Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C C 14 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2 14 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 3 Fotoğraflar: Haluk Sağlamer Kruvaziyer turizminin başkenti Yine Yeniden Kuşadası M.ESAT ALTUNGÜN Kuşadası Belediye Başkanı Baştarafı 1. sayfada Kongre turizmi sadece Kuşadası’nın değil Ege Bölgesi’nin de turizmdeki kaderini etkileyecek. Bunun yanında Davutlar’da önemli bir jeotermal kaynak bulundu. Bu kaynağı değerlendirip, termal turizm konusunda çalışmalarımız olacak. Spor turizminin geliştirilmesi için de yeni futbol sahalarının yapımı için alanlar bulduk. Kısa süre içerisinde sahalarımızı yapıp, turistik tesislerimizle birlikte spor turizminin hizmetine sunacağız. Bunların hepsi, Kuşadası’nın nasıl bir kabuk değiştirdiğinin bir göstergesi. Yaptığımız köklü ve kalıcı çalışmaların semerisini bir ayda bir yılda görmemiz mümkün değil. Ama birkaç yıl geçtikten sonra Kuşadası’nın turizmde nasıl hızla yukarılara doğru tırmandığını herkes görecek. Öncelikli hedefimiz 32 kilometrelik sahil bandı bulunan Kuşadası Körfezi’nin tümüne mavi bayrak almak. Yani mavi bayrağı oluşturan kriterleri tüm Kuşadası Körfezi’nde geçerli kılmak. Göreve geldiğimiz ilk yıl yaptığımız çalışmalarla Türkiye Mavi Bayrak Çevre Eğitim Vakfı’ndan tüm Türkiye’de en iyi çevre çalışmaları yapan belediye ödülü aldık. Bunu önemsiyoruz. Kuşadası ile birlikte Güzelçamlı ve Davutlar beldelerimiz ve Söke ilçemizin de içinde bulunduğu KuşAtak hizmet birliğimiz Türkiye’nin ön modern katı atık çöp depolama tesisini tamamladı ve kısa süre önce hizmete açtı. Şimdiki hedefimiz arıtma tesisi. Yıllardır ihmal edilen arıtma tesisini mutlaka inşa edip, Kuşadası Körfezi’ni modern bir arıtma tesisine kavuşturacağız. Çalışmalarımız süratle devam ediyor. Göreve gelir gelmez plajlardaki keşmekeşliğin önüne geçmek amacıyla plajları sırayla belediye olarak devraldık. Çok başarılı sonuçlar aldık. Plajlarda yaşanan kaosu ortadan kaldırdık. Şimdi plajlarımız belediye tarafından işletiliyor ve tamamı halka açık. Buradan elde edilen gelirle de öğrencilerimize burs veriyoruz ve eğitime kaktı sağlıyoruz. Tüm dünyada turizmde yeni öncelik çevre. Bu nedenle çevreyle ilgili çalışmalara ayrı bir önem veriyoruz. İlk görev süremizin sonunda Kuşadası’nın yıllardır çevreyle ilgili birikmiş tüm sorunlarını çözmüş olacağız. Vatandaşlarımızdan ve misafirlerimizden tek isteğim 25 yılın biriken sorunlarının çözümü için aceleci davranmamaları. 25 yılın biriken ve dağ haline gelen sorunları takdir edersiniz ki bir yılda çözülmez. Ama büyük bölümü ilk görev süremiz içerisinde tamamlanacak. Biz günlük çözüm üretme taraftarı değiliz. Planlı, projeli, köklü ve kalıcı çözümler için yatırım yapıyoruz. Tüm yaptığımız çalışmalar Kuşadası’nın sorunlarına uzun süreli şekilde çözüm sağlayacak. Bir bankerin doğu Likya’da 1800 yıl önce yeniden yarattığı kent: Tura Turizm’den Bosna’dan Dalmaçya’ya Kültür Turizmi Rhodiapolis NUR SAĞLAMER aklaşık yüz yıl önce Avusturyalı bilimcilerin kazısını yaparak tespit ettiği, dünyanın bilinen en uzun yazıtlarından biri olarak yayınladığı yazıt ve ilgili anıt mezar ile adını arkeoloji dünyasına duyuran Rhodiapolis daha sonra karanlığa terk edilmiştir. 2000 yılında yaşanan orman yangını sonucu ayakta kalmış tüm yapılar ortaya çıkınca yerli halkın dikkatlerini cezbeden kent, Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya’nın çabaları ile bilim adamlarının ilgisine sunulmuştur. Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. İsa Kızgut 2006 yılında Öğr. Gör. Süleyman Bulut ile birlikte kazıları başlatmış olan Prof. Dr. Nevzat Çevik’ten 2009 yılında başkanlığı devralmıştır. Çeşitli üniversitelerden oluşan bilim ekibi, öğrenci ve işçilerin görev aldığı, her yıl yaklaşık 80 kişilik ekiple gerçekleştirilen çalışmalarla kent merkezindeki kamu yapılarının büyük bölümü gün yüzüne çıkarılmıştır. Kentte bulunan kaya mezarları ile İÖ 4. yüzyıla tarihlenen kentin bu kazılarla elde edilen bulgular ışığında şimdilik İÖ 8. yüzyıla kadar geri giden bir tarihe sahip olduğu anlaşılmıştır. Kentte var olan yapılar Helenistik, Erken ve geç Roma dönemlerine tarihlenmektedir. Bu yapıların özellikle İS 2. yüzyılda artan imar hareketleri sonucu yapıldığı anlaşılmaktadır. Kentin ilk tarihini yazanlar şimdilik koyu gölgede keşfedilmeyi beklese de bıraktıkları mirası tarihe kazıyarak bu güne dek yaşama şansını yakalayanlar kazı ekibinin de şansı olmuşlardır. Alın teri ve emeğini esirgemeden toprak altından çıkardığı en ufak bulguyu değerlendirerek Rhodiapolis’in tarihini modern zaman ve koşullarda yeniden yazmaya çalışan kazı ekibi, yapılarla birlikhinde etkili olmuştur. Kazı ekibi, 2010 sezonunda Asklepion’un cerrahi operasyonlar yapılan bölümlerini günyüzüne çıkarmaya çalışmaktadır. Önceki sezonlarda rehabilitasyon odaları ile avluyu açan ekip cerrahi bölümlerde döneme ilişkin buluntular yanında operasyonlarda kullanılan çeşitli aletler bulmuştur. Kentin yönetici ailesinden olan Opramoas’ın dönemin Roma İmparatoru Hadrian ile eşi Sabina için yaptırdığı Sebasteion (İmparator Kült Salonu) ekibin bu sezon gerçekleştirdiği yapılardandır. Anadolu uygarlıklarının Roma egemenliği sırasında sıkça görülen bu uygulamaları yönetimle ilişkileri hoş tutma çabalarının ifadesidir. Rhodiapolis’in İS 5.yüzyılda büyük bir kilise ile pagan dinlerinden sonra Hristyanlık ile tanıştığı anlaşılmaktadır. Buluntular ışığında erken Bizans Dönemi’nin kiliselerinden sayılmaktadır. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden bir ekip tarafından kazılan ve aynı üniversitenin destekleriyle konservasyonu yapılan kilisenin özellikle mozaikleri ile mimari bezemeleri ilgi çekicidir. Ekip tarafından hazırlanan projelerle kazıları tamamlanan yapıların sağlamlaştırma çalışmaları hemen yapılmakta ve restorasyon için hazırlanmaktadır. İS 141 yılında yaşanan şiddetli deprem ile yerle bir olan Likya Bölgesi’nde 33 kente karşılıksız yardım eden döneminin en büyük hayırseveri Opramoas’ın Roma Tapınağı tarzında yaptırdığı anıt mezarı tahrip olmuş durumdadır. Bu ünlü kişinin mezarı ekip tarafından kazılmış ve restorasyon projesi hazırlanmıştır. Şimdi, modern zamanın hayırseverlerince yapılacak yardım ve destek ile Opramoas’a şükran borcunu ödemenin zamanı gelmiştir. Opramoas’ın yaptığı yardım listesinin hemen yanında ismini ölümsüzleştirmek isteyen ‘Modern Opramoaslar’ beklenmektedir. Balkanlarda iki ülke beş şehir onbaharın ılıman balkan iklimiyle birlikte Hırvatistan ve Bosna Hersek doğa güzellikleriyle görülmeye değer. Bu iki komşu ülkenin beş önemli ve güzel şehri kapılarını kültür turizmi yapmak isteyen ziyaretçilere açıyor. Bosna’dan Dalmaçya’ya uzanan bu altı günlük kültür turunun içinde Saraybosna MostarDubrobnikSplit Travnik olmak üzere 5 tarihi kent bulunuyor. Osmanlı’nın ayak izlerinin ve tarihi mirasının da bulunduğu bu kentlerde dolaşmaya başlandığı andan itibaren hiçte yabancılık çekmediğinizin farkına varıyorsunuz. 5 gece 6 günü dolu dolu bir tur programıyla geçirmenizi sağlayan Tura Turizm öncelikle 1992 savaşında yıkılan ancak 2004 yılında Türkiye nin katkılarıyla aslına uygun onarılan Mimar Hayrettin’in şaheseri Mostar köprüsün’ü de ziyaret ettiriyor.Daha sonra Koca Mehmet Paşa Camii ve 16. y.y dan kalma Osmanlı mimari eserlerinin ziyaretinden sonra Bosna Hersek ve Dubrovnik S uşadası turizmde ilk olmanın avantajını yakalarken, plajları turistlerin gözdesi olmayı başardı. Kuşadası’nda dünyaca ünlü plajlar her turizm sezonunda deniz, kum ve güneşin keyfini yaşayan yerli ve yabancı turistlerle dolup taşıyor. 32 kilometrelik sahil bandı bulunan Kuşadası’nda dünyaca ünlü plajların başında Kadınlar Denizi Mahallesi’ndeki Kadınlar Plajı yer alıyor. Yazın hemen hemen her günü iğne atsan yere düşmez görüntülerin oluştuğu Kadınlar Plajı’nın yanında Milli Park plajları, Green Beach, KuşturPigale plajları, Banyolar Plajı, Yılancı Burnu Plajı, Halk Plajları, Çam Limanı Plajı Kuşadası’nın en çok ilgi gören plajları arasında yer alıyor K 1997 yılında özelleştirme kapsamında Setur tarafından 49 yıllığına kiralanan Kuşadası yat limanında büyük bir yatırım hamlesi başlıyor. Setur Marina’yı tamamen değiştirmeyi ve Kuşadası’nda yeni bir cazibe merkezi yaratmayı hedefleyen proje ile ilgili hazırlıklar tamamlandı. Hazırlanan projede; yeni yat bağlama üniteleri, yat bakımonarım merkezleri, alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeteryalar, eğlence yerleri ve yeşil alanlar yer alıyor. Proje kapsamında mevcut teknik atölyeler ile ofisler tamamen yıkılarak yeniden yapılacak. Teknik atölyeler ve ofisler deniz tarafında, bölgenin dokusuna uygun olarak hazırlanan son derece modern alışveriş merkezi ise yol tarafına bakacak. Kuşadası’na kruvaziyer turist gemilerinin 2010 sezonunda toplam 537 sefer yapacağı belirtiliyor. Kuşadası Limanı’nı işleten Ege Ports firmasının Genel Müdürü Aziz Güngör, bu seferlerle yaklaşık 591 bin turistin Ege Ports Kuşadası’ndan günübirlik giriş yapacağını söyledi. Güngör, bu sezon bir önceki yıla göre gemi seferinde düşüş yaşamasına rağmen gemilerin tam kapasiteyle gelmesi dolayısıyla yolcu sayısında azalma olmadığını söyledi. Bu arada, Kuşadası‘na deniz yoluyla gelen turistlerin büyük çoğunluğunu Amerikalılar oluştururken, ABD vatandaşlarını sırasıyla İngiliz, Kanada, Almanya, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Güney Kore ve Hollanda uyruklu turistler izliyor. Bölgenin önemli bir zenginliği de, sayıları hızla artan ekolojik çiftlikler ve yerleşimler. Özellikle Kirazlı köylüleri, küçük aile tarımını koruyarak, ekolojik ürünlerini yurttaşlarla paylaşıyor. 6 yıl önce 10 köylünün biraraya gelerek başladığı ekolojik tarım, bugün 50’yi aşkın ailenin katılımıyla büyük bir pazar olmaya yöneliyor. Yerli tohum ve fidan türlerini korumak amacıyla biraraya gelen köylüler, kurdukları Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği çatısı altında .. ve Altın Güvercin Kuşadası Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması, Türkiye’nin pop müzik alanındaki geleneksel buluşması olmayı sürdürüyor. 1985 yılında başlayan yarışma, beste ağırlıklı olmasıyla dikkat çekiyor. Barışın sembolü güvercinden esinlenerek yarışmanın adı “Altın Güvercin” olarak belirlendi. İlk Altın Güvercin Müzik Yarışması 1986 yılında Kuşadası‘nda düzenlendi ve ilk yılın birinciliğini Fatih Erkoç kazandı. 2004 yılından beri yapılmayan Altın Güvercin, Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün’ün kararıyla 2010 yılından itibaren yeniden yapılmaya başlandı. 16 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen festival ve yarışmada Altın Güvercin’i “Dön” adlı bestesiyle Caner Yemez kazandı. birleştiler, ilaçlı tarıma karşı atadan kalma yöntemlerle üretime yöneldiler. Kuşadası’na 10 kilometre uzaklıktaki dağ köylerinde, Eko Köy Pazarı da oluşturarak, organik ürünleri alıcılarla buluşturdular. Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Üyesi Emine Fırat, 2005 yılında on köylüyle başlattıkları organik tarım uygulamasıyla köy insanının kalkınmasını hedeflediklerini belirterek, “Köyde yetişen yerli sebze ve meyve türlerinin korunması ve onlara ekonomik değerler kazandırılması üzerine bir araya geldik. Parasal kazanç için değil, inandığımız için üretime giriştik. 6 yılın sonunda 50 çiftçimizle organik ürün üretiyoruz. Projemizle Birleşmiş Milletler (BM) GEF/SGP programına başvurduk. Bu programdan aldığımız destekle ilk aşamad organik tarıma yerli sebze fidanı yetişrmek üzere üç sera kurduk. Bu yerli türlere katma değer katmak amacıyla paketleme, etiketleme ve şişeleme birimleri oluşturduk. Köyümüzün eski adı olan Küplüce’yi de marka adı olarak tescil ettirdik” diyor. Köyde üretilen 100’e yakın çeşidi tüketicilere sunmak üzere Eko Köy Pazarı’nı kurduklarını anlatan Fırat, pazar günleri 20 standta üreticilerin kendi ürünlerini sattığını vurguluyor. Y Kuşadası ve Söke ilçeleri sınırları içerisinde yer alan Büyük Menderes Deltası Dilek Yarımadası Milli Parkı, bölgenin oksijen deposu niteliğinde. Parkta, 804 bitki türü bulunuyor. Bu nedenle Avrupa Konseyi tarafından “Flora Biogenetik Rezerv Alanı” kabul edilen Dilek Yarımadası’nda, 225’i kuş türü olmak üzere toplam 348 tür hayvan yaşıyor. Türkiye’nin en önemli doğal mirasları arasında yer alan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, yerli ve yabancı turistlerden de yoğun ilgi görüyor. Ziyaretçiler parkta, deniz sporları, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, dağ bisikleti, foto safari, manzara izleme, olta balıkçılığı, kuş gözleme ve botanik turları yapabiliyor. te bu yapıları yaratan kişiliklerin hikâyesinin de peşine düşmüştür. Bu kişilikler içerisinde kente yaşam veren üç önemli kişi ve aile tespit edilmiştir. Roma İmparatorluğu egemenliği altında iken barış süreci olarak kabul edilen İS 2. yüzyılda yaşayan bu aileler adeta imar yarışı içine girmişlerdir. Egemen olan Roma İmparatorluğu’nun da eşrafa yaptığı zorlama ile yapıldığı bilinen bu imarla Rhodiapolis çevrede önemli bir konuma gelmiştir. Bulgulara göre 7–8 bin nüfuslu olduğu düşünülen kentin ticaret yolları üzerinde bulunmaması ve liman kenti olmaması nedeniyle orta ölçekli bir kent olarak kalmış ve Likya Birliği içerisinde bir oy hakkı almıştır. HAYIRSEVER OPRAMOAS Rhodiapolis tarihi içerisinde en önemli konuma yerleşmiş olan Opramoas, babasının ve komşu kent Korydalla’dan gelin gelen annesinin birleşen zenginliği ile kente büyük katkılar yapmıştır. Roma idaresinde ailesinden bazı kişilerle birlikte görevler almış olan Opramoas kente yaptığı yapı katkıları yanında İS 141 yılında bölgede yaşanan büyük depremden sonra zarar gören Likya kentlerine yaptığı yardımlarla zamanının ve günümüzün en büyük hayırseverlerinden biri olmuştur. Yaşlılara, fakirlere ve öğrencilere yaptı ğı yardımlar anıt mezarının duvarlarında geleceğe aktarılırken büyük zenginliğini bankerlik işleri yapmada kullandığı da öğrenilmiştir. TEDAVİ MERKEZİ Opramoas ile aynı yüzyılda yaşadığı bilinen ve döneminin en ünlü hekimlerinden olduğu kabul edilen Herakleitos’un Rhodiapolis’li olduğu yazıtlar yardımıyla tespit edilmiştir. Aynı yazıtlar ışığında bu ünlü hekimin 60 cilt kitap yazdığı, Roma, Yunanistan ve Mısır gibi uygarlıklarda da ünlendiği öğrenilmiştir. Rodos vatandaşlığı da verilen Herakleitos kendi toprağına bir Asklepion (tedavi merkezi) yaptırmış ve sağlık tanrısı Asklepios ile Hygeia kültünü kurarak başrahibi olmuştur. Bölgede şimdilik başka bir örneği olmayan bu tedavi merkezinin içerisine, yazdığı kitapları da içeren bir kütüphane ve bir tapınak inşaa ettiren Herakleitos Rhodiapolis’e bölgede önemli bir yer kazandırmış en önemli entelektüel kişiliklerdendir. Bir başka ünlü kişilik olan Enteimos, Rhodiapolis Lykiarchlığı (yöneticiliği) yanında Likya Birliği genel sekreterliğine de seçilmiştir. Yazıtlara göre kent için bir hamam yaptırmış olan Enteimos Opramoas ve Herakleitos ile aynı yüzyıl içerisinde yaşamış Rhodiapolis’in İS 2. yüzyıl tari yolculuğu devam ediyor. UNESCO nun “Dünya Kültür Mirası” listesinde de yer alan Dubrovnik şehir turundan sonra rehberiniz sizi barok dönem yapılarının bulunduğu Sponaza Sarayı ve çeşmesi, Riznica katedrali, Dominiken manastırı ve Avrupanın 3. en büyük eczanesi nin de yer aldığı Fransisken Manastırına götürüyor. Dubrovnik te gece de görülmeye değer… Split te ise Botanik bahçesi Diocletian sarayı, Roma Dünyasından kalma Arnir Şapeli, Altın Kapı, Papaliç Sarayı ve yine resmi törenlerin yapıldığı Perystil Meydanını gezen ziyaretçiler Splitte konakladıktan sonra “ Vezirler Şehri” Travnik’e bu güzel Boşnak kasabasına uğramak üzere ve orada da yine Osmanlı eseri olan 1706 tarihli İbrahim Paşa medresesini görmek üzere ziyaretlerine devam ediyorlar. Son kasaba travnik ten sonra Kültür Turizmi yolcuları yorgun ama, gördükleri ve yaşadıkları deneyimin mutluğunda altıncı günün sonunda İstanbul a dönüş yolculuğuna geçiyorlar. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 C Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Onur Çeliköz Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri C MY B C MY B