02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ADNAN DİNÇER’LE F U T B O L eposta:[email protected] NEYMİŞ TV ABDÜLKADİR YÜCELMAN eposta: [email protected] SPORDA ARKA BAHÇE NASIL? iz spor denilince ‘futbol’dan başkasına rağbet etmeyen bir ülkeyiz. Bizim çocukluğumuzda bu öncelik ‘güreş’e aitti... Futbol oynamak, baskılara karşı durmak, günah işlemekle aynı kategoride sayılırdı. Evde ailemiz, okulda hocalarımız ve çevrede dini eğilimleri fazla olanlar tarafından çok dışlandık. Ama yine de sevdik futbolu ve kendi olanaklarımızla önce mahalle ve sonra da bazı futbol misyonerlerinin sahiplenmesi ile oynadık. İki taş ile yaptığımız toprak arsalarda okul dışı bitmeyen maçlar yaptık çocukken. O zaman radyo ve gazeteler bizim spor dünyamıza yön veren kitle haberleşme araçları idi. Dayak; çoğu kez futbol oynamanın karşıtı olan aile içi bir bedeldi. Bütün bunlar sağlıklı kişiler için geçerli idi. Oysa içimizde birçok engelli arkadaşlarımız ve onların hayata karşı verdikleri yaşam mücadeleleri de vardı. Ben Beşiktaş’ta çalıştığım dönemlerde çok zor şartlarda deplasman dahil stada inerken otobüsün kapısı açıldığında bizden önce bizi karşılayan engelli futbolseverlerle dost olmuş ve onlarla çok güzellikler(!) paylaşmışımdır. Bizim sportif arka bahçemiz hangi ulusal yaptırımları koyarsak koyalım “arızalı sağlam”dır.. Çünkü zihniyet gelişmemiştir. Özellikle “spor, sağlık için en önemli yaşam gereğidir” diye düşünen kafalar azdır. Şimdi yaşadığımız en önemli sıkıntı ise endüstriyel futbol ile işin içine giren sponsorluk ve şans oyunlarının kişiyi dejenere etmiş olmasıdır. Amacından uzaklaştırılan bu süreçte ne kadar sportif toplumuz bunu konuşmaya değmez bile. Verdiklerimiz ile aldıklarımız, zihniyet ve plansızlık nedeniyle orantısızdır. Ancak farklı birkaç ayıbımız var ki utanç verici boyutlardadır. Engellilerin spor yapma ortamına vermediğimiz destek utanılacak boyuttadır. Geçen günlerde çok değerli ağabeyimiz ve bu konuda önemli bir hizmet adamı Yavuz Kocaömer bir kez daha konuya işaret etmiştir... Bu ülkede hâlâ “Engelliler spor yapmamalıdır” diyen kafalar vardır. Ama ne kadar palavra organizasyonlar varsa önde gitmek için takla atanlar da bunlardır!.. “Sakatın sporcusu mu olur, otursunlar evlerinde” diyenler ile “aralarında bir şeyler yapsınlar, ama bizden de bir şey istemesinler” diyenler iki ayrı grup yapmışlardır Yavuz Kocaömer’in ifadesi ile... Onlar sporu önlerine konulan çerezlerle ekran karşısında futbol veya artistik paten izlemek sananlardır!.. 2020’de İstanbul olimpiyat oyunlarına talip olanlar şunu bilmiyorlar. Aday olduğumuz “2020 İstanbul Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları”dır... Bu gerçeğin biline biline organizasyonların nasıl gerçekleşmesi gereğine değinen Yavuz Kocaömer’in uyarıları çok önemlidir. 2005’in 1 Temmuz’unda çıkarılan Özürlüler Yasası’nın 33. maddesinde her şey belirlenmişken uygulanmaması ayıbımızdır. Süs ve göstermelik midir bu yasa!? Sosyal Sorumluluk ‘İmkânsızlık’ Tanımaz Anadolu’da okumak isteyen küçük kızlar ile ilgili bir yazıdan esinlenerek “Böyle bir durumda kenara çekilmeyi içimize sindiremeyiz” diyerek Metro Group’un patronlarına bir proje götürdü. Projenin kabul edilmesi ile de çalışma arkadaşlarıyla birlikte Türkiye’yi doğudan batıya 20 bin kilometre dolaşarak 10 ilden bin kız çocuğu ve aileleri ile temasa geçti. Şu anda bin kız çocuğunun eğitimlerini üzerine alan Metro Group ‘un yanında Nurdan ve çalışma arkadaşları Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile işbirliği yapara “İmkânsız Periler” projesini sürdürüyorlar. Kız çocukların hikâyesi İmkânsız Periler adlı bir kitapta toplandı. Ve bu kitabı Nurdan ve arkadaşları Türkiye’de birçok yere ulaştırdılar. Kitaplardan 3 tane alan, bir kız çocuğunun eğitimini de üstlenmiş olacak. Ne güzel değil mi! Anadolu’daki yoksulların kızları da okuyacak ve geleceğe daha bir başka gözle bakacaklar. Elbette onlarla birlikte biz de.. Kız çocuklarının yazgısı değişmelidir, değişecektir. O kızlar gelecekte hem kariyer sahibi olacak hem de anne. Ve anne olarak da çocuklarını okutan aydın birer anne olacaklar. O haykırışlar bugün için bitmiş değildir. Bin kız çocuğu için evet, ama ya diğer binlercesi, yüz binlercesi.. Ayşe’ler, Hatçe’ler, Ayla’lar, Meryem’ler. Onlar ne olacak? Okumaktan başka hiçbir istekleri olmayan bu küçük kızlara kimler sahip çıkacak? Böyle bir durumu içine sindiremeyenler olmayacak mı? Yoksa giderek artan ve yasal açıklardan kurtulmasını bilen zorbaların ve sapıkların eline mi düşecekler... Buna hangimiz dayanabiliriz. İçimize sindirebileceğimiz bir görüntü mü bu? Düşünün hele, kız çocuklarımızın böyle hallere düşmesini kabullenmek olası mı.. Ama kör olası toplum, çıkar ve yosuzluğun kulvarına girmiş, kimse kimseyi düşünmez olmuş. Düşünenler, yardıma koşanlar, kimi ahlaksız kurumların tuzağına düşmüş de yasalar bile onlara yetmemiş. Peki, kim bunun sorumlusu? Ben, sen, o mu? Hayır, sorumlu olanlar yasaları yapanlar, yasalarda boşluklar bırakanlar ve o yasalara imza atanlardır. Her şeyi kendilerine yontanlarla, yalakalığı fırsat bilenlerle bu ülke, bu toplum bu hale gelmişse bile Mustafa Kemal’in Nutuk’undaki sözlerini düşüneceğiz, Çanakkale’yi, Dumlupınar’ı, Sakarya’yı düşüneceğiz, Türkiye’nin geleceğini düşüneceğiz. Yarının Türkiye’sini emanet edeceğimiz kızlarımızı, çocuklarımızı koruyacak ve onları geleceğe hazırlayacağız. Çünkü bu ülke bizim hepimizin. Bu ülkeyi hiç kimseye kaptırmayacağız Sayın Metro Group’çular, sevgili Tümbek ve arkadaşları, başlatılan kampanyanın arkası gelmeli; mücadeleye devam edilmeli. Yoksa bıraktığımız anda yine o malum insanlar akbaba gibi çökerler başına çocukların. Eğer bir toplumda sosyal sorumluluk varsa o toplumda her şeyin çaresi vardır. Yeter ki sosyal sorumluluk duyanlar duymayanlardan fazla olsun... B ekranındaki ağlamaklı küçük kızın sözleri yüreğime hançer gibi saplandı. Öylesine işlemişti ki o küçük kızın “Okumak istiyorum, tek arzum o” yakarışı, kulaklarımda zonkladı günlerce. Sonra ... Korkular, dinlemeler, Ergenekon’lar, iftiralar, yalanlar, tuzaklar... Derken delip de geçen ekonomik kriz, aç ve işsiz kalan insanların acısı, bir yanda zamane! Zenginleri ile açlık sınırı arasındaki giderek büyüyen uçurum ortamında yerel yönetim seçimleri... Devletin gücünü de arkasına alarak görkemli açık hava toplantıları dizisi ile belirli bir bütçesini seçim propagandasına ayıranların çekişmesi, su olmayan yörelere çamaşır, bulaşık makinelerinin yığılması, çöplükten artık toplayan fakirlere buzdolabı gönderilmesi... Ama bunların hiçbirisi 13 yaşındaki o küçük kızın ‘’okumak istiyorum’’ diyen haykırışını unutturmamalıydı, o nedenle de geciken bu yazımdan dolayı tüm okumak isteyen küçük kızlarımızdan özür diliyorum. Evet o kız çocuğunun yalvarışı, ‘’Okula SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ gitmezsem beni Engelliler sporunun gelişmesi için tesis, malzeme ve antrenör evlendirecekler’’ eğitimi önümüzde sorun olarak durmaktadır. Birçok ileri diye yakınırken TV ülkelerde olduğu gibi Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve ekranına bile Türkiye Milli Paralimpik komiteleri birlikte çalışmalıdırlar. bakamayacak Ülkemizde birçok engelli insan varken ve bunlar günlük kadar utangaç Ampute Ligi yaşamlarında dahi insani desteklerden yoksunken onlara kızın okuma isteği için moral verecek ve sportif çalışmalara yönelerek örnek yaşam içimde hâlâ çalışmalar bağlantılarına hizmet vermek gerekirken bizim bu tutumumuz yaradır. Aradan sürüyor. sportif arka bahçemizdeki yüz karamızdır. Engelli spor aylar geçmesine kulüplerimiz vardır ama zor durumdadırlar. Sizler şunu rağmen küçük bilmelisiniz ki spora en yakın ilgi duyan kesim engelli kızın sabah erken vatandaşlarımızdır. Sadece bu değil, bayanlara karşı da kalkarak önce sportif özerklik yetersizdir. Dünya tüm branşlarda bayanlara hayvanları, sonra ve engellilere çok önem verirken sporu belli kişi ve kesimlerin tekeline terk yatalak annesini doyurması, sonra da etmek, okullarda hâlâ spor saatlerinin boş geçmesine neden olunması çantasını sırtlayıp 5 kilometre ötedeki spordaki arka bahçemizin dramıdır. Her gün kapımı çalan veliler köy okuluna gitmesi, okul dönüşünde de çocuklarını getirip onlara futbol, basketbol ve voleybol sporu yapmaları aynı şeyleri yaptıktan sonra gaz lambası için benden yardım talep etmektedirler. Geçenlerde harp malulü gazilerin ışığında ev ödevini yapmaya çalışması, de bu vatan uğruna kaybettikleri bazı uzuvlarına karşın benden futbol ve bir film şeridi gibi gözümün önünde. spor yapmaları konusunda destek istemeleri beni çok etkiledi... Bunun ne Küçük kızın babasının inatçı kararına demek olduğunu çok iyi bilen bir yaşamış kişi olarak devletimizin karşı yatalak annesinin ızdırabı ise bir kanunlarına ve gereğine sahip çıkarak önemli bir sportif başarı ve hizmete başka dram. Erkek eğemenliğinin itici destek olmalarını beklemekteyiz. Ayrıca henüz futbol oynama ve hüküm sürdüğü Anadolu geleneğinde eğitilme sürecini tamamlayamayan genç erkek ve kızlarımızın milyon kız çocuklarını erken yaşta kocaya dolarlarla alınıp ligde boy gösteren hayalet futbolculardan bir tanesinden vermelerinin köy ekonomisinde yeri olsa dahi vazgeçmenin yarınımıza en büyük hizmet olacağını unutmamalıyız. da 13 yaşındak kız çocuğunu koynuna Neredeyse kaptırılan paralar hatırına popolarını öperek oynatma almak, acaba sapıklığın kaçıncı senaryolarıyla sahaya sürdüğümüz eksik ahlaklı bazı yabancı futbolcuların dönemidir söylermisiniz! Bu tablonun kötü örnek olduğu futbol âlemimizde biraz daha dikkatli ve samimi üzerinden dediğim gibi aylar geçti. O anı olabiliriz. Bu kadar unutkanlık ve görmezlikten geldiğimiz sportif arka andıkça da aklıma Metro Group’un bahçemizin bizim geleceğimiz olduğu gerçeğini yaşadığımız hatalar bizlere Türkiye temsilcisi Nurdan Tümbek ve öğretmelidir. Artık günlük başarılara değil, kalıcı, dürüst, çağdaş, insani onun başlattığı “İmkânsız Periler” geldi. eğitim ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Yapacağımız her doğru işten bir gün Bu proje insanın yüreğine su serpecek gelir bizler de yararlanır ve onurlanırız. Kim bilebilir yarın başımıza ne ve küçük kızları koruyacak bir projeydi. gelecek? Ve arka bahçemizde sportif ilgisizliğin acısını yaşamayız!.. Tabii Kısaca şöyle: Nurdan Tümbek Tekeoğlu ben sadece spordaki arka bahçeden bahsettim... Yaşam bahçemizdeki ihmallerimizin de ne kadar çok olduğunu hatırlamaları ve çözümlerini sosyalbilimciler ve görevliler düşünsün!.. 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle