22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YUNAN ADALARI 16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 3 Kazlıçeşme Turgay TUNA tunaturgay@yahoo.fr Ş ehri İstanbul’un kimi semt ve mekânları sınırları içinde barındırdıkları tarihi çeşmelerden almışlardır isimlerini. Selamiçeşme, Soğukçeşme, Kuruçeşme, Çobançeşme gibi... İstanbul’da bulundukları semtlere adlarını vermiş çeşmelerin en eski ve en çarpıcı olanlarından biri şüphesiz, beş asırdan fazla bir zaman varlığını sürdürmeye devam eden Yedikule surları karşısındaki Kazlıçeşme’dir. İstanbul’un en eski Osmanlı çeşmesi kimliğini taşıyan çeşmelerden biri olmasının nedeni, tarihinin Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim, sınırları içinde bulunduğu semte de adını vermiştir. En ilginç çeşmelerden biri olmasının nedeni ise, bundan on yıl öncesine dek üzerinde bulundurduğu kaz kabartmasıdır. 2002 yılının kasım ayında, büyük olasılıkla çeşmenin içinde define var olduğu varsayımıyla, ya da tarihi kaz kabartmasını pazarlamak hesabıyla, bir balyoz darbesinin ardından yerinden parçalanarak sökülmüş, o güzelim eşsiz kabartma sırra kadem basmıştır. Bu kötü olayın, çeşmeden 50 metre kadar ilerde yer alan Kazlıçeşme polis karakolunun yakınında meydana gelmiş olması üzüntü ve acıyı daha da pekiştirmiştir. Fetihten sonra, 1990’lı yılların başlarına dek, tam 540 yıl Türk dericiliğinin merkezi olmuş Kazlıçeşme’nin tabakhanelerinde çalışan emekçilerin kana kana su içip abdest aldıkları bu çeşme, 1990’lı yılların başlarında deri işleme fabrikalarının Tuzla’daki yeni ve modern yerlerine taşınmalarının ardından, gecekonduları andıran çirkin, izbele binaların ortadan kaldırılıp, yapılan yeni çevre düzenleme siyle bir güzel ortaya çıkartılmış Zeytinburnu’nu Yedikule’ye bağlayan Abay Caddesi üzerinde belirgin anıtsal bir çeşme konumuna dönüşmüştür. Ancak, bundan sonra, güzelim çeşmeye nazar mı değmiştir nedir; semtin sembolü kaz kabartması bir balyoz darbesiyle yok edilmiştir. Kimi kaynaklarda yazılı olduğu gibi, rivayete göre, İstanbul’un fethi sırasında Konstantinopolis surlarını kuşatmış olan Osmanlı ordusu su sıkıntısı çekerken, sakabaşı uzaktan deniz tarafında kalkan kaz sürüleri görmüş, kazların olduğu yerde mutlak su vardır, tez gidip arayın demesiyle de kaynağın yeri bulunmuş, fetihten sonra da kaynağın çıktığı yere söz konusu çeşme, biraz ötesine de küçük bir cami ile hamam inşa edilmiştir. Bu anıyı yaşatmak için de 1537 tarihinde, kemerli çeşmenin üzerine bir kaz kabartması eklenmiş, semtin adı da Kazlı Çeşme’ye dönüşmüştür. Üzerindeki kitabede de yazılı oluğu gibi, çeşmenin Mehmet Efendi adında bir hayır sahibi tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Tarihçi Kömürcüyan ise kaleme almış olduğu ünlü eseri İstanbul Tarihi’nde şu satırları düşmüştür: “Kazlıçeşme’ye verilmiş olan bu adın sebebi şudur: Bir kaz, otladığı sırada yeri eşeler ve eşelediği yerde su çıkar. Halk ta burasını kazarak bir membâ bulur ve üzerine de bir çeşme yapar.” İki yanında, yük koymak için yerleştirilmiş devşirme Bizans işi iki ince sütun parçasının yer aldığı çeşmenin kaybolan kaz kabartması da kimi araştırmacılara göre 6. yüzyıla tarihlenen bir Bizans eseridir. Çeşme yapıldıktan sonra buraya getirilip yerleştirildiği öne sürülmüştür. Öyle ya da böyle, sınırları içinde bulunduğu semtin göz bebeği olan çeşme kazlı kabartmasını yitirdiği günden bu yana acılı, hüzünlü, buruk bir çeşme olup çıkmıştır. Mikanos Ege’nin kollarında uyanmak Yazı ve fotoğraflar Ceren ÇIPLAK S antorini, Mikonos, Girit, Patmos ve Atina gezisine Hey Travel’in davetlisi olarak katılıyoruz. Ege’nin lacivert sularında yelken açıyoruz. Her sabah Ege’nin ayrı bir cennetinde uyanıyoruz. Santorini’nin merdivenli sokakları... Eşeğini süren yaşlı bir adam, her an eğlenceye hazır Mikonos ve diğer adalar... Gezi boyunca adalardaki yaşamın bize yakın olduğunu görüyoruz. Yunan adalarının en sadesi Patmos. Turizm kaygısından uzak olan Patmos’da daha çok günlük kaygılar göze çarpıyor; Yunan yaşamıyla yüz yüze geliyoruz.. Minicik bir ada olan Mikonos sınırsız eğlence de sunuyor. Adada “Kalimera Mikonos” demek çok zor; çünkü sabahın ilk ışıklarını görene dek eğlenceler çılgınca devam ediyor. Çarşı tam bir labiret... Yunanlı bir esnaf bize ‘mastika’ adlı içki ikram ediyor; biz tam da ‘uzo’ siparişi vermek üzereyken... Bunun üzerine aramızda “Uzo Kardeşimiz” lafları dolaşıyor. Sokaklar daracık. İki katlı beyaz evler iç içe geçmiş. En ünlü plajı ise Cennet. Hatırlatalım; burada hediyelik eşyalar diğer adalara oranla daha pahalı. EN TURİSTİK ADA SANTORİNİ Santorini, Platon’un kayıp şehri Atlantis mi? Bu adanın vazgeçilmez sorusu, bazı arkeologlar öyle düşünüyor. Santorini’nin jeolojik geçmişi hepimizin ortak sohbet konusu. Ada, yanardağın daire biçimindeki kalderasından meydana geliyor. Kalderanın ortaGirit sındaki ufak adaya tekneyle gidip kayalıkların çevresinde yürüyebilirsiniz. Bu ufak ada daha çok ayın yüzeyine benzetiliyor. Santorini’yi yaratan bu yanardağın hala tüten ağzında durabilirsiniz. İsa’dan önce 1550 yıllarında adayı parçalayan o volkanik patlamanın görüntülerini canlandırabilmek sizin hayal gücünüze kalmış.... Plajlar kasabalara uzak. Kumu volkanik siyah renkte; biz alışmadık.. Güneşin batışını izlemek bu adada bir klasik... Santorini’de yeraltı şarap müzesi ilginç. Santorini için iki Santorini Bozcaada büyüklüğünde deniliyor. Gemiden transfer tekneleriyle adaya ulaşılıyoruz. Sonra, teleferikle yaklaşık beş dakikada yukarıya çıkıyoruz. Kendine güvenen zikzaklı merdiveni (580 basamak) tırmanabilir, ama göze alan yok... Burada güzel manzara köyü varmış; ismi bizi çağırdı ama gezi rotamızda yer almadığı için gidemedik. Ayrıca adada bir çok kilise var. DALGALAR İÇİNDE GİRİT Homeros’un deyişiyle: “Açıklarda, şarap renkli denizde, bir ülke var ki, zengin olduğu kadar da güzel, dalgalar içinde yapayalnız. Burası Girit’tir işte.” Yunanca ismi; Kriti olan Yunan adalarının en güneyinde yer alan 250 kilometre uzunluğundaki Girit’in başkenti İraklion. Yaşam merkezi 25 Ağustos Caddesi. Köy gezisi ve şarap tadımı turları var. 40 euro’ya anlaştığımız Niko adlı taksiciyle taksi turu yaparak Girit’i geziyoruz. Görülmesi gereken yerleri Niko rehberliğinde beş dakika görüp diğer yerlere gidiyoruz. Gittiğimiz yerlerde bizim gibi taksi turunu tercih edenlerle sık sık karşılaşıyoruz. Girit bugün en çok Knossos Sarayı için ziyaret ediliyor. Knossos ilk çağda Girit’te bulunan ünlü bir uygarlık Santorini merkezi. Saray, büyük bir iç avluyu çevreleyen yüzlerce oda ve koridordan oluşuyor. Adada görülmesi gereken yerler arasında ; Knossos, Faistos ve Gortis’deki arkeolojik sitler, Resmo’daki Venedik kalesi, Diktaion ve Idaion mağaraları ve ünlü Samarya geçidi. Girit’le ilgili sık sık şunu duyarsınız; Girit Avrupa’nın ilk uygarlıklarından biri olan Minos krallığına beşiklik etmiştir. Ege ve Yunan uygarlığının ilk ortaya çıktığı yer Girit Adası‘dır; bu medeniyet buradan diğer adalara Mora ve Yunanistan’a yayılmış. En önemli eseri Knossos Sarayı… THY, Sabiha Gökçen’den kalkacak T ürk Hava Yolları Genel Müdürlüğü Ticari Yardımcısı Orhan Sivrikaya yaptığı açıklamada 10 Kasım’da THY ana markasıyla Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan 7 şehre tarifeli seferlerin başlayacağını söyledi. Sivrikaya yaptığı açıklamada, İstanbul’un 2. havaalanı olan Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen’den yurtdışı seferlerine 10 Kasım’da başlanacağını belirterek seferlerin THY ana markasıyla yapılacağını söyledi. THY’nin Sabiha Gökçen’den yapacağı yurtdışı seferlerin; Moskova, Londra, Amsterdam, Köln, Stuttgart, Berlin ve Hannover şehirlerine gerçekleştirileceği bildirildi. Datça’da geleneksel bir Türk Evi D atça’nın ününe ün katan bir şey varsa, bu da yollarının sapalığı olmuştur bugüne dek. Halkının,”çıkmaz sokak” diye tanımladığı, kuzeyine Ege’yi, güneyine Akdeniz’i almış Datça Yarımadası, bugün bu kadar bakir ve vahşi bir doğaya sahip olmasını, aslında büyük ölçüde coğrafi sıkıntılara borçlu. Datça bademi Türkiye’nin en lezzetli bademidir. Datça bademi şu anda dünyanın en iyi bademi olarak kabul edilmekte olup, ikinci sırada Amerikan bademleri gelmektedir. Datça’ya yolunuz düşerse Eski Datça’yı mutlaka görmelisiniz. Adının Eski Datça olduğuna bakmayın. Datça’nın üç mahallesinden en düzenlisi ve son yılların gözde mekânlarının yer aldığı bir yer burası. Eski Datça kimliğini arayan kentlere adeta adres gös“Can evi”ni de mutlaka görmelisiniz. On iki ay açık Datça merkezde limanın sakin olan kısmında sekiz odadan oluşan Datça Türk Evi butik terir gibi bir mimarlık harikası. Can Baba’nın yapıtlarının sergilendiği ve Yücel Ailesi’nin ziyaretlere açık tuttuğu otel küçük bir aile işletmesidir. Bir karış suyunda balıkların yüzdüğü berrak denize 150 metre mesafede bulunan otel de, emekli eczacı Ferda hanımın kendi elleriyle yaptığı reçeller, özenle yetiştirip sunduğu organik ürünler, zeytinler, baharatlı ezmeler kahvaltıya eşlik ederler. Akşam beş çayında dumanı üstünde kekler ve kurabiyeler ikram edilir. Meyve ağaçları içerisinde bulunan o şık bahçesinde akşamları yenen yemekler, uzun uzun yapılan hoş sohbetler; Hikmet Çetinkaya’nın dediği gibi Datça Türk Evi’ni Atatürkçülerin, aydınların, cumhuriyetçilerin, laiklerin ve demokratların ortak mekânı olmasını sağlıyor. Tek başına bile sohbet ortamı Datça Türk Evi’nin müdavimi olmaya yetiyor. Datça Türk Evi Otel (0. 252. 712 92 12, www.datcaturkevi.com) Trek Turizm Agean Airlines temsilcisi FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın GENIS¸ AC¸I Fotoğraf çekerken bazen tüm alanı kadrajın içerisine almak için geniş açı kullanılır. Analog ya da SLR makinelerde bunu gerçekleştirmek için geniş açı objektifler ya da geniş açıdan başlayan zoomlar kullanmak gerek. Dijital teknoloji ile kullanımı yoğunlaşan kompakt makinelerin hemen çoğunda bir zoom mandalı var. Geniş açı her zaman kullanılmaz ancak ülkemizde geniş açı objektifleri sıkça kullanan ünlü fotoğrafçılar var. Ara Güler, Faruk Akbaş geniş açı ile çalışmayı severler. Bu tür fotoğraflarda diagonal görünüm fotoğrafa güç katar. Geniş açı ile iyi bir portre de çekilir, ancak kadrajı ona göre düşünmek gerek. Fethiye, Üzümlü’de köylüler alternatif turizm değerleri üretmek için “dasdar” denilen bir dokuma üretiyorlar. Bu fotoğrafı Üzümlü’de çektim. Geniş açı kullandım ve iplere iyice yaklaştım, fotoğraf içinde bir grafik elde etmeye çalıştım. Tüm tezgahı çekme isteğimin ötesinde iplerin hareketini düşündüm fotoğraf çekerken. Y unanistan’ın Agean Airlines Havayolu İstanbulAtina seferleri başladı. Günde bir sefer olarak gerçekleştirilecek uçuşlar İstanbul Atatürk Havaalanı’ndan yapılıyor. Temsilciliğini Trek Turizm’in yaptığı Agean Airlines’ın 15 iç, 21 dış hat uçuşu bulunuyor. Konuyla ilgili olarak bilgi veren Trek Turizm Genel Müdürü Fikret Gürbüz, Agean Airlines’ın son zamanlarda özellikle Yunanistan adalarına artan talebi karşılamak için önemli bir boşluğu dolduracağını söyledi. lutfiozg@gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle