Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 İNSANLAR CUMHURtYETDERGl Isveç'in en ünlü yazarlarından August Strindberg: Cennet de cehennem de kadında... GÜRHAN UÇKAN ir yazar çok tanınıyorsa onun arkasında tek değil birçok perde vardır. Yaşanılanlar yazdıklannın arkasında aranırsa da bu perdeyi aralamak düşcr pek çok kişinin aklına. tşte Isveç'in 18491912 yıllan arasında yaşamış olan ünlü yazarı August Strindberg dc insanın aklına sadece ve sadece bu perdenin aralanmasını düşürüyor. Strindbcrg'in perdesini biraz aralayınca, aristokrasiylc sürekli olarak kavga içinde olduğunu, Nobel Edebiyat ödülü'nü veren lsveç Akadcmisi'ni şiddetle eleştirmesi nedeniyle birçok düşman kazandığını öğreniyoruz. Ne var ki o perde biraz daha araîanınca, ortaya onu yalnızca yapıtlanndan tanıyanlann pek bilmedikleri başka yönleri çıkıyor. ömeğin ressamlığı. Yağlıboya tablolan birçok tanınmış galeride çok sıfırlı fıyatlarla açık arttırmalarda satılıyor. Bir başka yanı, fotoğrafçılığı. Kodak'ın ilk modellerinden iki kamerayı sırtlayıp kıyılan dolaştığını, kendisinin, sevgiliIerinin ve bulutların rcsmini çektiğini biliyor muydunuz? August Strindberg bu yıl lsveç'te gündemde. Hayır, öyle yuvarlak rakamlı doğum yılı ya da ölüm yılı olduğu için değil, eskimeyen, bir yaşama birçok yaşam sığdıran bu kişi hakkında oluşan birikimin önünc gcçilemediği için. Daha bu yılın başında Stockholm'de bütün bir gün Strindberg anılmıştı. Onun yaşadığı, yemek yediği yerlere gidildi; çok sevdiği Stockholm kıyılannda gemiyle dolaşıldı. Gemidc onun yapıtlanndan bölümler okundu. Kent merkezinde, çok eski bir geleneğe sahip olan Berns adlı restoran ve gece kulübündeki "Kırmızı Oda" nın müdavimi olduğu için, oraya gidildi; onun sevdiği yemeklerin ve içkilcrin tadına bakıldı. August Strindberg eylülde bir hafta süresince yeniden anılacak. Biz, Cumhuriyct okurlan için, bu ilginç insanın İsveç dışında az bilinen, bir başka dünyaya açılan pcncercsini biraz aralamak istedik. Pencerenin açıldığı dünyada kadınlar var. August Strindberg'in hem yerden yere vurduğu hem dc onlarsız olamadığı kadınlar... tsveçli kadın yazar Kajsa Harrysson, onu şöyle anlatıyor: "Kadınlara hayran olan, aynı zamanda onlardan nefret eden, ama eşit hakları için uğraş veren bir insan. Üç kez evlendi; berbat bir kocaydı. Onu yeniden kutluyoruz. Sonsuza dek scvcceğimiz bu insan kadar kimse bizım tcpemizi attıramaz çünkü..." Strindberg 22 Ocak 1849'da Stockholm'de doğdu ve 14 Mayıs 1912'de aynı yerde öldü. Babası baharat satıcısı, annesi hizmctçiydi. Çocukluğunu, "Bir hizmetçınin oğlu" (1886) adlı yapıtında anlatır. 1869'da bir süredir gördüğü tıp öğrenimini bıraktı, tiyatroya girmeyi denedi, başanlı olamayınca afyon içerek intihar etmeye kalkıştı. tki yıl süreyle Fransızca, tngilizce, Almanca ve ttalyanca dillcrinde öğrenim görüp, diploma aldı. Aynca, devletler B Hem düşman, hem hayran Ne ölüm ne de doğumyddönümü ama, Strindberg yazdıkları ve yaşadıklartyla yine gündemde. hukuku ve estetik okudu. 1870'te "Roma'da" adlı tek perdclik oyunu Stockholm Dram Tiyatrosu'nda sahnelcndi. Bu yıllann ardından iki yıl da gazctccilik yaptı. 1877'de, Finli Siri von Essen'le evlendi. Sin, bir arkadaşının kansıydı vc kısa bir süre önce boşanmıştı.Bu evlilıkten dört çocuğu oldu. Altı yıl yurt dışında yaşadı kansı ve çocuklanyla. Bulunduğu ülkeler arasında Fransa, lsviçre, ttalya ve Danimarka da vardı. Stockholm'e dönüşünde , "Evlenme" adlı öykü kitabından ötürü dinsizlikle suçlanarak mahkemeye verildi. 1892'de eşinden aynldı, Berlin'e gitti. Bir yıl sonra Avusturyalı Frida Uhl ile evlendi ve ondan bir çocuğu oldu. Beş yıl beraber oldular. Bu süre içinde Strindberg, Paris'te ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşadı. 1899'da son kez Stockholm'e döndü. 1901'in Mayısı'nda son büyük aşkıyla karşılaştı: Kendinden 30 yaş genç, artist Harriet Bosse'yle. Onu görür görmez ellerini genç kadının omuzlanna koydu, gözlerinin içine bakarak sordu: "Benden küçük bir çocuğunuz olsun ister miydiniz, Bayan Bosse?" Genç kadın, o zamanki adet gereği hafifçe diz kırarak yanıtladı: "Evet, lütfen." Üç yıl süren evlilikte, halen hayatta olan çocuğu Anne Marie Hagelin doğdu. Anne Maric Hagelin, küçük yaşta yitirdiği babasını çok iyi anımsıyor. Bugün 92 yaşında olan Hagelin, kısa bir süre önce yıllardır sürdürdüğü scssizliği Aftonbladet gazetesinden Rolf Forsell için bozdu ve babasıyla ilgili şu anısını anlattı: "Ona sık sık uğruyordum. Her gelişimde masaya meyve ve şeker koymuş olurdu. Eve dönmeden önce beni dizine oturturdu. O zaman cüzdanını çıkanr, bütün bozuk parasını verirdi. Hatta bir keresinde ondan aynlınca verdiği parayla fayton durdurup annemin evine gitmiştim. Yaşgünlcrimi hiç unutmaz, birisiyle para ve armağan gönderirdi." Kadınsız mutlu olunmaz. Strindberg, evlilik konusunda ise şunlan yazdr. "Evli olmak korkunç güç bir şey; her şeyden daha güç." Aynı zamanda, şu itirafta da bulundu: "Bcn, yanımda kadın olmadan asla mutlu olamam. tşte böylesine kararlı bir kadın düşmanıyım." Yazarlığının ilk öncmli yapıtı Kırmızı Oda'da( 1879) şöyle der: "Bu dünyada cehennem yoktu, cennet olana dek; yani kadın gelmeden önce." Aristokrasiyle verdiği büyük uğraşta, sanatın işlevi, devletle sanatçi arasındaki ilişkiler gibi temel konularla birlikte kadınerkek eşitliği üzcrinde de durdu. Kadın düşünürlerden Fredrika Roos'a 1868'de yazdığı bir mcktupta bu konudaki fıkirlerini aktanrkcn şöyle diyor: "Kadına yüksek idealler peşinde koşma ve gerçeği arama olanağı vermeyen baskı düzeninin varlığı beni derinden üzüyor." Strindberg, kadın hareketine de kuşkuyla yaklaşıyor; aristokrat kadınlann yeni bir buluşu olmasından kuşkulanıyor: "Aman dikkatli ol, B.B., sinsice yaklaşan kadın hareketi konusunda! Hcpsi, üst sınıfın bize karşı uyguladığı iğrenç taktiğin bir gereği. Bak hallerine özgürlüğünü kazanmış olanların. Erkcklcrlc aynı kaba işiyorlar: Konyak içiyorlar, sokaklara dökülüyorlar. Sonra yüksek okullardan diploma ediniyorlar ve mevki sahibi oluyorlar. Oysa bugüne dek tek bir kadın ayakkabı tamircisi olmadı." (B. Björnsson'a yazdığı mektuptan, 1884.) Stnndbcrg'nin kadın konusunda içinc düştüğü ikilcmin öncmli ölçüde kendi mutsuz deneyimlennden kaynaklandığı ortada. 1885'tc, "Bir dclinin savunması"nın Fransızca yayınına yazdığı önsöz akla bunu getiriyor "Bir erkek yüz yıl da yaşasa, kansının gerçek yaşamı hakkında hiçbir şey bilemez! Dünyayı, uzayı öğrenebilir ama, yaşamı kendisininkine bağlı kansıyla ilgili bir şey öğrenemez." Oysa aynı yıl bir dergiye gönderdiği yazısında şu itirafı yer alıyor: "tşlenen suçlar istatistiklerinde işledikleri