Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIN PEIMCERESİIMDEIV ruz. Aslında iyi bir ressam olan Pirselimoğlu, bu konuda yazılmış çok iyi yabancı yayınlardan yararlandığını söylüyor: "Ama en büyiik öğretmenin bıkmadan sıkılmadan bol film izlemek olduğuna inanıyorunı!" dıye de eklıyor. Konunun Kafka'nın, Nabokov'unkılergıbi gı/em saklayan bir konu olmasını, Viyana'da yaşamakta olmasına bu kentin dar sokaklarının, esrarlı köşelerinin verdıği izlenimlerle açıklamak olası. Otcl'ın oyuncuları oldukça başarrlı; birkaçı çok başarılı.. Bu oyuncuları nereden buldunu/? "Başrolü oynayan Kalf HalL Alman bir mimar; bu meslektaşımı Çırağan Oteli'nin şantiyesinde çalışırken tanıdım. Rescpsiyonist rolünü oynayan Agâh Karaburçak, Bcyoğlu Sineması'nın orada sahaf ve kaset dükkânı sahibi. Neşe Şen reklam sektöründe çalışan bir arkadaşım, Şerif Erol ve Emre Baykal'ın tiyatroda çalışmış olduklarını biliyoruz: Polis rulünii üstlendiler. Sonra kısa boylu bir oyuncu gerekiyordu.. Emir Ali Timurlenk'i bir oyuncu ajansı aracılığıyla bulduk; o da sahaf.. Çok giiçlü bir oyuncu olduğunu gördük ve çok sevdik bu arkadaşımızı.." Suriye Pasajı'nda film çekmeye kalktığınızda hep güçlüklerle mi karşılaştınız? "Hayır, özellikle burada kalan öğrencilerden bize odalarını açanlar, bize durmadan çay ikram edip işimizi kolaylaştıranlar da oldu... Ama bu filmin en kcyifli yönü,filmioluştururken doğan arkadaşlıklar, güçltiklere karşı dayanışmadan gelen güzel, insanın yaşamı boyunca unutamayacağı izlenimleroldu." Alışılagelmiş amatör hatta ba/ı profesyoncl standartların üstündc bir ürün olmuş Otel; "Bundan sonra ne olacak"sorumun nedeni bu.. "Artık uzun metrajlı filmler de çekmek istiyoru/. Birkaç iyi öy kümiiz var. Finansör bulursak bunları gerçekleştirmek, Türkiye'deki, Batı'daki festivallere götürmek istiyoru/." Strasbourg'da sinema sanatı konusunda öğretim üyelıği yapmakta olan bir vatandaşımızın, Faruk Günaltay'ın geçenlerde söylediklerıni hatırladım: "Batı'ya entegrasyonumuz, ancak sanat ve kültürle olur. Sinema sanatı da bence bununenetkilitüriidür." Maçlarda oyuncuların formalarına adını ya7dıran firma sahiplerinden bin olsaydım ülkemizde televizyonda ve uluslararası bir festivalde oynatılabilccek bir düzeyde kısa ya da uzun metrajlı bir filme ad yazdırmayı tercih ederdim: Böylece hem daha etkin bir reklam yaptırmış hem de yurdumun kültür birikimine anlamlı bir katkıda bulunmuş olurdu < Supiye Pasajı'nda film cevirmek S uriye Pasajı'nı fotoğraf çekmek için gczindiğim günlerdc keşfetmiştim. Rus Konsolosluğu'nun karşısında giizel bir yapı: Esrarlı ve biiyülcyici yönleri de var... Otcl adlı fllmimi/i çevirecek ortam aradığımızda aklıma ilk gelen burası oldu. Pasaj bir vakfa ait; vakfın yönctim kurulu başkanı çok anlayışlıydı; gcrekli izni hemen verdi. Binanın altında iki pavyon var. Baıı odaları öğrencilerce, bekârlarca kiralanmış. Birçok işycri de bulunuyor. Filme başlamadan pasajı günün her saatinde görmek, değişik zamanlarda izlemek istedim: Fellini'nin cn iddialı filmlerine figüran olabilecek her liirlii vatandaşla karşılaştık. Buranın insanlarını filmi çevirmeye başladıktan sonra da tanımaya dcvam ettik: Son sahnelerden birinde dış kapının çekilmesi gerckiyordu; orada bir gazete satıcısı oturuyordu. Yerinden üç beş dakika kadar ayrılması için bin dil döktiik; yaramadı. Ancak para verdiğirni/dc kapıyı gazetecisiz görüntülememiz miimkün oldu. Bu konuda bi/den para alındığını duy an çeşitli han ve çevre sakinleri ertesi gün binbir bahane uydurup başvurmaya başladılar." Geçen gün i/lediğım "Otel" filminin yapımcısı Yeşim Ustaoğlu ve senaryonun yazarı Tayfun Pirselimoğlu ile konuşurken Cezanne in Aixen Provence' da bir tarla kenarına kurulup resim yapmaya kalktığında gelip saman yüklü arabalarını alıp götüren köylüleri anımsadım. "Otel" son yıllarda izlediğim en başarılı kısa metrajlı filmlerden biri: Işığı, fotoğrafları nefis; doğrudan doğruya sesli çekilmiş olması, seslerin'pasajda yankılanışının, hatta boş koridorlann tınısının bileçok ctkileyici birşekildeyakalanabilmesini sağlamış. Yeşim Ustaoğlu'nun İFSAK'ın 6. ulusal Kısa Film Yanşması'nda "Başan" ve "Filma" ödüllerini aldığını biliyoruz: Bu ödülü kazanan "Bir Anı Yakalamak"ı 19H6'da Uğur İçbak'la çektikleri "Magna Fantagna"i/lemişti. Ustaoğlu, "Magna Fantagna" ile 16 mm'lik bu filmle Oberhausen'deki 9. Uluslararası Çocuk Filmleri Şenliği'ne katılmış, orada filmi ile çok olumlu tepkiler almıştı: Filmi Chicago'daki gösterilere davet edilmişti. Yeşim Ustaoğlu, "Evet," dedi, "bu film Ankara Televizyonu'nda oynatıldı: O zaman Tekim Özertem, Çocuk Dairesi Başkanı'ydı; 'Genç Yönetmenler Kuşağı' adlı bir seri oluşturdu; bu seride on üç genç yönetmcn tanıtıldı. Biz bu seri için 'Düet' adlı bir yapıt ha/ırladık. 35 mm. çektiğimiz bu filmle Yunus Nadi 91 ödülü'nü başka bir yapıtla paylaştık." Yeşim Ustaoğlu, Karadeniz Tcknık Ünıversitesi me/unu bir mimar. Film yapımcılığı ileilgisinin kaynağı sorulduğunda bu üniversitede kendisine uygulanmış olan çok boyutlu, araştırmayı, düşünmeyi öğreten ejitimi ışaret ediyor: "özellikle Prof. Ozgönül Aksoy ve o zaman rektör olan eşi Prof. Erdem Aksoy'u bu nedenle saygı ile anıyoruz!" diyor. Prof. Aksoylar hâlâ Trabzon'dalar mı? "Hayır. Askeri yönetim sırasında 1402 sayılı yasayla üniversiteden uzaklaştırılan ilk öğretim üyeleri onlar oldulardı!" Ustaoğlu fakülteyi bitirdikten sonra Yıldi7 Üniversitesi'nde restorasyonla ilgili master çalışmalan da yapmış; bir ara gittiği Salzburg Yaz Akademisi'nde sahne sanatları iledeilgilenmiş. Dönüşünde İFSAK'a iiye olarak sinema ve fotoğrafla ilgili etkinliklerine katılmaya başlamış. SinemaTelevizyon Enstitüsü'nden arkadaşlarıyla yapmış olduğu çalışmalar sırasında öğrendiklerinden çok yararlandığınısöyledi. Tayfun Pirselimoğlu'na senaryo yazmayı nereden öğrendiğini soruyo Başanlı kıu m«tr«|i) Mr fihnı Otai CUMHURİYETDERGI22ARALIK 1991 SAYI 302 15