Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 Gel zaman git zaman Rapunzel büyümüş, dünyanın en güzel çocuğu olmuş. On iki yaşına bastığında da, cadı onu, ormanın ortasında, ne merdiveni ne de kapısı olan bir kuleye hapsetmiş; kulenin tepesinde küçücük bir penceresi varmış sadece. Cadı içeri girmek isteyince, aşağıda durup seslenirmiş: “Rapunzel, Rapunzel! Saçlarını aşağı uzatıver!” Rapunzel’in upuzun, sırma gibi, altın sarısı saçları varmış. Kızcağız cadının sesini duyunca, pencereyi açar ve saç örgülerini yirmi metrelik kuleden aşağı sarkıtırmış; böylece cadı, saçlara tutuna tutuna kuleye tırmanıp içeri girermiş. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, günlerden bir gün, bir prensin yolu bu ormana düşmüş. Tam kulenin önünden geçiyormuş ki, çok tatlı bir sesle söylenen, güzel bir şarkı işitip kulak kabartmış. Bu, yalnızlıktan canı sıkılan ve vakit geçirmek için şarkı söyleyen Rapunzel’miş. Prens yukarı çıkıp sesin sahibini görmek istemiş. Kulenin etrafını dolaşıp bir kapı aramış, ama hiçbir şey bulamamış; çaresiz, evine dönmüş. Ama o şarkı yüreğine işlemiş, bu yüzden her gün ormana gidip o şarkıyı dinler olmuş. Bir gün, bir ağacın altında dururken, cadının geldiğini görmüş. Cadı kulenin altından şöyle seslenmiş: “Rapunzel, Rapunzel! Saçlarını aşağı uzatıver!”