Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARAL1K 1 ^ 5 . SAY1 509 Seramik sanatçısı Aydan Kufun maskları cski uygaıiıklardan günümüze esintiler taşıyor. Pimapen Kültürevi'ndeki sergi 4 Ocak'a kadar açık. Maskları sever misiniz? %'i ALMAN KILISESi Tarlabaşı ile Tepebaşı'nın bırleştiği yerde, çoğu Istanbullu'nun Refah Partisi'nin ll Merkezi olarak dikkatini çeken binanın yanındaki Aynalıçeşme'den aşağı inince sağa bir sokak kıvrıhyor. Bu sokakta içiçe geçmiş eski evlerın arasında kaybolmuş bir kilise yer alıyor. Refah afişleri ile donatılmış bir sokakta, kilise ile mahalle sakinleri arasında bir gerginlik hıssedilmiyor. Inşası biryıl süren, Kasım 1881'de açılan Protestan Kilisesi, Alman Protestan Cemaati'nin maddi katkıları ile yapılmış. Protestan Kilisesi günümüzde Almanlara Avusturya ve Isviçrelilere hizmet veriyor. Alman Protestan Kilisesi'nin, Istanbul'un Rum Ortodoks ve Levanten Katolik kiliselerine göre daha az Istanbullu olduğu hemen farkediliyor. Sanki Istanbul'un dışında bir mekân burası; Kuzey Avrupa'dan bir yerlerden alıp Pera'nın bir yerıne konduruvermışler. Ne Istanbul'un, ne Şark'ın havasım taşıyor. Süslü, göz alıcı Ortodoks kiliselerinin tersine son derece sade bir görünümü var. Abartılı bir sadelik bu: kıbırli, kendinı beğenmiş bir sadelik de denebılir. Ne Moda Assomption Kilisesi'nin ne de Baharıye Aya Triyada Kilisesi'nin sıcaklığı var bu mekânda.^ bulanbirrcpertuar. Haziran konseri Istanbul Korosu yazkonseriiçinparçalarını çoktan seçnıışbile. Puccınrnin Mcisadı Gloriası.ŞefParbelle.buhoşparçanın, Mendelson'unkılcrdcn zor olduğunu. bununla bırlıktc,"bıı amatörkoronunboyunuaşma> acağına mandığını" belırtıyor: ve koronun nıart ayında Cenıal Reşit Rey Salonu'nda "İstaııburdaHo.şgörü"adlıbirkonser\c>ilcsıyle s.alıne\eçıkaeauını sözlerineeklıyor. 30 \ ıllık Istanbul A\ rupa korosıı bıryandan islanbui'aö/gübıı lengibiilüngüzellığ; ıle \ ansııırkcn. bir yaııdaıı da müzık dolıı adımlarlayolundailerlıyor.^ aroluş.çu relsefenin.bohem \ecnteleklüel yasamm Akademıyehakim olduğu yıllardı. Yanı,"Akademinin Akademi oldıığu" yıllar. Bugünün ün yapmıs sanatçıları. Mehmel Güleryüz, L'tku Varlık, Konıet, Alaaıtın Aksoy, Birol Kutadgu'nuııyarauığıco^kuluaımosierhcrkesictkiliyordu. Aydan Kut. l'Skiidar Amcrikan Kı/L ısesi'ninçocuksuhavasından lıeniiz kurtulnuı^koıı. kendisinı Akadcmininolağanüstüortamı ieındebuluvermişti. Lise yıllannda sanata bakışını, Varlık Vayınları, Klasik Dünya Ldebiyalı, liyatro \e klasik müzik konscıicri biçimlcndirniüftı. Akademıye ba^la\ mca. klasiklc modern, bohemle alı^ılmış, kafasındabitıııcz tükenmc7 bir ka\gaya tutuşlu. Bırgünrcsimyaparkcn, şovalyesinin ayağı bir başka şövalyenin ayağıyl;' anlamsızbirbiçimdeçatışı\ erdi. Ardından ba^layan dosıluklarla kendisini varoluijçuluk akımının temsilcileri arasında buluverdi. Ama egzistansiyalizmonuniçinhepdostlarınınseçtiğianlayış olarak kaldı, Aydan. Akademideki yıllan içinde seramik çaıııuruyla yakaladığı rirme a^ık olmuş, rasyonalist hocalârdan ders almay ı tercih etmis. ve sonunda bohemde degii, klasikte karar kılmıştı. Sabri Berker'in tüm sanatları kucaklayan yakla^ımına saygı duyuyordu. Sadi Dircn'in derslerindcki akılcı Alman felsefesini çok seviyordu. Çamurdaki üç boyut genç sanatçiyı kâh sakinleştiriyor, kâh coşkulubirruhhalinesürüklüyordu. Ulaşılnıasi zor esletık uyumu yakaladığında çok mutluoluyordu. Buuyumaherzaman ulaşmanın zor olduğunu iyi biliyordu çünkü. Kendi yarattıklanndan, zanıan zaman büyük bir cstetikhaz duyuyordu Aydan K.ut, DevletGüzclSanatlar Akademisi diplomasını cline aldığında, yıl 1972'ydi. Diploma. seranıik bölümünün imzasınıtaşıyordu. Akademiyi bitirdikten sonra GorbonIşıl Seramik Fabrikası'nagirdi. Çamuraesteıik katıyor, tasarımcılık yapıyordu. 1^78yılındacalışmalarını Berlın'deK.ültürSenalörlüğü'nün"Serbcstsanatcı'"İ7niyle yurtdışınataşıdı. Buböliinmü^kentinbatı yakasında scranıikheykel sanatçısı Azade Köker ile iki yıl çalıstı. Artık çaınuru eline aldığı zaman malzemeyle bütünlesme\e ba^ladığıııı.duygulannıçamuragcçirebildığiııı farkediyordu. Çamuronun için nefes alanbirmalzemeydi. Atelyeortamlarmdaki üçboyutluçalışmadabcdenideiijinıçınegiriyordu. Tornayı birsanat aleii gibi kullannıayabaşladı. Bundan büyük hazduymaklaydı. Fııınınbaşmdaartıkasçıba^ı gibi dcğıl. seramikçibaşı gibi çamurıın pi^mesım beklıyordu. Dcgişik Alman kcntlerinde karma sergılerc. grup scrgılcrinc \ e tuarlara katıldı. 1 ^80'den sonra bııııQrasTürkı\ eıle de \amettı. Yas.amının birdöneminde ciddi hastalıkIarlaboğu^mak7orunda kaldı Tanı üç\ ıllıiç hamıır yoğuramadı. iskele tepelerine çıkamadı. I lay aiını ka/anmak içın sanatçı kinıligıııı kısa sürelerle rafa kaldırdığı da oldu. Çe\ ıı ı \ aptı. ders \ erdı. ama bu arada y arataeağı \eııı tbrmlar kafaMiıdanhiççıkmadı. Titreşimi yakaladı Üğreneılık y ıjlannda ona eıı zor geleıı iç dünyasındaki titre^imleri. du\ gulaıı \ arattıgı seranıiğe katabiîmekti. Sağlam bir form yarainıak. henı de malzemenin lezzeline varnıak. üstelik şuuraltı duyguları çamura aklarnıak başlangıçta çok zorlamıştı onu. Ama plakaları ayakta tutmayakararlıydı. Bunedenle çamuıla ciddi bir savaşagirdi. Yapmakistedigi fornıu, gerçekleştirdikten sonra p3rmakları doğal olarak duygularını da hissetrneyebaşlamıştı. Parmakları artık gerekli olgunluğu yakalamıştı. Artık felsefi düşünce olarak hayattaki tüm çelişkiler, acılar. sevinçler çizgi ve descn olarak özellikle de insan yüzlerinde ortaya çıkmaya ba^lamı^tı. Üçüncü Kişisel Sergisini Pimapen Kültürevinde açan Aydan Kut, eski uygarlıkların acı vesevinçlerinden esinlenerek yaptığı 20 kadar mask için şöyle diyor: "Evrendeki düzeni. uyumu sezcn herhangi bir insan gibi bu ahengi, ritimleri çok sevdiğinı seramik çamurunda şekillendiriyorum. Evrenlebütünlcşliğimın coşkusuna vanyorum. " ^ L AYIIUII hııt. işkilcıini urıık insunyii:Jerine dökiivoı: çumımı dııv^ıı katıyor.