22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 17 ARALIK 2009 PERŞEMBE GÜNEYDOĞU ANADOLU YÜCELMAN’IN ARDINDAN Sarı toprağa yazılmış uygarlıklar kenti Gözlerindeki ifadelerden bir şeyler çıkarmaya çalışıyordum. Hepsi “haydi Halit ağabey sen burada durma, eve git” der gibiydi. Oysa hepsi beni kuvvetli diye tanırlar. 87 yaşında olduğum halde ben de kendimi öyle zannederim. Ama moralim çok bozuktu. Yakınlardaki bir aynaya gözüm iliştiğinde ben de bir garip oldum. Suratımda hakikâten hüzünlü bir ifade vardı. Kalktım eve gittim. O gün bugündür hâlâ etkisi altındayım. Cenaze töreninde Abdül için aslında sıradan, alışılagelmiş sözlere gerek yoktu. Bu sözler herkes için söyleniyordu. Bence bir tek söz yeterdi. Zamanının bilginlerinden biriydi o. Abdül kardeşim, mekânın cennet olsun... Sen oraya yakışırsın. Halit DERİNGÖR Ölünce de yaşayanlardan... Günümüzün yaygın hastalığı griple başa çıkmaya çalışıyorum... Sarsılmaya başladım, dizlerde de dermansızlık başladı. Aksilikler birbirini kovaladı. Üstüne, çok sevdiğim, yıllarca yan yana çalıştığım, sevinçleri, üzüntüleri paylaştığım arkadaşım Abdülkadir’in ölümü geldi. Hastane tetkiklerimi yarıda bırakıp doğru cenazeye koştum. Hem de önce gelmeyeceğimi söylediğim halde. Gazetedeki toplulukta herkes ağlamaktaydı. Abdül hakkında konuşma yapmam istendi. Nasıl konuşacaktım ki... Dizlerimin bağı çözülmüştü. Aslında benim pek cenaze kültürüm yoktur. Cenazelerde dökülen timsah gözyaşlarına pek inanmam. Müşterek arkadaşlarımızın çoğunun yüzüme baktığını hissettim. MARDİN Yıldırım BÜKTEL Fotoğraflar: Zeynep KANRA Sonsuzluğa uzanan dev bir boşluk gibi eşsiz Mezopotamya manzarası karşılıyor insanı öncelikle Mardin’de. Günlük yaşantının doğal dekoru. Bambaşka bir duygu olsa gerek diyoruz Mardin’de yaşıyor olmak. Evden, okuldan, çay bahçelerinden hep aynı manzara... Hele günün sonunda kalenin hemen eteğindeki 14. yüzyıl Artuklu eseri olan Zinciriye Medresesi’nin terasında oturarak Mardin Ovası‘nın ağır ağır kızıla bürünmesini izlemek. Hemen başınızın üzerinde uçuşan kuşlar adeta neşeli bir töreni yaşıyor görüntüsü verirken onlara katılmayı istiyorsunuz kanatlanıp. Gecenin inmesiyle beraber bu kez başka bir görüntü büyülüyor insanı: Hemen önünüzdeki kapkara boşluğun ardında aşağılarda bir yerde Türkiye ve Suriye köylerinin birbirinden ayırt edilemeyen ışıltıları... “Oturdukları taş konakların zengin süslemeli teraslarından gün boyunca farklılaşan bu eşsiz manzaraları seyrederek yaşıyorlar Mardinliler” diyerek kıskanıyorsunuz. Mardin’de yürümek demek hep çıkmak veya inmek anlamına geliyor. Serinlik sağlayan dar sokaklara zaman zaman gölgesi düşen beton yapıları görünce de keşke Mardin daha önce keşfedilseydi demeden edemiyorsunuz. Camileri, kiliseleri ile, çarşısında, sokaklarında konuşulan çeşitli diller ile eğer Türkiye içinde bir kültür mozaiği aranıyorsa doğru yer herhalde Mardin olsa gerek diye duyumsuyor buraya ilk kez gelen birisi. İnsanları Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryanice dillerinden en az ikisi veya üçünü rahatlıkla konuşabiliyorlar. Zarif minaresi ile Ulucami, görkemli taç kapısı ile Zinciriye ve dilimli Artuklu tarzı kubbeleri ile Kasımiye medreseleri, hiçbirisi bir diğerinin ışığını, havasını ve manzarasını kesmeyen taş evleri, Mardin’in mutlaka görülmesi gereken zenginliklerini oluşturuyor. Şehrin dışındaki Deyrul Zafaran Manastırı ise Süryani toplumu için büyük bir öneme sahip. Dışarıdan bir kaleyi andıran bu dev taş yapı asırların ve tarihte yaşadığı olayların yıpratıcı etkisine karşın sapasağlam ayakta duruyor. Mardin’de yürümek demek hep çıkmak veya inmek anlamına geliyor. Serinlik sağlayan dar sokaklara zaman zaman gölgesi düşen beton yapıları görünce de keşke Mardin daha önce keşfedilseydi demeden edemiyorsunuz. FOTOĞRAFIN DİLİ Ahlat, Van Gölü kıyısında tarihi değerleri, doğal güzelliği ile çok güzel bir ilçe. Ahlat’tan, Nemrut Krater Gölü’ne gidebiliyorsunuz, isterseniz Adilcevaz’a ya da Tatvan’a dönebilirsiniz. Okurlarımızdan İlhami Nalbatoğlu, Ahlat Gazetesi’ni yayımlıyor. Ahlat Kalesi’nin fotoğrafını göndermiş. Hemen kuşları anımsadım. Ahlat Kalesi’nin içindeki ağaçlara akşam olunca binlerce kuş geliyor. Cıvıl cıvıl oluyor her taraf. Ama kale bakımsız, Nalbantoğlu bunu söylüyor herhalde. Ahlat’ın her Lütfi Özgünaydın AHLAT SELC¸UKLU MEZARLARI tarafı tarihi değerlerle dolu. Kümbetler, eski saraylar, köprüler, camiler... Selçuklu mezarları en önemli değerlerden birisi. Ne yazık ki o muhteşem mezar taşları yağmurun, karın, güneşin önünde her geçen gün eriyor. Üzerlerinde müthiş motifler var. Mezar fotoğrafını çekerken baktım bir genç geçiyor yanımdan. İki mezarın arasına oturmasını istedim. Bir can oturdu iki taşın arasına. Geçmişle bir oldu. Bir yöre insanını fotoğrafa katmış oldum. Fotoğraf daha anlamlı oldu. Savur ve Dara’da yaşam Mardin’e gelmişken yakın çevresini de görmek bu bölgeyi tanımak ve anlamak için önemli olsa gerek deyip lutfiozg@gmail.com Savur’a yöneliyoruz. Yolumuz yemyeşil upuzun bir vadiyi takip ediyor. Kilometreler boyunca karşılaşılan kiraz ve ceviz ağaçları, üzüm bağları kurak diye bilinen bu yörede şaşırtıyor herkesi. Her biri birer küçük Mardin’i anımsatan köylerden geçerken kesilerek ve soyularak öbek öbek dizilmiş kavak ağaçlarının kamyonlara yüklendini görüyoruz. Bereketin kol gezdiği tarla ve bahçelerinde çalışan insanları görünce barışın ve huzurun onlar için ne kadar gerekli ve değerli olduğunu anlıyorsunuz. Karşılıklı iki tepenin yamaçlarına yayılan Savur, yerel mimari gelenekleri yansıtan görkemli taş evleri ve bu evlerde hâlâ yaşayan köklü aileleri ile Anadolu’nun bir yerlerinde ilginç bir kültür ve tarih mirasını barındırmakta. Yine yeşillikler arasından geçilerek ulaşılan Kıllıt köyü ise yakın zamanlara kadar bölgenin en kalabalık Süryani yerleşimlerinden birisiymiş. Akşamüzeri güneşinin taş evlere yansıması ile beliren görüntü bu hayalet köyü daha da bir gizemli kılıyor. Aralarında bir dönem var olan terörün de bulunduğu çeşitli nedenlerden dolayı bu köyün Süryani olan nüfusunun tamamına yakını İsveç ve Almanya gibi batı ülkelerine göç etmiş, orada ticaret veya restoran işletmeciliği gibi işlerle uğraşıyorlar. Birbirinden görkemli onlarca taş evin terk edilmişliğe karşı direndiği bu köye yolunuz eğer yaz aylarında düşerse buraya Avrupa’dan tatile gelmiş yaşlı genç Süryanilerle karşılaşıyorsunuz. Köylerinden kopamadıklarından bir de evlerinin yerli yerinde durup durmadığını merak ettiklerinden buraya geliyorlar. Yolumuzun bizi ulaştırdığı bir diğer Süryani köyü olan eski adıyla Hah, yeni adıyla Anıtlı ise belki de en güzel Süryani kiliselerinden birisini barındırıyor. Sıcak bir şekilde karşılandığımız Meryem Ana Kilisesi’nde gezerken 1650 yılın izini taşıyan duvarlar bu kiliseye cemaatin kuşaktan kuşağa kıskançlıkla sahip çıkma nedenini de açıklıyor. Her yıl 15 Ağustos’ta yüzlerce Süryani’nin buluşma yeri bu kilise. Mardin yakınlarında tarihin izlerini taşıyan bir başka yerleşim olan Dara ise adı çok fazla duyulmamış bir Pers, Roma, Bizans yerleşimi. Hemen hemen her ev tarihi bir kalıntının üzerinde yükseliyor. Bir zamanların kervan yollarının üzerindeki bu stratejik yerleşim, zindan diye adlandırılan yapısı, dev boyutlardaki sarnıçları, Roma çağından kalma köprüsü ve diğer kalıntıları ile çok daha fazla ilgiyi hak ediyor mutlaka. Köye adım attığınız andan itibaren etrafınızı saran çocuklar ise birden günümüze, günümüz gerçeklerine döndürüyor bizleri. Hane başına düşen çocuk sayısı şaşırtıyor. Yine de köyden Mervan’ın tiz sesiyle söylediği türkülerle hoş bir şekilde ayrılıyoruz. Mardin ve yakın çevresine yapılan bir gezi geçmişin ve bugünün daha iyi anlaşılmasına yardımcı olurken insan belleğinde güzel izlerde bırakıyor. Eşsiz fotoğraflar... Gittiğiniz gibi dönmüyorsunuz . Bir daha buralara gelmek isteğiyle ayrılıyorsunuz. yildirimbuktel@superonline.com İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Rabia İlknur Sak Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Belek Avrupa sahillerinin lideri Otel fiyatları karşılaştırma sitesi www.trivago.com.tr ilk defa açıkladığı ve Avrupa’dan 50 sahil beldesinin mercek altına alındığı “Avrupa’nın En İtibarlı Sahilleri“ araştırmasında Türkiye’den toplam beş sahil beldesi yer aldı. Belek’in “Avrupa’nın en itibarlı sahil beldesi“ seçildiği listede Side, Bodrum, Antalya ve Alanya’nın da yer almasıyla Türkiye ülke bazında İspanya ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın en popüler üçüncü tatil cenneti derecesini elde etti. “Turizmhabercisi” internet sitesinin haberine göre; araştırmada yüz üzerinden ortalama 80,31 trivago otel derecelendirme notu alan Belek, Avrupa sahillerinin lideri oldu. Belek, çoğunluğu en iyi notu içeren toplam 15 bin 338 değerlendirme alarak, değerlendirme sayısı bakımından da diğer adaylara açık ara fark attı. “trivago”da yer alan 4 bin otele ait 380 bin’den fazla değerlendirmenin incelendiği bir araştırma ile belirlenen Avrupa’nın en beğenilen sahilleri listesinde, Baltık Denizi’nde bulunan Alman ada şehri Binz 80,11 puanla ikinciliği elde etti. 79,86 puanla İtalya’nın Sorrento şehri üçüncü sırada, 79,31 puanla Portekiz’in okyanus adası Madeira’da bulunan liman şehri Funchal ise dördüncü sırada yer aldı. Türkiye’de de son yılların gözde destinasyonları arasında yer alan Hırvatistan’ın orta çağ şehri Dubrovnik de listede beşinci oldu. “trivago”nun yaptığı araştırmada on bir ülkenin en sevilen sahilleri ile temsil edildiği listede beş ayrı sahil beldesi ile yer alan Türkiye’nin, İspanya ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın üçüncü en sevilen tatil ülkesi olduğunu bildirildi. Tatil sezonunun sona erdiği bu günlerde açıklanan araştırmanın sonucunun, Türkiye’nin tatil pazarında bir marka olduğunu gösterdiği ve gelecek sezonun nasıl geçeceğine dair sinyaller verdiği belirtildi. Belek’in 80,31 puan ile en üst sırada yer aldığı www.trivago.com.tr’nin Avrupa’nın En İtibarlı Sahilleri listesinde Side 75,61 puanla 22. sırada, Bodrum 71,12 puanla 27. sırada, Antalya 73,77 puanla 35. sırada ve Alanya 72,78 puanla 40.sırada yer alarak Türkiye’yi temsil etti. Listede ayrıca Türkiye’nin turizm pazarındaki en önemli rakiplerinden biri olarak görülen İber Yarımadası ülkesi İspanya’nın çok tanınmış destinasyonlarından sayılan Tenerife, Costa Blanca, İbiza, Mallorca gibi beldelerin listenin sonlarında yer alması dikkat çekti. turizm?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle