Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 4 22 EKİM 2010 CUMA ADANA BAROSU Toplum Önderliği Okulu’nda Yergök ve Yüksel konuştu Hukuk ve kadın haklarında çok gerideyiz Avukat Ziya Yergök Baro belgeselinin gösterimi yapıldı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Barosu’nun hazırladığı, 90 yıllık Adana Adliyeleri ve Baro’nun tarihi gelişimini anlatan 65 dakikalık belgesel filmin ilk gösterimi Baro Sosyal ve Kültürel Tesisleri’nde avukatlara yapıldı. Barolar tarihinde ilk kez olduğu bilinen böyle bir belgesel filmi hazırlatmış olmaktan onur ve mutluluk duyduklarını belirten Baro Başkanı Av. Aziz Erbek şunları söyledi: “Baro olarak, ‘Geçmişi olmayanın geleceği olmaz’ diyerek, geçmişimizi geleceğe aktarmayı görev bilerek böyle bir çalışma kararı aldık. Barolar, Adana Valiliği ve Adalet Bakanlığı arşivlerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda hiçbir belge ve kayıt elde edilememişti. Bunun üzerine Baromuz Çevre, Kentleşme ve Enerji Komisyonu Başkanı Av. Çetin Berköz, tarihçilerin arşivlerine girerek, yaşayan ve yaşı 90’ın üstünde olan hukukçularla birebir görüşmeler yaparak, onların anlattıkları bilgi ve anıları günümüze taşıyan bu belgeseli hazırladı. Belgeselin yapılması kararını alan yönetim kurulumuza, Av. Çetin Berköz’e ve ona kaynak olan hukukçularımıza, yardımcı olan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Çukurova Belediyesi’nin desteğinde devam eden “Toplum Önderliği Okulu”nda eğitim toplantılarına devam edildi. Eğitim toplantılarında konuşan eski CHP milletvekili Avukat Ziya Yergök, “Hukuk Devleti ve Demokrasi”, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise “Türkiye’de ve dünyada Kadının Yeri” konusunda söyleşide bulundular, hukuk ve kadın hakları konusunda çok geride olduğumuzu belirttiler. İlk günkü toplantıda, hukukun üstünlüğünü kabul eden, vatandaşın bağımsızlığını koruyan bir hukuk devletinde güvenceli bir yargı yoksa o devletin hukuk devleti olmaktan çıkacağını vurgulayan Yergök şöyle konuştu: “Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıp yürütmeye bağlı bir yola gidiliyor. Bizler özerk bir yapı istedik, ‘başkan ve müsteşar buradan da çıksın, özerk olsun’ dedik ama bu böyle olmadı. Referandum demokratik açıdan bir zafer sanılıyor. Yargının bağımsızlığı göz ardı ediliyor. Ne yazık ki başkancı bir yönetimdeyiz. Yasama başkanın iki dudağı arasında. Bunun adı dünyanın hiçbir yerinde hukuk devleti değildir. Parti devletidir.Anayasa’nın top lum sözleşmesi olduğu, toplumu bir arada tutan güvence olduğu unutulmamalıdır.” Yergök, siyasi partiler yasasına da değinirken, “Temsilde adalet istiyorsak barajın yüzde 5’e çekilmesi gerekir” dedi. İkinci günkü derse konuşmacı olarak katılan ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel ise, “Türkiye’de aslında kadın geniş haklara sahiptir. Bu haklarımızı Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: Prof. Dr. Canan Madran Oda Başkanı Yaman ve Prof. Dr. Madran açıkladı Prof. Dr. Ayşe Yüksel Diş hekimleri çevre için de çalışacak ADANA (Cumhuriyet Bürosu)Adana Diş Hekimleri Odası’nın gelenekselleştirdiği, “Bir Konu Bir Konuk” panellerinin “Çevreci Pazar Yaklaşımları” temasıyla yapılan bu ayki toplantısında konuşan Oda Başkanı Dt. Hasan Yaman, diş hekimlerinin bundan böyle çevre için de çalışacaklarını belirtti. Panelin konuşmacısı Çukurova Üniversitesi’nden (Ç.Ü.) Prof. Dr. Canan Madran da, “Çok çeşitli ve olumsuz gelişmeler yüzünden artık her kes çevreci olmalı. Çünkü belli ki bu işi bireysel çabalar çözecek” dedi. Adana Diş Hekimleri Odası toplantı salonunda gerçekleşen, yönetim kurulu üyeleri ve diş hekimlerinin katıldığı panelin açış konuşmasını yapan Dt. Yaman şunlaır söyledi: “Oda olarak mesleki konularda bugüne kadar olduğu Dt. Hasan gibi, bundan Yaman böyle daha sosyal ve çevreci olacağız. Bizler meslek hassasiyetinden dolayı zaten çevreye duyarlı insanlarız. Bu duyarlılığımızı çevremize de yayacak, danha temiz bir çevre için de çalışacağız.” Prof. Dr. Madran ise yaptığı konuşmada, “Dünyayı ne kadar tükettik? Sürdürülebilir mi? – Adil mi? – Serbest piyasanın ve işletmelerin rolü ne? – Pazarlamanın rolü ne? – Akademinin rolü ne?” sorularına yanıt vermeye çalıştı. Madran, “Bu konulara diş hekimliği alanında, sağlık alanın da neler yapabiliriz ona bakmak istedik. Ekosistem bozulduğu için küresel ısınma ve yağmur sonucu buzullar küçülerek yok olmaya, yerini toprak kaymalarına bıraktı. Isıdaki bir derecelik artış tahıl verimini yüzde 10 azalttığı gibi canlı türlerinin yüzde 30’unu yok ediyor. Doğanın kendini koruması veyeniden canlanması için el ele verilmesi gerek. Yeşilin azalmasıyla bazı hayvan türlerinin sayısında da azalma olduğu saptandı. Bazı türlerde de artma gözlendiğinden başka ekolojik sorunla karşılaşıyor. Küresel ısınma ne yazık ki insan eliyle olmaktadır. Karbon miktarı 1950 yılından 4 kat fazla, deniz seviyesi giderek yükseliyor. Isınma devam ederse 2095 yılında deniz seviyesi 5 metre artacak Hollanda, Belçika, Fransa kıyıları Florida, NewYork su altında kalacak. Bu olumsuzluklar yüzünden her kes çevreci olmalı. Çünkü bu işi bireysel çabaların çözeceği belli oldu. Bu konuda hepimiz bir farkındalık yaratmak zorundayız.” ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel üyelerle birlikte. “Dünya nüfusu 6,8 milyar. Türkiye’de 72 milyon kişi yaşıyor. Yaşlı nüfusun çoğu kadın. 795 kaymakamdan 22’si kadın. 81 il de neden kadın vali yok. Kamuda en üst görev müsteşarlık, orada da üç kadın var. Van’nın Edremit ilçesinde yoksulluğu çözen kadınlardır. Kadın Türkiye’de en çok işi yapan, yükü taşıyandır. Ancak en çok ayrımcılığa, kötü muameleye uğrayan da kadındır. Doğu’ya gitmekten korkmayın. Kadın ve erkek her ne iseniz, gidin,bilginize oraya taşıyın. Her ne olursa olsun özgür ve sağlıklı yaşayın, çevrenizdekilerin de özgür ve sağlıklı olması için çaba gösterin.” Kocasından devraldığı mesleği evinde sürdürüyor Meyan şerbeti Hayriye abladan BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Güney ve Güneydoğu insanının vazgeçemediği, özellikle Yaz aylarında serinletici içecek olarak tercih ettiği Meyan Şerbeti’nin (Aşlama) Gaziantep’te özel bir üreticisi var. Gazianteplilerin çok iyi ve yakından tanıdığı şerbetçi Mehmet Varlık. Ancak onun 8 yıl önce yaşamını yitirmesinden sonra işi tam olarak üstlenen eşi Hayriye Varlık (57) yürütüyor. “Kocam 35 önce meyan şerbeti işine başladı. Evde yaptığımız şerbeti hemşerilerimiz çok sevdi. Mehmet bey çok ünlendi, çok sevildi. Güvenilir bir işadamı gibi onun yaptığı şerbeti evimize kadar gelip alıyorlardı. Hala da öyle” diyor Özellikle yaz aylarında fazlaca tüketilen, kış aylarında bile safra kesesi, mide, böbrek, bağırsak, ülser, bronşit, soğuk algınlığı, şişkinlik gibi rahatsızlıklara iyi geldiği bilindiği için doğal ısısında içilen bir meşrubat olarak kabul gören meyan şerbeti, yöre insanının en beğendiği meşrubatlar arasında olduğunu belirten Hayriye hanım, merkez Şehitkamil ilçesi Yaprak Mahallesi’nde hazırlayıp sattığı meyan şerbeti ile ilgili öykülerini şöyle anlatıyor: “Şerbet aslında kültürümüzde de bir hayır işi olarak Üyelere teşekkür plaketi verildi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Barosu, 20082010 döneminde Disiplin ve Denetleme Kurulları’nda görev alan avukatlara, özverili çalışmalarından dolayı anı olarak teşekkür plaketi verdi. Adana Barosu’nda, gerçekleşen törende, Baro çalışmalarına katkılarından dolayı meslektaşlarını kutlarken kısa bir konuşma yapan Başkan Erbek, Disiplin Kurulu üyeleri Av. Murat Loğoğlu (Başkan), Av. Fadime Geçioğlu, Av. İsmail Sarı, Av. Ceyda Büyükdağ, Av. Turgut Kocahan ile Denetleme Kurulu üyeleri Av. İshak Arıoğlu (Başkan), Av. İsmail Hakkı Atal, Av. Ebru Şerafettinoğlu’na teşekkür etti, plaket sundu. Daha sonra Erbek’e de Yönetim Kurulu adına Başkanvekili M. Hakan Önenli tarafından, anı olarak kristal bir heykel takdim edildi. Tiyatroyu sahnede öğreniyorlar MERSİN(Cumhuriyet) Altan Erkekli Sahnesi’nde yeni dönem tiyatro atölyesi çalışmaları başladı. Kurulduğu günden bugüne onlarca genç ve çocuğa tiyatro sanatını sevdiren ve öğreten tiyatro atölyesinde, tiyatro sanatına ait her şey pratik ve uygulamalı eğitimle veriliyor. Çalışmalarda sahne dili, diksiyon, vurgu, doğaçlama, beden ve zihin gelişimi, sahne duruşu, tiyatro türleri gibi oyunculuk için gerekli olan her şeyin eğitimi pratik çalışmalarla gençlere aktarılıyor. Altan Erkekli Sahnesi kurucusu Mehmet Tekkanat’ın yönetimindeki atölye çalışmalarında Sabahat Tekkanat ve Özgür Ahmet Gönenler yaratıcı drama alanında genç tiyatroculara katkı sunuyorlar. kabul edilir. Bir dönemler vazgeçilmez içecek olarak sofralarda da yerini alırdı. Biz de kocamla birlikte 35 yıl önce bu işi evimizde yapmaya başladık. Hazırladığımız meyan şerbetinin tadını lezzetli bulduklarını söyleyen Gaziantep halkı arasında eşim ismiyle hayli ün yaptı. Gaziantep’te ve başka illerde adını bilinler çoğaldı. Ancak 8 yıl önce onu kaybedince mesleği ben sürdürmeye karar verdim. Zaten işin püf noktalarını iyi biliyorum. Kızlarım da yardımcı olunca zor olmuyor. Şimdi de ben mahallemde ve çevrede ‘Şerbetçi Hayriye’ adıyla tanınıyorum. Bu güzel bir duygu. Herkes evime geliyor ve çok beğendiklerini söyleyerek şerbetten alıyor.” Yaşamları boyunca geçimlerini şerbet satarak sağladıklarını irdeleyen Hayriye hanımın tek yakındığı konu ise kocasının yaptığı gibi çarşıda pazarda tuluk (güğüm) ile meyan şerbeti satamamak. Ancak yine de memnun. 8 yıldır evde hazırladığı şerbetin alıcısı var. Bunu da şöyle anlatıyor: “Bizim müşterilerimiz zaten belli. Restaurant ve otel gibi bazı yerler dahil ev ve iş yerlerine meyan şerbeti veriyoruz. Bizi yormuyorlar. Tanıyanlar gelip buradan alıyorlar. Ankara başta olmak üzere şehir dışında da pek çok yere bizim şerbetler gidiyor. İnsanlar buradan aldıkları şerbeti başka şehirlere, yakınlarına gönderdiklerini söylüyorlar. Dışardan gelen yabancılar da gelip tadıyor ve beğendiklerini belirtiyorlar.” Meyan şerbetinin yapıldığı bitirilmesi gerektiğini aksi halde bozulmasa da tadının değiştiğini vurgulayan şerbetçi Hayriye hanım bu konuda da şu bilgileri aktardı: “Kalan şerbetin kalitesi düştüğünden bize müşteri kaybettirir. Bu yüzden o gün bitiremediğimizi kullanmaz, diğer gün satmayız. Satışımız peşin olduğundan günlük geçimimizde sıkıntı da yaşamıyoruz. Ama bazen tanıdık, devamlı müşterilerimize borca veriyor. 35 yıl önce eşi şerbetçi Mehmet Varlık’la birlikte aşlama yapıp satan Hayriye abla şimdilerde kızı ve torunlarıyla işi yürütüyor. ş MKÜ’de yabancı uyruklu öğrenciler dönemi başladı MEHMET ALİ SOLAK ANTAKYA Mustafa Kemal Üniversitesi’nde (MKÜ) yeni öğretim döneminde yabancı uyruklu 152 öğrencinin eğitim göreceği açıklandı. MKÜ’de ilk kez yabancı uyruklu öğrenci alınmasına karar verilmesinden sonra dünyanın değişik ülkelerinden 400 öğrencinin başvurduğunu, bunlardan kabul koşullarına uygun 152 öğrencinin değişik fakülte ve yüksekokullara yerleştirildiği belirten Rektör Prof. Dr. Şerafettin Canda, başvuran öğrencilerin Gürcistan, ABD, Azerbaycan, Bulgaristan, Yunanistan, İran, Almanya, Suriye, Kosova, Hollanda, Irak, Türkmenistan, Rusya ve Kırgızistan’dan olduklarını kaydetti. Cantelerine, biri BESYO, 2’si Hatay Sağlık, 10’u Antakya Meslek, 2’si İskenderun, 2’si Kırıkhan, 4’ü Reyhanlı ve biri de Hassa MYO’ya yerleştirildi. Üniversiteye yabancı uyruklu öğrencilerin kabul edilmesi konusundaki soruları yanıtlayan Rektör Prof. Dr. Canda, dört yıldır üniversiteyi çağdaş düzeye çıkarma uğraşlarının ve ‘Avrupa Üniversite Reformu’ sürecine aktif katılmalarının büyük katkısı olduğunu vurguladı, “Yabancı uyruklu öğrencilerin yoğun ilgisi Tıp Fakültesi’ne olmuştur. Bu üniversitemizi ve Hatay’ı Ortadoğu’nun sağlık merkezi yapma çabamızın dış ülkelerde de yankı bulduğunu gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda ilginin daha da artacağını düşünüyoruz.” Kendi oyunlarını oynayacaklar Yıl boyunca; her hafta Cumartesi akşamları, saat 1820 arası sürecek tiyatro atölyesi çalışmaları yapacaklarını anımsatan Tekkanat, “Gençler, öğrendikleri bilgileri ve becerileri sahneye koyacakları bir oyunla taçlandıracaklar. Altan Erkekli Sahnesi Tiyatro Atölyesi olarak 15 yaş ve üstü tüm gençleri bu çalışmalardan yararlanmaya davet ediyoruz. Tiyatro Atölyesi hakkında bilgi edinmek ve katılmak isteyenler; ww.altanerkeklisahnesi.com adresinden bilgilere ulaşabilirler” diye konuştu. Prof. Dr. Şerafettin Canda da’nın verdiği bilgiye göre, 152 öğrenciden 29’u Eğitim, 24’ü Fen Edebiyat, 10’u İktisadi ve İdari Bilimler, 8’i Mühendislik, 2’si Su Ürünleri, 10’u Veteriner, 10’u Ziraat, 30’u Tıp, 4’ü Mimarlık fakül C MY B C MY B