Katalog

"ISMARLAMA"NIN USTALARI "HAZIR GİYİM'İ ANLATIYOR Dünyanın belli başlı merkezlerindeki defilelerde yer alan '88 ilkbahar/yaz modelleri, Paris, Milano ve New York gibi moda kentleriyle İstanbul podyumları arasındaki mesafenin oldukça kısaldığını gösteriyor. zcllikle iki yıldır, moda dünyasının manzarası artık eskisi gibi değil. örneğin, "modanın kutsal barınağı" sayılan Paris nıodaevlcri, seçkin bir müşteri topluluğuna hizmet ~den kuruluşlar olarak ün yapmış bulunmalarına rağmen, şimdi onların da gündemleıinde "hazır giyim" var. Paris'in, Milano'nun birçok kalburüstü tasarımusı, kendi sipariş alölyelerinde, seçkin nıüşterilerine seslennıek yerine, "hazır giyim"in hiznıetinde, büyük firmaların yaratıcılan olaıak çulışmayı scçiyorlar. Böylccc seçkin modanın tasarımcıları, artık kitleleri hcdcf alıyor; hazır giyim sayesinde lıer ycr, tıkı.ş iıkış giysi askılarıyla doluyor. Modadaki bu yeni eğiliıniıı kökeni, biitün gözlerin gcnçliğe çevrildiği 1968'lcre dayanıyor: Bcafles, Carnaby Slreel ve '68 Mayısıııın üğ'renci lıareketlcri vaıdı o zamanlar vt Baharın ayak sesleri bunun sevkiıılere yansıyan bir yönü de bulunuyordu; bir "t'crt olarak" dilediği biçiınde giyinmek anlaşıyı yayılmışlı. PODYUMLARDA O Hazır giyimin yükselişi Seçkinler, gençlikten etkilemnişlerdi!.. Avıupa sosyetesi içinde, dilcdikleri gibi giyinenler ağır basmaya başlamıştı; seçkin zümre terziliji yapmak, eskisi kadar para getirmiyordu. Ayrıca tekstil endüstrisi de ileri leknolojiyi kullanmaya başlamıştı. Amerikalı moda yazarı Mellon Davis, bu gelişmeyi şöyle özetliyor: "Seçkin zümreye lıizıncl eden (erzilik haute couUırc sondclcmişti; aına yeni bir gelişme ile hu kez iinlii tasarımcılar, seçkinlerin moda stilislleri, bu ünlerinin hayrını, ha zır liiyim firnıalarınııı afişlerinde gördüler..." Paris'teki "I'Officiel'in sanat yönetmeni Georgcs Boruclıovski de bu konuda şunları söylüyordu geçen yıl: "(lünümüzün gerçeklcn iyi giyinmek isteyen insanları, kataloglardan Rİysi ısmarlayan hiiyiik keııl ve kasaba insanlarıııdan sadece bir basaınak yukanda bulunanlardır." IViylccc, UnlU tasarımcıların adlarını laşıyan hazır giysiler, tekstil sanayisinin büyüyen pazarıııdaki boşluğu doldurdu. Bir Fransız moda piyasası uzmanı, Bernard Branger dc Avrupa'daki bu gelişmeyi şöyle açıklıyor: "lla/ır giyime dogru gidiş, 25 yıl önce başladı, şimdi ise seçkin zümre terziliğinin kökiı kuruınuş sayılır." Hirçok insanııı gözünde, moda endüstrisi, yeni bir eğilinı içinde; I'ierre Cardin'in yöncticilcı İIKİCII Herve Duguesnoy, "Dıiııya değiş ti," diyor ve hazır giyimin, "gclccegin dalgası" olduğunıı belirtiyor. Türkiye'de de hazır giyimin gelişim silreci, bu sözleri doğrular biçimde. Mart ayı boyunca ve nisan ayı başlarında, art arda sırdlanan defilelerde, Türk hazır giyim sanayii, podyumlarda "88 ilkbahar/yaz" savaşını verirken izleyiciler arasında elbette Türk moda dünyasının "ısmarlama giyim" kcsiminden tanınmış isimler de vardi. Bizde bu isimler arasından iki iinlüye, Vural Gökçaylı ile Yıldırım Mayruk'a lıcııı izlenimlerini hem de "88 ilkbahar/yaz modası" konusundaki düşüncclerini sorduk. Podyum izlenimleri Vakko dclilelerindeki şapkalann ilgisini epey çektiğini belirten Vural (îokçaylı, Vakko'nun 88 ilkbahar/yaz kreasvonları ile "Paris nıodasım hazır giyime iyi adaptc elmis" olduğunu, "reıık ve desenlerde" bunun açıkça kendini gösterdiğini söylüyor. Bir başka büyük hazır giyim kuruluşunu, "Beyıııen"i isc "geçen yıllara iıazaran dalıa genç, daha spnrtif, daha dinaınik bir göriiniinı içinde," bulduğunu vurgulayaıı Gokçaylı, Beymen vilıinlerinin eski Alnıan ve İsviçre zcvkini üncnıli ölçüde terk edip "Daha Fransı/," bir havadaki giysilerc yer verdiğini söylüyor. Beynıen'in ve Tüıkiye'deki Beııettun'un çizgilerinin yaralıcısı olan ve geçnıişi 1%6'ya dayanaıı italyan moda tasarımı rirması "l'.ffetienııne"nin kurucusu Gianni Tosilli de "diınya ınodasıııı vilrinlere çıkarlırkeıı Tüık kadınının siluetine uygun çizgileri göz önünde bulundurduklarını ve "Modayı ona Türk kadınına ııydurdııklarını" vurguluyor. Vural Cîökçayh gibi, görüşleıiııe baş vur duğumuz bir başka "ısmaılama giyim" ustası Yıldırım Mayruk ise 88 ilkbahar/yaz modasınJaki kadın siluetini şöyle açıklıyor: "l)ik olmiiyan bir omuz, sıkı beden, belirgin bir bel, yııvarlak busen, kısa clck..." Eteklerin di/. üstü ile 2ü santim yııkarısı arasında değiştiğini belirten Mayruk, bu yılın ilkbahar/yaz ınodasında, çoraplann kazandığı öneıııi de dile getiriyor: "Bu yıl, beyaza yakın naltirel len rengi çoruplar giyilctek. Aına yine de siyah allında çok ince siyalı çoraplar da gündemde..." Bir New York podyumunda '88 ilkbaharının ayak sesleri: Bu yıl modanın ünlü başkentlerinde bahar giysileri, birbirine oldukça yakın çizgiler taşıyordu. Düğmelere varana dek, her yerde çiçek Bu yıl modacıların, kadın giyiminde ceket ve pantolnnada yer verdikleıini beliıleıı Vural Gökçaylı da aşağıya doğru daıalaıı pantolonların üzerinde uzun cekellerin ycr aldığını söylüyor. Kıımaşlara gelince, Yıldırım Mayruk'un da dile getirdiği gibi "llk akla gclcn, çiçek..."