05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENERJİ 4 Avustralya Queensland Üniversitesi Jeotermal Enerji Merkezi Müdürü Prof. Gürgenci Cumhuriyet Enerji’nin sorularını yanıtladı Jeotermalde 5 bin metreye inildiği zaman AB’nin bir haritası var. En sıcak kıpkırmızı olarak Ankara’nın batısı. Batı Anadolu Avrupa’nın en sıcak kayaları. Türkiye’de bunun sınırı yok ama riski de var. Birinin mali riski göze alması lazım. Jeotermal, Türkiye’de doğalgazın yerine geçecek bir kaynak. Üstelik teknolojik olarak da doğalgaz üretim teknolojisinin benzeri. Banu SALMAN Kahraman YAPICI MO Basın Prof. Dr. Halim Gürgenci, küresel ısınmaya dikkat çekerek, kömür ve gazın devreden çıkmasının ardından elektrik enerjisi alanında baz yük santralları olarak jeotermal enerji ile nükleer enerjinin rakip olacağını kaydetti. Derin jeotermal enerji alanında teknolojik gelişimin yeterli düzeye geldiğini, ancak uygulama henüz yetersiz olduğu için teknolojinin kanıtlanması gerektiğini ifade ederken, Türkiye’de doğalgazın yerine geçebilecek ve binlerce yıl yetecek kadar bir kaynak olarak nitelendirdiği jeotermal enerjiye yönelik ilginin artması gerektiğini anlattı. ODTÜ’den 1976 yılında mezun olduktan sonra doktorasını ABD’de yapan Prof. Gürgenci, çalışmalarını 1982 yılından bu yana Avustralya’da sürdürüyor. Queensland Üniversitesi’nde yeni açılan Jeotermal Enerji Merkezi Müdürü olan Prof. Gürgenci, eyalet hükümetinin verdiği destekle 5 yıl süresince jeotermal enerjiden elektrik üretimi alanında çalışmalar yürütecek. Prof. Gürgenci, jeotermal enerji ve dünyada enerji alanındaki gelişmeler Türkiye’nin doğalgazı jeotermal E konusunda Cumhuriyet Enerji’nin sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Enerji: Jeotermal enerji nedir? Sizce Türkiye’de bu konuya ilgi neden az? Prof. Gürgenci: Jeotermal enerjiyi ikiye ayırabiliriz. Birincisi; ilk olarak Kuzey İtalya’da Larderello’da başlayıp, İzlanda, Kaliforniya, Yeni Zelanda, Filipinler ve Japonya’da büyük ölçekte santralların kurulduğu geleneksel jeotermal enerji. Bu yüzeye yakın olan suların volkanik kökenli ısı tarafından ısıtılması ve basınç altında çok ısınarak yüzeye gelen suyun türbinden geçirilerek elektrik elde edilmesi. En fazla 10001500 metre sondaj kuyusuyla sıcak su kendisi dışarıya çıkıyor. Bu geleneksel jeotermal ile ilgili MTA sanırım 1990’larda bir envanter yaptı. 500 megavatlık (MW) elektrik üretmeye elverişli jeotermal enerji diye sonuçları çıktı. Kanımca bu yüzden Türkiye’de jeotermal enerjiye olan ilgi rüzgara, güneşe olan ilgi kadar büyük değil. Ama bu yanlış; geleneksel jeotermal enerjinin dışında 1980’lerde ABD’den başlayarak, İngiltere’de, Fransa’da, Japonya’da, Almanya’da, şimdi Avustralya’da derin jeotermal enerji diyebileceğimiz olanak var; ABD’nin batısı, Avustralya, Avrupa’nın birçok yeri dahil, Türkiye’nin batısı tamamen bu klasmanın içinde. 5 bin metre indiğiniz zaman, kaya sıcaklıkları 250300 derece civarında. Fakat su kendi kendine fışkırmıyor. İki kuyu kazıyorsunuz. Bir kuyudan su basıyorsunuz aşağıda iki kuyu arasında kayalarda çatlaklar oluşuyor. Petrol mühendisliğinde kullanılan yüksek basınçlı suyla kayayı parçalıyorsunuz. Su kayalardan geçiyor, ısınıyor, öbür taraftan çıkıyor. Bu şekilde ısıyı yeryüzüne taşıyorsunuz ve elektriğe çeviriyorsunuz. Bunun sınırı yok. Mesela Avustralya’da birkaç tane tahmin çıktı; tüm Avustralya’nın elektrik tüketimini 56 bin yıl karşılayacak düzeyde. Aynı şey ABD için yapıldı, binlerce yıl yetecek kadar bir kaynak. Türkiye için ben kabataslak bir tahmin yapmıştım o da yine binlerce yıldı. Binlerce yıl sürecek kadar Türkiye’de ikinci tür jeotermal enerji var. Sadece Türkiye’nin değil, tüm Avrupa’nın karşılayacak, bağlantı problemleri çözülebilirse. Tabii 1000 metreden 4 bin metreye indiğiniz zaman fiyatı da artıyor. 1000 metredeki hemen hemen kömürle aynı fiyatta. 4 bin metreye indiğiniz zaman onunla rekabet etmeniz mümkün değil. modülün ömrü 2025 sene. Bu süre boyunca ilk yatırımı yaydığınız zaman ortalama elektrik fiyatı 7 ile 10 kuruş arasında değişiyor. Kömür yakarak elde edilen elektriğin fiyatı 33.5, taş çatlasa 4 Kr’dir. Gaz olursa biraz daha fazla 5 Kr. Cumhuriyet Enerji: Yenilenebilir Enerji Yasası çerçevesinde açıklanan yeni fiyat 12 Kr. Ama jeotermal enerji pek konuşulmuyor. İlk yatırım maliyeti yüksek mi? Prof. Gürgenci: Özel sektör derin jeotermali, hatta ötekini de daha tanımıyor. Türkiye’de bırakın bu derin jeotermali geleneksel jeotermalden bile elektrik üretme geleneği yok. Bu güneş gibi değil. Sen ben bir araya gelsek 2’şer bin dolar koysak, birkaç paneli bir araya getirip 50 kilovat saatlik elektrik üretiriz. Derin jeotermal öyle değil, minimum iki tane kuyu; 30 milyon TL. Bir 30 milyon da türbin vs almamız lazım. Demek ki MW başına 6 milyon TL gibi. Optimum olan 50 MW, bu da aşağı yukarı MW başına 45 milyon TL’ye gelir. Bu rüzgardan pahalı. Rüzgar 12 milyon TL civarında. Gaz çok ucuz. MW başına 800 bin TL. Nükleerle hemen hemen aynı. Jeotermal ve nükleer rakip Cumhuriyet Enerji: Enerji güvenliği, yatırım açmazı ve dışa bağımlılık sorunları var. Bu çerçevede jeotermal enerjiyi nasıl konumlandırabiliriz? Prof. Gürgenci: Aslında jeotermal ve nükleer enerji birbirlerine rakip teknolojiler. İkisinin de rakibi kömür değil. Kömürden daha ucuz elektrik yok. Kömür devreden çıkınca, kömürden gaza, gazdan sonra daha uzun vadede diğer fosil olmayan alternatiflere gidebilir. O zaman nükleer ve jeotermal rakip. Bence gelecekte ikisi de olacak. Nükleer enerjinin kömüre göre daha zararlı olduğunu sanmıyorum. Ama nükleer çok dikkatle denetlenmesi gereken bir sanayi, ama ben muhalif değilim. Cumhuriyet Enerji: Jeotermal ile nükleer arasında tercihsel bir seçim yapabilmek mümkün mü? Prof. Gürgenci: Niye yapalım? Almanya’da 2 santral var, üretim yapıyor. Fakat bunun kanıtlanmış bir teknoloji haline gelmesi için bunun gibi daha onlarca, hatta yüzlerce uygulaması lazım. Bunu eminim önümüzdeki 2030 sene içinde göreceğiz. Ama bu seçeneklerden bir tanesi, olmayabilir de. Ben olacağını sanıyorum. Mesele şu ki yerin 5 kilometre derinliğinden bahsediyorsunuz. Maliyet şu anda yüksek Cumhuriyet Enerji: Maliyet açısından bir karşılaştırma yapabilmek mümkün mü? Prof. Gürgenci: Rüzgar ile jeotermali karşılaştırmak yanlış. İklim değişikliği ve ısınmanın ciddiye alındığı, mesela karbon atığına 2030 dolar vergi geldiği ve insanların kömür dışında enerji kaynaklarına eğildiğini düşünelim. Böyle bir şebekede rüzgarın yüzde 1015’ten fazlasını karşılama imkanı yok. Rüzgar baz yük değil. Bunun Avrupa’da kolerasyonunu yapmışlar; 1000 kilometrelik yakınlık içindeki rüzgar türbinleri birbirleriyle aynı anda başlıyorlar, aynı anda bitiyorlar. Kömür santralları yok olduğu zaman, size temel elektrik arzı lazım. Bunu da şu an sağlayacak iki şey var; ya nükleer enerji ya jeotermal. Derin jeotermale olan bütün dünyadaki ilgi bu yüzden çıkıyor. Gelelim fiyata; 9 kuyuluk, 50 MW’lik bir ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle