02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAYINEVİ PENCERESİ Aysel Gürmen’le söyleşi Uçanbalık Yayınevi ayıneviniz kaç yılında kuruldu? ? Yayınevimiz 1995 yılında üç yazar tarafından kuruldu. Aytül Akal, Ayla Çınaroğlu ve Aysel Gürmen. Hepimizin yayımlanmış kitaplarımız vardı ama yayıma hazır kitaplarımız ve projelerimiz daha da çoktu. Hayallerimizi gerçekleştirmenin yolu, Uçanbalık’ı kurmaktan geçiyordu... Amacı neydi? Amacına ulaştı mı? ? Çocuklarımızın okuma kültürüne hizmet etmek amacıyla yola çıktık. Bunun için öncelikle günümüz çocuğunun severek okuyacağı, okuduklarını kendi yaşamına taşıyabileceği; dilsel, düşünsel, sosyal, duygusal gelişimlerine katkıda bulunan nitelikte eserler ürettik. Edebiyatın kültür taşıyıcısı olduğunun bilinciyle yalnızca telif eserler yayımlamaya karar verdik. Çevirilerin telif eserlere oranla çok fazla olan ülkemizde Türk çocuk edebiyatını var etmek ve yaşatmak ikinci temel amacımız oldu. Amacımıza ulaştığımızı düşünüyoruz. Bütün kitaplarımız çocuklar ve yetişkinler tarafından zevkle Y okunuyor. Kitap okumayı sevmeyen çocuklar kitaplarımızla karşılaşınca birer okur oluyorlar… Yayında kaç kitabınız var? Bunlardan kaçı çocuk ve gençlik kitabı? ? Yayında 197 kitabımız var. Bunların 124’ü okulöncesi, 65’i ilköğretim birinci kademe, 8 tanesi de ilköğretim ikinci kademe için hazırlandı. Kitap okuma alışkanlığı okul öncesinde başlar. Çocukların gelişimsel özelliklerinden dolayı okulöncesi edebiyatı uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu nedenle okulöncesi ve ilköğretimin birinci kademesinde olan çocukların okuyacağı edebiyatı çok önemsedik ve bu alanlara yoğunlaştık. Baskısı tükenen kitaplar ne kadar süre içinde yeniden basılıyor? ? Azalan kitaplarımız hemen baskıya giriyor, tükenmesini beklemiyoruz… Çocuk ve gençlik kitapları içinde en çok satan beş kitabınız... Kaç baskı yaptılar? ? 2007 yılı içinde en çok satanlar: “Süper Gazeteciler” (7 baskı); “Süper Gazeteciler / Parktaki Esrar” (4 baskı); “Benim Adım Selen” (8 baskı); “Babam Duymasın” (5 baskı); “Selen Abla” (6 baskı) Gelen metinlerle ya da resimlerle ilgili en büyük sorununuz ne? ? Metinlerle ilgili bir sorunumuz olmuyor. Çizerlerimizden özgün resimlemeler bekliyoruz. Uluslararası fuarlarda dikkati çekecek, kendi kültürümüzün motiflerini yansıtan resimlemeler yapacak çizerleri bulmakta güçlük çekiyoruz… Hiç düzeltme yapılmadan kullanılan dosyalar oluyor mu? ? Bir kitabı baskıya hazırlamak hiç kolay bir iş değil. Defalarca okuyup düzeltme yapıyoruz. Basıldıktan sonra gözden kaçırdığımız veya bilgisayardan kaynaklanan yazım hatalarını ikinci baskıda düzeltiyoruz. Bir dosyayı basmaya karar verdiğinizde, dosyanın okunmasıyla basım arasında ne kadar süre geçer? ? Ortalama bir ay… Yeni dosyalar, yeni yazarlar kabul ediyor musunuz? Size dosya yollamak isteyen yazarlar, hangi adresi kullansın? ? Yalnızca kurucu üç yazarın kitaplarını basıyoruz. Dosya kabul etmiyoruz. Dosyasını geri çevirdiğiniz için sonradan pişman olduğunuz kitaplar/yazarlar var mı? Hayır, yok… Hiç olmadı. Yurtdışında yayımlanan çocuk ve gençlik kitaplarınız var mı? ? Çok sayıda... Yirmiyi aştı sanırım. Ayla Çınaroğlu, Aytül Akal ve benim kitaplarımdan masallar, öyküler... Kitap adı vermeyeyim, liste uzun sürer. Almanya, Bulgaristan, ve İran’da basıldı kitaplarımız. Bazı masalların İspanyolca baskıları da hazırlanıyor. Yarışmalar düzenliyor musunuz? ? Hayır, düzenlemiyoruz, ama zaman zaman kişisel seçimlerimizle özgün plaketler hazırlayıp çocuk edebiyatına katkı verdiğini ve başarılı olduğunu düşündüğümüz yayıncı arkadaşlarımıza, yazarlara ya da ressamlara hoşluk yaptığımız oluyor. Eğlenceli sürprizleri severiz... (İletişim: www.ucanbalik.com.tr) ? Okuma! Yeşil Dinozorlar Derneği Hayvan Öyküleri Mehmet Güler, Bu Yayınevi / s. 112 / 2007 Resimleyen: İlham Ahmedov (kapak), Gökçe Akgül (iç resimler) zop, Tolstoy, Novalis, La Fontaine gibi yazarların eğlenceli ve bilgelik dolu hayvan öyküleri yalnızca 39 yaş grubundaki çocukların değil, herkesin hoşlanarak okuduğu öykülerdir. Hayvan öyküleri yazanlar neredeyse aralarında sözleşmişçesine aynı duyguların izini sürer ve birinin bıraktığı noktadan diğeri alıp anlatır. Temel izlek, hayvanların varlığından yararlanarak doğaya ve insanın örtülü duran kendi gerçeğine dikkat çekmektir. Yeşil Dinozorlar Derneği, kitaba adını veren öyküden başka, Kardan Karıncalar, Papağan, Bir Hacı Leylek, Fare ve Kapan, Kanaryanın Günlüğü, Cici'ye Tekerlekli Ayak, Bunların Hangisi İyilik, Gezici Tekir, Körfez Savaşı Dilekçesi La Haye Adalet Divanı Başkanlığına isimli dokuz öyküyü daha ağırlıyor. “Hepimizin ortak emeği/ Tüm hayvanların derneği/ Sevgide buluşturdu bizi/ Hepimizin Yeşil Dinozorlar Derneği/ Toplanıp geldik her yandan/ Dağdan, bayırdan, ovadan/ Gücümüz, direncimiz doğadan/ Yeşil Dinozorlar Derneği” şarkısıyla başlar öykü. Kuşlar orkestrasını penguen yönetmiştir. Konserin bitiminden sonra toplantıyı yöneten zürafa yoklamayı yapar, çoğunluk sağlanmıştır. Ağaçlarla çevrili yeşil geniş alanda hayvanların tümü oturmuştur. Alana sığmayan kuşlar, şempanzeler, maymunlar ağaçların dallarına tünemiştir. Gündem gereği, eski başkan kürsüye çağrılır. Bir yıllık yönetimlerinde yaptıkları, yapamadıkları işler hakkında bilgi verir. Yeşil Dinozorlar Derneği'nin üçüncü olağan kongresidir. Eski yönetim, hayvanlar arasında eşitliği, adaleti gözetmiştir. Göçmen kuşlar gidince onların yuvasını talan edenlere ya da oraya yerleşenlere izin verilmemiştir, güçlünün zayıfı yenmesine göz yumulmamıştır. Herkes bir arada kardeşçe yaşamayı öğrenmiştir. Gündemin diğer maddeleri gereğince sırasıyla karga, fındık kurdu, sincap, boa yılanı, aslan görüş bildirirler. Ortak görüşleri ormanları tüketen, hayvanlara zarar veren insanların bu davranışlarını nasıl önleyebilecekleri konusunda karar vermek yönündedir. Bu konuda üstlerine düşen görevlerin neler olabileceğini tartışırlar. Ancak tartışmalar sürerken, birden kırlangıç alana yıldırım gibi dalar. Soluk soluğa konuşur. Gelirken yolun üstünde korkunç bir orman yangını görmüştür, ivedilikle yar4 Hazırlayan: Mavisel Yener dım gerekmektedir. Fil hortumuyla su püskürtebileceğini söyler. Kanguru kesesiyle su taşıyabileceğini belirtir. Kurbağa göllerin, ırmakların yerini tarif etmek için rehber olur. Ceylandan çakala, kurttan kuzuya, serçeden arılar ordusuna kadar gönüllü bir ekip hazırlanıp hemen yola çıkar. Yangını söndürme çalışmalarına giden gönüllü ekip toplantıdan ayrılınca kongre ertelenir. Yangın söndürülebilir mi, hayvanlar korosunun son şarkısı nasıldır, bunların yanıtını öyküde bulacağız. Mehmet Güler bu öyküsünü oyunlaştırdı mı bilemiyorum ama bu öyküden çok güzel bir çocuk oyunu yapılabilir. Kitaptaki Körfez Savaşı Dilekçesi La Haye Adalet Divanı Başkanlığına isimli öykünün de böyle bir özelliği var. Öyküde davacılar: deve, yılan, hurma ağacı, asma bahçesi, devekuşu, leylek. Dava edilenler: atom bombası, nükleer bombalar, kimyasal bombalar, el samud füzeleri. Vekiller: Gökyüzü ve Yeryüzü. Öykü, ikinci körfez savaşının çıkma olasılığı bulunduğu tarihlerde geçer. Birinci, İkinci Dünya Savaşı'ndan, Hiroşima'dan, Nagazaki'den, Vietnam'dan, Bosna Hersek'ten, Birinci Körfez Savaşı'ndan, sabıkalı olan her türlü kimyasal silahın Birleşmiş Milletler müfettişlerince denetlenmesi ve imha edilmesi söz konusudur. Saldırı ve savaşın önlenmesi amacıyla dilekçe verilir. İnsanların, canlıların ve doğanın yok edilmesinin önüne geçilmesi çabalarını davacılar başlatacaktır. Yeryüzü ve Gökyüzü der ki; “Dünyanın en güçlü ülkesi birtakım olayları bahane ederek mazlum ülkelere saldırmaktadır. Tüm dünyanın jandarmalığına soyunmaktadır” (s.99). Bu tümcelerden de anlaşılacağı gibi “dünyanın jandarması” gibi tanımlamalar kitabın kapağına yaş grubu önerisi olarak koyulan “10+” notunun yerindeliğini göstermektedir. Okumanızın üstünden nice zaman geçse de unutamayacağınız öykülerden birisi de kitabın son öyküsü “Kırlangıçlar ve İnsanlar”. Mimar kırlangıçlarla tanışıyoruz bu öyküde. Kırlangıçların nasıl siyah beyaz oldukları konusunda bir de söylence fısıldıyor kulağımıza öykü. Okurun metnin içindeki konuların özüne varabilmesini sağlayan yapılar metin içinde sağlamca oturtulmuş. Yaptığı inşaatın görünümünü bozan kırlangıç yuvasını, batıl inançları nedeniyle bozamayan müteahhit hangi yollara başvurur dersiniz? Müteahhit'in kırlangıçlara gösterdiği tepki, bu tepkinin nedenleri ve yaşanan süreç, okurun belleğinde başka soruları da bırakıyor. Öy E künün derin yapısı 10+ yaş grubu çocukların rahatlıkla çözümleyebileceği türden. Gezici Tekir'e bir gezgin kedinin öyküsü de diyebiliriz. Bu öyküde yazarla aynı adı taşıyan Mehmet Bey, bir boğaza bir de tepelere bakar ve İstanbul'un karmaşasına inat yalıçapkınlarını, baştankaraları, bülbülleri, ardıçkuşlarını dinler. Sonrasında, ailece bu karmaşadan uzaklaşacakları bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculukla beraber onlara sürpriz bir konuk gelir. Bu konuk kimdir? Mehmet Güler, öykünün sonuna “Öyküdeki bu olay yazar tarafından bizzat yaşanmıştır” (s. 91), notunu koymasaydı da çocuk okur bunu hissedecek, yorumlayacaktı. Öykünün yazar tarafından yaşanmış olması okur ve öykü açısından çok önemli görülüyorsa, kahramanın adının Mehmet olması yeterli ipucudur, ayrıca ek bilgiye ne gerek! Kanarya'nın Günlüğü, isminden de anlaşılacağı gibi günlük anlatısı biçiminde kurgulanmıştır. Kanarya'nın her yeni günün başlangıcına koyduğu “Dünya Biraz Daha Döndü” tümcesini, yazarın “Ayrılıktan Çok Aşktan Fazla” (Tudem Yayınları, 2007) romanının bölüm başlarında da aynen görüyoruz. Farklı kitaplarda aynı tümceyle karşılaşmak dikkatli okur için hoş bir sürpriz. Güler'in hayvan öykülerindeki doku varsıllığı ve anlam yoğunluğu okurda yazın sanatı adına olumlu etkiler bırakırken, eğlenceli okumaların kapısını aralıyor. ? Bunun Adı Findel Andrew Clements, Türkçeleştiren Mine Kazmaoğlu, Türkçe yayın editörü Müren Beykan, Günışığı Kitaplığı, 2007, 112 s. (9+ yaş) ndrew Clements dünya çocuk edebiyatının önemli bir ismi. Bunun Adı Findel, yazarın Türkçe'deki ilk romanı. Özgün adı Frindle olan kitap pek çok dilde yayımlanmış. Yazarla ve kitaplarıyla ilgili daha geniş bilgi için http://andrewclements.com adresinden araştırma yaptığınızda, kitaplarında okul yaşamına ilişkin temaları öncelediğini görebiliyorsunuz. Nick yaratıcı ama bir o kadar da hareketli biridir. Arkadaşları ona “ders kaynatıcı” ya da “garantili zaman geçirici” derler. “Nick bir baş belası mıydı? Öyle de denemez. Kesin olan şuydu: Nick Allen'ın her zaman bir dolu fikri vardı ve onları kullanmayı iyi bilirdi” A ? SAYFA CUMHURİYET KİTAP SAYI 929
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle