Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Poliste Nevruz alarmı ? Bu yıl Hakkari Yüksekova’da başlayan Nevruz kutlamaları için bir olay yaşanmaması için ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Bu yıl Hakkari polis alarma geçti. Kutlamalar için 103 yasal başvuru yapılan böl planlama yapıldığını ifade Yüksekova’da başlayan Nevruz gelerde, terör örgütünün gösterileri yasadışı boyuta çekmek, pro ettiler. 21 Mart Nevruz kutlamaları için tüm yurtta polis voke etmek için hazırlandığı istihbaratı, özellikle Doğu’daki iller kutlamalarına yönelik terör örgütünün bir süredir çeşitli alarma geçti. Kutlamalar için 103 de geniş güvenlik önlemleri alınmasına neden oldu. illerde güç göstermek yasal başvurunun bulunduğu amacıyla provokasyon yerlerde, provokatörlerin devreye olması gerektiğinin vurgulandığı yazıda, yaptığını anımsatan yetkililer, 17 Mart’ta gireceği, terör örgütünün gösterileri yasa dışı eylem yapılmasına izin başlayan kutlamaların da sıkı şekilde takip yasadışı boyuta çekmek için hazırlandığı verilmemesine dikkat çekildi. belirtti. edildiğini istihbaratı üzerine, güvenlik önlemlerinin Mart ayının başından itibaren izinlerin asıl kutlanacağı 21 Mart için Nevruz’un arttırıldığı öğrenildi. kaldırıldığı polis birimlerine, çoğu Doğu ve alanlara, gerekli güvenlik kontrollerinin Emniyet Genel Müdürlüğü, bu yıl da il Güneydoğu illerinden olmak üzere 103 tamamlanmasının ardından vatandaşların emniyet müdürlüklerine Nevruz’da yasal kutlama izni talebi olduğunu alınacağını söyleyen emniyet yetkilileri, provokasyonlara karşı dikkatli ve bildirildi. ayrıca Nevruz içerikli pankart ve dövizlerin soğukkanlı olunması konusunda uyardı, Kutlamaların merkezinin Diyarbakır dışında bölücü terör örgütü ve yandaşlarının terör örgütü mensuplarının ve yandaşlarının olacağını vurgulayan yetkililer, özellikle propagandasına yönelik olduğu görülen yasadışı eylemlerde halkı kışkırtmaya İstanbul, Mersin, Adana, Osmaniye, İzmir, pankart ve dövizlere el konularak yönelik çalışmalarına izin verilmemesini Ankara, Antalya, Aydın, Konya, Denizli, taşınmasına ve açılmasına izin istedi. Görevli personelin, provokasyonlara Eskişehir ve Kırşehir’de yoğun önlemlerin verilmeyeceği de anımsattılar. karşı dikkatli, soğukkanlı ve sağduyulu alındığını, Nevruz kutlamalarında herhangi Nevruz da demir döğme geleneğide bir çok yerde yerine getirilecek. Kozmik Bir Doğuşu Gerçekleştirmek… Çetin Yiğenoğlu İnsanoğlunun bu dünyadaki serüvenini nevruzdan daha iyi anlatan kaç ritüel var acaba? Bir ritüel olarak ele alındığında, bize göre nevruzun kozmogoninin yinelenmesi, zamanın dönemselliği, sürekli (her yıl) bir yeniden doğuşun sağlanması diye tanımlanmasında hiç sakınca yok… Ne denli karmaşık görünse de, kökenleri binlerce yıl öncesine dayanan bu ritüellerin hepsi ilahi bir modele gönderme içerirken ilksel birliğe ulaşarak kozmik yaratılışı yinelemeye yönelikti. Asıl amaç yeniden doğuş düşüncesi, yani yaratılışın yinelenmesiydi… Böylece yaratanla yaratılan arasında “birlik”e ulaşarak bir tür buluşma sağlamaktı... Temelde, yaratılış olgusunu yinelemeye dönük bu yeni yıl senaryoları eski halkların hepsinde ilkyaz başında, mart ayında sahnelenirdi; dolayısıyla mart ayı yeni yılın başlangıcı kabul edilirdi. Böylece, kozmogonik eylemin sonsuza dek yinelenişiyle her yeni yılın bir çağın başlangıcına dönüştürüldüğünü düşünürlerdi. Özenle sahnelenen ritüellerle geçmiş zaman yok edilirken kozmogoninin güncelleştirilmesi sayesinde kendilerinin de dönemsel olarak yeniden doğduklarına inanırlardı… Söz konusu inançlara göre o törenlerde her yeni yıl zamanın yeniden başlaması sırasında insanın bütün bir yıllık yazgısı da belirlenmiş oluyordu. İnsanların geçen yıldaki günahlarıyla hatalarının silinmesi, yok edilmesi, sadece bir saflaştırmayı ereksemiyordu. Bu, bir “yeniden doğuş”tu… Ölülerin, yaşayan ölüler olarak ailelerinin yanına dönmesiydi. Bu da ancak, yaşayanların bu dirilişe inançlarının sürmesiyle olanaklı kılınıyordu… Bu inancın kökeni bölgemizde Sümerlere dek uzanıyor… Yeni yıl senaryoları eski halkların hemen hepsinde farklı ritüellerle kutlanırdı. Bunlar arasında dans temel nitelikteydi… Her türlü dans kutsaldı, insan dışı bir modeli simgelerdi. Yapılan danslarla yiyecek elde etmek, ölüleri anmak, dirilmelerini sağlamak ya da kozmosta iyi bir düzen kurmak ereksenirdi… Kimi halkların yılın son gecesi yaptığı bu danslı ritüellerde ölümü simgeleyen hayvanlarla (atlar vb) yer altı ya da ölüm tanrıları, tanrıçaları görünürdü… Kimi gizli cemiyetlerin maskeli geçit alayları da o gece yapılır, ölüler yaşayanları ziyaret ederken (etmiş sayılırken) erginleme törenleri düzenlenirdi. Kesintisiz dörtbeş gün süren “hayalet dansı” aracılığıyla ölülerle kurulduğuna inanılan kitlesel iletişim sayesinde zamanda sonun hızlandırılmasına çalışılırdı. Ölülerin hayalet dansıyla dünyayı istilası sırasında yaşayanlarla iletişim kurmaya çalışması sonucu var olan kozmik devrenin kapanışı anlamına gelen bir kargaşa yaratılmış olurdu. Dans ritüeli Çin’de farklı bir boyutlanma gösterirdi. Söz konusu boyuta geçmek için kozmik ritmle bütünleşildiğine inanılan bir ritüel uygulanırdı. Buna göre imparator, eşiyle baharın ilk gürlemesinde birleşirdi. Çinli gençlerse “kozmik yeniden doğum”u gerçekleştirmek, “evrensel filizlenme”yi hızlandırmak için baharda açık havaya çıkarak otlar üzerinde birleşirlerdi. Dünyanın her yerinde türlü ritüellerle kutlanan yeni yıl senaryoları bölgemizde ise binlerce yıldır Nevruz adıyla kutlanıyor. Sayısız ateş ya da ışıkla karşılanan Nevruz gecesinden sonra yapılan toprağı sulama ya da suyla arındırma törenleriyle gelecek yıl yağmur bolluğunu sağlama bağlamak amaçlanırdı… Ayrıca, herkes bir kaba yedi çeşit tohum dikerdi… Bu bitkilerin büyümesinden o yılın hasadına ilişkin sonuçlar çıkarılırdı. Bu ritüellerin hepsinin ortak yanı kardeşlik, barış, sevgi, emek, üretim içerikliydi… Ne yazık ki ülkemizde Nevruz son yıllarda ayrıştırma, çatışma gerekçesi olarak düzenlenmeye başladı. Aynı kültür dairesindeki halkların barışçıl ortak kültür mirası bir yeni diyasporanın kışkırtmasıyla çatışma malzemesi/gerekçesi yapılır oldu… Onlarca ortak kültür mirası sadece bir toplumun bir kesimine aitmiş gibi harisçe sahiplenilmeye çalışıldı… Bütün bunlar toplumun tam da altüst, ailesel, cinsel, dinsel, eğitsel, sınıfsal, ulusal kimlik, kimlik bunalımı, kimlik bilinci, etnik kimlik kargaşasına boğulduğu bir zamanda ortaya çıkartıldı… Bu ara, bir kültürel kimlik olarak algılanılması gereken etnik kimlik istemlerinin kafatasçı, ırkçı milliyetçiliğe evirme girişimlerinin ölçüsüzlüklerine tanık olundu. Bu girişimlerle etnik kimliğin birbiriyle ortak geçmişi olduğuna inanan, ortak kültüre, dil gibi, din gibi ortak değerlere sahip olan, ortak gelecek arayan, daha büyük bir toplumun parçasını oluşturan toplumsal yapının temeline dinamit konulmak istendiği apaçık ortaya çıktı...Oysa Nevruz bir anlamda barış, sevgi, kardeşlik, birlik, beraberlik anlamına da gelirdi... Bunlar unutturulmak istendi... Bari bu Pazar şu unutulmasın, “Nevruz bu Anadolu, bu dünya hepimize yeter” anlamına da gelir! Ayrıca, Nevruz'u Türkiye'de anlamına uygun kutlamak da elimizde... Geçmişin kötülüklerini unutup kozmik bir yeniden doğuşu gerçekleştirerek hepimizi gönendirecek ülküsel geleceğe el ele, kardeşçe, sevgiyle yürümek en kolayı; unutulmaya! SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Baharı müjdeleyen cemrelerin Şubat sonundan başlayarak havaya, suya toprağa düşmesinin ardından sıra baharın müjdecisi Nevruz’a geldi. İlkbahara girişin başlangıcı sayılan ve her yıl 21 Mart’ta çeşitli ülkelerde bayram havasında kutlanan Nevruz, bu yıl da tüm kentlerimizde düzenlenecek çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Kutlanmasına kutlanacak ama, nedir bu Nevruz? Ne zamandan beri nasıl kutlanır. Ne yapılır, ne beklenir? İşte tüm bunları konuyu en iyi bilenlerden, kutlama programlarında adı geçen Prof. Dr. Erman Artun’dan öğrenmek istedik. Artun’a yönelttiğimiz soruların yanıtları ise gerçekten doyurucu oldu. Nevruz’un önemi ve özelliğini anlamak için ne kadar geriye gitmemiz gerekir? Türk dünyasında, ortak kültürel değer olması yönüyle önemli bir yere sahip olan ve Anadolu’da ortak inanmalarla, ortak heyecanlarla yüzyıllardır kutlanagelen Nevruz, Türk kültüründen izler taşıyan geniş bir coğrafyada da, geleneksel farklılıklar göstermesine karşın aynı heyecan ve duygularla kutlanmaktadır. Tarihin ilk topluluklarından beri ay, mevsim yıl vb. değişiklikler törenlerle kutlanmaktadır. Avcı kültüründen tarım kültürüne geçildiğinde yalnız bolluk, bereket için değil, mevsim dönüşümlerinde de törenler yapılır. İslamiyet öncesi Türk kültüründe bahar bayramı yapılarak kıştan sonra canlanan doğanın sevinçle karşılandığını ve şenlikler düzenlendiğini biliyoruz. Takvimin olmadığı dönemlerde insanlar hayatlarını temel uğraş konularına göre düzenlerlerdi. Bunlar; ‘ekin ekme, bağ bozumu, hasat, koç katımı, baharın gelmesi, tabiatın canlanması vb.’ gibi olaylardı. Ayların, mevsimlerin, yılların düzenli geçişleri, bunlara bağlı olarak bitkilerin düzenli olarak yeşermesi ve sararması törenleri belirli bir takvime bağlanır, ve halklar tarafından çeşitli tören, ayin ve bayramlarla kutlanırdı. Nevruz, geçimini topraktan sağlayan ve toprağı bir ana gibi sahiplenen ilk Türk devletlerinden bu yana kut Nevruz dolayısıyla yapılacak etkinliklerde benzer güzel görüntüler yine izlenebilecek. lanıyor. Uzun kış mevsiminin ardından hayat bulan toprağın bereketinin artması, insanların dileklerinin kabul olması, maddi ve manevi rahatsızlıklardan korunma gibi anlamlarıyla Nevruz, günümüze kadar gelebilen en eski mevsimlik bayram olma özelliğini taşıyor. Nevruz’un önemi ve adı nereden geliyor? Nevruz sözcüğü Farsça nev (yeni) ve ruz (gün) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup yeni gün anlamına gelmektedir. Eski İran takvimine göre yılın ilk günüdür ve güneşin koç burcuna girdiği ilkbaharın başlangıcı sayılan bir gündür. Hayvancılıkla, tarımla uğraşan topluluklar için kışın bitip baharın gelmesi yapısal, işlevsel ve yeniden dirilişin sembolleşen başlangıcı olan, gece ve gündüzün eşitlendiği, doğanın uyandığı ve dolayısıyla üremenin başlangıcı olarak kabul edilen 21 Mart tarihi pek çok takvimde ve kültürde yılbaşı olarak kabul edilip kutlanmıştır Tarih boyunca bütün Anadolu, bahar ve bereketi, yeni yıl ve yılın başlangıcını çağrıştıran Nevruz’u kutlamıştır. Türk kültüründe baharı, yaşama sevincini, su ve kutsal arınmayı, yenilenmeyi, uyanan doğa ile birlikte bolluk, bereket ve üremeyi simgeleyen anlam ve ögelerle yüklüdür. Geleneksel ve toprağa bağlı her sosyal grubun toprakla ilgili baharı, hasadı ve kışa girişi törenlerle kutladığı şenlikler vardır. Ateş ile Nevruz’un bağlantısı nedir? Nevruz, kökü çok eski bir geleneğin Anadolu’da yeniden şekillenip günümüzde de şenlik ve kutlama biçiminde sürdürülen bir örneğidir. Doğanın uyanması ateşle kutlanır. Çünkü ateş evreni canlandıran güneşin dünyadaki uzantısıdır. Nevruz’un İslamiyet öncesi, İslamiyet sonrası ve günümüz olmak üzere üç boyutu vardır. İslamiyet öncesi Nevruz’un inanç ve pratiklerini şöylece sıralayabiliriz. Nevruz, hayvancılık ve tarıma dayalı toplumlarda üreme ve üretme işlevlidir. Takvim bilgisine dayalı kutlama tarihi vardır. Doğayla barışık olma ve onlardan yararlanma dileğine dayanır. Yaratılış ve türeyişe, yeniden doğuş ve doğanın canlandırma inancına ait inanma ve pratikleri vardır. Nevruz ateşinden atlama, günahlardan arınmadır. Ateş kutsanır, doğanın uyanması ateşle kutlanır. Ateş; evre Nevruz anlayış ve inanca göre farklı yaşanır Nevruz’u gününümüzde yörelere göre değişik kutlanması anlayış ve inanç açısında bir fark getiriyor mu? Kışın bitişi, bahar bayramının başlangıcı olarak kabul edilen Nevruz genelde,“Nevruzunuz kutlu, dölünüz hayır ve bereketli olsun” denilerek kutlanır, kurban kesilir. Gaziantep ve çevresinde ‘Sultan Nevruz’ adıyla kutlanır, Diyarbakır’da halk eğlence ve mesire yerlerine giderek kutlar. Anadolu Türkmenleri, ‘Eski Martın Dokuzu’ ve ‘Sultan Nevruz’ olarak adlandırır. Büyük ateşler yakılıp üzerinden atlanır. Karadeniz bölgesinde, Trakya’da Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’de değişik şenliklerle ‘Mart Dokuzu’ adıyla kutlanır. Mesire yerlerinde eski hasırlar yakılarak üzerlerinden atlanır. İzmir ve Uşak’ta da ‘Mart Dokuzu Şenlikleri’ ve ‘Sultan Nevruz Bayramı’ adıyla kutlamalar yapılır. Uşak’ta ‘Yıl Yenilendi’ tabiri yaygındır. Bu da bize hala törenin işlevsel yönünün olduğunu göstermektedir. İslamiyet sonrası Anadolu ve Türklük dünyasında Nevruz’la ilgili yapılan pratiklerden birkaç örnek vermek istesek şunları sıralayabiliriz. Nevruz kurbanı kesilir, Nevruz sofrası kurulur, ‘S’ harfiyle başlayan yedi çeşit yemek hazırlanır. Bereket simgesi kabul edilen Hızır ve İlyas’ın evleri ziyaret etmesi için kapı önüne un serpilir. Nevruz ateşi yakma, ateşin etrafında dönerek çeşitli oyunları oynama gibi uygulamalar da yapılmaktadır. Türk dünyasındaki nevruz kutlamaları sırasında yapılan uygulamalara baktığımızda eski kültür, inanış, mit, efsane, gelenek, örf ve âdetlerimizle ilgili yönleri görebiliriz. Türk dünyasındaki nevruz kutlamaları ise şu sırayla uygulanır: “Hazırlık dönemi, mezarlık ziyareti, kır gezileri, ateşle ilgili pratikler ki bunun içinde, bir inanışa göre Nevruz ateşinden atlayanlar hastalıklardan arınır ve yıl boyunca hastalanmaz.” ni canlandıran güneşin dünyadaki uzantısıdır. Nevruz ateşi, ritüelin başlamasında önemlidir. Ateş kültü pek çok uygarlıkta aydınlık, kötülükten arınma, temizleyicilik ve bereketbolluk sembolüdür. Aynı zamanda yakılan büyük ateş toprağın ısınıp uyanması simgesidir. Bahar bayramıdır. Nevruz’a kutsallık yükleyen, inanış olarak önem verenler var. Bu nereden kaynaklanıyor? İslamiyet’in kabulü sonrası Anadolu ve Anadolu dışı Türk dünyasında inanılan dini inanışlar ve menkabelerle kutsal kabul edilip yeni anlamlar yüklenerek İslami kimlik kazandırılmıştır. Bunlardan birkaçını sıralayalım. Allah, yeryüzünü 21 Martta yaratmıştır. Nevruz, Hz. Adem’in çamurdan yoğrulduğu, Adem ve Havva’nın buluştukları, Nuh’un gemisinin karaya vardığı, Yusuf Peygamber’in kuyudan kurtarıldığı, Hz. Musa’nın asasıyla Kızıldeniz’i yardığı gün olarak kabul edildiği gibi, Hz. Muhammed’in peygamber olduğu gün olarak da kabul görmüştür. İslamiyet öncesi, su kültünün Hızır’a, toprak kültünün İlyas’a yüklenmesi tesadüf değildir. AleviBektaşi inanışındaki farklı anlam taşımanı nasıl değerlendirirsiniz? AleviBektaşi inanç ve pratiklerinde ise Nevruz farklı anlamlar kazanmıştır. Birkaç örnek verelim. Nevruz, Hz. Ali’nin doğum günü ve halife olduğu, Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendikleri, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in doğduğu, Kerbela olayının olduğu gün olarak kabul edilir. Günümüzde ise, Nevruz’un İslâmiyet’ten de çok öncelere dayandığı ve kesin bir çıkış tarihinin olmadığı gibi, sadece ağaç dikmek, hep birlikte baharı karşılamak için yapılan kutlama olduğu kabul edilir. Hiçbir dine ya da mezhebe ait olmayan Nevruz, Türkler için kurtuluşu müjdeleyen yeni bir gün olarak da değer taşıyor. Ülkede kutlanma şekilleri coğrafi bölgelere ve yörelere göre farklılık gösterir. Şimdilerde ‘Şenlik’ havasında kutlanması doğru mudur? Nevruza çeşitli anlamlar yüklenmesi binlerce yıllık süreçte süreklilik kazanmasına neden olmuştur. Günümüzde ilk çıkışı işlevsel olan Nevruz, doğanın çözülebilmesi oranında işlev değiştirerek güncelleşmeğe başlamış ve şenlik şeklini almıştır. Bugün ‘Nevruz’ adıyla yaygınlaşan; ancak Asya’da birçok Türk topluluğu tarafından hâlâ yeni yılın gelişi ritüelleri içinde kutlanan ve her yeni dönemde yeni mitlerle beslenerek zenginleşen olgu, başlangıç mitlerinin kitleselleşerek ve kültüre dönüşerek günümüze ulaşmasından başka bir şey değildir. Türklerdeki Nevruz ve Hıdırellez kutlamalarına ve bu kutlamalar içindeki inanmalara, ritüellere ve diğer pratiklere bakıldığında, yapılan her şeyin ‘yeni yıl’ın gelişini kutlamak olduğu açıkça görülür. Nevruz, ister ayini, dini ritüele dayansın, isterse din dışı bir ritüele dayansın takvime bağlı bir kültür veya folklor olayı olarak toplumu, belli değerler üzerinde birleştirir. Nevruz çok eskiden masallarla, türkülerle, şiirlerle; kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk her kesimden insanın bir araya gelerek kutladığı bir bayramdır. Nevruz ateşinin üstünden üç defa atlanıldığı takdirde şifa bulunacağına inanılıyorken, kimi toplumlarda ise Nevruz ateşi tutulan dileklerin kabul olup olmayacağının göstergesi olarak görülür. Bazı bölgelerimizde de Nevruz, o yılın bereketli geçip geçmeyeceğinin habercisi olma anlamını da taşımaktadır. C MY B C MY B