Katalog

HHH 11 sa onların da cezası kalkıyor. Utanç verici bir madde,düşünebiliyorınusunuz;birkadınkendisine teeavüzeden alçakla evlenmek zorunda bırakılıyor ki, adam ve suç arkadaşları affedilsin. F.ğerbeşyıl içinde boşanma olursaboşanan adam eeza göriiyor ama ötekilere bir şey olmuyor. TCK'deki bazı maddeleröylesine crkekleri koruyor ki, insanın tüyleri ürperiyor. "Genel ahlak" diye bir şey çıkartmışlar, bireyin hiç önemi yok! (ienel ahlaka göre kizların evlenene kadar bakire kalması gerektiğinden, bir kızı kaçmp,onazorlaherşeyiyapıp,erkenboşalma gibi bir nedenle bekaretini bozamayanlar tecavüz suçuyla yargılanmıyor. Tecavüzden yargılanıp ceza alabilmeleri için kızın bekaretinin bo/ulması gerekiyor. Bu durumda kız hamile kalsa bile, suçun oluşması için bekaretin bozulması yani o çocuğun doğması gerekiyor! Acıklı ve kötü birşaka gibi değil mi? Yani bir kadın, kendisine tecavüz eden erkeğin cezalanması için o adamın çocuğunu dogurmak zonında... Naınusu kurtarma adına işlenen "taammüden cinayet"e ise büyiik indirimleryapılıyor. Gençkızlamıdavranışlarıonaylanmadığızaman,aileninnamusuiçinöldürülüyorvekatil üçbeşyılcezayiyip,çıkıyor. Aynışekildebebek cinayetleri de teşvik ediliyor. örneğin450. nıaddeye göre çocuğunu öldüren birisine idam gibi en ağırceza veriliyor. Ama 153. maddeye göre namusunu kurtarmak için bebek öldürülnıüşseindirimyapılıyorvccezanınyüzde40'ı çekilerekbiryılhapislekurtarılıyor. özetlersek, ceza kanunumuz, hiç suçu olmayan "evlilik dışı doğmuş" bebeğin öldürülmesini onaylıyorvecezadabüyükbirindirimyapıyor. AB bu işekarışıyormukarışmıyormubilemiyorum ama, birilerinin değişme sürecinde olan I C'K'nin bu maddeleriyle acilen ilgilenmesi gerekiyor. Yeııi Adalet Bakanı sevgili Aysel Çelikel, ciddi bir kadın hakları savunucusudur. Acaba görevde olaeağı kısa süre içinde bu konudabirşeyleryapabilirmi? Lütt'en sayın AFTANINNOTLARlDüyaüAsena [email protected] SAYIN GENEL BAŞKANIM ana öyle geliyor ki, herkes bu yeni kurulan partilerden bıktı, sıkıldı... Hersivrilen ismin bir parti kurmasına sinir oluyor artık insanlar. Hatta o kişiye hayran da olsalar, bayılsalar da, bir parti kurup, memleketi yönetmeye çalışmalarına gıcık olanlar çoğunlukta. örneğin, sola, sosyal demokrasiye oy atmak isteyenler Ismail Cem'i, Sema Pişkinsüt'u, Murat Karayalçın'ı çok beğeniyor, İsmail Cem... seviyorlar ama Meclis'te en fazla ihtiyaç olan solu bölüp parçalayıp, şanslarını yok ettikleri için gıcık oluyorlar işte. Çok kişi gördüm Ismail Cem'i çok beğendikleri halde, "girseydi CHP'ye, maksat vatana hizmetse ille de genel başkan olmak sevdasına kapılmasaydı daha çok saygı görürdü" diyen. Nasıl yapabiliyorlar biraz nam salınca hemen genel başkan olup parti kurmayı? Nasıl düşünebiliyorlar barajı aşıp Meclis'e Sema Pişkinsüt... girmeyi? Nasıl içlerine sindirebiliyorlar bu parçalanmayı ve unufak olmayı? Nasıl iki şakşak, iki iltifat duyunca ümitlenebiliyorlar? Nasıl bir duygu bu genel başkan olmak? Artık öyle görünüyor ki insanlarda, yani seçmende parçalanma olmasın diye, bir büyük partiyi destekleme eğilimi var... O zaman yazık olmayacak mı, bu değerli genel başkanlara ve dava arkadaşlarına, Murat Karayalçın... hatta değerli şakşakçılarına? Sol taraftakilerin umudu da beklentisi de birleşme... Parlamento dışında kalan bir genel başkan olacaklarına, parlamentoya girip yararlı bir şeyler yapan insanlar olsalar hem onlar kazanır hem biz... Tecavüzcüyle evlendiren kanun... B O nlaraneredeysealtınnıadalyalartakacak, büstlerini dikecektik şu son hafta içinde. Gözlerimiz yaşlı, dudaklarımız titrek nasıl da sabaha kadar çalıştıklarım, Meclis koltuklarında ııyukladıklarını, nasıl da yorulduklarını ıçimiz titreyerek izledik. Oysa halkın "ınilliyetçi"olmayan kesimi bunıı zaten istiyordu! Hepsi çocuklarının daha uygar, eşitlikçi,dahavarsılbiryaşama geçeceklerini zaten öğrenmişti. Yanionlar,zaten, tenısilcisi bulunduklan halkın istedikleri şeyi gerçekleştirmişlerdi bir gece içinde... I lem de başta bulunduklan yıllar içiııde halkını krizlerle inim inım inlettıkten sonra, şimdi giderayak, son dakikada bekleneni yapmışlardı veyeregöğekonulamıyorlardı. Yinedebaşta Mesut Yılma/olmak üzere oıılara teşekkür ederiz, isteyince ve çalışınca yapılabileceğini bizleıegösterdiklcri için... Şimdi sıra I ürk ('eza Kanunu'nda.. Acaba AB Uyum Yasalan içinde l'CK değişikliği yok mu? Acaba AB, ta Mussolini zamanından kalan ve onea haksızlıkla dolu olan ceza kanununuhâlâkullandığımızıbilmiyormu? Bilmiyorsa isjtc ben söylüyorıım şimdi, kadınlara yönelik ağır luıksı/l ıklar içeren maddelerolduğunu... I .ütfen Avrupa Birliği liitl'en, TCK'miz de değişsin söyleyiverin. Siz söylemedenbunlarınhiçbirşeyidüzeltecekleriyokçünkü... Aslındaçoğununumurunda bilekadınlarayapılanhaksızlıklar. Yıllarönce Tkırgut Kazan'dan öğrenip defalarea yazmıştım. Şimdi dc Avukat Cengiz Hortoğlu ile görüştüm yinc hatırlatıyoruın; korkunç maddelerver r('K'de.Örneğin434.madde. Bu nıaddeye güre teeavüzeden kişi mağdıırla evlenirse cezası kalkıyor. Daha da f'elaketi, o kişiy le birlikte on tane daha tecavüz eden var Yaşar Kemal hep yazsın... "Çocuklanm, bizimbaşımızagelenler.hiçbir zaman , hiçbir zulümde insan soyunun başına gelmemiştir. Düşünün bakalım, hiçbir suçumuz sudurunıuz yok. Bir de bakmışsın ki candarmalar,polislerkasabanı,köyünü,adanısarıvermişler,boşaltınkasabanızı,boşaltın köyünüzü, adanızı, evinizi.doğnı başka bir ülkeye.Donarkalırsınız.Ölümlerdenölümbcğenden dc beter. Bana gelenler, doğnısu kibar, iyi insanlardı.Çoktartıştık. Benniçinyüzlerceyıllıkyıırdumubırakayımdabilmediğim, tanımadıgım bir yere gideyim. Ciurbet ele. Buna karşıl ık hiç kimse bir şey söylcmedi. Bir sebep gösterseler ağrıma gitmezdi. Ancak birkaç kişi bana dedi ki, Lozan'da bütün Avru"Geçen gün bir sözçatar gösterisine gittim, gündüzlükte. Aslında ben akşamlığı tercih ederim ama yer bulamamıştım. Gösteride bir de tekerçalarcı vardı ve ayrıca görümsetmelerden kesyap yapmışlardı. Bir ara yansıtmalı gösterim bile yaptılar. Ara olduğunda dinlenmelikte sözçatarın yürütücüsüyle karşılaştım", dedi. "Bazı bölümleri çok uzun, sözçatarın kavramını anlayamadım" dedim. O da bana, ikinci yarıda söylemseme ile bir şarkı O tüm Nobel 'lcri hak pa'nınverdiğibirkarardırbu.Gideceksiniz, gider gitmez de dönerseniz, oradan gelenler de tez giinde geriye dönecekler..." Mübadeleyaşamışinsanlarınderinacısı... Bir Ada Hikayesi 2... Yani Karıneanın Su lçtiği... Yani Yaşar Kemal... Onu okurken görüyorsunuz da... Savaşı ta yüreğinizde duyuyorsunuz. Mübadele insanlarını kapı komşunuznıuşgibi seviyorsunuz... Babalanmiza,dedelerimize yapılan haksızlıklara isyan ediyorsunuz.... Onu okurken, suiçermiş gibi sayfaları çeviriyor,amabiryandandahiçbitınesinistiyorsunuz. O, dünyanın tüm Nobel'lerini hak etmişbirbüyük yazar... Bana böy le bir kcyfi tattırdığı için onu seviyorum...^ söyleyeceğini ve arkasında bir seslikçi olacağını ve bunu beğeneceğimi söyledi. Hatta bir bölümünde ışıklı teker gösterisi bile olacak dedi. Ben de bari yansıtmalı gösterim de olsaydı diye eleştirdim. O sırada yanıma gezerçalarlı bir kız geldi, kulağındaki yürürçaları yana çekerek, "biliyor musunuz bu yıl yılaşırı olacak mı' diye sordu. Olmayacağını söyledim ve ben de ona bir şey sordum, acaba sen, bu yıl çok moda olan durgülleri beğeniyor musun dedim. Çocuklar Duymasın'ı beğeniyormuş. Dinlenmelikteki resimlemelere baktım, bu serginin bir kollayıcısı var mı acaba diye düşündüm. Akşam eve dönüp görüntülü yoğun disk izleyeyim dedim kendi kendime... Hatta belki televizyonda iyi bir gerçekleme gösterisi ya da bir söz gösterisi olabilir dedim... Eh beğenmezsem de geçgeç yaparım diye karar verdim." Bilmem anlatabildim mi? Türk Dil Kurumu bienal, fuaye, kolaj, illüstrasyon, küratör, menajer, play back, sitcom, zaping gibi yabancı sözcüklere Türkçe karşılıklar bulmuş da... Yazımı öztürkçe yazayım bari demiştim.^