Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kozan Duble yolu yapımıyla ilgili açıklamalar çelişkili: Valilik: “Olumsuz bir şey yok” Çevreciler: “Açıklamalar yetersiz” ADANA (Cumhuriyet Yol yapımında katledilen ağaçların Bürosu) Karayolları 5. binleri bulduğu savlanıyor. Bölge Müdürlüğü’nce başlatılan ve bölgenin ekolojik dengesini bozduğu, topografik yapısını değiştirdiği ve çevre gözetilmeden çalışma yapıldığı için eleştirilen “Kozan Duble Yol” çalışması Adana Valiliği’nce denetlendi. Denetimin başında bulunan Adana Vali Yardımcısı Mustafa Yüksel Karadağ, ortada olumsuz bir durum olmadığının belirlendiğini söyledi. Duble yol çalışmalaağaçların kesilmesine karşı çıktı. rına karşı olduklarını belirten TMMOB: “Ayrıntılı açıklama yaTMMOB Adana İl Koordinasyon pılmalı” Kurulu Sekreteri Mustafa Altıokka ile Doğu Akdeniz Çevre DernekleTürkiye’nin dört bir yanında duble ri (DAÇE) Avukatı İsmail Hakkı yol çalışmalarının yapıldığını ve buna Atal ise kuşkuları giderici bir açıkkarşı çıktıklarını belirten TMMOB lama yapılmasını istedi. Adana İl Koordinasyon Kurulu SeGazetemizde geçen hafta, “Talakreteri Mustafa Altıokka, demiryollanın yeni adı: Kozan Yolu” ve “Rant rına gerekli yatırımın yapılmamasını uğruna” başlıklarıyla duyurduğumuz eleştirdi. Altıokka, “Geçen hafta yapıKozan Duble Yol çalışması büyük lan haberde görüldüğü üzere karayolu tepki topladı. Meslek örgütleri ve yapımı ve işletilmesi doğaya son derece çevreciler yol çalışması için ekolozararlı, ekolojik dengeyi alt üst eden jik dengenin bozulmasına, topopahalı bir yatırımdır” diye konuştu. Kagrafik yapının değiştirilmesine ve zı ve dolgu çalışmalarıyla, hafriyatta kullanılacak materyalin hangi mesafeden, hangi koşullarda alınması gerektiğinin sözleşmede bulunacağına dikkat çeken Altıokka, şöyle konuştu: “Kimi vatandaşlara ait taşınmazdan alınan materyal hakkında çelişkili beyanatlarda bulunulması manidardır. Öncelikle bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Materyalin alınabilmesi için bazı aracıların bu işe neden aracılık ettikleri, hangi kanuni esaslara göre davranıldığı da ayrıca sorulmalıdır. Zira hafriyat için toprak alınması veya zemindeki ‘zeytinlik’ gibi nitelemeler bir çok kanun kapsamına girmekte ve bu süreçler tamamlamadan ‘ben yaptım oldu’ mantığı, hukuka ve bilime aykırıdır. Hukuki süreçlerden sonra ise bu materyalin zeminde kullanılmasının uygun olup olmadığı da ayrıca laboratuvar şartlarındaki bazı deneylerden sonra anlaşılabilir. Tüm bu evreler nasıl geçilmiştir, hangi izin ve bilimsel çalışmalar tamamlanmıştır, ortada hangi sözleşmeye göre iş yapılmaktadır? Ortaya çıkan bu soruların aydınlatılması ve tatmin edici yanıtlar verilmesi beklentimizdir.” Bu sorulara yanıt aranıyor Yumurtalık balıkçıları için ve termik santrallere karşı verdiği çevre mücadelesiyle tanınan Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) Avukatı İsmail Hakkı Atal da, çevrenin korunmasının herşeyden öncelikli ve önemli olduğunu bildirdi. Cumhuriyet’e konuşan Atal, şunları söyledi: “Küresel ısınma nedeniyle Türkiye’de her yıl onbinlerce hektar orman yanmaktayken, ormanların korunması daha da bir önem kazanmaktadır. Ormanlarımızı devlet eliyle koruma altına almamız gerekirken, ağaçların kesilmesi, çevrenin zarar görmesi üzüntü vericidir, yürek paralayıcıdır. Kozan duble yol çalışmalarında izlenen yasal prosedürün kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz. Kozan yolundaki ormanlarımız hangi yasal prosedüre göre kesilmiştir ve orman mevzuatına uyulmuş mudur? Tepelerden çıkartılan toprakla ilgili gerekli inceleme yapılmış mıdır? Kimden ve neye dayanarak izin alınmıştır? Kesilen ağaçlara ne olmuştur, kime satılmış, parasını kim almıştır ? Kesilen ağaçların yerine ağaç dikilmiş midir? Dünyanın her yerinde ormanlar özel korumaya alınırken bizde adeta ağaç kesmek için bahane aranıyor ve ağaçlar sürekli bayındırlık faaliyetlerine kurban ediliyor.” Valilik: “Olumsuz bir durum yok” Haberimizin ardından çalışma yapılan bölgede denetimlerde bulunan Adana Vali Yardımcısı Karadağ, söz konusu bölgedeki ağaç kesimlerini Orman Bölge Müdürlüğü’nün yaptığını söyledi. Çalışmaların sürekli kontrol altında olduğunu anlatan Karadağ, “İhaleyi alan taşeron firma sözleşme ve şartlara uygun olmayan bir şey yapamaz. Dolgu malzemesi olarak alınan toprağın nereden alındığı değil, niteliği önemlidir. O toprak kontrollü olarak ve ihale şartnamesine uygun olarak alınmaktadır. Çalışmalarda çok fazla ağaç kesimi yok. Yaptığımız denetimlerde olumsuz bir durumla karşılaşmadık. Andız Burnu mevkisindeki özel şahıs arazisinde bulunan tepeden alınan toprakla ilgili ihtiyaç olursa, tepenin ağaçlı bölgesinden de kullanılabilir” dedi. Kozan duble yolundaki zemin dolgusu için çevredeki yamaçlardan toprak alınması özellikle çevreciler arasında tepki yarattı. Adana’nın temsilcileri lige iyi başlamadı, beklediğini bulamayan taraftarları gergin Adanaspor taraftarları her maçtayalnız bırakmadığı takımından büyük işler bekliyor. “Şimşeğin voltu düşük” MEHMET KOCAOĞLU ADANA Her yeni sezona büyük umutlarla giriyor Adana Demirspor. Buna karşın, yıllardır Süper Lig özlemiyle yanıp tutuşan taraftarını Bank Asya 1.Lig heyecanından bile mahrum bırakıyor. Çaktığında karanlık gökyüzünü aydınlatan “Şimşek”, artık çok cılız ışık saçıyor, aydınlatamıyor etrafını. Kötü giden bir şeyler var belli. Ama bir gerçek var, o da arzulanan başarının bir türlü elde edilememesi.... Başarısızlığın nedenleri saymakla bitmez aslında Mavi Şimşekler’de. Geçmiş yönetimlerin ha içi olaylar maçın önüne geçti. Geri düşmeyi hazmedemeyen bazı kendini bilmezler, rakip oyuncunun gol sevincini bahane ederek sahaya atladı ve misafir takımın futbolcularına saldırdı. “Seviyoruz, ölümüne...” diyen taraftar, takımına bir darbe daha vurdu, olası büyük cezalar kapıda bekliyor. Bir sonraki maç veya birkaç maç kimse saldıramayacak artık rakip futbolculara. “Futbolcular veya yöneticiler saldırmazsa tabi”. Büyük olasılıkla taraftarsız oynama ve para cezası alacak Adana Demirspor. 3 puan kazanmak uğruna bu kadar kayba değer mi? Bunun cevabıfutbolcular, “Puan canımızdan daha mı kıymetli” dediler sanki. Böyle taraftarlık olur mu? Demirspor taraftarını anlamak mümkün değil. Hemen her maç çıkardıkları olaylar nedeniyle kulübün aldığı para ve saha kapama cezaları kulüp gelirlerini elbette olumsuz etkiliyor. Sahaya atlayarak veya yabancı maddeler atarak kulübün ceza almasına neden olanların yalnız Demirspor’un değil, bir mahalle takımının bile taraftarı olamayacağını spor adına söylemek yanlış olmaz. Sadece Demirspor’a zarar vermiyor taraftarının yaptıkları. İç sahada ve dış sahada çıkan olaylar Adana’nın imajını da olumsuz etkiliyor. Güngören mağlubiyeti sonrası Konya’da yaşananlar belleklere kazındı elbet. Son Tarsus maçında çıkan olaylar ise, “Alıştık artık” dedirten şeylerdi. Buradan Mavi Şimşek’e gönül verenlere sesleniyorum. Aşık olduğunuz, “Seviyoruz Ölümüne...” dediğiniz renkleri çok sevdiğinizi tüm dünya biliyor. Ancak benimsediğiniz taraftarlık anlayışı takıma zarar vermenin ötesine geçmiyor. Tesislerde baklavalar ikram ettiğiniz futbolculara, her geriye düştükleri maçta küfürler savurmaya devam ettiğiniz sürece bu takımdan başarı bekleyemezsiniz. Bir de rakip takım oyuncularını kovalamayı bırakmalısınız. Onları takımınızın oyuncularına bırakın. Oynadıkları güzel futbolla hem rakiplerini darma dağın etsinler, hem de sizden küfür değil, övgü almaya devam etsinler... İşte o zaman Mavi Şimşek’in voltu da yükselmiş olur. “Adana dep gari” YUSUF BAŞTUĞ ADANA Bank Asya 1. Lig'de geçen yıl şampiyonluğa oynayan Adanaspor, ne yazık ki o günleri mumla arıyor, aratıyor. O kadrodan çok önemli fireler vermediği için, yapılan takviyelerle bu sezon Süper Lig umudunu yükselten takımın içinde bulunduğu durum gönül veren herkesi üzüyor. Futbolda herşeyin mümkün, maçın da 90 dakika olduğu gözetilirse, çözüm adına yapılabileceklerin olduğunu unutmamamız gerekiyor... Büyük güçlükle 20 kazanılan son Diyarbakırspor maçının ardından, Teknik Direktör Cemal Gürsel Menteşe, takı mın oyunundan memnun olduğunu dile getiriyor. İlk golü atan Fevzi, geçen yılın takımını özlediklerini itiraf ediyor. Kazanılan 3 puanla bu özlemi yeniden dirilteceklerini anlatıyor. Kimse kızmasın, dost acı söyler. Bu oyunla, bu anlayışla bu istemler gerçekleşmez. İlk yarıda oynanan oyunla, ikinci yarıdaki oyun arasında dağlar kadar fark olmasını, yalnızca 'rehavete' bağlayamazsınız. Kbong'un bencilliğini, Fevzi'nin isteksizliğini açıklamak lazım... ruhunun sonuna dek yaşanması gereken önemli bir parçası. Her ne kadar endüstriyel futbol, duyumsanılanları törpülese de, kollektif oyun olan futbolda paylaşma, anlaşma ve dayanışmanın takıma hakim olması zorunludur. “Takım ruhu”, başkanından oyuncusuna, malzemecisinden taraftarına herkesin ortak bir ülkü uğruna kenetlenmesiyle, sosyal ve yer yer siyasal birliktelikle kazanılır. Geçmişi anımsayın Takım ruhunu yaratan, önemli bir marka değeri olan Liverpool ile kendimizi kıyaslamayalım, hadi Livorno ile karşılaştırmayalım, kendi ülkemizde Beşiktaş ile eşdeğer görmeyelim, ama bir Deniz li'yi, Buca'yı, Karabük'ü de gözden ırak tutmayalım. O takımların başardıklarını geçmişte Adanaspor çok daha üst seviyelerde gerçekleştirmişti. Bu ülkede bir, “Adana” gerçeği var. Bazılarımız reddetse de genel kabul gören “Adanalı” nitelemesi hepimizin ortak paydası. Ekonomisinden siyasetine, sanatından sporuna her alanda bu kentin 'ortaklaşmaya' ihtiyacı var. Bu takımın da buna inandırılması lazım. Kastamonu örneği Bu takım buna inanırsa Emrah Bedir, takım taraftarı selamlarken oyuna sokulmadığı için soyunma odasına gitmez. Gidecek olursa arkadaşları tutar kolundan getirir. Hepimizin sorumluluğu var. Lütfen sorumluluğumuzu bilelim. Başarı böyle şeylerde gizlidir. Henüz lise öğrencisiyken Kastamonulu arkadaşım Zafer Özcan anlatmıştı. Kastamonuspor, evindeki bir maçta bir türlü gol atamıyormuş. Futbolcular bitkin düşse de, inançlı kırmızımavili takımın taraftarı sabırsızlanıyor, yerel ağzıyla, “Atacem deyon atemeyon, depcem (vuracam) deyon, depemeyon. Kırmızımavi dep gari, hadi gari, Gastemonu, Gastemonu dep dep dep” diye tempo tutunca takım silkelenip kendine gelmiş ve maçı almış. Şimdi bu nakarat tüm maçlarında kullanılır. İnsanların aklına Kastamonu deyince bu öykü gelir. Şimdi bizim de, “Kaplan dep gari” diye bağırmamız gerekmez mi? İnanmak gerek Spor paylaşma ve dayanışma duygularını yücelten bir etkinlik. Futbol ise takımdaşlık Demirspor’lu taraftarlar da takımlarından iyi haberler bekliyor. başarısızlıkları ve kulübü aşırı nı ilerleyen haftalarda hep birborçlandırması, futbolcuların likte göreceğiz. Galibiyet kangözle görülebilen isteksizliği ve dırmasın Adanalıları. Demirspor en önemlisi de Demirspor tarafçok iyi oynadığı için kazanmatarının, ‘severken öldüren’ tutudı maçı. Taraftarları rakip futmu. Anlayacağınız başarı için bolcuları kovaladığı ve rakibi düzeltilmesi gereken çok şey maçın son 30 dakikasını on kivar Mavi Şimşek’te. şiyle tamamladığı için kazandı. 32 kazanılan Tarsus İdman Canının derdine düşen Tarsuslu Yurdu maçında da tribün ve sa Adanaspor’lu futbolcular kötü başladıkları sezonda 20’lık Diyarbakır galibiyetiyle moral buldu. Demirspor’da bozuk giden moraller olaylı da olsa Tarsus maçında alınan 3 puanla düzeldi. C MY B C MY B