Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR ALTERNATİF OCAK SALI ÜLKER’İN MİNİKLERİ YILDIZLARLA BULUŞTU Beşiktaşlı futbolcular Filip Holosko ve Serdar Özkan, Futbol Federasyonu’nun Beylerbeyi’ndeki Gündüz Tekin Onay Grassroots Merkezi’ni ziyaret etti. Tesislerde eğitim gören çocuklarla bir araya gelen futbolcular, miniklerle antrenman yaptı. Ülker’in ana sponsorluğunda yapılan çalışmalara 612 yaş arası tüm çocuklar ücretsiz olarak katılabiliyor. Hüseyin Aktaş, geçmişte yaşadığı başarıları hatırladıkça duygulanıyor. Dünyayı dolaşan adam HÜSEYİN AKTAŞ B iz ne zaman bildik ki şampiyonlarımızın kıymetini? 12 Türkiye şampiyonluğu, dört 19 Mayıs uluslararası maraton birinciliği, 4 Balkan şampiyonluğu ve 4 de ikincilik; Akdeniz Oyunları’nda 2.’lik ve üçüncülük, yetmedi 4 Balkan ikinciliği daha... Las Vegas Maratonu’nda ve Japonya’da 7.’lik, Meksika Olimpiyatları’nda 22.’lik, Nüvit Helsinki’de 5.’lik, Montreal TOKDEMİR Olimpiyatları’nda 20.’lik.Dile kolay, her gün 40 kilometre koşan bir insanın 18 yıllık maratonunda ortaya çıkan tablo dünyayı 5 kez turladığıdır... O Hüseyin Aktaş’tır. Ve bugün kimsesiz, yapayalnız. Madalyalarıyla başbaşa. İzmir’deki Akdeniz Oyunları’nın kapanış günüydü, hiç unutmuyorum. Atatürk Stadı’nın dolu tribünleri yapılan anosla birden hareketlendi: “Maratoncumuz Hüseyin Aktaş az sonra stadımıza girmek üzere...” Oysa Aktaş, yanlış kulvar ve araç engellerine takılıp ikinci sıraya düşmüştü. Ama bir görmeliydiniz o tribünleri stada girdiğinde; hemen ardından İsmail Akçay’ın da girmesiyle büyük bir coşku seli yaşanıyordu. Akdeniz Oyunları’nın kapanış töreni vardı ve final atletizmdi, düşünebiliyor musunuz? Peki nasıl oldu da Hüseyin Aktaş yokluk, sefalet içinden çıkıp yarışçı bir ruh edindi? Söz sahibinindir: “Aslına bakarsanız tam bir roman olur. Hiç yoktan bir adam çıktı. Kendi azmimle, anasızbabasız bir şeyleri başardım. Gevrek fırınında geceleri çalışan, gündüz sokak aralarında çalışan biriydim. 196061’de Atatürk Kros Koşusu vardı Erzincan’da, koştum ve Fenerbahçe formalı bir arkadaşı geçtim. O da şaşırdı. ‘Kimsin sen, ne kadar antrenman yaptın’ diye de sordu. Ama bana önerisi önemliydi ve geleceğimi çizdi. Askeriyede Nuri Torun’un ismini verdi bana. Askerliğim de gelmişti. Antakya’ya asker oldum ve sonra o ismi kullanırken hep koştum. Torun, yaşamımda bir dönüm noktası oldu. Bu nasıl koşmak, bu istek mi derken hep kamçıladı beni. 10 bin metre koştum, ardından maratonda Haydar Erturan’ı geçtim, Atina Maratonu’na seçildim, 6.oldum. Ama içimizde bir heves vardı...” Hüseyin Aktaş, 12 kez Türkiye şampiyonu; 4 kez 19 Mayıs Maratonu birinciliği; Las Vegas Maratonu’nda 7.’lik; Meksika Olimpiyatları’nda 22.’lik, Montreal Olimpiyatları’nda 20.’lik, Japonya Olimpiyatları’nda 7.’lik, Helsinki Olimpiyatları’nda 5.’lik, Akdeniz Oyunları’nda 2. ve 3.’lük, 4 Balkan şampiyonluğu ve 4 Balkan ikinciliği ödüllerinin sahibi. İlginç anılarından birini de şöyle anlatır Aktaş: “O yıllar bizde ödül diye bir şey yoktu. Yunanlılar bize yalvarırdı, ‘Aman şampiyon olmayın’ diye. Bulgaristan’daki bir Balkan Şampiyonası’nda nasıl olduysa kesildim, koşamıyorum, Bulgar polisine yalvardım ‘Al beni motosikletine’ diye, almadı. Utanmamak için AyYıldızlı formayı ters çevirdim, görülmesin istedim ve stada 4 saatte girdim. Yugoslavya’daki bir şampiyona’da ise 16. kilometrede bittim. Arkamdan Veli Ballı geldi, ‘Haydi ağabey’ diyor ama bittim, koşamıyorum. Grup arayı 2 kilometre açtı. Bir çocuktan su istedim, elindeki limonu verdi. İnanılmaz bir güç oldu. Ben de şaştım. İki kilometre farkı kapatırken öndeki Yunanlı şaşırdı. Bittim, tükendim ama kazandım. O zaman bırakmaya karar verdim ve bıraktım.” Bugün “Neyi var” derseniz, hiçbir şey... 1990 Erzincan depremi sonrası terk edip geldiği İzmir’de kiralık bir evde oturuyor. Emekli maaşını destekleyen damadının yarım bıraktığı bır bakırcı dükkanı var Balçova Onur Mahallesi’nde. diyor ister istemez. Düşünsenize 2003’te Yunanistan, Balkan maratoncularını topluyor, Hüseyin Aktaş’ı çağırıp plaketle onurlandırıyor. Bugün bizden anımsayan bile yok. Biz ne zaman bildik ki şampiyonlarımızın, başarılı sporcularımızın değerini? Aktaş onlardan biri... 15