Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEÇİLECEK DEĞİL KALINACAK ŞEHİR: ORDU C 9 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA / SAYI: 21 TARİHİN İÇİNDEKİ HUZUR: Puding Suite TURİZM Bir yıldız doğuyor: Karşıyaka SAYFA 4 SAYFA 3 BAŞKAN DURAK: Vizyonumuz Değişti arşyaka’nın geleceğinin turizm ve kültür kenti olduğunu söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Karşıyaka’nın vizyonunun değiştiğini söyledi. Başkan Durak, “Karşıyaka önce Çiğli, ardından da Bayraklı’nın ayrılmasıyla gelişim alanlarını ve sanayi kuruluşlarının olduğu bölgeleri kaybetti. Bugünkü Karşıyaka’nın vizyonunda öncelik turizm, kültür ve kongre merkezleri olarak duruyor. Bu doğrultuda adım adım ilerliyoruz” şeklinde konuştu. zmir’in en az kendisi kadar ünlü yerleşim birimi Karşıyaka, “Yıldız Kent” olma uğraşında. Turizm ve kültür kenti olmak için çalıştıklarını bildiren Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, ilçenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısıyla bu istemin karşılığını verebilecek nitelikte olduğunu söylüyor. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda küçük bir köy görünümünde olan Karşıyaka, aradan geçen süreç içerisinde gelişti, büyüdü ve bir o kadar da ünlendi. Günümüzde Türkiye’nin hemen her yerinde adından sık biçimde söz edilen Karşıyaka, yaşayanlarınca ayrı bir kimlik olarak kabul ediliyor. Yurtiçinin yanı sıra yurtdışındaki Karşıyakalılar, her temmuz ayında bir araya gelmeye ve Karşıyakalı olmanın keyfini bir arada kutlamaya özen gösteriyorlar. Karışyaka’nı yerel yönetimi de, yerleşimin artılarına yeni değerler katmak İ BİLİM MÜZESİ için sürdürdüğü çalışmalarına devam ediyor. Genç nüfusu ve bir o kadar da emekli yaşayanıyla günün her saati sokakları dolu olan, parklarında, kafeteryalarında, çay bahçelerinde, barlarında neşenin eksik olmadığı Karşıyaka’nın önüne koyduğu hedefler oldukça büyük. Karşıyakalılar, İzmir’in kültürel anlamda çekim merkezi olmak istediklerini vurguluyorlar. Karşıyaka Belediyesi’nin Bahçeşehir Koleji işbirliğiyle 2009 Mart ayında Mavişehir’de açtığı Karşıyaka Bilim Müzesi, Ege Bölgesi’nde alanında tek müze olarak hizmet veriyor ve ziyaretçilerinin çoğunu öğrenciler oluşturuyor. Mavişehir Dudayev Bulvarı üzerinde, 750 metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösteren müze, ziyaretçilerine, keşif yoluyla interaktif öğrenme imkânı sunuyor. Müzede 46 ayrı istasyon yer alıyor. Kuvvet, sürtünme, uçağın uçuşu, renkler, simetri, anamorfik aynalar, plazma topları, süper kulak, Newton beşiği, paraboller, optik yanıltmalar, doğal enerji kaynakları, dalga hareketi, elekstrostatik, süper iletkenlik, animasyon poksinoskopu, makara ve palangalar gibi konular, deney yöntemiyle anlatılıyor. Hafta içinde, gruplar halinde ve randevuyla gezilen müze, hafta sonları bireysel katılımcıları ağırlıyor. Müze ziyaretlerinden hiçbir ücret alınmıyor. İzmir dışından Balıkesir, Uşak, Muğla, Manisa, Aydın, Denizli gibi yerleşimlerden grupların geldiği müzeyi son bir yıl içinde, 18 bin kişi ziyaret etti. K Devamı 2. ve 3. sayfalarda Çarşı: İzmir’in gözdesi Devamı 3. sayfada Bir kentin en önemli prestij yerlerinden biri de kuşkusuz çarşılarıdır. İzmir’in Kemeraltı’ından sonra en büyük alışveriş merkezi Karşıyaka Çarşısı’dır. Burası günde 50 bin kişinin gezdiği bir mekan. Ziyaretçilerin kimi alışveriş yapar, kimi gezer, bazısı da satış yapmak ister. İzmir’e gelen turistlerin de uğradıkları en önemli alışveriş merkezlerinden bir tanesi olan Karşıyaka Çarşısı girişinde iskele bulunuyor. Alsancak, Pasaport, Konak ve Güzelyalı semtlerinden düzenli olarak yolcu vapurları buraya binlerce kişi taşıyor ve bir o kadarını da götürüyor. AliağaMenderes arasındaki hafif raylı sistem tamamlanmak üzere. Kemalpaya Caddesi ve yan yollarıyla birlikte çarşıda yaklaşık 5 bin işyeri bulunuyor. GÜLŞAH DURAK Birini seversin, gördüğünde heyecanlanırsın, kalbinde kelebekler uçuşur. Uyandığında daha gözünü açmadan aklına gelir. Hiç olmadık bir yerde bir koku duyarsın, sana onu hatırlatır, burnunun direği sızlar… Aşk böyle bir şey herhalde dersin. Bir de bazı kentler vardır ki, aşk gibi bağlanırsın, özlersin. Bazı yerler vardır sana aşkı hatırlatır. Sevdiğinle paylaşmasan ölür gibi olursun. Kaş da öyledir. İçinde aşkı barındır zaten… Antalya’dan en batıdaki küçük ilçesi Kaş’a ulaşmak pek kolay değil. Antalya’dan 4 saatte, Dalaman Havalimanı’ndan ise 3 saatte ulaşırsın. Kıvrıla kıvrıla giden yolda, her geçtiğin yerde fikir değiştirip galiba burası cennet dersin ama yine de yol uzar da uzar. Kaş’a vardığında ise gerçekten cennete vardığını düşünürsün. Belki de her güzel şey gibi emek vermek, bedelini ödemek gerekir. Emek verenler, cenneti görebilmeye hak kazanır. Vardığın zaman da Kaş, gerçek onu isteyenlere hem tenini hem kokusunu sonuna kadar sunar. Toprağı ayrı, denizi ayrı, gökyüzü ayrı güzeldir. Çevresini saran dağlarda yeşilin her tonu vardır. Sardunyalar, begonvillerle süslü daracık sokaklarından yasemin kokuları yayılır. Deniz desen ayrı bir mavi… Gökyüzü, gece samanyolunun en güzeli, gündüz güneş en portakal kokulusu… Burası çatık kaşlı değildir. Karşısındaki Meis’e göz kırpar hep. Malum hikaye vardır. Meis, aslında göz demekmiş. Hemen karşısındaki Kaş da bir gözün üstündeki kaş gibi durduğundan bu adı almış derler. Hem hüzünlü bakan hem de gözleri ışık saçan kadınların kaşları gibi…. Her bir noktası ayrı bir büyü olan Kaş’ta efsaneler çok. Kaş limanının karşısında zincire bağlanmış Prometeus olduğu söylenen Uyuyan Dev’in gözlerine bakan sevdalıların da kavuştuğu, hiç ayrılmadığı söylenir. Yani her adımında aşk var buranın. Bu nedenle en güzel aşklar da Kaş’ta yaşanır derler. Bunun için Kaş’ta o kadar çok adres var ki, pansiyonlar, oteller. Ancak bunlardan bir tanesi, en özel günler için hazırlanmış gibi. Meis’e doğru uzanan Çukurbağ yarımadasındaki Club Hotel Barbarossa, ayakları yerden kesilmiş aşıklar için hazırlanmış gibi. Karşısında Asaz dağlarınında yeşilin binbir tonu, Orada aşk başka Kaş önünde havuzu, hemen ardından masmavi bir deniz. Odanıza girmek için direnen güneşe karşı balkonununun kapısını açtığınızda karşınızda her bir karesini dondurup, sürekli cebinizde taşımak isteyeceğiniz bir manzara. Burnunda çiçek kokusu, içinde huzur. Tek ses, denizden geçen küçük tekne… Bıraksan kendini orada ölmek istersin, sonra vazgeçersin, cennetteyken daha da çok yaşamak geçer içinden. Hiç bitmesin dersin, ölümsüzlük dilersin. Odalar ise doğaya uygun olarak ahşap. Antalya, Bodrum gibi artık denizde kulaç atacak yer kalmamış kentlerdeki toplu konutlar görünümündeki otellere benzemiyor. Kendini özel hissediyorsun. Sadece 26 oda, toplam 60 kişilik. Hizmet hep kişiye özel. Önüne birbirinden devşirilmiş, yığın yığın yemek konmuyor. Hepsi, özenle hazırlanmış, tadına, lezzetine Akdeniz sinmiş, biraz da Ege eklenmiş. Bu kadar sakin yerde canım sıkılır deme sakın. Kaş her ne kadar sakin olsa da yapacak o kadar çok şey var ki, kesinlikle dönerken aklında daha yapamadıkların kalacak. Kaş, denilince akla artık dalgıçlar geliyor. Toprağın üstü kadar denizin altının da renkli olduğu söyleniyor. De nize dalmak istemedin o zaman dağlar seni çağırıyor. Gökyüzüne baktığında rengarenk paraşütlerin uçtuğunu görürsün. Bütün bu güzellikleri yamaç paraşütüyle uçtuğunda gökyüzünden görmek ayrı bir keyif olsa gerek. Bunlar da cazip gelmediyse, kano, seakayak, gezi teknesi gibi çeşitli alternatifler var. Ben otelden çıkmayım biraz denizde yüzeyim, sonra da buralarda vakit geçireyim diyenler için de seçenekler düşünülmüş. Masa tenisi, bilardo oynamak mümkün. Bir de her gün aynı yerde duramam, tatilde gezmem görmem gerek diyenler içinse seçenek o kadar çok ki... Kaş başlı başına bir cennet olsa da yakınlarında Saklıkent, Kekova, Patara, Myra, Derme, Santos, Kaputaş, Likya Yolu ve daha birçok görülesi yer var. Yani dile benden ne dilersen diyor burası. Başta doğma büyüme Kaşlı olan ve bölgeyi avucunun içi gibi bilen İdare Müdürü Halil Günay olmak üzere tüm çalışanlar, konuklarını evlerinde hissettirmek, tatillerinin güzel geçmesini sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Size kalan ise yanınıza sevdiceğinizi alıp, yola koyulmak... Aşkın tadını Kaş’ta çıkarmak. Çünkü burada her şeyden öte huzur var. C MY B C MY B