25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Asit yağmuru tehlikesinin bölgesel boyut kazandığı öne sürülüyor ukurova ve çevresindeki dağlık arazide meydana gelen hava hareketleri sonucu kendini gösteren kirliliğin özellikle İskenderun Körfezi ve Mersin yöresini tehdit ettiği belirtiliyor. Ç SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA İskenderun’dan Mersin’e dek uzanan körfez bölgesinde hakim olan soğuk akımların kirletici ve sera (buzlu cam) etkisi yapıcı gazların körfez ve Çukurova çevresinde yoğunlaşmasına yol açtığı, bunun da çevre ve insan sağlığı için tehdit olduğu belirtildi. Gündüz ısınma ile artan havadaki nemin, gece soğumayla yoğuşmasının neden olduğu deniz ve dağ meltemlerine neden olduğu, özellikle geceleri dağ meltemleriyle yalı arazisine akan soğuk havanın etkisiyle çökelen soğuk havanın kirletici gazlar ile zenginleşerek, ertesi gün buzlu cam etkisi yarattığı, bunun da asit yağmurlarına yol açtığı kaydedildi. İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Bölümü’nden M. Doğan Kantarcı ile Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nden Orhan Şen’in, “İskenderun ve Mersin körfezleri ile çevresinde hava kütlelerinin hareketleri ve soğuk hava çökelmesi ile kirli hava yayılması olayları üzerine bir inceleme” başlıklı çalışmalarında, körfezdeki zararlı akım ve yağışlarla ilgili şu bilgiler veriliyor: “İskenderun ve Mersin körfezleri ile Çukurova, Akdeniz üzerinden gelen hava kütleleri ile Anadolu Yaylası üzerinden gelen hava kütlelerinin dağlık araziye bağlı olarak yönlendiği ve karşılaştığı çok geniş bir çukur alandır. Deniz üzerinden gelen sıcak ve nemli hava kütleleri Çukurova üzerinde daha da ısınarak termal siklonlara dönüşmektedir. Kuzeyden gelen soğuk hava kütlesi ile deniz üzerinden gelen sıcak ve nemli hava kütlesi karşılaştığında, sıcak çekirdekli siklonlar oluşmaktadır. Gündüzleri ısınan nemli hava Çukurova’ya ve dağ yamaçlarına doğru hareket ederek, ‘deniz meltemlerine’, geceleri soğuyan ve ağırlaşan hava dağ yamaçlarında yalı arazisine ve Çukurova’ya akarak ‘dağ meltemlerine’ dönüşmektedir. Gökyüzünün açık olduğu gecelerde yer yüzeyinden atmosfere sıcaklık kaybı ile aşırı soğuma oluşmaktadır. Dağ meltemleri ile aşağı akan soğuk havanın çökelmesi (inversion) ile soğuma daha da artmakta ve don oluşmaktadır. Bütün bu hava hareketleri ve durgunlaşmaları bölgede çevreye ve insan sağlığına zarar veren hava kirleticilerin ve sera gazlarının yoğunlaşmasını ve yayılmasını etkilemektedir. Bu bakımdan körfezler ile Çukurova ve çevresindeki dağlık arazide meydana gelen hava hareketleri sonucu kendini gösteren kirliliğin verebileceği zararlar kaçınılmazdır. Hava hareketlerine engel olunamayacağına göre, körfezlerin çevresinde ve Çukurova’da sanayileşme ve hava kirliliği doğal ekosistemlerin dengelerini bozmayacak, dolayısı ile insan ekosistemlerine zarar vermeyecek ölçekte planlanmalıdır.” İskenderun Körfezi’nin Doğu Akdeniz’in kuzey doğu ucundaki ko numundan dolayı, bir yandan Akdeniz üzerinden gelen hava kütlelerinin, diğer yandan da çevresindeki yüksek dağlık arazinin ve Çukurova’nın etkisi altında bulunduğu vurgulanan çalışmanın devamında özetle şöyle deniliyor: “Özellikle yüksekten gelen soğuk hava kütleleri ile, Akdeniz üzerinde ısınıp yükselen sıcak hava kütlelerinin karşılaşması, sıcak çekirdekli siklonların oluşmasını da sağlamaktadır. Ancak yüzey rüzgârlarının Körfezi bir at nalı gibi çevreleyen dağlık arazinin etkisi altında yönlenmesi, çevredeki sanayi tesisleri (İSDEMİR ve diğer demir çelik tesisleriSugözü Termik santrali ve diğerleri), yerleşim alan ları ve motorlu araçlardan kaynaklanan havayı kirletici gazlar ile sera etkisi yapıcı gazların, Körfez ve Çukurova çevresinde kirli havanın yoğunlaşmasına sebep olmaktadır. Gündüz ısınan havanın dağ yamaçlarına doğru yükselmesi veya Çukurova’ya doğru ilerlemesine bağlı olarak gelişen ve gece soğuyan ve içerdiği nem yoğuşan hava ağırlaştığı için dağ yamaçlarından aşağı doğru akmaktadır. Soğuk hava ovada veya yalı arazisinde çökelmektedir. Özellikle açık, bulutsuz gecelerde yeryüzünden ısı kaybı ile olan soğumalara, dağ meltemlerinin soğuk havasının da eklenmesi don olaylarına sebep olabilmektedir.” “Çukurova, termik santral çöplüğüne dönüşmemeli!” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) İskenderun Körfezi’nden Mersin’e dek uzanan ve Toros dağlarını kapsayan bölgede 17 termik santral kurulmasının, bölge halkının sağlığı ve tarım için bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Türkiye Çevre Platformu Temsilciler Meclisi Üyesi ve DAÇE Avukatı İsmail Atal, “Büyük tehdit ve tehlike önümüzde duruyor. Bugün narenciye bahçelerini çürüten, kuzuların sakat doğmasına neden olan asit yağmurları, yarın insanları öldürecektir. Türkiye, ne yazık ki, sağlıklı nesiller yetiştirebilme olanakları elinden alınan bir ülke konumuna doğru adım adım götürülmek istenmektedir” dedi. Komisyon üyesi avukatlar, çevreci kuruluş yetkilileri ve bölgede bulunan bazı üreticilerin katıldığı basın toplantısında, geçtiğimiz günlerde Erzin yöresinde aşırı yağışlar sonrasında özellikle narenciye bahçeleri ile sebze ekili alanlarda görülen zararı anımsatan Atal şunları söyledi: “Yağmurlar sonrasında Erzin ve yöresindeki narenciye bahçelerindeki ürünün yüzde 80’i dalında çürümüştür. Doğanın muhteşem döngüsü içinde yağmur su, hayat demektir. Ama artık Çukurova’da ve İskenderun Körfezi’nde yağmurlar toprağa hayat veren su olarak değil, toprağımızı, ekmeğimizi, narenciyemizi çürüten asit olarak yağıyor. Bölge halkının yıllardır mücadele ettiği Sugözü Termik Santrali’nin Çevre gönüllüsü avukatlar adına açıklama yapan Av. Atal AKDENİZ HAVZASI ISINACAK Mersin ve İskenderun körfezleri ile Çukurova üzerinde ve çevresindeki hava hareketlerinin üç sınıfta anlatıldığı araştırma raporu şöyle noktalanıyor: 1 Batı Akdeniz üzerinden gelen hava kütleleri ile kuzeyden Anadolu Yaylası’nı aşıp gelen hava kütleleri ve bunların dağlık araziye uyarak yönelmeleri. 2 Mevsimlere göre yön değiştiren ve dağlık arazinin yapısına uyarak esen yüzey rüzgârları. 3 Meltemler, denizdağ, denizkara, ovadağ arasında, sıcak çekirdekli, termal ve kuytu yamaç siklonlarının sebep oldukları şiddetli sağanak yağışlar ve bunlara bağlı olarak gelişen sel ve taşkın olayları önemli zararlar vermektedir. Dağ meltemleri, soğuk havanın geceleri Çukurova’ya ve yalı arazisine inmesine sebep olmaktadır. Gökyüzünün açık olduğu gecelerde yeryüzünden ısı kaybı ile soğuma, dağ meltemlerinin getirdiği soğuk hava çökelmesi katkısı ile don olaylarına sebep olmaktadır. Asıl önemli sorun çökelen ve durgunlaşan soğuk havanın atmosfere salınan kirletici gazlar ve sera etkisi yapan CO2 ile zenginleşmesidir. Bu kirli hava tarım alanlarına ve meyva bahçelerine olumsuz etkiler yapmaktadır. Gündüz ısınıp yükselen hava (deniz veya ova meltemleri) dağ yamaçlarında sis kuşağı oluşturmakta ve orman ağaçları üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Baca gazlarının rüzgâr etkisi altında yayılma mesafeleri çok uzaklara ulaşabilmektedir. Ancak baca gazlarının taşıdığı hava kirleticiler durgun havada (gece soğuk hava çökelmelerinde) yakın çevrede, rüzgâr altında ise dağ yamaçlarında etkili olmaktadırlar. Bütün bu hava hareketleri, dağlık arazi yapısı ve hava kirliliğinin yayılma, yoğunlaşma alanları ormanları da etkilemektedir. Ağaçların hava kirliliği etkisi altında kalması, sığ topraklardaki ağaçların kurumasına, ormanların seyrelmesine, kapalılığını kaybetmesine yol açabilmektedir. İklim değişikliği sürecinde Akdeniz Havzasının daha da ısınacağı, buna bağlı olarak siklonların sıklaşacağı, sağanak yağışlarıN daha sık ve daha şiddetle tekrar edeceği anlaşılmaktadır. Seyrelmiş, kapalılığını kaybetmiş ormanlar yağış sularının sellere dönüşmelerini önleyemezler. Bölgede sel ve taşkın olaylarının giderek daha sık tekrarlanması tehlikesi vardır. Bu tehlike, sanayileşmenin yarattığı ve yaratacağı hava kirliliğinin ve CO2 üretiminin, bölgenin özelliklerinin göz önüne alınarak ve doğal ekosistemlerin dengesini bozmayacak ölçüde değerlendirilip, planlanması ile önlenebilir. Bölgede hava kirliliğinin bir ‘bumerang’ etkisi yapacağı ve geri tepkinin çok pahalıya mal olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Sugözü köyünde sakat kuzuların doğduğu, küçük ve büyükbaş hayvanlarda düşük görüldüğü belirtilerek tehlikeye dikkat çekildi. gede sağlıklı insan, hayvan ve bitbacasından çıkan gazların rüzgar olki örtüsünden bahsetmek hayalmadığı günlerde bölgedeki etkisi dir. Bu gün Sugözü Termik Santgözla görülebilmektedir. Sadece rali’nin yanıbaşındaki Sugözü köSugözü Termik Santrali’nde günde yünde sakat kuzular doğmakta, yaklaşık bin ton kömür yakılmakküçük ve büyükbaş hayvanlar düta ve sonucunda çıplak gözle göşük yapmakta, ölü yavrular doğurülen zehirli (SO2 kükürtdioksit, mu vakaları yaşanmaktadır. Termik NO x azotoksit) gazlar çıkmaktasantral gazlarının üzerinden geçtidır. Bu gazlar, rüzgarın etkisiyle ği Gölovası köyünde ise neredeyCeyhan, Erzin,Osmaniye’ye dek se her evde bir kanser vakası varulaşmakta ve sülfirik asit (H2SO4) dır.” olarak yağmurla birlikte toprağa İnsan sağlığı ve çevreyi tehdit düşmektedir. Bu olumsuzluklar, eden asıl tehlikenin, bölgeye SugSugözü Termik Santrali’nin ÇED özü Termik Santrali gibi 1 termik raporunda da belirtilmiştir. ÇED rasantral daha yapılmak istenmesi olporunda, fueloil ve kömür kulladuğunu vurgulayan Atal şöyle denımı sonucu atık olarak kükürtokvam etti: sit (Sox), azotoksit (NOx), kar“Yumurtalık’taki Sugözü’nün bonmonoksit (CO) toz ve küllerin yanına 5, Ceyhan’a bir, Erzin’e 4, ortaya çıkacağı, ayrıca atmosfere İskenderun ve Hatay’a 5, Mersin’e atılan SO2 gazlarının sülfirik asite 2 termik santral için Enerji Piyadönüşerek tarım alanlarına zarar vesası Düzenleme Kurulu şirketlere lireceği de kaydedilmiştir. sans vermiştir. Bir tek Sugözü’nün Dünyadaki en gelişmiş termik dahi İskenderun Körfezi’ne, nasantrallerde dahi, bu zehirli gazlarenciye ve sebze bahçelerine verdiği rı tutacak bir sistem bulunmamakbüyük zarar ortadayken, ve bilimta, elektro statik filtreler sadece kösel veriler bir termik santralin tek mür tozlarını tutabilmektedir. Dobaşına 2 milyon otomobilin ürettilayısıyla bu zehirli gazlar rüzgarla ği zehirli gaza eş değer gaz ürettiya da yağmurla toprağa, narenciye ğini gösterirken, 17 santralın daha bahçelerine, sebze bahçelerine, içkurulmasının bölgedeki tarım ve me sularına zarar vermekte ve kanhayvancılığı, insan sağlığını nasıl etserojen yüklü bu zehirler insan kileyeceğini düşünmek bile kaygı sağlığını tehdit etmektedir. Yani terveriyor.” mik santrallerin kurulu olduğu böl C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle