Katalog

A D I M A D I M CAN İŞBAKAN EU R O L E AG U E enerbahçe Ülker koçu Bogdan Tanjevic, kaybedilen Montepaschi Siena maçı sonrasında, “Artık yolumuz çok engebeli” diyordu. Oldukça haklı. Artık hataya yer yok. Sarı Lacivertliler TOP 16’dan çıkmak istiyorsa bu hafta canını dişine takmalı. Direnç göstermeli. Ara ara değil, sürekli galibiyeti istediğini rakibine hissetirmeli. Ne CSKA ne de Siena karşısında Fenerbahçe Ülker istediği oyunu sahaya yansıtamadı. İtalya deplasmanında son çeyrekte atılan 28 sayıyı bir kenara koyarsanız Sarı Lacivertlilerin final bölümüne sadece 2 üçlükle 6951 geride girmesini akıl almıyor. Kısalar verimli değil, uzunlarda gözle görülür bir düşüş var. Green her basketbol yazarının dediği gibi yetersiz ama gözden kaçan detaylar da var. Mesela Smith savunmada ve hücumda beklenen düzeyde değil, tıpkı Preldzic ve Mrsic gibi... TOP 16’da ilk üç maçlık serinin son karşılaşmasında Fenerbahçe Ülker, Cibona Zagreb deplasmanına gidecek. Hırvatlar Euroleague’de bu sezon evinde sadece Unicaja Malaga’ya yenildi ki o mücadelede Prkacin son basketi atabilse yine Zagreb kazanacaktı. (7677) Alan Anderson ve Earl Calloway’in atletik yetenekleri Fenerbahçe Ülker’e ters gelebilir. Ama Cibona maçı her halükarda kazanılmalı... Bu fikstür gerçekten canımızı çok yaktı. Yol gerçekten engebeli F B u sezon Euroleague’in en flaş takımlarından biri de AJ Milano... Sezona çok kötü başladılar ve aldıkları üst üste 4 yenilgi onların sonuncu olmaya yakın olduğunu gösterdi. Ama Piero Bucchi önderliğindeki Armani Jeans Milano müthiş bir direnç ortaya koydu. Gücünü bilerek, takım olarak, mücadele ederek bir yere gelebileceklerini gördüler ve savaşı bırakmadılar. Rakiplerini bir bir devirerek TOP 16’ya ulaşmayı başardı İtalyanlar... Herkes yine onların Armani herkese yakışmaz sonuncu olacağını ya da Prokom ile üçüncülük mücadelesi vereceğini düşünürken Armani yaptı yapacağını. Önce evinde Olympiakos’u müthiş bir oyunla devirdi ardından da Prokom’u deplasmanda 6260 mağlup etti. E Grubu’nda TAU ve Olympiakos’u altına alıp 2’de 2 ile zirveye oturan İtalyanlar, haftaya Bask bölgesinde terleyecekler. Ama bu kez kimse onların kolay lokma olacağını düşünmüyor. Evinde bu sezon bir tek Efes Pilsen’e yenilmeleri ise ilginç bir detay... BAYAN BASKETBOL SERDAR GÜREL 12 Avrupa Kupaları’nda yeni bir şey yok; tıpkı geçtiğimiz sezon olduğu gibi Fenerbahçe ve Galatasaray mücadele ettikleri arenalarda çeyrek finale yükselme başarısını gösterdiler. Buralara varmanın her iki takımımız için pek kolay olduğunu söyleyemesek de sonuç olarak bu başarıların artık süreklilik kazanmış olması sevindirici bir durum. Fenerbahçe’nin FIBA Bayanlar Euroleague’de üst üste 3. kez çeyrek final oynayacak olması, Galatasaray’ın geçtiğimiz yıl yarı final oynadığı FIBA Bayanlar Eurocup’ta ismini ilk 8 takım arasına yazdırması bayan basketbolumuzun uluslararası arenalarda elde ettiği başarıların tesadüf olmadığının en büyük ispatı. Sarı Lacivertlilerde yaşanan antrenör değişikliği, Sarı Kırmı Avrupa Yakası zılı ekipteki belirsizliğe karşın her iki temsilcimizde yollarına devam ediyorlar. Fenerbahçe’nin bu turdaki rakibi eski yıldız oyuncuları Cappie Pondexter’in formasını giydiği güçlü Ekaterinburg takımı olurken, Galatasaray, Chevakata’yla yarı finale kalma mücadelesi verecek. Son yıllarda Avrupa bayan basketbolunun en önemli iki ligi olmayı başaran Türk ve Rus liglerinin bir anlamda üstünlük savaşına sahne olacak bu eşleşmelerden temsilcilerimizin galip ayrılarak yarı finallerde boy göstereceğine yürekten inanıyorum. “Sosyal Basketbol” başlığı altında yazmış ol duğum yazılar hakkında okurlarımızdan birçok elektronik posta geliyor; bu konu hakkında fikir paylaşan, destek veren, eleştiride bulunan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu önerileri ve fikirleri Türkiye Basketbol Federasyonu ile paylaşıyorum. TBF’nin Bayan Basketbolu’ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi Sayın Jülide Sonat, kendisine ilettiğim öneri ve projelerle büyük duyarlılık göstererek yakından ilgilendi. Bu sosyal sorumluluk projelerinden uygulanabilir olanlarının en kısa sürede netleşerek hayat geçeceğinden hiç kuşkum yok. Kulüplerimizin ve sporcularımızın da bu konularda aynı hassasiyeti göstermelerini dilerim. EPosta: serdargurel@basketdergisi.com