01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 Ekim 2013 Çarşamba Kaş ve Göz Istlada, Apollonia, İsinda, Kyaenai gibi antik kentlerin bulunduğu Kaş’ın yakınlarında ayrıca Patara antik kenti bulunuyor. Büyük bir antik kent olan Patara’nın birçok bölümü kumla kaplı. Birkaç yıl önce deniz fenerinin bulunduğu Patara, Likya bölgesinin en eski şehirlerinden biri. Önceden bölgenin en büyük ve en işlek limanı olan Patara’nın yazıt ve sikkelerde Likya dilindeki adı Pttara olarak geçiyor. Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Fahri Işık ve ekibi tarafından 1988 yılından beri kazıları sürdürülen Patara Antik Kenti, arkeolojik ve tarihsel değerlerin yanında kaplumbağa CarettaCarettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bırakıp yavruladıkları sahillerden biri. Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Patara Antik Kenti’nde yürüttüğü kazı çalışmalarında, 1954 yıl öncesine ait deniz fenerinin kalıntılarına rastlamış, ve 2005 yılında günışığına çıkartılmıştı. Roma İmparatoru Neron tarafından yapıldığı sanılan antik fenerin çevresinden 6 bin kamyon kum taşınmıştı. Aslında 26 metre yüksekliği olan kentin en önemli buluntularından bir Neron Deniz Feneri bugün 4.5 metre yüksekliğinde. Tarihin ve doğanın birleştiği, mavinin her tonunu görebileceğiniz denizi, antik kentleriyle görülmeye değer Kaş... Türkiye’nin dalış merkezlerinden biri olan Kaş’ta su ve doğa sporları oldukça yaygın. Kaş’ta Büyük Çakıl Plajı, Küçük Çakıl Plajı, Akçagerme Plajı, Limanağzı, Kaputaş ve Hidayetin Koyu denize girmek için en ideal yerler. Yunan Adası Meis’e çok yakın olan Kaş, aslında gizli kalmış bir cennet, il merkezine uzak, yollarının virajlı olması doğanın bozulmasını da engelliyor. Mahalle kültürünün devam ettiği Kaş’ın bilinen çarşısı Uzun Çarşı, adının özelliğini taşımıyor.. Sağlı sollu dükkânların bulunduğu çarşıda Selçuklu mimarisinin örnekleri bulunuyor. Sokağın yukarı bakan kısmında bir lahit var. M.Ö. 4. yüz yıldan kalma bu lahit mezarın üstündeki yazılar hâlâ belirgin. Eğlence kültürünün çok gelişmediği Kaş’ta sakin mekânlar bulmak mümkün. Kalabalıktan uzak, Sumanu Şarapevi’nde güzel bir akşam geçirebilir, limon ağaçları arasında yemeğinizi yiyebilirsiniz. Kaş’ta Mado’nun yeri diye bilinen bu butik şarapevinin ev yapımı şarapları mekâna özgün... Meis Adası Kaş’a 20 dakika uzaklıkta. Her gün feribot seferlerinin düzenlendiği adanın Kaş’a mesafesi 1 deniz mili... 9 km uzunluğunda olan adanın nüfusu kışın yaklaşık 400 yaz aylarında ise bu rakam bine kadar çıkıyor. Yunanca Kastellorizo, resmi olarak Megisti ve bizim Meis Adası olarak bildiğimiz adanın ismi Yunancada göz anlamına geliyor. Kaş’la birbirine yakın olduğu kadar benzerlikleri de olan Meis adasında kilise, müze, küçük bir hastane, banka ve gümrüksüz satış dükkânı bulunuyor. 20 dakika uzaklıkta. Yunanca Kastellorizo, resmi olarak Megisti ve bizim Meis Adası olarak bildiğimiz adanın ismi Yunancada göz anlamına geliyor. u Meis Adası Kaş’a 4 TÜROFED BAŞKANI AYIK Mavinin her tonunu görebileceğiniz denize sahip, doğa ve tarih denildiğinde ilk akla gelen yer Kaş... ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Yıl sonuna kadar 38 milyon turist ağırlanacak Haber Merkezi Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, geçen yıl Türkiye’ye 35 milyon turist geldiğini, bu yıl yüzde 8’lik artışla yıl sonuna kadar bu rakamın 38 milyona çıkacağını söyledi. Turizmciler için 2013’ün iyi başlayan bir yıl olduğunu belirten TÜROFED Başkanı Ayık, ancak Gezi olayları ve Suriye’deki gelişmelerin tedirginlik yarattığını dile getirdi. Yıla çok iyi bir erken rezervasyon talebiyle başladıklarını anlatan Ayık, ‘Türkiye yüzde 5 ila 8 arasında artışla yılı kapatacak’ tahmininde bulunduklarını, şu andaki sayıların beklentiler doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti. Ayık, “Türkiye, turizmde Eylül sonu itibariyle yüzde 8 civarında büyüme gerçekleştirdi. Antalya’nın ise şu anda, il bazındaki toplam artışı yüzde 8 civarında. Ayrıca Antalya’da 10 milyonun üzerine çıktık. Ekim sonu itibariyle bu rakam 11 milyon. Yılsonu beklentimiz ise 11.5 milyon civarında. Türkiye’ye 2012’de 35 milyon civarında turist geldi. Yüzde 8 civarındaki artışla bu rakam, yaklaşık 38 milyona ulaşacak” dedi. Türkiye’nin dünya sıralamasında en çok misafir ağırlayan 6’ncı ülke konumunda olunduğunu kaydeden Ayık şu değerlendirmelerde bulundu: “Altyapısını geliştirdikçe ve ürün çeşitliliğini artırdıkça Türkiye’nin tüm hattında turizm yapılacaktır. Barış sürecinin olumlu katkılarıyla, sadece Türkiye’nin kıyı bölgelerinde değil, her yerinde turizm yapılır hale gelecektir. Misafirlerimize sunacağımız ürün çeşitliliğimiz arttığı müddetçe, 2014 ve 2015 yıllarında önemli büyümeler gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz. Gelecek yıl fevkalade bir değişiklik görmüyoruz.” Kar mı Yağmış Şu Harput’un Başına DEMET YALÇIN Sonbaharın kışa hazırlanan bu günlerinde, Doğu Anadolu’ya gitme vaktidir şimdi... “Harput’ta Bir Amerikalı” oyununun yazarı Cevat Fehmi Başkut’u şöyle bir anarak Elazığ’dan Harput’u selamlama vakti şimdi. O duygulu türkülerin, coşkulu oyunların, gizemli deyişlerin, masalların, efsanelerin, şiirlerin ve destanların dünden bugünlere taşındığı medeniyetler diyarındayız. Harput’ta... Adeta antik bir açık hava müzesi görünümündeki Harput, Elazığ’a bağlı, özellikle evleri, türbeleri ve kimi kamusal yapılarıyla kerpiç mimarinin zenginlikleriyle bezenmiş değerli bir tarih adresi. Biz de bu tarihle iç içe olan antik kenti dolaşmak için Elazığ’dan yola koyuluyoruz. Yaklaşık 15 dakika süren yolculuk sonrası, tepede yer alan Harput’a çıkmış bulunuyoruz. Bu antik kente ayak basınca insan, nedense yüzyıllar öncesine bir yolculuk yapmaktan alıkoyamıyor kendini. Böylece Urartular’dan Roma’ya, Selçuklular’dan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan Harput, insanın tarih bilincini okşuyor. Tabii kalesi de. İlk durağımız nice kahramanlıklara şahitlik yapan ve yöre halkı tarafından Süt Kalesi olarak da adlandırılan Harput Kalesi. Efsaneye göre kalenin yapımında su olmayınca süt kullanıldığı rivayet edilir. Yıllar eskitse de taşlarını, türküler eşlik eder tarihine. Kale, kuzeydoğudaki tepelerden görkemli yapısı, sağlam ve kararlı duruşuyla adeta küçümser gibi bakıyor Elazığ’a... Çünkü Urartular tarafından inşa edilen bu kale, tam 4000 yıllık bir tarihin de mirasçısı. Savaşlar görmüş, saldırılara direnmiş, yıkımları yaşamış. Evliya Çelebi 17. yüzyılda sadece kalenin içinde bin ev olduğundan söz ediyor. Şehrin eski sahipleri çok iyi bilirler ki Elazığ’da yaşamak Harput’ta yaşamaktır biraz da. Her taşında ayrı bir kültürün izleri vardır. Tunç çağından günümüze kadar tarihe tanıklık etmiş Harput’un taşı, türkülere konu olmuş: “Kar mı yağmış şu Harput’un başına/ Kurban olam toprağına taşına!” Harput’un ünlü hükümdarları kale ve diğer yapıları bu taşla yapmışlar. Halk da kendi konutlarında aynı taşı kullanıyor genellikle. MS 179 tarihinde inşa edilen kilise, halen Harput Kalesi’nin sol tarafında yer alır. Arka duvarlarını kalenin kaya kütleleri teşkil ettiğinden, ilk bakışta bu yapının kilise olduğunu anlamak zor. Kilise sanki bir şeylerden kaçmış, kalenin bu sert ve dik yamacına sığınmış gibidir. Selçuklu mimarisinin nadir eserlerinden Kurşunlu Cami ve Meryem Ana Kilisesi, geçmişi günümüze taşıyor. Ancak aynı sokakta yer alsalar da gönüller için yol ayrımına sebep olmuşlar. Böylece bu topraklarda dillenen, farklı dinler yüzünden bir araya gelemeyen iki gencin hüzünlü öyküsü anlatan “Ahçik” türküsünün hikâyesi bugünlere şu sözlerle uzanıyor: “Vardım kiliseye baktım haçına/ Gönlümü bağladım sırma saçına/ Gel seni götürem İslam içine/ Başımı sevdaya salan o Ahçik”. Ben bu türküyü ilk kez hayatıma ışık tutan sevgili babamdan dinlemiştim. Hikâyesini de. Harput’ta mutlaka görülmesi gerekenler arasında, Balakgazi Heykeli, Buzluk Mağarası ve Harput Müzesi de yer almaktadır. Ayrıca türküde söylendiği gibi “Kömürhan Köprüsü Harput’a bakar”. Fakat Harput’tan aşağıya bakanlar da Dicle, Fırat, Murat, Karasu, Hazar Gölü, Keban, Karakaya gibi suyun yedi rengini aynı anda görme şansını yakalar... Harput’a yolu düşenler, görmek az şey değildir! Likyalıların kenti... Harput Kalesi Kurşunlu Cami Suyun yedi rengi Harput Kalesi İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç • Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya • Editör: Hayri Arslan • Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ • Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul • Tel: 0 212 343 72 74, Faks: 0 212 343 72 64 • Reklam: Cumhuriyet Reklam • Genel Müdür: Özlem Ayden • Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü • Reklam Reklam Müdürü: Ayla Atamer • Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya • Tel: 0212 251 98 74 75 • Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı • Cumhuriyet Gazetesi’nin Ekidir • Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle