Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZ RAN 2011 CUMA SAYFA 5 Adana Anakent Belediyesi kirli ilişkilerle, baskın ve gözaltılarla anılır duruma geldi Gündemdeki belediye Baştarafı 1. Sayfada oluşumuna yol açıyor... Anımsanacağı gibi, geçtiğimiz yıl Mart ayında Durak'ın dile getirdiği “İmar Partisi” ve Belediye Meclisi'nde dinlettiği “Rüşvet Kaseti” tartışmalarıyla Türkiye gündemine oturan belediyede, Durak, yerel seçimlerin yıldönümünde bir pazar günü İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırıldı. Makam arabası elinden alındı, makamı mühürlendi ve koltuğu bile değiştirildi. Bu karara çok sert tepki gösteren Durak, “Krallıkla yönetilmiyoruz, burası Muz Cumhuriyeti değil” demiş, olay ların tırmanması üzerine, “Seçimlerde hevesleri kursağında kalanlar, önce bazı yandaş medyayla kamuoyu oluşturup halk önündeki itibarımı zedeleyebilmek için bu son çirkinliğe de başvurdular” diye sürdürmüştü. Sonu belirsiz bir süreç Böylece genel seçimleri de kapsayan türlü siyasi entrikalarla geçirilecek sonu belirsiz bir sürece girildi. Durak sonrasında, ona karşı suçlamalarıyla öne çıkan Belediye Meclisi 1. Başkanvekili Mustafa Tuncel'in başkanlığında yapılan 'başkanvekilliği' seçimini AKP'li Yüreğir Belediye Başka nı Mahmut Çelikcan 'kurayla' kazandı. Birbiri ardına yöneltilen suçlamalar, açılan davalar ve tartışmalarla çalkalanan belediyede, Çelikcan'ın başkanvekilliği de 40 günlük bir sürenin ardından mahkeme kararıyla sona erdi. Yine Tuncel yönetiminde toplanan meclis üyeleri, tartışmalar yaşansa da Durak'ın sağ kolu olarak gösterilen Zihni Aldırmaz'ı başkanvekili seçti. Durak'ın görev süresi her iki ayda bir otomatiğe bağlanmış gibi uzatılırken köprünün altından çok suların aktığı, DurakAldırmaz arasında yaşanan 'çatışmayla' ortaya çıktı. Herkes birbirini suçlayıp dururken, Al dırmaz, Tuncel ile birlikte “Ortak akıl” adını verdiklerini belirtse de, kamuoyunda bir tür AKP, MHP, CHP yerel koalisyonu olduğu gözüyle bakılan oluşumla hareket ettiğini savlasa da AKP'yle dikkat çekici ilişkiler kurduğu gözden kaçmadı... Koordinatörü Zafer Aslan ile bazı belediye görevlilerini tartakladı. Bu süreçte Aldırmaz, MHP'den istifa etti. Baskınla ilgili hakkında dava açılan MHP Adana İl Başkanı Ahmet Erdoğan da, 'sağlık' gerekçesiyle seçimler öncesinde görevi bıraktı. Baskın sonrası istifalar MHP'li olmasına karşın AKP'yle yakın teması tepki çeken Aldırmaz'ın başkanvekilliğinde, kendilerini ülkücü olarak tanıtan bir grup, Anakent Belediyesi’ni basıp aralarında Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Gündoğdu’nun ve Ulaşım Dairesi Güvenlik Eski Başkan Yağ öldürüldü Belediyede 'tam sular duruluyor' denirken, eski Seyhan Belediye Başkanı, Anakent Belediyesi Meclis Üyesi ve İmar Konmisyonu Başkanı CHP'li Ahmet Cevdet Yağ, bir yakınının cenaze töreninde 'Jilet Coşkun' olarak bilinen Çoşkun Özçakmak tarafından silahla öldürüldü. Yağ'ın cenazesinde, “Cinayeti işleyen kadar yaptıranların da kimlikleri önemli. Bu mutlaka aydınlatılmalı” denilse de, Özçakmak susma hakkını kullanarak cezaevine gönderildi ve sır perdesi hala aydınlatılamadı. İhale operasyonu Adana için uzun sayılabilecek bir sessizlik döneminin ardından geçtiğimiz hafta belediyenin temizlik, parkbahçe ve mezarlık ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı savıyla üçü belediye görevlisi 28 kişi gözaltına alındı. Bu operasyonlarda gözaltına alınanların arasında 'ülkücü' kimliğiyle öne çıkan Belediye Fen İşleri Daire Başkanlığı'nda memur olan ve Durak döneminde Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüten Ferhat Yüksel dikkat çekiyordu. Yakalanan kişilerden 'Deli Güner' lakaplı Güner Gök'ün çete lideri olduğu ileri sürülürken, operasyonla ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi. Tuncel gözaltında, Durak ifadeye çağrıldı Geçen hafta ihale oprasyonu yapan Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla bu hafta da Durak'ın evini ve işyerini, belediyeyi, Adana Demirspor Kulübü'nü aradı ve Mustafa Tuncel, eski Belediye Genel Sekreteri Hasan Gülşen, Ulaştırma Daire Başkanı Gani Özdoğan, Orhan Alagöz, Ali Atma, Ahmet Çakır, eski MHP milletvekili Kürşat Atılgan'ın kardeşi Galip Atılgan ve Şakir Oral'ın da aralarında bulunduğu 17 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişiler sorguya alınırken, İçişleri Bakanlığı, “Durak dahil 17 kişi gözaltında” diye açıklama yaptı. Ancak, bu açıklama yapıldığında Durak gözaltında değildi. Bir gün sonrasında ise İçişleri Bakanlığı doğrulanırcasına Durak, 'şüpheli' sıfatıyla emniyete ifadeye çağrıldı. Avukatlarıyla emniyete gelen Durak, tam 11 saat ifade verdikten sonra ayrıldı. 'Gizlilik' kararı bulunduğu için operasyonla ilgili herhangi bir bilgi verilmezken Adana Valisi İlhan Atış ve Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz'ın suskun kalması dikkat çekti. Bakanlık ve Van Valiliği “yok” dese de, “Domuz kanı” iddiaları rahatsız etti “Tavşan kanı” bozulmasın SAVAŞ KÜRKLÜ (Fotoğraflar: MEHMET KOCAOĞLU) ADANA Bırakın kahvehaneyi, evimizde, eşimizden, kızımızdan, oğlumuzdan çay isterken, ya da misafir olarak gittiğimiz yerde, “çayınızı nasıl alırsınız?” dendiğinde çoğumuzun, “tavşan kanı olsun” dediğimiz bilinir. “Tavşan kanı” çayın tadı bir başka olsa gerek hep böyle söyleriz. Tiryakilerin ise vazgeçilmezidir “tavşan kanı” çay. Çay genelde “demli” içilir ülkemizde. Kırtlama (işlenmemiş kesme şeker) ile içiminin tadı başkadır birilerine göre, bir diğeri şekersiz alır demini. Çay, İngilizlerin asaletidir. “5 çayı” geleneğinin sahipleridir İngilizler. Biz de ise hem kahvaltımızın vazgeçilmezidir, hem de giderek bizde de gelenekselleşen 5 çayının. Ancak ağzımızın tadını bozanlar, “tavşan kanı” demimi “Kaçak çay bozuk olsa ben içmem” Yaklaşık 12 yıldır bu işin çinde olduğunu belirten 10 Numara Çay Evi’nin işletmecisi Cumali Bozdağ ise, “Ben kaçak çaycıyım” diyerek başlıyor sohbetine. Evinde bile kaçak çay kullandığını söyleyen Bozdağ şöyle devam ediyor: “Ben, ailem, yakınlarım, buraya gelen müşterilerimiz bugüne kadar kullandığım kaçak çaydan şikayet etmediler. Zararlı olsa zaten ben kullanmam. Bugünü kadar bir müşterim bile çıkıp, ‘çayın tadı bozuk’ demedi. Ben öyle at kanı, domuz kanı bilmem. Biz müşterimiz ‘tavşan kanı’ dedidi mi orada dururuz. Çünkü müşteri velinimettir. Onun istediği çayı vermezsek olmaz. Çay demli olacak ve gerçekten çay tadı olacak. Tiryaki çayın iyisini kötüsünü iyi bilir. Bundan hiçbir çaycı kaçamaz.” zin tadını kaçıranlar gündemde bu sıralar. Son yıllarda, “Kaçak çaya rengi koyu olsun diye at kanı karıştırıyorlar” diyenlere son günlerde, “yurt dışından getirilen ucuz çaylar domuz kanı ile renklendiriliyor” söylentileri karıştı. Her ne kadar 365 ton kaçak çayın elegeçirildiği Van Valiliği ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, “ele geçirilen kaçak çaylarda domuz kanı bulunduğu” yönünde herhangi bir analiz sonucu bulunmadığını, kaçak çayların belirli yerlerde paketlendiği bilgisi sonucu, belirli illerde (Van, Hakkari, Rize, Gaziantep, Adana, Mersin) yoğun denetimler yapıldığını, alınan numunelerde Türk Gıda Kodeksine ve insan sağlığına aykırı olup olmadığı yönünde analizler yapıldığını açıklasa da, tiryakinin, kahvehane sahiplerinin huzuru kaçtı bir kere. Ağız tadı bozulacağından çok, “Domuz kanının” insanın kanını donduracak türden olduğu yolunda haberler yer aldı gazetelerde. Biz de, kaçak çaylarla ilgili gelişmeler ve domuz kanı söylentileriyle ilgili bazı kahvehane sahipleri ve tiryakilerle görüşüp düşüncelerini aldık. Gök: Kaçak çaylarla ilgimiz yok Bu arada, Van Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından beş ilde düzenlenen kaçak çay operasyonu ile ilgili gazetelerde çıkan bazı haberlerde adı geçen Adana’daki çay fabrikasının Genel Müdürü Vahittin Gök, Türkiye’nin en büyük çay ithalatçısı firmalarından biri olduklarını, kaçak çayın yerli çayla harmanlan dığı yolundaki haberlerin gerçek dışı olduğunu belirtti. Gök, “Dünyanın her yerinden çay alımı yaparız. Türkiye’de birçok ithal çay paketleme firmalarının da ana tedarikçisiyiz. Dolaylı olarak Türkiye’deki ithal çayların büyük bölümünün ithalatını biz gerçekleştiriyoruz. İthalatını gerçekleştirdiğimiz her ürün Türk Gıda Kodeksi siyah çay analizlerinden geçirilmektedir. Türkiye’nin hemen her yerinde bulunabilen çaylarımız güven ve keyifle içebilir” dedi. “Yerli çay gözdemiz” C MY B C MY B Ali Gülbağlar, kent mertkezindeki küçük çay ocağında 17 yıldır yerli çay kullanarak müşterilerine, tiryakilere “tavşan kanı”, kahvaltılık ya da simitle öğünü geçiştirmek isteyenlere açık çay verdiğini söylüyor. Çaya domuz kanı ya da başka bir şey karıştırıldığına inanmadığını belirten Gülbağlar, “İnanmıyorum, çünkü çayın tadı bozulur. Benim müşterilerimin çoğu tiryaki denecek kadar koyu çay içiyor. Çayın tadında bir değişim olsa hemen anlarlar. Dediğim gibi ben yerli çay kullanıyorum, müşterilerim de beğeniyor. Yerli çay eskisi gibi gözdemiz” dedi.