Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR ATLETIZM 16 ARALIK 2008 SALI ‘ATATÜRK İÇİN ’ M I R A Ş O K A ’ FİZAN ‘ Pistin 80’lik delikanlısı! << SEVİL ARINAN eteran atlet Erdoğan Dulda (80), pistte rakip tanımıyor. Aldığı madalyaların sayısını bile unutan Dulda, Türkiye’nin de en eski lisanslı atleti olma özelliğini taşıyor. Atletizm camiasında da ‘Erdoğan amca’ olarak tanınan Dulda, bugünlerde uzun zamandır 10 bin 800 metrelik ‘Atatürk Koşusu’na hazırlanıyor. “Atatürk için Fizan’da bile koşarım” diyen Dulda, Ulu Önder Atatürk’e olan sevgisini ise “Spordan kopmamamdaki en önemli etken içimdeki Atatürk sevgisidir. Uzun zamandır bu koşunun hazırlıklarını sürdürüyorum. Burada da birinciliği hedefliyorum” sözleriyle dile getirdi. Çankaya Belediyesi Spor Kulübü’nün sporcusu Erdoğan Dulda’yla keyifli bir söyleşi yaptık... Günümüzde aileler çocuklarını spora yönlendirme konusunda zorluk çekerken siz o dönemlerde spora nasıl başladınız? Erdoğan Dulda: Annemi küçük yaşlarda kaybedince büyükannem bana annelik yapmaya başladı. Büyükannem, beni 5 yaşında annemin yokluğunu unutturmak ve zinde bir vücuda sahip olmam için beni her sabah mahallemizde bulunan şimdiki ismi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olan birimin oyun salonunda spora başladım. Salonda eğitmenler eşliğinde yüzer ve squash oynardım. Atatürk’ün emriyle açılan bu oyun salonunda benim gibi birçok çocuk spora götürdü. Ayrıca uzun süre voleybol oynadım, hakemlik de yaptım. Ardından da atletizmle tanıştım. Birçok spor dalıyla uğraştım ama atletizm bir başka. Gücümün yettiği yere dek koşacağım. Sizin yaşıtlarınız sağlık V sorunlarıyla karşı karşıyayken siz son derece zindesiniz... E.D: Evet, ciddi bir sağlık sorunum yok. Küçük yaşlarda spor altyapısını sağlam aldığım için zindeyim. Aileler de çocuklarını küçük yaşta spora yönlendirsin. Çocuklar ise sporu zaman geçirmek için değil, sağlıklı olmak için yapsın. Zinde kalmamın diğer bir nedeni de kendimi, insanları ve yaşamayı çok sevmem. İçimdeki bu sevgi beni spora bağlıyor. Ben yaşama bu kadar bağlı olmasaydım bu yaşımda altın madalya kazanamazdım. ‘Gençler benim yolumdan gitsin’ 80 yaşında hâlâ pistlerde olmak size neler hissettiriyor? E.D: Yıllarımı verdiğim atletizme devam etmek beni çok mutlu ediyor, haz veriyor. Pistlerden kopmamak için elimden geleni yapıyorum. Yaşıtlarımın çoğu hastalıklarıyla uğraşırken ben madalya savaşı veriyorum. Gençlere de söylemek isterim ki spor yapsınlar, ileride hastalıklarla karşılaşmak istemiyorlarsa benim yolumdan ilerlesinler. Sporda beslenme çok önemlidir. Beslenmenizle ilgili de bilgi verir misiniz? E.D: Bütün besinleri mevsiminde tüketmeye özen gösteriyorum. Yemek konusunda seçici olmadığım gibi her şeyi yiyorum. Ama tatlı denildiği zaman akan sular duruyor. Tatlı yemek her şeye bedel. Sütlü tatlılarla baklava vazgeçemediğim tatlar. Reçel sevdam da var. Eşim bu konuda çok hassas. Eşim mevsim meyvalarından bana çeşit çeşit reçeller yapar. Başarımdaki en önemli faktör bu; hem beslenmeme dikkat etmem hem de tatlı tüketimim... Örneğin geçen yıl kış boyunca 18 kilo reçel tükettim. Ayrıca pekmez, tahin ve helva da yiyorum. 12 ‘ ya n ‘Ata’dan Ana ’de düzenleneuz. Şimdi de 36. ir m İz n so n E irinci oldun Koşusu’nda b ınız 10 bin 800 metrelik ağ ac orsunuz... kez katıl ’na hazırlanıy k önem u us oş K rk tü ‘Ata şuya ço tıldığım bu ko iz E.D: Her yıl ka ünkü bu koşu Ulu Önderim i is Ç vg . se um rk or tü riy ve ki Ata u pılıyor. Bende Atatürk için ya elere dökemiyorum ama on ve im el nü K gü a. şk üm bir ba rdüğ . Atatürk’ü gö çok seviyorum şını da hiç unutamıyorum. saçımı okşayı n’da bile koşarım. Uzun za Atatürk için Fi koşunun hazırlıklarını zamandır bu yarışta altın madalyayı . Bu sürdürüyorum yrıca bu koşuya Atatürk’ü A . m ru yo fli de ediyorum. he herkesi davet n tü bü n seve Yıllarımı verdiğim atletizme devam etmek beni çok mutlu ediyor, haz veriyor. Pistlerden kopmamak için elimden geleni yapıyorum. Yaşıtlarımın çoğu hastalıklarıyla uğraşırken ben madalya savaşı veriyorum. Gençlere de söylemek isterim ki spor yapsınlar, ileride hastalıklarla karşılaşmak istemiyorlarsa benim yolumdan ilerlesinler