Katalog

boyal ıydı, bazıları ise çivit mavisine... Kayaköysessizveyalnızdı... Taki, 1988'de birgrup mimar, birgezi sırasında onu terk edilmişliği ıçındekeşfedene kadar... Amaaynı yıllarda turizmciler de sırtını denize dönmüş bu köyüıı farkına varmış ve tatil köyü yapnıak iein kolları sıvamıştı. Üstelik 1984 yılında onaylanan 1/25.000 ölçekli FethiyeDalaman (,'evre Diizeni Planı 'nda "tatil köyü" kapsamına alınan Kayaköy, bir yıl önce de, yani 1987'de AkkulakCıemıler Limanı Kayaköy Turizm Merkezi sınırları içinde değerlendirilmişti... Minıarlar, turizmcilerin, aydınların ve yörehalkınındadesteginialarak"KayaköyBarış. ve Dostluk Köyii Olsun?" kanıpanyasını başlatacaktı... Forumlar, düzenlendi,mimarlıköğrencılerinindekatılımıyla Kayaköy'ün röleveçalışmalarınabaşlandı...Bai}Vurulara Ayşe Arıcan mübudele tanığu.. ilkyanıtBayındırlıkvelskânüakanlıgrndan dıgı kazanı çocukluğu gibi saklayan Ayşe geldi, Kayaköy'ün Barış ve Dostluk Köyii olnıasında bir sakınca yoktıı... Aııcak karar yetAncan' ın aııımsadı k ları: "Belen köyünün imamı Hasan I loca, bır kisiBaşbakanlıkÖzeK'evreKorumaBölge görüşte vurulmuş Maria'ya.. Onu arnıagan Baijkanlıgı'naaittı.Kanıpanyalarilkamaca lara bogmuş, ben anlataıılann yalancısıyım, ulaşılmasını sağladı, Kayaköy'ün turizm şirMaria da bu aşka y anıt vermiş... Hasan Hoca ketlerine tahsısi durduruldu... 1990 yılında, vuslatın hayalıni kıırarkcn miibadele enıri Rodos'tan lOOkışılıkbirgrupFetlıiye'yegelgelmiş. Maria'nın arkasından Hasan Ho di. Kayaköy'ün bir yıl sonraki konukları Mica'nınaklıbırgider, birgelirolmuş. Aklının dılhlerdı. Şimdi iki kıyıdan insanlar Kayayerinde olduğıı zamanlarda calışmış., evlen köy 'üngelecegıüzerinekafayoruyordu. Somış... Bentanıgıyını,kansıgençyaştaölünce nunda araştırma ve egitim merkezi gibı fonkbir daha evlenmedı.çocuklannı bir başjnabü siyonlan da kııcaklayacak "Banş ve Dostluk yüttii... lindelizamanlarındabıleegereocıı Köyü"projesindebırleşildi. gu ates.Ienmis.se, sabaha kadar başında bekler, Bu projeye göre, Kayaköy kadar Kaya (,'uiizerıaçılıısaörterdi...Sonraöldü... kuru'ndakı dıgerköylerdekültürsanatbıMübadılgelenMüslümanlaıRumlarınbo lını ağırlıklı yapının konaklama ışlevini üstşalttığıevlereyerle!>tınldi.(,'ımentodandaha lenmeyeçagrılacak, köylülerin,evpansıyongüclü, dargıllı denilcnbirtürkumlayapılan eul ugu ve diger hızmetlere katılınıı saglanaevlerin döşemeleri tahtaydi. Müslümanlarkı cak, yörenin el sanatlarının gelıştırilmesine sa sürede çeşitli gerekçelerle evleri boşaltıp özen gösterilecek, yerel ekonomıye katkıda ovaya inerkcn, döşemeler, kirişler, kapı ve bulunacak üretım ve pazarlama yöntenıleri çerçevelerı de yakacak niyetine sökünce, ev geliştirilecekti.Projegenişlıyordu: ler doğaya daha ıızıın dayanamayacaklardı. *^ Kaya (,'ukuru'nun da geleneksel tarım Alt katı genellikle samanlık olarak kullanılan l'aaliyeti ekotunzme yol gösterecek. evlereyarımdaıreşeklindekibireşiklegirilir• Hge Kiiltiiı leıi Araştırma Merkezi kurııdi. Sade aına geniş. ve lemiz, iiç duvarında raflaeak, master düzeyinde egitim yapılması lar bulunan ana odada konuklar agırlamrdı, sağlanacak. Sanat vekültürtarihi.mimarlık, birdııvardayiyeeekler, birduvardadaikonaplastıksanatlar,arkeoloji,aııtropolo|i,etnolarduruyordıı, giysiler ise tezgâhın üzcrindeloji gibi dallarda uluslararası egilim ve araşkı tahta sandıklardaydi... Yatak odasında, tahtırma merkezi oluşturulacak. takapılıbırdolabıniçindeyıkanılırdı.'l'uva^ Bu merkezler Kayaköy'ün, dünyanın let bir spirali andırıyordu, hem öteki gözlere her tarafından mimarlar, bilinı, kiiltür ve dükapalıydıjiemdegökyüzünekomşııydu. Hvler inşa edilirken, giineşın ve hirbirlerinin Ka şünınsanları,sanat<;ılarveögreneılere evsaya (,'ukuru maıizarasını örtnıemek iizere yer hipligıyapacak. Projeiv'inonyılboyuncagirışımler, festileştirilmişti. Bazı evlerkiremit kırmızısına valler, şenlıkler yürütüldü. Bu yılııı !jubat ayında bir adım daha atıldı. Kaya (,'ukuru ve çevre köyleri kimisi dogal, kımısı kentsel, kimısiarkeolojıkSl l'alanıilanedildi. Bukarara baglı olarak yenı imar planı hazııianacak ve iki karayı da birlcs.tirecek, 1923 'te gözyaşları ieinde gidenlenn, geldigi topragı bir türlii sahiplenemeyenlerin kederini dindirecek "Dostluk ve Barış Köyü" kapılannı dünyanın bütün ınsanlarına açmasına biraz daha yaklaşılaeak... Kayaköy'de tanışıp 9 Eylül 1999'da Kayaköy'de evlenen Alman Beatrix Bonchis ile Ingiliz John Laughland'ı bu topraklara baglayan da işte bu tarih ve bu projeye duyulan güvendi. Evlerını restore edip turizmc açtılar. Bu Kayaköy içinbir ilktı.onlan dıgerlerı izledi. Şımdı pek çok Kayaköy evi uluslararası kataloglardaalternatiftatıl meraklılarıınn ilgisiniçekiyor... Kayaköy mü?I<ethiye'nin bir adım ötesinde...^ Kayaköy evkrinin spirul şcklindeki tuvaieti beratguncikan@turk.net BAŞKENT GUNLERİ Çepçevre dostlar MÜŞERREF HEKİMOĞLL Çok mutluyum, anılarımı soldurmuyor, nerdeyse yeşertiyorum. Melih Cevdet Andây ile çepçevre dostlarla çok güzel yolculuklar yaptım, geçmişe uzandım. Bu gerçeği yeniden yaşadım son günlerde. "Yanyana" kitabında yer alan kimi şiirleri dize dize yaşadım galiba. "Dikilı Ağacım" da o şiirlerden biri. Kitabı sevgili eşi Sabahat'e sundu Melih Cevdet. Soylu bir sunuş bence. Karısına çok âşık ama başka aşklar da yaşıyor. Başını alıp Ankara'dan Istanbul'a geliyor bir gün. Yalnız ve kararsız. Dostluğumuz o döneme rastlıyor. O yalnızlığı paylaşırken mutlu oldum. Derken Sabahat Anday Istanbul'a geldi. Ayrılık, yalnızlık sona erdi ama birliktelik uzun sürmedi. Bir ameliyat sonu kanamada yaşamını yitirdi Sabahat Anday. Elbet ben de bır şeyler yitirdim. Her şeyden önce geriye dönüş gücümü. Dönüş yolunun ölümle açılmasını içime sindiremedim galiba. Rahmetli ozan Celal Sılay ile çok tartıştık bu konuyu Melih Cevdet tııday... gizemı. Geçen hafta geçmişe dönük yolculuklar yaptım durmadan. Çepçevre dostlarla söyleşilere daldım. Kimi artık dünyamızda değil ama ne çıkar, anısı, mutlu ya da mutsuz tadı değişmiyor. Sudiye Savcı ile Bahri Hoca'yı konuştuk yeniden. Bız pencerede sonbahar yapraklarıyla uçuyoruz, Bahri Hoca yeni uyarılar yapıyor kürsüsunde. Hocalığı unutmayan bır kişi, bilgece derslerinı dinlemek de büyük mutluluk. Bu kez seçimlerin sonuçları görüşülecek. Geçen hafta yıtırdığımız Bülent Tanör de gelecek toplantıya. Aydınlanma surecınde yureklı bir yolcu. öldu mü, yaşıyor mu karar veremiyor insan. Dünyamıza guzel ızler bırakan aydın bir kişi, yaşamı sona erse de ışığını sürduruyor, saygınlığını koruyor. Bu noktaya gelince karamsarlığı değil iyimserliğı yaşıyor insan. Kara deliklere karşın ışıklar sönmüyor. Kuşaklar değişiyor, ama değişmeyenler de var. Bülcııt l'aııiir: Aydınlanmu sürecinin uzun Yazımı Melih Cevdet Anday'ın f>olııklu biryolcu.su... dızeleriyle sona erdiyor, "Merhaba" ama kimi kopuklukları aşmak kolay değil! diye sesleniyorum. Bütün iş bu gelen günde, Ayrıca başka köşeler dönüyor insan. Içim titriyor sevınçten. Melih Cevdet'i saygıyla düşünürüm her zaman. öykümüzü anlatmak kolay değil, Bir an, bir an daha derken, Ortalık güneşler içinde. ama benı boyutlandıran, yaşamımı Güneşler içinde buluşmak umuduyla. ^ onurlandıran güzel bir öykü bu. Aslında mutlu bır kadınım, çirkin öyku yok yaşamımda. Boyut yitiren dostluklardan, ilişkilerden uzak kaldım. Elbet acı da çektim ama, acıyı da seviyorum. Her şeyin faturası var! Faturaları güzel ödedim galiba. Nasıl başardım bilmem. Belki Göztepelilikten geliyor gücüm, güzel bir evde büyümekten, mutlu bir aile çevresinden, bahçemizde açan çiçeklerden, leylak kokularına bulanarak yurumekten, geceleri kurbağaların konserini dinlemekten, denizdeki gümüş parıltılara dalıp güzel bir dünya düşlemekten. Gazeteciliğim de o çevreyle güzelleşti bence. Kimi çevreler yeşertiyor, kimi çevre solduruyor insanı. Ben yeşerten çevrelerde yaşadım belki de. Bızim Yokuş'ta başka bir rüzgâr var o dönem. O dönemi anılarla anımsamak hüzün veriyor ama bu da yaşamın Bahri Savcı: Her zaman uyarıyor. ı