Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
her yerinde sayıca artan müzik yanşmalan, düzcnlcndiklcri ülkede müzik endüstrisine hareket getirmek ve bu arada "yeni yetenekler kcşfctmek" amacını güdüyorlardı. Festivaller kapsamındaki kimi yanşmalar da yapıldıklan ülkelerin turistik ününü arttırmaya hizmet ediyorlardı aynı /.amanda. Televizyonun az sayıdaki resmi kanallarla sınırlı olduğu uzunca bir dönemde, müzik yarışmalannın naklen ya da banttan yayımlanması insanlar üzerinde son derecc etkiliydi tabii. Ödül kazanan, birinci olan şarkılann seslendiricileri, bir gece içinde daha öncc düşünü bile kuramayacaklan üne kavuşabiliyorlardı. Kazanan parça da 45'lik plak olarak yayımlanıp satışa çıkarılır çıkanlmaz listclerin tepesine yerleşiveriyordu. İster halk jürisi, istcr "uzman jüri" olsun, değerlcndinne ölçüsü "popüler olabilmc potansiyeli"ydi zaten parçaların. Ulusal yarışmaların arasına, altmışlı yıllarda sayılun giderek artan uluslararası yarışmalar da eklcndi bir süre sonra. Avrupa Yayın Birliliği EBU'nun üye ülkeler arasında düzenlediği Eurovision Şarkı Yanşması, bu tür organizasyonlann cn eskisi vc en popüleri. Üye ülkelerin resmi televizyon kuruluşları, bu yanşmaya birer temsilci göndcrerek katılıyorlar ve final gecesi tüm Avrupa'ya naklen yayımlanan yarışmada boy ölçüşüyorlar. Burada da ölçü, yeni Avrupa starlan yaratmak ve tüm kıtada iyi satış rakamlan elde edecek hit parçaları arayıp bulmak. İşin tabii bir de "üye ülkeler arasında dostluk bağlarını güçlendirmek" gibi birtakım amaçları da var ki bunlar pek ciddiye alınacak şeyler değil. Avrupalı plak şirketleri, satacaklan ürünü daha ilk üne kavuştuğu gece insanlara tanıtmak ve bu yarışma rüzgânnı kullanmak ıstiyorlar, o kadar. Tabii Eurovision Şarkı Yanşmalan yalmzca final gecesiyle sınırlı bir organizasyon değil. EBU üyesi ülkelerin kendi temsilcilcrini seçmek için düzenledikleri yerel yanşmalar da işin yine ticari boyuttaki farklı uzantılan. Her ülke, benzeri ölçü ve ilkeleri göz ederek kendi temsilcisini seçiyor ön elemelerde. Bu süreç içinde, o ülkenin plak şirketleri de aday parçalan tanıyıp, "istikbal" gördüklerinin bestecileriyle sözleşme im/alıyorlar. Hatta bu Avrupa'da daha da geniş boyutlarda yaşanıyor. Çok uluslu çalışan büyük plak şirketleri, final gecesi için de şanslı şarkıC U M H U R İ Y E T D E R f l l 2 4 E K İ M ları önceden belirleyip planlannı ona göre yapıyorlar. Büyük final gerçekleşirken, katılan yarışmacıların çoğu, sözleşmelerini yapmış durumda stüdyoya girmeyi bekliyorlar. Türkiye'de Eurovision Şarkı Yarışması'nın öyküsü de 1975 yılında başlıyor. İlk kez ABBA'nın "Waterloo" ile kazandığı yanşmayı naklen yayımlayan ve izleyiciyi o "heyecana" hazırla yan TRT , bir yıl sonra ycrel elemeyle kendi temsilcisini belirleyip yanşmaya katılıyor. Elcmeler sırasında çoğu genç sanatçının o zamanlar tek kanallı olan televizyona çıkarak adını duyurma olanağına kavuştuklannı görüyoruz. Eurovision'un popüler olduğu o yıllarda Ali Rıza Binboğa, Atilla Atasoy, Yeliz, Ayşegül Aldinç ve lskcnder Doğan gibi isimler pop müzik bulvanna çıkma olanağı yakalıyorlar. İşin asıl garip yanı, Eurovision Şarkı Yarışmasrnın Türkiye'de uzun süre bir biçimde "ulusal onur sorunu" haline gelmesi. Pop müzikle uzak yakın bir ilgisi olmayan insanlar bile final gecesini televizyondan izleyip fiıtbol maçı havasına sokmayı basardılar yanşmayı. Alınan kötü sonuçlar, tıpkı ulusal futbol takımının başansı/lığı gibi gazete manşetlerinde duygusal yorumlarla değcrlcndirildi; bu arada seçimın yapılma biçimi, eleme sonuçları ve TRT kıyasıya eleştirildı. Oysa Eurovision Şarkı Yanşması tüm uğraşılarına karşın yetmişlerden itibaren Avrupa'daki önemini ve cazibesini büyük ölçüdc yitirmişti. Geriye baktığımızda bu yarışma aracılığıyla pop müzik endüstrisinin gözdesi olabilmiş çok az sayıda grup ya da sanatçı görüyoruz. Isveçli dörtlü ABBA, bunlann en istisna olanı. Bucks Fizz, Brotherhood of Man, Ofra Haza ve Johnny Kogan da, ABBA kadar olamasa da adını duyurmayı başa ranlar arasında yer alıyor. özellikle sekscnli yıllardan sonra özcl telcvizyon kanallannın Avrupa'da da yaygınlaşmasıyla Eurovision iyiden iyiye gözden düşüyor, az kişinin izlediği demode bir yanşma haline geliyor. Aynı şey son dört yıldır Türkiye için de geçerli. Kimse artık bu yanşmayı ciddiye almıyor. Hatta final gecesi aynı saattc başka kanallarda yayımlanan fılmleri tercih edenlerin sayısı bir haylı fa/la. İtalyanlar'ın "turistik" festivali Sanremo'nun şarkı yarışması da bir zamanlar çok popülerken bugün artık rüzgârını yitirenlere iyi bir örnek. Yıllar boyu Peppino Di Capri, Mina, Domenico Modugno, Albalros, Gigliola Cinquetti gibi ltalyan pop şarkıcılanna ün kapılannı açan ve yalnızca ftalya'da değil birçok Avrupa ülkesinde izlenen bu yarışma, son yıllarda iyice gözden düşmüş durumda. Daha çok ülke dışından 'Unutama Banl* Eamaray'ı TUrkiya'y* tanıHı (an Ustta). Altın Mikrofon'a katılan bir grup •ganç' sarkıcıdan Kartal Kaan, Sallm Oilndar, Muzaffer Uludağ, iakandar Doğan, Edlp Akbayram (üstta). Suat Suna (sağda). 3 9 8 gelen ünlü konuklarıyla ilgi çekmeyc çalışıyor, ama bunda pek başarılı değil. Çünkü artık İtalya'da da insanlar özel TV kanallannı izliyorlar. Türkiye'de Furovision gözden düşerken, aynı mantıktaki ulusal ve uluslararası yarışmalar da aynı ya/gıyı paylaştı. Eurovision öncesinde yalnız bir kere yapılabilen Toplu İğnc şarkı yarışması, bir zamanlar çok popüler olan Altın Mikrofon yanşmaları, Sanremo'dan esinlenerek düzenlenen Çeşme vc Kuşadası yanşmalı fcstivallcri ve ancak üç yıl yinelenebilen Akdeniz Akdcniz şarkı yanşmalan birer birer tarihe karıştılar. Son yıllarda özel televizyon kanallannın bu yoldaki gırişimleri sürdürdüklerine tanık oluyoruz. Geçen yıl Shoiy TV'nin amatörler arasında düzenlcdıği bestc.yarışması bu tür örneklerden biri. (jstelik Suat Suna 'yı da ünlü yapmayı başardı. Ama yine de yanşmalann eski cazibelerini koruyamadıklarını görüyoru/. Belki de insanlar artık beğenecekleri şarkıyı şu ya da bu ölçülcre göre oluşmuş bir jürinin onlar adına seçip önlerine sünnesini istemiyorlar. ^ 1 9 9 3 S A Y I