Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA 7 Gelecek için geçmişe çağrı Dünya seni çağırıyor... ‘Dünya 9 bin yıl sonra nasıl olacak?’ Çatalhöyük’te 9 bin yıl öncesine yaptığı yolculuktan sonra bu soruyu sordu Defne...Defne, Çatalhöyük’te Shell’in desteğiyle her yaz düzenlenen “Arkeoloji Yaz Atölyesi”ne katılan yüzlerce çocuktan biri. Arkeoloji Yaz Atölyesi, çocukların ufkunu açıyor, geçmişe götürürken tarih bilincini gelecek kaygısıyla birleştiriyor... Fatma KOŞAR Çatalhöyük kazı alanında arkeolog Gülay Sert’in koordinatörlüğünde ve Shell’in desteğiyle düzenlenen “Arkeoloji Yaz Atölyesi” çocukları, adeta tarih yolculuğuna çıkarıyor. Arkeoloji Yaz Atölyesi’ne katılan herkes, Çatalhöyüklülerin evlerine konuk oluyor, nasıl yaşadıklarını hayal ediyor. Kentlerin kökeni sıralamasında ilk sıraya konan, 8 bin insanın bir arada yaşadığı Çatalhöyük, herkesi Milattan Önce 7 bin yıl öncesine götürürken “Şimdi nereye gidiyoruz” sorusunu da kafalara sokuyor. 1958 yılında ünlü İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından kazılmış olan höyükte, 1993 yılından bu yana Ian Hodder başkanlığında uluslararası bir ekip tarafından çalışılıyor. Mellaart, Çatalhöyük hakkında 10 kitap yazıldığını söylüyor. Mellaart, Çatalhöyük’ü diğer tarihi yerleşim yerlerinden ayıran en önemli özelliğin sanat olduğunu vurguluyor. Çatalhöyüklüler, kalın duvarları, taş ve kerpiçten yapılma düz çatılı evleri, küçük meydanları ve bizlere bıraktıkları sanat eserleri ile insanlık tarihindeki etkin yurttaşlık yaşamının sembolü oldular. Çatalhöyük’te şimdiye kadar kazılan hemen bütün evlerde aynı yapı, aynı araç gereçlere rastlanıyor. Yani tatü farkını gösteren herhangi bir bulgu yok. Bu da kentin tek bir kişi ya da grup tarafından yönetilmediğini ortaya koyuyor. İşte böylesi bir dünyaya kapı aralayan “Arkeoloji Yaz Atölyesi”nde çocuklar, Çatalhöyüklülerin; yolu olmayan köylerinde, evlerine gitmek için damdan dama geçişlerini, damlarda oturup sepet örmelerini, dama açtıkları delikten, merdivenlerden inerek evlerinin içine girmelerini, ölülerini yaşadıkları yere çukur açarak gömmelerini, odalarının duvarlarını nasıl süslediklerini, evleri eskidikçe nasıl yenilediklerini kavramaya çalışıyorlar. Çatalhöyüklülerin neler yediklerini, avlanmalarını, ocaklarında yemek pişirmelerini gözlerinin önüne getiriyorlar. Çocuklar, oldukça zorlu bir yaşam alanına tanıklık ediyorlar. Oldukça zorlu, ancak en az bin yıl boyunca kendini yenileyen ve bu zorluklara direndiği gibi mutluluğu üreten bir yaşam... Çatalhöyüklüşatılıyor. Önce toprağı kazıp, kovalara dolduruyor, sonra bu toprağı eleyerek buldukları kemik, deniz kabuğu, obsidyen parçalarını daha sonra uzmanlar tarafından incelenmesi için naylon torbalara dolduruyorlar. Kazı alanında epey ter döktükten sonra öğle yemeği molası veriliyor ve ardından da atölye çalışması başlıyor. Kilden, Çatalhöyük kaplarının, figürlerinin ve duvar kabartmalarının benzerlerini yapıyor, kumaş üzerine Çatalhöyük mühürlerini uyguluyorlar. Arkeoloji Yaz Atölyesi’ne katılanlar, gün sonunda, Gülay Sert’in ve Kazı Ekibi Başkanı Ian Hodder’in imzalarının bulunduğu “Kültürel Emanetlerin Koruyucusu” belgeleri ve unutulmaz anılarla Çatalhöyük’ten ayrılıyorlar. Tabii bütün bu etkinlikler sırasında akıllarına gelen her soruyu da soruyorlar. Aslında, Defne o kadar büyük bir heyecanla etkinliklere katıldı ki; “Dünyanın 9 bin yıl sonra nasıl olabileceğine” dönük sorusunu akşam dönüşte sordu... Sorunun yanıtı üzerine de biraz kafa yormuş olmalıydı ki hemen devamında “Bir kere, iklim değişir” deyiverdi. Gerisini ise benden bekledi... Burcu AKKAYA burcuakkaya.c@gmail.com “Otellerde konaklayacak para mı var, başka ülkeleri nasıl gezeyim!” diyenler, “Kanepe Sörfü” tam size göre... “Aa gezmeyin o zaman kardeşim evinizdeki kanepenize uzanıp TV izleyin” demiyorlar; aksine, “Başka kanepelerde dünyayı keşfedin” diyorlar. Onlar couchsurfer’lar! Gezginlerin Durağı Kanepe Sörfü Kanepe sörfü, yani orijinal adıyla couchsurfing (kısa adıyla CS) bir internet ağı. Couchsurfing gitmeyi planladığınız ya da gitmek istediğiniz yerde yaşayan kişilerin sizi kendi evinin bir odasında ya da odasındaki ekstra bir kanepede misafir etmesi anlamına geliyor. Bunun için bir ödeme yapmıyorsunuz. Karşılıklı güven, yarsımseverlik ve misafirperverliğe dayalı bir organizasyon. Sitenin amacı tatili bedavaya getirmek değil, gidilen ülkenin gerçek yaşam deneyimini kazanmak, orada yaşayan insanları tanıyıp kültürlerini öğrenmek. Siteye üye olduğunuzda illa birilerinin evinde kalmak ya da birilerini evinizde misafir etmek zorunda değilsiniz. Sadece toplantılara katılıp yabancılarla sohbet etmek, bir şeyler içmek ya da onlara etrafı gezdirmek için de üye olabiliyorsunuz. Bu sayede farklı arkadaşlıklar edinip hem kültürünüzü tanıtma hem de farklı kültürlerden insanlar tanıma olanağınız oluyor. Aynı zamanda site şehirde gerçekleşen etkinlikleri öğrenmek için de iyi bir bilgi kaynağı... Bir ülkeye ya da kendi ülkenizde başka bir şehre gideceğiniz zaman o yerle ilgili; “Nasıl gidilir?, Nerde ne yenir, ne içilir? Kaça mal olur” gibi sorular kafanızı meşgul etmeye başladığında, site içindeki gruplara yazarsanız, mutlaka size kendi deneyimlerini aktarmak ve yardımcı olmak isteyecek üyeler çıkıyor. Ne de olsa 240’ın üzerinde ülke ve bölgeden, 330 farklı dili konuşan insanı bir araya getiren sitenin 3 milyon üyesi var. Sitenin ortak dili İngilizce. Yaş sınırı yok. Sitede en önemli konu güven. Bunun için referenslar diye bir bölüm var. Siteye üye olup profilinizi oluşturduktan sonra, katıldığınız etkinliklerde tanıştığınız kişiler ya da evinizde ağırladıklarınız ve misafir olduğunuz kişiler hakkında yorumlarınızı yazabileceğiniz referanslar bölümü, iletişim kurmayı düşündüğünüz kişiler hakkında, detaylı ön bilgiler veriyor. Böylece hem fotoğraflarından hem de başkalarının o kişi hakkında söylediklerinden yola çıkarak, bu kişide kalmak isteyip istemediğinizi kafanızda az çok şekillendirebiliyorsunuz. Evinde kalmak istediğiniz kişiye online bir talep gönderiyorsunuz ve yanıt olumlu olursa gidip evinde konaklıyorsunuz. ler, her ölümün üzerine yaşamı inşa etmişler. Öğrendikleri her şeyi biriktirmişler ve hep bir adım ileri gitmişler. Evlerini sürekli temiz tutmak için sık sık yaptıkları sıvalara duvar çizimlerini, resimlerini yeniden yeniden yapmışlar. İnanılmaz bir deneyim yaşadık Çatalhöyük’te her yaz, Shell’in desteğiyle çocuklar için düzenlenen ve arkeolog Gülay Sert’in koordinatörlüğünde yapılan yaz atölyesi, bir gün sürüyor. Bu yıl, kızım Defne de davet edilince birlikte inanılmaz bir deneyim yaşama fırsatı yakaladık... Her günkü etkinliklere 20 çocuk katılıyor. Gün, Gülay Sert’in çocuklarla Çatalhöyük üzerine söyleşi yapmasıyla başlıyor. Çocuklar, barkovizyon eşliğinde Çatalhöyüklülerin yaşam biçimlerini, inançlarını, evlerini öğreniyorlar. Çatalhöyük Deneysel Arkeoloji Evi’nin gezilmesinden sonra sıra, en heyecanlı bölüme, kazı alanı gezisine geliyor. Çocuklara arkeolojik kazı deneyimi de ya DENİZ KABUĞU TEK TAŞ Gülay Sert, Çatalhöyük’teki ilginç bulguları bizlerle paylaşırken kadınların o dönemde en değerli takısının da deniz kabuğu olduğu bilgisini veriyor. Shell Turcas Kurumsal İletişim Müdürü Yankı Özkan da Çatalhöyük kazılarını 15 yıldır desteklediklerini söylüyor. Çevre ve tarih bilincini toplumun tüm kesimine yaymak için Türkiye’nin dört bir yanından çocukları ücretsiz kazı alanına getirerek ağırladıklarını belirten Yankı, “Bu şekilde çocuklarımız, geçmişimizi eğlenceli bir şekilde yaşayarak öğreniyorlar ve kültürel değerleri muhafaza etmenin önemini kavrıyorlar” diyor. Çatalhöyük’le ilgili olarak bugüne kadar 10 kitap yazıldı. Çatalhöyük, yaşadığımız topraklardaki derin kültürü, tüm insanlığın bilgisine sunuyor. Onlarca ülkeden kazıya katılmak üzere Çatalhöyüklülere konuk olan uzmanların bulguları, rapor halinde paylaşılıyor. Verilen bilgiye göre Arkeoloji Yaz Atölyesi de 2003 yılından bugüne kadar 5 bini aşkın çocuğu ağırladı. 5 Temmuz – 4 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen ve katılım kontenjanının Mayıs ayında dolduğu 1.5 aylık programda bu yaz yaklaşık 600 katılımcı yer aldı. Arkeoloji Atölyesi’nde 2009 yılından itibaren çocukların yanı sıra, öncelik kamu çalışanlarında olmak üzere yetişkinlere yönelik bir eğitim programı da uygulanmaya başlandı. Çatalhöyük projesi, Tarih Vakfı’nın yürüttüğü “Akdeniz’de Tarih Öncesi Eğitim, Öğretim ve Planlama Projesi” (TEMPER) kapsamında gerçekleştiriliyor. Tek sorun ulaşım Gülay Sert, “Arkeoloji Yaz Atölyesi” ile amaçlarının arkeolojiyi sevdirmek olmadığını vurguluyor. Sert, “Asıl amaç bu tür yerlerin farkına varmaları, tahribatı önlemeleri. Biz sadece öğrenci ve öğretmenlere yönelik düzenlemekle kalmıyoruz, neredeyse toplumun her kesiminden herkesi hedefliyoruz. Bizim amacımız, farkındalık yaratmak için topluma ulaşmak” diyor. Sert, Çatalhöyüklülerin mirasına sahip çıkılması gerektiğini belirtirken çok önemli bir soruna işaret ediyor; Ulaşım... Doğrusu geziye katılan herkes Konya Büyükşehir’in en azından haftada bir gün ulaşımı sağlamasının turizme büyük katkısı olacağında birleşiyor. Yeni Trend: Huzur Köyü Ülkemizde ilk olma özelliğine sahip Rüya Rezidans Yaşlı Konukevi turizm terimlerimize bir yenisini ekledi. Tatil köyü kavramına ek olarak kurulmaya başlanan huzur köylerinin ilki Beykoz Mahmutşevket Paşa köyünde kuruldu. Muhteşem doğası ve sunduğu dünya standartlarında hizmetleri ile 55 yaş ve üstü konuklarını ağırlamaya başlayan yaşlı konukevi özellikle İstanbul’dan yoğun talep alıyor. Yeni konukevlerininde yapılmaya başlandığını müjdesini veren yatırımcılar, Türkiye’de farklı lokasyonlarda yeni huzur köyleri yapacaklarını söyledi. 5 yıldızlı bir otel konforundaki Rüya Rezidans huzurevi konforuna ek olarak konuklarının sağlığını ve beslenme koşullarını onların güveni ve huzuru kadar önemsiyor. Organik ürünlerle hazırlanan yemekler hijyen ve sağlık kurallarına uygun koşullarda itinayla hazırlanıp adabı muaşaret kurallarına uygun olarak servis edilirken konukların huzurevi bünyesinde yer alan sauna, spor salonu ve orijinal Türk hamamından, doktorlar gözetiminde yararlanabilmeleri mümkün…Dünyada sayılı örnekleri olan ve ülkemizde ilk olma özelliğine sahip Rüya Rezidans Yaşlı Konukevi bilinen bütün klişeleri tersine çeviriyor. Organik mutfaktan özel sağlık ekibine, hobi bahçelerinden hayvan besleyebilme olanaklarına, kişiye özel yaşam tarzından özel organizasyonlara, Türkiye’nin en büyük sağlık kuruluşları ile yapılan ortak çalışmalardan kent gezilerine kadar birçok yeni hizmetin sunulduğu Yaşlı konuk evi konuklarını ağırlamaya başlıyor. Güzel bir kıyı kasabası olan Riva’ya ve Polonezköy’e birkaç kilometre, Kavacık ve İkinci Boğaz Köprüsü’ne ise yaklaşık 10 kilometre mesafede kurulan Rüya Rezidans Huzurevi doğayla iç içe bir yaşam alanı sunarken konuklarını şehirden ve şehrin sunduğu imkânlardan kopartmadan sağlıklı yaşam trendiyle buluşturuyor. 0 212 272 92 10 oktay.baltaci@eksenmedya.net KEMALİYE’DE DOĞA SPORLARI Lütfi ÖZGÜNAYDIN Kemaliye’de 24 Temmuz tarihleri arasında doğa sporları şenlikleri yapıldı. Doğa sporları şenliğinde sadece spor değil kültürel etkinlikler de vardı. Resim sergileri, çocuklarla resim atölyesi, Gazenne dokuma atölyesi açılışı gibi etkinlikler de program içinde yer aldı. Doğa sporlarının en önemli etkinliği, karanlık kanyon da base jump gösterileriydi. Amerika, İtalya, Avusturya ve Türk sporcuların katıldığı gösteriler nefes kesti. Sporcular adeta ölüme atladılar... 500 metre yükseklikteki kanyonun iki yakası arasına gerilen tel üzerinde bir sistemle ortaya kadar gelen sporcular, oradan kendilerini boşluğu bıraktılar. Taklalar atarak derinliğin yarısına kadar inen sporcular, burada paraşütlerini açarak kanyonun tabanında çizilen alana indiler. Üç gün süren gösteriler sırasında onlarca atlayış yapan sporcular, seyircilere heyecanlı anlar yaşattılar. Doğa Sporları Şenliği’nin açılışında konuşan Erzincan Valisi Abdülkadir Demir, Erzincan’ın doğa sporları alanında bir marka olduğunu, yamaç paraşütünden sonra, Base Jump atlayışlarının yapıldığını, yakında da fırat üzerinde rafting yapılacağını söyledi. C MY B C MY B