Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL EKİM SALI A R ‘Penaltılar 15 yılımı perdeledi’ İ G F E R D E M T U Ğ B A H A C I B AY R A M O Ğ L U alatasaray’ın efsane kadrosunun en önemli isimlerindendi… Sonradan girdiği pek çok önemli maçta skoru değiştiren etkili oyuncularından biriydi. O da Sarı Kırmızılı takımdaki pek çok arkadaşı gibi sessiz sedasız futbolu bıraktı.. Bugünlerde takım çalıştırmak adına kolları sıvamış ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da antrenörlük yapıyor. Arif Erdem’le dün ve bugüne dair keyifli bir futbol sohbeti yaptık… Galatasaray ile birlikte Fenerbahçe’de sizi istiyormuş ama Galatasaray’ı tercih ettiniz. Neden? ARİF ERDEM: 199091 senesinde Galatasaray’a geldim… Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Ömer Kaner benim Zeytinburnu’nda hocamdı. O benim Fenerbahçe’ye gitmemi çok istiyordu. Ama o zamanki yönetici Yurdeşen Karahasan ve Ökkeş Polat beni Alanya’ya kaçırdı.1520 gün kaldıktan sonra da G.Saray’a imza attım. Eskiden çok olurdu futbolcu kaçırma vakaları sizden sonra bitti galiba… Şimdi neden olmuyor? A.E.: Sanırım benden sonra bitti. Artık futbolcular parayı en çok vereni tercih ediyor.. Galatasaray’a gelmeden önce Beşiktaş maçlarına gidermişsiniz… A.E.: Evet o dönemler arkadaşlarla Beşiktaş maçlarına giderdik. Metin, Ali, Feyyaz’lı dönemlerdi. Beşiktaş tribünleri çok coşkuluydu. Vahap Beyaz’ı, penaltıları sorsam. Çünkü Arif etiketini üzerinize yapıştı kaldı. A.E.: O penaltı benim 15 senemi perdeledi. İstanbulspor ile oynuyorduk. Hakem Vahap Beyaz’dı. Son dakikalar 18 içine top aşırtıldı top beni aştı Engin göğsüme doğru tekme savurdu ben sendeledim düştü parmağımda çime takılınca kalkamadım penaltı verdi. Ben şimdi 30 metre geride hakeme gidip penaltı değil diyebilir miyim? Bir baktım hakem penaltı çalmış. O penaltı benim 15 senelik futbol hayatımda ön plana oturdu. Vahap Beyaz için ne diyebilirim. Ama benim 15 senelik futbol hayatımda konuşulması gereken bir çok şey varken hep penaltılar gündeme geldi. Ama sadece o maç değil bir çok maç var… A.E.: Hayır benim hatırladığım sadece bir iki pozisyon var. Niye o zaman penaltıcı Arif sıfatını aldınız? A.E.: İyi ama işte o penaltı çok etkili bir penaltıydı can alıcı. Şampiyonluğumuza vesile oldu. Penaltıcı Arif değilsiniz yani? A.E.: Bana göre değilim. Benden önce Rıdvan Abi, Selçuk Abi, Aykut Kocaman bunların hepsinin seceresini çıkarsınlar bakalım... Ben mi daha iyi düşüyormuşum onlar mı? Bunlar hepsi Türk futbolunda bilinen isimler... Ben topa dokunmuşum adam gelmiş bana dokunmuş ben düşmeyecek miyim yani. Tabii ki düşeceğim. O pozisyonlardan sonra çok darbe yedim ama penaltı vermediler. Hakeme sorduğumda “Arif adın çıkmış” dedi. 18 içinde biraz süratımdan biraz kıvraklığımdan ötürü defans oyuncuları da kendilerini durdurmalı. Adam bana doğru geliyor düşebelirim de düşmeyebilirim de bana kalmış hakem de çalıyor ki haklıyım. Futbola erken veda ettiniz… A.E.: Futboldan farklı bir şey beklemek aldatcı olur. Günümüzde futbol kulüplerinde böyle şeyler yaşanmıştır. Futbolcu kendi karakterini sergilerse kazanır. Benim hiçbir beklentim yok. Sonuçta ben Galatasaray’a 15 yıl hizmet etmişim. Galatasaraylı Arif olmuşum. Ben kendimi, vücudumu ruhumu herşeyimi vermişim Galatasaray’dan da maddi manevi çok şey kazanmışım. 50 yaşına kadar futbol oyanayacak değilim. Fazla bir bektim yoktu. Futbolculuktan sonra antrenörlüğü tercih ettiniz. Ancak Türkiye’de antrenör sayısı ne kadar çok ise takım sayısı o kadar az.. İşiniz zor olmayacak mı? A.E.: Türkiye’de Türk hocalara değer verilmiyor ama Türk insanı da buna layık mı? Yıllardır antrenörlük konusunda aynı isimler dolaşıyor. Artık yeni nesil yeni jenerasyon ortaya çıkmalı. Eğer bu değişim sağlanırsa yeni isimlere kapı açılırsa o zaman Türk futbolu kazanır. ZEYTİNBURNU’NDAN ZİRVEYE Z eytinburnu’dan Galatasaray’a 199192 sezonunda gelen Arif Erdem, Sarı Kırmızılı takımda, tam 14 sezon mücadele etti. Kariyerinde 7 lig şampiyonluğu, 5 Türkiye Kupası, 1 UEFA Kupası başarısı bulunan Arif Erdem, 20002001 sezonunda kısa bir süre İspanya’nın Real Sociedad takımında top koşturduktan sonra tekrar Galatasaray’a döndü. Hızlı driblingleri, fırsatçılığı ve çalımlarıyla rakip savunmacılar için başlı başına bir dert olan Arif Erdem Sarı Kırmızılı forma ile 292 maçta 101 gol kaydetti. 60 kez de ulusal formayı giyen Erdem, bu maçlarda 11 gol kaydetti.Futbolculuğu döneminde sırf golleri ve asistleriyle değil takımına kazandırdığı penaltılarla da ünlenen Erdem, sıklıkla hakemleri aldatmaya çalıştığı yönünde eleştirildi. Bu konudaki unutulmaz olay ise 199697 sezonunun son haftalarında Galatasray’la İstanbulspor arasında oynanan eden maçın uzatma dakikalarında yaşandı. Galatasaray’ın şampiyonluğu açısından çok büyük öneme sahip olan ve o ana kadar 22 devam eden karşılaşmanın son saniyelerde Arif Erdem ceza sahasında yerde kalınca hakem Vahap Beyaz penaltı kararı vermişti. Sarı Kırmızılılılar Hagi’nin temdit penaltısıyla maçı kazanırken pozisyon aylarca tartışılmıştı. KİMSEYE KIRGIN DEĞİLİM Jübileniz yapılmadı kırgınlığınız var mı? A.E.: Hayır yok kimseye yok. Başka yerde oynayamaz mıydınız? A.E.: Oynardım ama Galatasaray’dan sonra başka bir yerde oynamayı uygun görmedim. Sonuçta 2 sene daha oynadım. O iki sene için 15 seneyi heba etmek istemedim. Hakan Şükür hala oynamaya devam ediyor…. A.E.: Ama özelliklerimiz farklı benim pozisyonumda daha çok koşmak gerekiyor. Hakan Şükür biraz daha durarak da oynayabilir. Netice Hakan Şükür tarzı santrafor Türkiye’de hala aranıyor. Öyle biri hala yok. Hakan Şükür kendisi de iyi profesyonel. Siz de Feldkamp ile çalıştınız. Pek çok önemli oyuncuyu gönderdi. Hakan Şükür ve Lincoln gibi oyuncuları kadro dışı bırakabiliyor… A.E.: Feldkamp çok disiplinli bir hocadır. Agresiftir. Dünyanın en büyük futbolcusu olursa olsun eğer onun dediklerini yapmıyorsa onun için sıfırdır. Şu anda Galatasaray’da oynayan futbolcuların hepsi onun dediklerini harfi harfine yapmak zorundadır. Onun dediğin bir harfıni değiştirdiğiniz anında siler giderdi. Feldkamp çok hızlı ve azimli bir teknik direktör. Şu anki görüntülere baktığınızda Türkiye’de en olumlu sinyali veren Galatasaray. Şu anki görüntü devam ederse Galatasaray uzak ara şampiyonluğu götürür. EMRE YANLIŞ YAPTI Türk futbolunda gerilim bitmiyor. Siz gerilimi çok yüksek mücadelelere çıktınız... A.E.: Biz bu işin spor olduğunu hala öğrenemedik. Biz de çok yaşadık gerilimli günler. Leedsliler’in acısını düşünün biz oraya gittiğimizde tepkilerini gösterdiler bağırdılar, çağırdılar ama bir tanesi sahaya girmedi. Burada olsa 50 kişi sahaya girerdi. Biz oraya çıktığımızda o uğultuyu hiçbir zaman unutamam. Bizi tükürüğe boğarlar dedik. Bizim de takımımız çok kaliteydi pat pat golleri bulduk. Biz o an hepimiz tribünden aşağıya inerdik. Şu duyguları aşamadık futbolda hırsın agresifiliğin sertliğin yeri var ama hepsi saha içinde. Ne olursa olsun bu bir spor. Pasta çok büyüdü herkes pay almak istiyor. Tepkiler, kavgalar büyüyor, bunların önü kesilmezse yarın öbür gün daha büyük şeyler yaşabiliriz. İsviçre maçında saha dışında koştuğumuz kadar saha için de koşsaydık kazanırdık. Emre’nin Macaristan maçında yapmış olduğu hareket için ne diyorsunuz? Sonuçta sizin yakın arkadaşınız... A.E.: Emre çok hırslı bir çocuk. Emre’nin hareketini tasvip etmiyorum ki Emre benim elimde büyümüş bir çocuk. Çok dolduruşa gelen hırslı agresif kaybetmeye tahammül edemiyor. Ama futbolcuları o kadar gerdiler ki vatan haini gibi gösterdiler. Futbolda her şey olabilir. Saha içinde futbolcu gününde değildir, formsuzdur kötü oynamış olabilir ama biz ne yaptık; vatan haini ilan ettik. Bir Malta’yı yenemedik diye. Topa hayatı boyunca 2 kere vurmayan adam spor yazarlığı spor yorumculuğu yapıyor. 8 9