24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 27 Şubat 2010 Cumartesi 27 Şubat 2010 Cumartesi 9 Ülker’in köylerinde meralar kurtuldu; inekler ota, köylü gelire kavuştu ‘KÖYDE MUTLU BİR AN’ Gıda konusunda Türkiye’nin en büyük hammadde alıcısı olan Yıldız Holding ve artık bir dünya markası haline gelen Ülker, TEMA Vakfı’nın kırsal kalkınma ve erozyonla mücadele için başlattığı “El Koyun” projesi ile üç köyün kaderini değiştirdi. Verimli topraklarını erozyonla kaybetmeye başlayan köylerde, önce meralar temizlenerek hayvancılığın canlanması sağlandı, ardından da tarım ürünlerinde çeşitliliğe gidilerek köylünün geliri önemli oranda arttırıldı. yılında Edirne Azatlı Köyü ile başlayan “El Koyun Projesi”ne destek, 2006 yılında bu projenin tamamlanmasıyla Kırklareli’ndeki Karacaoğlan ve Kuzuçardağı köyleri ile devam etti. 2009 yılı sonunda tamamlanan projeler sayesinde üç köy hayata yeniden dört elle sarıldı. Öncelikle karaçalı kaplı meralar temizlenerek ıslah edilince hayvancılık da gelişti ve süt verimi yüzde 70’e varan oranlarda arttı. Ardından ekilebilir tarım arazilerinde ürün çeşitliliğine gidildi. Eskiden sürekli ayçiçeği ve buğday ekildiği için verim alınamayan topraklar analiz edilerek, ceviz, kiraz, vişne, kayısı ve şeftali bahçelerine dönüştürüldü. Bağcılık yeniden Yıldız Holding Kurumsal İletişim canlandırıldı, Genel Müdürü Zuhal Şeker arıcılık faaliyetleri geliştirilerek köylüye yeni bir gelir kapısı yaratıldı. Üç köyde toplam 13 bin meyve fidanı dikimi yapıldı. Sadece meyvecilik sayesinde köylüye yıllık 200 bin lira, bağcılık sayesinde ise dekar başına 2 bin liralık ek gelir sağlandı. Proje öncesi yıllık 4.260 kilo olan bal verimi, proje sonrasında 11.450 kiloya ulaştı. kullanımı konusunda yapılan bilinçlendirme çalışmaları neticesinde ot veriminde ise yüzde 300’ün üzerinde artışlar yakalandı. Proje köylerinde ayrıca tarım ve hayvancılıkla ilgili çalışmaların yanı sıra, özellikle anneçocuk sağlığı, hijyen, dengeli beslenme ve çevre konularında kadınlara eğitimler verildi. Kadın ve çocuklar sağlık taramasından da geçirildi. 2003 bakteriye düşürülerek önemli bir başarı sağlandı. Mastitis görülme sıklığı da doğru hayvan bakımı ve hijyeni sayesinde önemli oranlarda azaldı. Meraların sürdürülebilir Hammadde alımlarıyla 500 bin kişinin geçimine katkı sağlıyoruz Ülker’in Türkiye’nin en büyük gıda hammaddesi alıcısı olarak tarım ve hayvancılığı desteklemeye ayrı bir önem verdiklerini belirten Yıldız in lker' ncileri U re g ö Holding Kurumsal İletişim i s iversite koyleri gezdi. i Yale Un iğ d Genel Müdürü Zuhal Şeker, “Ülker, le k deste her yıl 500 bin tonun üzerinde gıda hammaddesi alıyor ve kakao dışında ihtiyacımız olan hammeddenin tamamını yerli kaynaklardan temin ediyor. Ülker aynı zamanda Türkiye’nin en büyük süt alıcısı… Her gün 2.700 ton süt, Ülker’in fabrikalarında işlenip ürün haline geliyor. Böylece, 100 bin çiftçiye doğrudan, 500 bin kişinin geçimine de dolaylı olarak katkı sağlıyor. Bu nedenle tarım ve hayvancılık alanında sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlamak her zaman önceliğimiz oldu. Zira tarım ve hayvancılığı desteklemek aslında ihtiyaç duyduğumuz hammaddenin daha kaliteli olarak bize ulaşması anlamını taşıyor. 65 yıldır bu düşünceyle hareket ederek, hem nihai müşterilerimiz hem de tedarikçilerimizi mutlu anlarda buluşturmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Edirne Azatlı ne kazandı? Proje başladığında toplam 3.560 dekar olan Azatlı Köyü merasının yüzde 70’i karaçalı denen dikenli bodur bir bitki tarafından kaplanmış ve kullanılamaz durumdaydı. Mera alanından en yüksek faydayı sağlamak ve otu artırmak amacıyla merada öncelikle karaçalı temizliği ve gübreleme yapıldı. Mera etrafında ve içinde rüzgar perdeleme ve gölgelik için 6 bine yakın ağaç dikildi. Ayrıca köyde hayvancılığın daha ekonomik yapılabilmesi için köylülere verimi yüksek 5.5 ton yem bitkisi (Macar fiği, tritikale, silajlık mısır) tohumu dağıtıldı. Proje başlangıcında yüzde 70 dışarıdan yem miktarı yüzde 30 düşürülerek, hayvanların beslenmesi için ödenen bedeller köylünün cebinde kaldı. Tarlalara dönüşümlü olarak yem bitkisi ekildiği için buğday ve ayçiçeği verimi de arttı. Meranın ıslahı ve yem bitkisi üretiminin artışına paralel olarak süt üretiminde de yüzde 70’e yakın artış kaydedildi. Projenin başında 990 adet olan küçükbaş hayvan sayısı proje sonunda 640’a, 1.000 civarındaki büyükbaş hayvan sayısı da 1.620’ye yükseldi. 2002 yılında köyde elde edilen toplam süt miktarı 1.952 ton iken 2005 sonunda bu rakam 2.757 tona ulaştı. Elde edilen sütün yüzde 80’i dışarıya satılarak üreticilerin yıllık gelirlerinde 300 bin lira’ya yakın artış sağlandı. elde etmelerini sağlamak amacıyla; 11 arıcı ailesine eğitim ve girdi tedariki sağlanarak arıcılığın yaygınlaştırılması desteklendi. Bu amaçla; 110 adet boş kovan, 130 adet Kafkas Edirne Melezi Ana Arı, 275 kilo petek ve ana arı üretimi eğitimi verildi. Projenin başlangıcında köyde 997 olan arı kolonisi sayısı 2005 yılı sonunda 1.439’a yükseldi. Koloni başına bal verimi iki kat artarak 4.27 kilodan 7.95 kiloya ulaşırken, yıllık verim 4.260 kilodan 11.445 kiloya çıktı. Böylece Azatlı Köyü arıcıları gerçek anlamda alternatif bir geçim kaynağına kavuşmuş oldu. Köyde meyvecilik kültürünü yerleştirmek ve köylüye yeni bir gelir kapısı yaratmak amacıyla 262 dekar alana toplam 4.875 adet aşılı ve sertifikalı ceviz, kiraz, vişne, elma, kayısı ve şeftali ağacı dikimi yapıldı. Meyvecilikten de ek gelir Meyvecilik faaliyetleri için henüz bir başlangıç olan bu faaliyetle köylüler fidanların ilk yıldan ceviz vermeye başlamaları nedeniyle, büyük heyecanla ceviz fidanı taleplerini arttırdıkları belirlendi. Meyvecilik faaliyetlerinin gelişmesiyle köyün gelirinde yıllık 200 bin lira’ya yakın artış olması planlanıyor. Süt verimi yüzde 70 arttı oplu hayvansal üretim eğitimleriyle çiftçilerin bilgi ve bilinç düzeyleri artırıldı. Yetiştiricinin hayvan işletmesinde uyguladığı bakım, besleme koşulları ve süt hijyeninde iyileştirmeler sağlandı. Hayvanlarda Mastitis hastalığı görülme sıklığı azaldı. Süt veriminde % 53 oranında artış sağlandı. Proje köylerinde 2007 yılında üretilen toplam süt miktarı aylık 3.250 litreden 2008 yılında aylık 5.000 kiloyag/ay’a çıktı. Hayvanların bakım ve besleme koşullarının iyileştirilmesi ve hijyenik süt üretimi yapılabilmesi için hayvancılıkla uğraşan çiftçilere birebir uygulamalı ve teorik hayvancılık eğitimleri (bakım, süt hijyeni ve hayvan ile ahır temizliği gibi konularda) verildi. Bu eğitimler ve uygulamalar sonucunda süt hijyeninde önemli değişmeler ve iyileşmeler görüldü. Başlangıçta çiftçilerin sütlerindeki bakteri oranı 500 bin civarındayken, proja sonrasında AB standardı olan 200 bin bakterinin altına düştü. Hayvan bakım, besleme ve süt hijyeninde çiftçiler daha bilgili ve bilinçli düzeye geldi. Ancak, sürdürülebilir hijyenik süt üretimi için gerekli olan toplu sağım tesisi Bağcılık yeniden hayat buldu T kurma girişimimiz köylünün ortak kullanım konusundaki direnişlerinden ve yatırıma katkı sağlama konusundaki çekincelerinden dolayı sonuçsuz kaldı. Projenin teknik desteğiyle çiftçiler kendi imkanlarıyla ahırlarının fiziksel koşullarını iyileştirmeye ve yarı açık ahır yapımına başladı. Proje kapsamındaki her iki köyde kadın ve çocuklar sağlık taramasından geçirildi. Kadın sağlığı ve hijyeni, anneçocuk sağlığı, dengeli beslenme ile çevre ve doğa konularında eğitim çalışmaları gerçekleştirildi. Sosyal yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla köy kütüphanesi oluşturuldu, var olan çocuk parkları onarıldı, mevcut futbol sahasının etrafı yeniden düzenlendi. İki köye de eğitim merkezi yapıldı. Y örede eskiden var olan köklü bağcılık kültürünü canlandırmak amacıyla, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nün etüdü doğrultusunda, 20 dekarlık bir alanda 4.400 adet Amerikan aşılı asma fidanı dikildi. İlk yıl dekar başına 400 kilo üzüm hasat edilerek, yine dönüm başına 500 YTL gelir elde edildi. Eski sistemle bu alanlara hububat ekimi yapılmış olsaydı dekar başına en fazla 300 kilo verim alınabilecek ve karşılığında 105 YTL kazanç elde edilecekti. Bağlar büyüyerek, verim seviyesi normale ulaştığında, dekar başına 1.000 – 1.500 kilo verim ve 1.500 – 2.000 YTL’ye kadar da gelir elde edilebilecek Mevcut hayvan varlığının kaba yem ihtiyacını karşılamak, yem bitkisi üretim alışkanlığını köylülere kazandırabilmek amacıyla; her yıl ortalama 1.600 dekar alanda korunga, yonca, macar fiği, silajlık mısır ekimi yapıldı. Proje öncesi, her iki köyün toplam kaba yem üretimi 4.350 ton/yıl iken 2009 yılında 6.600 ton/yıl’a ulaştı. Böylece, kaba yem üretiminde % 52’lik bir artış sağlanmış oldu. Verilen eğitimler ve uygulamalı çalışmalarla köylülere yem bitkisi ekim alışkanlığı kazandırıldı. Yem miktarından meydana gelen artışın parasal değeri ise yaklaşık 787 bin lira oldu. Sütler artık AB standartlarında Doğru toprak işleme, gübreleme ve sulama eğitimleri sayesinde birim alandan alınan yem bitkisi miktarı ve kalitesinde % 52’lik bir artış oldu. Çiftçiler özellikle hayvancılık konularında eksik ve yanlış bilip uyguladıkları alışkanlıklarından uzaklaştılar. AB standartlarında süt hijyeni ve kalitesi yakalandı. Süt içindeki bakteri oranları 500 bin bakteriden AB standardı olan 200 bin Arıcılık ikinci gelir kapısı oldu Geçimlerinin büyük bir bölümünü ayçiçeği üretiminden elde eden üreticilerin hem ayçiçeği polinizasyonunu arttırmak hem de alternatif zirai faaliyetlerde bulunarak gelir Yıldız HodingEl Koyun projesi ile hayvancılık AB standartlarında yapılıyor. Yıldız HoldingEl Koyun projesi ile köylerde verim artıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle