24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C 4 9 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA Geçilecek değil kalınacak şehir ORDU SEVİM ERTEMUR Oksijen diyarı: ORDU... Turzm İl Müdürlüğü kenti tanıtmak için bastırdığı büroşürlerde Doğu Karadeniz’in kapısı konumundaki Ordu için bu tanımı kullanıyor. Karadeniz oto yoluna karşı çıkarak sahilini betonlaşmadan kurtaran Ordu, gerçekten de oksijen diyarı... Doğal güzellikleriyle, mavi ve yeşilin kucaklaştığı 108 kilometrelik kıyı şeridiyle, kıyı şeridinden hemen sonra yükselen dağları, yaylaları, dereleriyle, tarihi dokusuyla ve hepsinden önemlisi de nereye giderseniz gidin sizi güleryüzle karşılayan insanlarıyla Ordu zengin turizm potansiyeline sahip... Ordu Valisi Orhan Düzgün, DSP’li Belediye Başkanı Seyit Torun, Turizm İl Müdürü Erkan Gülderen’e göre Ordu “Geçilecek değil, kalınacak şehir...” Neden sorusuna da, ilin sosyal ve kültürel yapısının turizmin gelişmesine oldukça uygun olduğunu vurgulayan yöneticilerin cevapları hazır: “Bir günde dört mevsimin yaşandığı ilimizde trekkingden yamaç paraşütüne, dağcılıktan sualtı dalışına kadar her tür doğa sporunu yapabilir, uzun ve bâkir kumsallarda kimse sizi rahatsız etmeden yüzebilir, bisiklet turları, yayla, kamp ve karavan turizmi yapabilir, nefis yemeklerimizi, balıklarımızı tadabilirsiniz...” Samsun ile Giresun arasındaki Ordu denizden 450 metre yükseklikteki Boztepe’nin eteklerine kurulmuş, tüm ilçelerinin de ayrı bir güzelliği ve özelliği var. Kıyıdan 6 kilometre asfalt yolla çıkılan Boztepe’den yemeğinizi yiyip, çayınızı yudumlarden kenti ve Karadeniz’in muhteşemliğini seyretmeniz mümkün. Lokantanın yanı sıra yurttaşların dilediğince piknik yapabilmeleri için alanların da düzenlendiği Boztepe, yamaç paraşütü için ideal bir yer. İlin Etnografya Müzesi diğer bir adıyla 1896 yılında yılında yapılmış olan Paşaoğlu Konağı da Boztepe yolu üzerinde. Kentin en önemli simgelerinden Haznederoğlu Konağı ise Fatsa ilçesinin Bolaman Kale Mahallesi’nde. Hemen deniz kenarında Bizanslılardan kalma kale üzerine 18. yüzyılda yapılmış şirin konak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restore edilmiş, halen yöresel yemekleriyle restoran olarak misafirlerine hizmet veriyor. Konağın yanında bir de küçük şapel bulunuyor. Şapel’de yöresel elişleri satışa sunuluyor. Yason Kilisesi Uzun saçlının bu kadar bardağı yok ki.. ee Ordu’ya gelinir de “Uzun saçlı”nın yerine gidilmez mi? İster arabayla, ister yaya Ordu’ya yolunuz düşerse mutlaka gitmeniz gereken yerlerden birisi de upuzun saçlarıyla dikkatleri çeken ve aynı zamanda usta bir dalgıç olan Nusret Doğan’ın çayocağı olsun. Perşembe’ye bağlı Medreseönü beldesinde eski yoldan rampayı çıkınca müthiş güzel bir deniz manzarası ve bu manzaraya sırtını dönmüş şirin mi şirin bir mekân... E biraz da Karadeniz işi. Tuvaletler denize bakıyor... Hemen yan tarafta minicik bir otlakta bir inek deniz manzaralı otluyor. Ne yapalım manzara arkada olsun, “Uzun saçlı”yla muhabbet her şeye değiyor. Heyetimiz biraz kalabalık. Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz, Vali Düzgün, Belediye Başkanı Torun, Turizm Müdürlüğü yöneticileri, Medreseönü Belediye Başkanı Mustafa Tandoğan, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Seçim Aydın ve TÜRSAB yöneticileri, üyeleri... Doğal olarak uzun saçlının bu kadar çok bardağı yok ki. Bardak olsa ne fayda. “Uzun saçlı”nın kuralları var. Onun için beklemek zorundayız. Bir kere bardaklara asla deterjan değmiyor, odun külüyle yıkıyor. Ayrıca “Çayın 6 dakika demlenip, 10 dakikada tüketilmesi” gerektiğini vurguluyor ve tabii ki, dağ suyuyla odun közünde yaptığı bir demlik çay tükenince yenisini yapıyor. Eh ekip bu kadar kalabalık olunca çay içmek de biraz zor oluyor... Bu ilginç manzarayı fotoğraflamak istiyorum. Volkan Konak gibi “Dur kız” diyor. Saçlarını hemen öne alıp, poz veriyor ve ekliyor: Kimde var böyle uzun saçlar... “Volkan Ko E Fatsa’nın sahili boyunca yer yer balık çiftlikleri dikkat çekiyor. Limanda çiftlik balıklarının Türkiye’nin dörtbir yanına gönderilmek üzere kolilendiğini görüyoruz. Ağlarını ören balıkçılar, bu olayın onların işlerini azaltmadığını dile getiriyor: “Ordulu bu balığı yemez. Bizim denizden tuttuğumuz balığı yer.” Ordu sahilindeki güBaşaran Ulusoy ve Nusret Doğan nak”ta diyorum. Gülerek “O benim arkadaşım” diyor ve işinin sanatkârı olduğunu, 42 yıldır bu işi yaptığını anlatıyor. Bu sırada Başaran Ulusoy da sohbete katılıyor. Nusret şehrin stresli ortamından gelen müşterilerini esprileriyle güldürüyor, stres attırıyor. Uzun saçlının tek marifeti odun külüyle dağ suyunda çay ve Türk kahvesi değil, yolunuz bu dinlendirici mekâna düşerse taze balık ve yöresel yemekler de yiyebilirsiniz. Ordu ve ilçelerinde tarihi açıdan pek çok kale, kaya mezarı, cami, hamam ve kilise de bulunuyor. Perşembe’nin 15 kilometre batısındaki Yason Burnu’nda 1869 yılında Rumlar tarafından yapılan Yason Kilisesi onarılarak ziyarete açılmış. Yokuşu’nu geziyoruz. Bize rehberlik eden Turizm Müdürlüğü’nden Şef Gürcan Çorbacı, Turizm Bakanlığı’ndan ödeneğin çıktığını bu bölgedeki tarihi evlerin restore edileceği bilgisini veriyor. Ünye’de dikkat çekici bir mekân ise Belediyenin sosyal belediyecilik anlayışıyla 25 dönüm arazi üzerine kurduğu Binicilik Tesisi... Gerçekten çok güzel ve aynı zamanda sanırım Türkiye genelinde bir belediyenin sahibi olduğu tek Binicilik Tesisi. 2 yıl öncesine kadar at sevgisi nedeniyle köylerde at yarışları düzenleniyormuş ve Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu göreve geldikten sonra böyle bir tesisin kurulmasını sağlamış. 2 yıldır yarışlar da düzenliyorlar. İki kez üst üste birinciliği kazanana da altın kemer vermeyi vaat ediyorlar. İkisi midilli 16 at, ikisi gündüz, ikisi gece çalışan dört görevli, 16 misafirhane bulunuyor. Belediye Başkan Vekili Ali Kemal Mehel, 30 kadar Ünye’deki binicilik atın da bakılabilmesinin tesisleri söz konusu olabileceğini söylüyor. Hafta sonları ailece tesise gelen Ünyeliler hem piknik yapma imkânı buluyor hem de çocukları ya da kendileri ücretsiz olarak atlara binebiliyorlar. Tesis herkese açık. İlk başta görevlilerin yardımcı olduğu atseverler alıştıktan sonra kendileri atlara binip rahat rahat dolaşabiliyorlar. Mehel, Temmuz’un üçüncü haftasında Uluslararası Kültür ve Turizm Festivali kapsamında at yazel bir ilçe de Ünye... Ünye’de de şeh rışlarının yapılacağını, herkese açık re hâkim bir tepe var: Çakırtepe... Ger olduğunu belirtiyor. Ordu gerçekten insanıyla, doğasıyla çekten harika. Üç ayrı tesisin bulunduğu tepeyi görünce insan bir an İstanbul’un güzel bir kent.. Ve Aybastı’dan GölPiyer Loti’sini anımsıyor. TÜRSAB he köy’e, Gülyalı’dan Görgentepe’ye, yetiyle tarihi Bakırcılar Çarşısı ve ba Kumru’dan Mesudiye’ye gezilecek dazı tarihi konakların bulunduğu Kadılar ha o kadar çok mekânı var ki... Etnografya Müzesi Karadeniz oto yoluna karşı çıkarak sahilini betonlaşmadan kurtaran Ordu, gerçekten de oksijen diyarı... Doğal güzellikleriyle, mavi ve yeşilin kucaklaştığı 108 kilometrelik kıyı şeridiyle, doğası, tarihi dokusu ve güleryüzlü insanlarıyla Ordu zengin turizm potansiyeline sahip... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle