir tükeniştir. Futbolun dibe vuruşudur. Bakmayın siz sponsorların akıttığı paralarla dönen çarka, borç harç denk getirilen kulüp kasalarına... Futbolun ar damarı çatlamıştır önceki gece... Şapkamızı önümüze koyup düşünme vaktidir... Futbol Federasyonu’nun birilerine şirin görünme adına verdiği göstermelik cezaların bir dışa vurumudur bu... Sakın hoş görmeyelim bu futbolcuları. Hep beraber cezalandıralım... Bir süreliğne 66 numaralı Galatasaray formasıyla, 23 ve 2 numaralı Fenerbançe formalarını kaldıralım sandığa... Ne bileyim mesela kavgayı dövüşü büyük bir soğukkanlılıkla izleyen Carlos’la, Lincoln’ün formaları asalım duvarlara. Doğru dürüst oynamasalar da onları anımsayalım... Evet, bugün bu sutunlarda size unutulmaz bir derbinin ardını sunmak isterdik. Teknik, taktik yorumlarla karşınıza çıkmak, dostluk mesajları vermek... Ama fairplay tarihin tozlu raflarında kaldı bu kez, ne yazık ki kavgasını dövüşünü yazdık... Yeniden görüşmek dileğiyle... G şampiyonluğa çok yaklaşmış bir takımın başında olabilirdi. Acaba Mustafa Denizli, Beşiktaş’ın kadrosunun kaliteli olduğunu erek TV yorumlarında gerekse vurgularken takımın doğru kurulmadığını mı Milliyet’te yazdığı yazılarında söylemek istiyordu? Denizli’nin Beşiktaş’ın ligdeki en kaliteli kadroya uygulamalarına bakıldığında bu doğrultuda sahip takım olduğunu birçok kez yineleyen bir anlam çıkarmak olanaklı... Çünkü Ertuğrul Mustafa Denizli, özlemle geldiği Kartal’ın Sağlam döneminde bir sağbek başında nasıl bir performans ortaya koydu? bulunamamış, Serdar Kurtuluş’la İbrahim Sorunun yanıtına geçmeden önce Toraman değişerek oynamıştı. Solbekte Beşiktaş’ın kadrosunun kaliteli mi yoksa Seric görev yapıyor, savunmanın ortasında ‘kalabalık’ mı olduğunu bir sonuca ise Sivok’la Zapotocny tandemi bağlamalıyız. Kadro Denizli’nin dediği gibi oluşturuyordu. Bu savunmayla Beşiktaş kaliteliyse, her mevkide en az iki kaliteli yenilmediği halde Avrupa maçlarında oyuncu varsa Fabian Ernst, Yusuf Şimşek ve Erkan Zengin neden transfer edildi devre acemice savunma hataları yapıp Edirne arasında? Acaba futbol takımları tribünlerden ötesiyle bağlarını koparttı. Mustafa Denizli takımın savunmasına müdahale ederek farklı, insan sahaya inince daha mı farklı sağbeke defansı zayıf ama çok çabuk ve görünüyor? Ertuğrul Sağlam 7 maçta 5 hücumu seven Ekrem Dağ’ı yerleştirdi. galibiyet, 2 beraberlikle takımı Mustafa Diğer yandan savunması güçlü, hücumu hocaya teslim etmişti. Denizli’de olması gerektiği gibi hem Sağlam’ın ortaya koyduğu zayıf İbrahim Üzülmez’i eski tip kesici bek gibi oynatmaya başladı. Savunmanın performansı övmüş hem de yorumculuğu ortasından ise ağır Zapotocny’yi kenara alıp çabuk İbrahim Toraman’ı devreye soktu. Hava üstünlüğü, yerden kayarak müdahaleleri ve cefakar oyunuyla Sivok, İ.Toraman’la iyi bir tandem oluşturdu. Bobo ve Beşiktaş’ın daha önemli sorunu orta alandı. Yusuf Mustafa Denizli’nin ilk maçı olan Beşiktaş’ı Ankara’daki G.Birliği maçının ilk yarım saatinde ‘şaşaalı’ bir görüntü sırtlıyor. sergileyen Siyah Beyazlılar, 13 dakikada 30 öne geçmiş ama ikinci yarıda o görüntüsünden eser kalmamıştı. Tello, Delgado, Serdar Özkan ve Uğur İnceman gibi hücumu seven ama savunması zayıf kalmış futbolcularla 90 dakikayı aynı tempoda oynamak kolay değildi. Bunun kolay olmadığını Cisse’nin tek başına savaştığı orta alanda ya iki sarıdan kırmızı kart görüp takımı eksik bırakmasından veya aşırı zorlanma nedeniyle sakatlanıp kadronun dışında kalmasından anlamaktayız. İşte bu noktada takıma bir müdahale daha gerekmekteydi. O müdahale Almanya Ligi Bundesliga’dan devre arasında transfer edilen Ernst ile gerçekleştirildi. Fabian Ernst hem Beşiktaş’ın gereksinimine yanıt verecekti kalabalık kadroya kalite kazandıracaktı hem de Türkiye’de her zaman tartışılan ‘kaliteli oyuncu’ sorununa iyi bir örnek olacak, Aurelio gittikten sonra F.Bahçe’nin ne kaybettiğine ilişkin de somut bir veri Ernst ile döneminde olduğu gibi takımı teslim alırken gözler önüne serilecekti. Ama yine de de kadronun kalitesine vurgu yapmıştı. Peki, Mustafa Denizli Beşiktaş’ta neler yaptı? Mustafa Denizli’nin çift ön libero gerçeğini sınama yanılma yöntemiyle bulduğunun da Basit bir mantık ve yine basit bir orantı altını çizmeliyim. Önce Cisse’yi oynatmadı. hesabıyla bu soruyu aklına getirenlere beyin Takım aksayınca doğruyu buldu. Cisse’yle cimnastiği yaptırabiliriz. Ertuğrul Sağlam 7 Ernst müthiş bir ikili oldu. Alman ön libero maçta 17 puan toplarken yenilgisizdi. Mustafa hocanın döneminde ise Beşiktaş 20 daha özgür oynamaya başladı ve atakları destekleyen adam görevine soyundu. Ernst maçta 38 puan kazandı. Oysa orantıya ile Beşiktaş’ın oyunu güzelleşti. Kayserispor vurduğumuzda Denizli’nin başındaki Kartal karşısında oynanan futbola son yıllarda pek 48 puan toplamalıydı ki o zaman Beşiktaş az tanık olduk. Ne var ki aklımdaki bir soru şampiyonluğa emin adımlarla yürüyen bir işaretine yanıt bulma fırsatım olmadı. Acaba ekip konumunda olacaktı. Kuşkusuz futbol Mustafa Denizli Ernst ve Cisse’nin çift ön matematiksel orantılara dayandırılıp bir yere vardırılamaz. Ama futbolun da ölçülebilen bir libero oynadığı bir yapıda Seric’e görev yanı olduğunu istatistikler ve sayısal verilerle verebilir miydi? Çünkü Seric’in tekniği iyiydi ve çok kaliteli ortalar yapabiliyordu. Ekrem ortaya koyabiliriz. Eldeki verilere göre Dağ’la birlikte dönüşümlü olarak atağa çıkan Mustafa Denizli başarılı sayılmaz. Ama öte Beşiktaş, tam bir Kartal görüntüsü verebilirdi. yandan takımın başında Ertuğrul Sağlam Bu oyun şekli de Mustafa Denizli’nin atağı kalsaydı bundan daha fazla puan toplayacağının garantisi de olmazdı. Sağlam seven futbol felsefesiyle tam tamına örtüşürdü… elimizdeki lig verilerine göre belki de C SPOR S AY I 1 4 2 İMTİYAZ SAHİBİ: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ: İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ: Arif Kızılyalın SORUMLU MÜDÜR: Miyase İlknur EK KOORDİNASYON: Sami Gürel GÖRSEL YÖNETMEN: Ersin Öztekin GRAFİK TASARIM: Süleyman Abay YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 Şişli 34381 İstanbul BASKI: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu 34580 Esenyurt / İstanbul CUMHURİYET REKLAM: Telefon (0212) 251 98 74. GENEL MÜDÜR: Özlem Ayden. GENEL MÜDÜR YARDIMCISI: Nazende Pal. REKLAM KOORDİNATÖRLERİ: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya. REZERVASYON YÖNETMENİ: Onur Tunalı. 3