Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 18 KASIM 2008 SALI << K İ N K E T A FATUR R O Y I K I Ç E R Ö T K E DİR SEVİL ARINAN ‘Samet Aybaba’ denildiği zaman akıllara ilk olarak Beşiktaş ve ulusal takımda forma giydiği yıllar gelir. Yeni kuşak ise Aybaba’yı teknik direktörlük göreviyle tanıyor. Oyunculuğun hemen ertesinde teknik adamlık görevine soyunan Samet Aybaba, şimdilerde G.Birliği’nin başına geçerek hem kendisi hem de takımı için yeni bir sayfa açtı. Aybaba istikrarlı çalışmanın takımı etkilediğini, kurumsallığın ise teknik ekiple kulüp arasında uyum sağladığını belirtirken sezona başladığı Bursaspor’la ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. ‘KİMSENİN SESİ ÇIKMIYOR’ Samet Aybaba’nın, “Bursaspor’daki dönemimde Sizin gibi liglerde görev yapan maç öncesi ve sırasında sahaya teknik adamlar kulüplerden parasını çıkarken, ismim okunurken alamama durumuyla karşı karşıya... sürekli kötü tezahüratla S.A: Evet öyle ama kimse çıkıp bu Bizim karşılaştım. Hiçbir teknik adam durumu dile getirmiyor. Nedense biz yanlışlarımızından durup dururken, takımı üst teknik adamlar sessiz çoğunluktan sıralardayken görevi bırakmaz. biri de bu. Yani öteye geçemiyoruz. Örneğin Her şeyi düzenleyen kulüp sağlıklı mukavele yaşananları anlatmaya çalışıyorum; yönetimleri. Bursaspor’dan yapmıyoruz, hata yanımızda olması gereken dernekler ödenmesi gereken paramı da bile bizlerin aleyhinde açıklamalar yaptım. Ama almadım” demesi ise teknik yapıyor. Böyle olmaz ki... Teknik ve G.Birliği adamın Bursaspor’u ansızın idari açıdan Türk futbolu çok kötü bir bırakmasının nedenini kurumsallaşmayı yere gidiyor. Ama kimsenin umurunda açıklıyor. başardığı için değil. Ben yaşananları açık açık Samet Aybaba’yla yaptığımız sıkıntım yok söylediğim zaman ise önümü söyleşide ilginç noktalar kesiyorlar. Örneğin bir bakan kulüp ortaya çıktı... yöneticisini arayıp, ‘Şu adam takımın başına Bursaspor ligde galibiyet aldığı, sıkıntılı bir gelsin’ diyor. Yöneticiler hemen antrenörü durumda olmadığı halde ansızın görevinizi buluyor. 3 hafta sonra ‘Bu antrenör değil’ bıraktınız. Neden? diyorlar ve teknik adamı gönderiyorlar. Takımın Samet Aybaba: Bursaspor’dan aniden neye oynadığı belli değil. Futbolcu ve teknik ayrılmama neden olan şey taraftardır. Beşiktaşlı ekibin ödemelerinda sorun varsa, taraftarı olmam taraftarı kötü yönde etkiledi. Bursaspor’un kışkırtan yönetici ve antrenör varsa, teknik başına geçtiğimden beri taraftarla aramda adam seçilirken siyasi etkenler işin içine sorunlar başladı. Kulüp yönetimindeki insanlar ve giriyorsa... Teknik direktör olarak karmaşanın bazı antrenörler de taraftarı olumsuz yönde etkiledi. Sahaya çıkıyorum; küfür ediyorlar, maç ortasındasınızdır zaten. Sonuçta da bizim bitiyor; skora bakıp bir kez daha küfür ediyorlar. yaptığımız teknik direktörlük olmuyor. Taraftarın tutumu Bursaspor’u bırakmanızda etkili olmuş. Bursaspor’la ilgili başka sıkıntılarınız da oldu mu? S.A: Olmaz mı? Bursaspor’dan ödenmesi gereken paramı almadım. Emeğimin karşılığını vermediler. Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı eski bir tanıdığım olduğu için bana, ‘Ben nasılsa buradayım. Hallederiz’ deyince ben sözleşme imzalamadım. Ayrıca Bursaspor’la para konusunu konuşmadığım için ne kadar alacağım olduğunu da bilmiyorum. Bizim yanlışlarımızından biri de bu. Yani sağlıklı mukavele yapmıyoruz, hata yaptım. Ama G.Birliği kurumsallaşmayı başardığı için sıkıntım yok. Mukavelem de var huzurum da... : A B A AYB SPOR POLİTİKASI Alex ve Kanarya HİKMET ÇETİNKAYA Alex ve Kanarya... Fenerbahçe’de Alex sevgisi sürüyor mu? Alex’in Sarı Kanaryalara katkısı ne? Sarı Lacivertli ekip Alex olmadan daha iyi mi futbol oynuyor? Son günlerde Fenerbahçe taraftarları, gazeteciler bu konuyu tartışıyorlar... Cumhuriyet’te Hilmi Türkay, deneyimli bir spor yazarıdır ve üstelik Fenerbahçelidir... Hilmi geçen hafta Spor Dergi’de Alex’le ilgili bir yorum yaptı: “Alex’siz Fenerbahçe!” Hilmi Türkay yazısında, sonuç olarak şöyle bir saptama yapıyor: “Fenerbahçe’de Alex oynamadığı zaman takım kendi kimliğine dönüyor.” Bu saptamaya katılanlar da olur katılmyanlar da... FenerbahçeGalatasaray derbisinden önce arkadaşlar bana sordular: “Fenerbahçe, Galatasaray’ı yener mi?” Ben hiç düşünmeden yanıt verdim: “Biraz zor!” TÜYAP’ta imza günüm vardı... Hemen yola çıktım... Yolda maç başladı... Ve Fenerbahçe ilk golü yedi... Şoförüm Erdal da Fenerbahçeli ben de... Otomobilde ikimiz de buz kesmiştik Okmeydanı’na geldiğimizde... Aradan kısa bir süre geçti ve beraberlik golünü attık. ??? Gazeteye geldiğimizde ekranın başına geçtim spor servisinde... Bizim spor servisi eskiden Fenerbahçeliydi... Şimdi ise Galatasaray ağırlıklı... Üç Fenerbahçeli var, iki de Beşiktaşlı... Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız’la sayfa sekreteri Yunus Türkay hem Fenerbahçeli hem de Sıvassporlular... Abdülkadir Yücelman ile Halit Deringör de Fenerbahçeli elbet... Görkem Çötelioğlu dışındaki gençlerin hiçbirisi Fenerbahçeli değil. Hilmi Türkay yazısında bazı önemli konulara değiniyor... “...Fenerbahçe’de oyun düzeni Alex’e göre kurulmuş. Top ona geliyor. Her topa o vuruyor. Olur olmadık yerde topu alıyor, tek kişilik bir takım gibi o vuruyor. Bu nedenle oyunun temposu düşüyor.” Hilmi burada haklı... Alex, canı isterse gol atıyor istemezse atmıyor. Ben de katılıyorum Hilmi’nin görüşlerine... İki haftadır Alex oynamıyor sakatlığı nedeniyle. İki haftadır da Fenerbahçe’de oyun düzeni bir başka anlam kazanıyor, hücumlar daha etkili oluyor ve sonuca gidiliyor. Benim anlamadığım şu: Alex her maçta oyanatılmalı mı? Oynatılmamalı! Ama oynatılıyor. Ne denli kötü oynasa bile yetmiş dakika sahada kalıyor; Fenerbahçe yeneceği bir takımla böylece ya berabere bitiriyor maçı ya da kaybediyor. ??? Bir futbolcu formsuz olabilir ve bu doğaldır! Futbolcunun adı Alex... Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olan sayfa yapım şefimiz Vehbi Bağcı odama geldi Sarı Lacivertli formasıyla... 40 yıllık Cumhuriyet çalışanı, doğma büyüme fanatik Fenerbahçeli Vehbi’ye sordum: “Alex formsuz olsa bile her maçta oynamalı mı?” Vehbi: “Oynamalı elbet... Tanrı herkese Alex gibi topçu nasip etsin!” İyi haftalar!.. Geçen haftaki yazıda Doğan Akı “Doğan Akın” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. ‘ ‘ 5