Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 22 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA TURİZM C Turizm cenneti Muğla... Baştarafı 1. Sayfada Kıyı bölgelerindeki turizm canlılığını iç ve özelikle Muğla merkeze taşımak için Muğla Belediyesi olarak ciddi çalışmalar yapmaktayız. Özellikle tarihi yapılara yönelik yaptığımız restorasyon çalışmaları buna örnektir. Restore edilen Konakaltı Kültür Merkezi, Sekibaşı Kahvesi, Özbekler Evi, Şerefliler Evi, Belediye Hizmet Binası ve Keyfoturağı Kahvesi, Sekibaşı Hamamı ile Zahire Pazarı gibi sivil mimarlık ve anıtsal mimarlık örnekleri yeniden günümüze kazandırılan eserlerdir. Ve bu eserler bugün, hedeflediğimiz “Kültür Turizmi” dinamikleri içinde, günübirlik turistik harekete hizmet etmektedir. Bunun yanında Türkiye, hatta dünyada tek örnek olan Karabağlar Yaylası da günübirlik turizm hareketlerinin içinde yer almaktadır. Kent merkezinden daha düşük rakımda yer alan Karabağlar Yaylası, kendine özgü kliması ve florası ile görülmeye değer bir zenginliktir. Saygıdeğer okurlar, insan yapısı, insan ilişkileri, zengin mimari kültürü, sözlü ve yazılı değerleri, türküleri, folklorik değerleri, her tür damak tadına hitap eden zengin mutfağı ve doğal varlıkları ile Muğla kent merkezi, keşfedilmeyi bekleyen bir cennettir. Bodrum, Marmaris, Fethiye, Göcek ve Akyaka gibi önemli turizm merkezlerinin tam ortasındaki kent, alternatif turizm hareketleri içinde zengin bir seçenek olarak sizleri beklemektedir. Sizleri Muğla’da ağırlamaktan duyacağımız keyfi şimdiden ifade ederek hepinize içten duygularla saygılar sunuyorum. Dr. Osman Gürün Muğla Belediye Başkanı Kapılar... Bacalar... Baştarafı 1. Sayfada “Muğla evleri” denilince, kapıları ve bacalarından söz etmeden geçmek olmaz. Sokaktan evlere “kuzulu kapılardan” giriliyor. Bu kapıların geniş iki kanadı bulunuyor. Bunlardan genellikle girişe göre sağ taraftakinin içinde, ikinci bir küçük kapı daha oluyor. Bugün Muğla’nın sembolü olarak kabul edilen karakteristik bacalar da, alaturka kiremitlerle yapılan kendine özgü bir şapkayla kapatılıyor. Bunun nedeni kentin, Rize’den sonra en fazla yağış alan il olması... Bacaların biçimini ayrıca, yıl boyunca sürekli değişen rüzgâr yönü de belirliyor... Arasta... Döneminde kenti dünyaya bağlayan tek unsur, İzmirAydınÇineTavasDenizli güzergâhı iken, kervan yolu da Muğla’dan geçiyormuş. Yağcılar Hanı ve Kocahan’da konaklayan kervanlar, tarihi arastadaki ticari hareketliliğin başlıca kaynağıymış. “Demirciler Arastası”, “Bakırcılar Arastası” günümüzde de aynı ad larla anılıyor. Bölge bugün valilik ve yerel yönetim işbirliğiyle yeniden ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, uygulanmasına başlanan projeyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Toplam 11 adada çalışma yapılacak. 21’i tescilli olmak üzere 128 dükkândaki onarımların bir yıl içinde tamamlanmasını hedefliyoruz. KDV hariç 1.5 milyon liraya ihale edilen onarımlar, çatı ve dış cephe yenilemelerini kapsıyor. Aynı zamanda arastadaki 10 sokakta da sağlıklılaştırma çalışması yapılacak. Proje kapsamında çatı ve dış cepheler yenilenecek. Dış cephe doğramaları ile tabelalar tek tip hale getirilecek. Projenin 1 yıllık bölümü tamamlandıktan sonra arastanın, hedeflediğimiz kültür turizmi hareketliliği içinde en önemli lokomotiflerden biri olaca ğına inanıyoruz. İlerleyen dönemlerde arastanın kalan kısımlarında da yenileme ve iyileştirme çalışması yapacağız.” Muğla’nın en önemli değerlerini barındıran bölgelerinden biri de Karabağlar Yaylası. Uzun yıllardan bu yana kentlilerin yaz aylarını geçirdikleri yaylanın rakımı, kent merkezinden birkaç metre düşük! 1671 yılında Muğla’ya gelen Evliya Çelebi, Karabağlar Yaylası’nın 11 bin bağdan oluştuğunu, yaz günleri sekiz ay boyunca Muğla ve Ula şehri halkının burada kaldığını belirtmiş. Karabağlar Yaylası, Muğla’ya özgü bir kültürel yapıyı da oluşturuyor. Bu kültürel yapı içindeki en önemli oluşum yayla içine dağılan kahveler. İsimlerini bulundukları semtlerden alan tarihi kahveler, koruma altındaki asırlık çınarları, yapıları ve doğal güzellikleriyle, her yıl binlerce dinginlik arayan konuğunu ağırlıyor. Bu kahvelerin başlıcaları ise Keyfoturağı, Süpüroğlu, Ayvalı, Berberler, Cihanbeğendi, Elmalı, Gökkıble... Kültür şenliği başlıyor Tarihi dokuya sahip çıkan, kentin kanalizasyon ve arıtma sorununu çözmeye, daha fazla yeşil alan yaratmaya çabalayan Muğla, bu hafta sonu da geleneksel kültür şenliğini kutlamaya hazırlanıyor. 2426 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek şenlikte, söyleşiler, sergiler, dinletiler, konserler ve yarışmalar yer alacak. Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “Kültür şenliğimizi her yıl olduğu gibi bu yıl da kentimizdeki çok sayıda kurum ve kuruluşla birlikte gerçekleştireceğiz. Bütün etkinliklerimize hemşerilerimizi davet ediyorum” diye konuşuyor. Cuma günü saat 16.00’da sergi açılışlarıyla başlayacak şenliğin, kortej yürüyüşü de belediye önünde saat 17.00’de gerçekleştirilecek. TURİZM YÖNETİMİNDE NELER OLDU..? Muzaffer Ergöz info@muzafferergoz.com ültür ve Turizm Bakanlarının değişmesiyle beraber gündeme hemen yönetimi ele geçirme projeleri girer TURİZM BAKANLIĞI’NI KALDIRMAYA GELDİM… Sayın Erkan Mumcu’nun Turizm bakanlığı döneminde bu programla yola çıktığını ilan etmesindeki en büyük neden Turizm sektörünün artık kendi kendini yöneteceğine ve artık Bakanlığa ihtiyaç kalmadığına karar vermesiyle başladı. Gerek bakanlık gerekse sektör bu açıklamadan sonra çok ağır bir travma geçirdi. Sektör çok ani bir refleksle bu teze karşı ciddi bir duvar oluşturdu. Bu gün hiçbir yazar, düşünür, sektörden gelen siyasiler bu çıkışın şifrelerini ne çözebildiler nede sektörün hangi kesimleri bu fikrin uygulamasından karlı çıkacaklarını kamuoyuna açıklamadılar. Ama Turizm Bakanlığı bu uygulamadan oldukça negatif olarak etkilendi. Bu gün de bu etkinin izleri hala sürmektedir. Sayın Ertuğrul Günay ve ekibi bu gün karşılaştıkları sorunları çözmek için anormal çaba sarf etmektedirler. Oysa bu sorunları onlar yaratmadı, devraldılar. KÜLTÜR BAKANLIĞI İLE TURİZM BAKANLIĞI BİRLEŞTİ Mİ? Yasal olarak teoride birleşti. Ancak ne kimyasal nede fiziksel olarak birleşebildi. Birleştirme uygulamaları Türk bürokrasisinde sıkça görülmüştür. Bir sektörün bürokrasisini yasal olarak lağv edebiliyorsunuz ancak ona asla yeni bir fonksiyon veremiyorsunuz. Onlar yine bildiklerini yapmaya devam ediyorlar. Bu gün Adı Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğuna bakmayın, bu iki bakanlık yasal olarak birleşti ama fonksiyon olarak birleştiğini söylemek sanırım mümkün değil. Bakanlığın turizm K bölümü bir alanı Kültür ve Turizm Alanı ilan ediyor, kültür bölümü ise o alanı SİT alanı ilan ederek tüm çalışmaları durdurabiliyor. TURİZM BAKANI SAYIN ATİLLA KOÇ VE ALTYAPI BİRLİKLERİ… Ünlü bir siyasetçi arkadaşım bana aynen şunu söyledi. Ülkemizde şayet bakanlığın ve belediye başkanlığının okulu olsaydı bu masaları Koçlar, Sabancılar ve diğer kapital sahipleri doldurur bize sıra gelmezdi. Bu sözün ne anlama geldiğini yaklaşık yirmi tane Turizm Bakanı görünce çok iyi anladım. Turizm Bakanlarını yaptıkları projelere göre anmak sanıyorum çok daha rasyonel olur. Biz de Sayın Atilla Koç’un yaptıklarına bir mercek tutalım. Bu gün ülkemizde bazı ayrıcalıklı yatırım alanlarını yasal olarak ortaya çıkartıp belirli devlet yatırımları ve teşviklerini o bölgeye akıtabiliyorsunuz. Organize Sanayi Bölgeleri, serbest bölgeler gibi. Ama bu bölgeleri ihdas ederken bir de yasal yönetim ortaya çıkartıyorsunuz ki kendi kendilerini yönetsinler diye. Oysa yıllardan beri organize edilen Kültür ve Turizm Alanlarını yönetecek yasal bir kurum olmadığı için bu boşluğu yatırımcılar genellikle kendi kendilerine kurdukları dernekler ile veya şirketler ile şöyle veya böyle yönetiyorlardı. Bu tür uygulama bir müddet sonra yozlaşıyor ve turizmle ilgisi olmayan kişilerin eline geçiyordu. Yani turizmci deyişiyle hanutçuların eline geçiyordu. Kısa bir süre sonra turizm bölgelerinde oluşan çetelerin faaliyetleri boy, boy gazetelere yansıyordu. İşte bu boşluğu gören Bakan Sayın Atilla Koç sektör kendi kendini yönetsin diye bir yasa çıkartarak turizmcilere yasal birlik statüsü vermek istedi. Ancak masa başındaki hukukçular bu birlikler asla yürümesin diye öyle bir kanun çıkardılar ki, kanun çıkınca bu haliyle uygulamasının hiç mümkün olmadığını gören Sayın Koç çok üzüldü ama yapacak bir şey yoktu. Seçimlerde gelmiş çatmıştı. Bu birliklerin yasalarını gelecek dönemde düzeltmeye söz veren Sayın Atilla Koç girdiği seçimlerden bakanlığını kaybederek kılı kılına Aydın Milletvekili olarak zor çıktı. Ama o da öğreneceğini öğrenmişti. Hem bakanlar hem de belediye başkanları koltuklarını terk ettikleri gün ihtiyaçları olan yönetim bilgilerini öğreniyorlardı ancak koltuk ta elden gitmiş oluyordu. SAYIN BAKAN İBRAHİM GÜRDAL VE SAYIN ATİLLA KOÇ NEDEN BASINDA HEDEF TAHTASI OLDU? Bakanlığı kaldırmaya gelen bakanlar basından sektörün aksine oldukça büyük destek gördüler. Oysa bu iki bakanı basın ne diye yargıladı ve belleklere nasıl kazıdı, onları nasıl yerden yere vurdu kısaca ona bir bakalım; İbrahim Gürdal Basında ulan, çiğ yemedim ki karnım ağırsın, vs. argo kelimeleri ile öne çıkartılıyor ve sürekli belden aşağı mevzular ile yıpratılıyordu. Sayın Atilla Koç’a gelince nelerin hedefi olduğu hepimizin bildiği mizansenlerdi. Uyuyan bir bakan profili ile aşağılanmak isteniyordu. Peki, bu iki bakan neden basının hedefi oluyordu dersiniz? Her ikisinin de ortak bir özelliği vardı. Her ikisi de turizm camiasından gelmiyordu, her ikisi de basınla içli dışlı değildi ve de olması gerekenden yana tavır koyuyorlardı. Böylece ne tahsislerde ne de diğer konularda ona buna evet demiyorlardı. Üstüne üstlük Sayın Atilla Koç turizm alanlarındaki yönetimi yerindeki turizmcilere yasal olarak devretmek istiyordu. Bundan büyük suç olur muydu? Tecrübelerim göstermiştir ki Kültür ve Turizm Bakanlığında yasaları uygulayan, yasal hakkı olan kesimlerden yana uygulamaya giden bakanlar anında basının karalama kampanyasının hedefi oluyordu. Ve oldular da. Peki, çaresi ne onu da haftaya bırakalım. TÜRSAB KÜTAHYA’DAYDI Turizm Eki Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ve birliğin diğer yöneticileriyle çeşitli seyahat acentelerinin temsilcilerinden oluşan yaklaşık 70 kişilik heyet, Kütahya’da düzenlenen kültür ve turizm gezisine katıldılar. Heyet Kütayha’da tarihi evlerin yanı sıra dünyaca ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin müze evini gezdi. (AA) TURİZM İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayın Yönetmeni: Hayri Arslan Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 C 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Onur Çeliköz Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri C MY B C MY B