01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 20 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA Duvağı başında, zülüfleri Ege Denizi’nde Baştarafı 1. sayfada poyrazla öyle bir götürür ki Midilli kıyılarına; yanıtı lodostan gelir. Lodos yağmur demektir; her yağmurda körfeze bir aşk, bir özlem, bir türkü dökülüverir. Bir ortak yanı da vardır ki Ege’den başka, o da aynı uzak sevdayı daha yakından yaşayan iki düş, iki kara parçası, iki türkü, iki su damlası, iki serçe yüreği, iki nazlı kız, iki bıçkın delikanlı; Ayvalık ve Cunda.” Yazar Turgut Baygın böyle anlatıyor, Ayvalık’tan süzülen barışı, sevdayı... Ayvalık’ta güneşin batışı her yerden ayrı seyirlik. Cennet Tepesi’nden Tavuk, Güvercin, Maden… 24 adayı hiç ıskalamadan bir bir dalıp çıkıyor, Ege’nin mavisine. Cunda Âşıklar Tepesi’nde, önce bir Midilli’ye çalım atıyor, sonra dönüp tekrar Hakkıbey’den denize, vuslata eriyor. Güneşin batışı Şeytan Sofrası’nda ise başka bir görsel şölen. Rivayete göre Penelope, elindeki oyayla kocasını burada beklerken, Aphrodite de denize girermiş. Şeytan’ın efsane güzelin bir ara kalçasını okşadığı bile söyleniyor! Yazar Muzaffer Hacıhasanoğlu’nun yalancısıyız. CUNDA’DA PARA BASILIYORDU Küçük küçük de olsa, eski uygarlıklar yatağı Cunda, adının daha ‘Nesos’ olduğu, Maden Adası’ndaki ‘Pordoselene’ uygarlığının yaşadığı dönemde, sikkeleri elden ele dolaşan bir yerdi. Nesos’un (Cunda) ayrı parası vardı. Pordoselene’nin ayrı.. Bu iki uygarlığın yok olduğu yerde Osmanlı’nın Yunda, bizim Cunda dediğimiz bu adada, para basma geleneği 1882’ye kadar gelir. ADI NEREDEN GELİYOR? Ayvalık’ta gözleriniz ayva ağacını ararken neden zeytine haksızlık edildiğini merak ediyorsanız, Ayvalık’ın adının nereden geldiğini, tarihini gelin yazar Ahmet Yorulmaz’ın Ayvalık’ı Gezerken kitabından öğrenebilirsiniz. Yazar, kentin adının Yunanca Kydonie’den geldiği ihtimalinden söz ederken, Ayvalık anlamına gelen Kydonie ismi İÖ 330’dan beri süregelmekte olduğundan bahsediyor. Turizm kentine turizmci başkan Kentler orada yaşayan insanlar kadar yöneticilerinin de omuzlarında yükselir. Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, 2004 yılından beri kentin turizm ve ekonomik gelişiminin yanı sıra Ayvalık’ı kültür sanat kenti yapmak için de büyük bir uğraş verdiğini söylüyor. Gerçek bir Ayvalık âşığı olduğunu ifade eden Türközen, kentini ve yol haritasını şöyle aktarıyor: İnsan, Ayvalık’ı anlatmaya nereden başlayacağını şaşırmakta haklıdır. Doğma büyüme bir Ayvalıklı ve bir Ayvalık sevdalısı olmama rağmen, benim için bile aynı durum söz konusu. Nereden başlamalı Ayvalık’ı anlatmaya? Eşsizliği ile insanı büyüleyen doğasından mı? Zengin ve dinamik tarihinden mi? Yüzünü çağdaşlığa çevirmiş, laik, demokrat ve cumhuriyete gönülden bağlı insanlarından mı? Kendine özgü, benzersiz ürünlerinden mi? Konumunun özelliğinden ve öneminden mi? Elbette, hepsinden… Bir sentez Ayvalık aslında… Geçmişten geleceğe uzanan çizgide bir farklılıklar ve güzellikler sentezi… Aynı zamanda barışın, dostluğun, kardeşliğin içselleştirildiği bir uygarlık merkezi. Ben böylesine özgün bir dünyaya, bir yeryüzü cennetine hizmet etme olanağı bulmuş bir Ayvalıklı olarak gerçekten çok mutluyum. Dahası bunu bir şans sayıyorum. Yürekleri tıpkı benim gibi Ayvalık sevgisiyle dolu olan çalışma arkadaşlarımla birlikte, Ayvalık’a hizmet için gecegündüz görev başındayız. Hedeflerimiz belli: ‘Önce insan’ felsefesiyle, Ayvalık’ta yaşayan herkes için çağdaş insana yakışır bir yaşam kalitesi oluşturmaya devam etmek… Ayvalık’ı her bakımdan yücelterek geleceğe taşımak. Sonuçta, Ayvalık’ı sadece bulunduğu bölgenin ya da Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline getirmek. Bir kentin gelişmişliğinin en büyük göstergesi kültür sanattır. Sosyal demokrat dünya görüşüm gereği sanata ve sanatçıya büyük önem veriyoruz. Geleneksel hale getirdiğimiz uzun soluklu kültür sanat günlerinde yazından, şiire, baleye, yontuya kadar sanatın her dalını yurttaşlarımızla buluşturuyoruz. Ayvalık’ın tarihi sokaklarını açık hava sinemasına dönüştürüp, halkımıza ödüllü filmlerin gösterildiği yıldızların altında sinema keyfi yaşatıyoruz. Ayvalık mübadele kenti olduğundan bu yıl ‘Göç’ temasını işledik. Yemek kültürünü canlandırmak, unutulan lezzetleri yeniden sofralara taşımak amacıyla yemek şenliği düzenledik. 12 hanım “En iyi tarif benimki” diyerek Ayvalık’ın geleneksel yemeklerine yeniden hayat verdiler. Ünlü şef, gurme ve yemek yazarları kentimizin becerikli hanımlarıyla buluştu. Yine her yıl Ayvalık’ın zeytin ve zeytinyağı kültürüne dikkat çekebilmek için Ticaret Odası ile birlikte geleneksel ve modern yöntemlerle zeytin hasatının şenliğe dönüştüğü Zeytin Hasat Günleri düzenliyoruz. Yolunuzu Ayvalık’a düşürmek için neden aramanıza gerek yok; her ayrıntı bir bahanedir. Sevgiye kalın. Hasan Bülent Türközen Ayvalık Belediye Başkanı “Şeytan en güzel yerde kurmuş sofrasını, İçmiş şarabın eskisini, yemiş meyvelerin hasını. Kadınlar bırakın ellerinizden oyaları! Doğa, maviyle, yeşille işlemiş en âlasını. Penelope bir örüp bir söküyor; Büyüyor, büyüyor beklerken kocasını. Aphrodite burdan mı girmiş denize? Şeytan kesinkes okşamıştır kalçasını. Kaz Dağı’ndan esen yel Trova’dan ses verir Şeytan Sofrası’nda dinler insanlığın yasını.” Kentleri marka yapan değerleri vardır. Ayvalık zeytinyağı, Ayvalık tostu, Ayvalık’ın sakızlı kurabiyesi, kumda kavrulmuş Ayvalık leblebisi, Ayvalık’ın ot mezeleri, Ayvalık evleri, Papalina, Cunda, Şeytan Sofrası, arnavutkaldırımlı dar sokakları, kızıl mercanları, Ayvalık sabunu, lor tatlısı.. bir de üstüne geçmişindeki görkemi yansıtan tarihi dokuyu eklersek, Ayvalık, meraklılarına farklı seçenekler sunuyor. “Ayvalık’ta yaşamak ayrıcalıktır” sloganı son yıllarda kentin yol haritasını belirliyor. Günübirlik bir gezi bile, gönlünüzü Ayvalık’ta bırakmaya yeter.Yine de tatil planlarınızı 35 günle sınırlı tutmayın, bizden söylemesi; çünkü Ayvalık’ın dar sokaklarına daldığınızda geçmişten günümüze uzun bir yolculuğa çıkar, zamanın durduğunu hissedersiniz. Kentin içinde kaybolmayı deneyin; korkmayın, burada her sokak denize akıyor. Yürüyün umarsızca geçmişe doğru. Bütün ihtişamıyla köşebaşını tutmuş bir binanın kapı tokmağına ya da cumbasındaki pembe sardunyalara takıldığınızda önünde çekirdek çitleyen, oya ören kadınların yüzyıllar öncesinde mi, şimdi de mi yaşadığını düşüneceksiniz. Neoklasik Yunan mimarisiyle donanmış yüksek tavanlı, ahşap oymalı, cumbalı herhangi bir Ayvalık evine davet edilmeyi arzularsınız. Merak etmeyin, Ege’nin sıcaklığını yansıtan Ayvalıklı hanımlar, henüz uğurladıkları ‘Tanrı misafiri’nin ardından sizi de buyur edeceklerdir. Buradan bir de Şeytan’ın Kahvesi’ne ya da Camlı Kahve’ye uğrayıverin, asırlık çınarın altında buz gibi koruk suyu içip serinleyebilirsiniz. Her sokak başındaki gürül gürül akan sarımsak taşlı tarihi bir çeşmenin önünde de Birazdan kendinizi soluklanabilirsiniz. Aya Triada, Ayazma ya da Taksiyarhis Kilisesi’ndeki bir sergide veya bir müzik dinletisinde bulacaksınızdır. Kiliseden camiye çevrilen Saatli, Çınarlı, Hayrettin Paşa camilerini ise fotoğraflamayı unutmayın. K O K U L U A D A C U N D A Acıktıysanız, önce bir Ayvalık tostu atıştırın, isterseniz. Sonra da mis kokulu ada; Cunda’ya gidelim. Sahildeki sıra sıra balıkçı lokantalarından birine oturun. Kabak çiçeği dolması, papalina, hindiba salatası, deniz börülcesi.. başka adını bile bilmediğiniz çeşitli ot mezelerinin Ayvalık kokan zeytinyağıyla muhteşem buluşması. RakıbalıkAyvalık keyfi yaşarken, Ege’nin karşı kıyısından buzuki tınısının geldiği yöne imbat aracılığıyla bir selam gönderin; lodos hemen adresine ulaştıracaktır. Taş Kahve’de de bir fincan dibek kahvesi yudumlayın; mis gibi Ayvalık serinliğini içinize çekerken. Sonra sahildeki zamana meydan okuyan heybetiyle Despot’un evinin önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. 1873’te yapılmış metropol kilisesi Taksiyarhis’i atlamayın. Görkemine hayran kalacaksınız. Adada bulunan çok sayıdaki kilisenin en sağlamı. Günbatımının en iyi seyir terası olan Âşıklar Tepesi’ne çıktığınızda bugün sadece duvarları kalmış Aya Yannis’i de ziyaret edebilirsiniz. Midilli, Girit, Selanik, Ayvalık halkları 1923 yılından beri aynı kaderi paylaşıyor; mübadele. İşte Ayvalıklının yüzünü hep batıya, uygarlığa çevirmesindeki, her daim muhalif duruşundaki gerçek de burada yatıyor. Kent insanı Atatürk devrimlerine o yüzden sımsıkı sarılmış, asla bırakmaya da niyetleri yok. Ayvalık’ın diğer bir özelliği de sanat kenti olmasıdır. Bağrında birçok sanatçı ve düşün insanı yetiştiren kent, yazından resme, müzikten heykele kadar sanatın her çeşidine doğal plato oluşturur. Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Sabih Kanadoğlu, Ahmet Yorulmaz, Filiz Ali, Nejat Yavaşoğulları, Sakine Özkan, GülsünSadık Karamustafa, Pınar Kür, Feyza Hepçilingirler, Ayşe Kilimci, İlhan Usmanbaş, Fazıl Say’ın hocası Kamuran Gündemir, Burhan Uygur, Orhan Peker, Muzaffer Akyol, Gültekin Emre, Türkel Minibaş, Ara Güler, BeralTeoman Madra.. eserlerini Ayvalık’tan besleyen sanatçılardır. SANAT KENTİ... Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA) 1998 yılında, birkaç aylık kısa bir ön çalışma sonucu bir sivil inisiyatif olarak Prof. Filiz Ali tarafından kuruldu. Amaç Masterclass’lar yoluyla, yetenekli genç müzisyenlere Avrupa ve Türkiye’nin ünlü müzik ustalarıyla çalışma olanağını sağlamaktı. 19982005 arasındaki sekiz yıl boyunca, AIMA değerli gönüllülerce desteklendi. Ümit ve Cem Boyner, Ayvalık Cunda adasındaki evlerini her yıl eylül ayında 10 gün için AIMA’ya açtılar. Çok sayıda Ayvalıklı, öğrenci ve öğretmenlere davetler, yemekler ve bahçe partileri vererek AIMA’ya çeşitli şekillerde destek verdi. MÜZİK AKADEMİSİ... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle