17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 OCAK 2010 CUMA SAYFA 5 Öğretim üyesinden İSKEN savunması Yumurtalık tartışılıyor ? Baştarafı 1. Sayfada “savunma niteliğindeki açıklamasında bile veri maniplasyonu yapmak”la suçlandı. Kuruluş çalışmalarını Adana Tabip Odası tarafından yürütülen Doğu Akdeniz Çevre Platformu’na TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şubesi de katılma kararı aldı. ZMO, ayrıca Çalık Grubu’nun rafineri yapımı için hazırlanan “çevre planı”nın iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla Adana İdare Mahkemesi’ne dava açtı . İSKEN için tartışmalı raporu hazırlayan araştırma ekibi üyesi Prof. Dr. Sevim Polat, gazetemize gönderdiği 4 Ocak 2010 tarihli “Fakültesinin ve kendisinin mesleki ve kişisel itibarının zedelendiğini” belirttiği açıklamada haberimizin ve habere konu olan savların asılsız olduğunu belirterek araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak “İSKEN etki sahasındaki ekosistem üzerinde olumsuzluğa yol açabilecek etkinin olmadığı anlaşılmıştır” denildi. Doçentliği sırasında araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Polat, araştırma sırasında daha önce yılda 4 kez yapılan örnekleme çalışmasının 2006 ilkbaharında yapılmamasını İSKEN isteminin gecikmesine bağlı olduğunu belirterek şu görüşlere yer verdi: “İddia edildiği gibi, yazın ölçülen sıcaklık değerlerinde 3° C’lik herhangi bir artış yoktur. 20042008 yılları arası dönem gözönüne alındığında sıcaklık değerlerinde herhangi bir artış görülmemiştir. Fitoplankton sonuçları ‘m3’ ya da ‘ton’ birimleriyle ifade edilmemiştir. Tüm proje sonuç raporlarında fitoplankton sayım sonuçları, incelenen tüm yıllar boyunca hücre/litre (hücre 1¹) olarak ifade edilmiştir. Proje sahasındaki çipura, barbun, ıskarmoz, dilbalığı gibi ekonomik öneme sahip balıkların da içinde bulunduğu deniz tabanına bağımlı olarak yaşamlarını sürdüren su ürünlerinin popülasyon yoğunlukları iddia edildiği gibi % 98 oranında azalmamıştır. Kırmızı mercan, barbun ve ıskarmoz balıklarında ölçülen demir, bakır, çinko, kurşun, kadmiyum ve krom gibi ağır metallerin bu balıklar için Bakanlığın belirlediği tolere edilebilir sınırların yarısı düzeyinde oldukları saptanmıştır”. Atal’ın Yanıtı Polat’ın açıklamasını “suç duyurusu”nu yapan balıkçıların Avukatı İsmail Hakkı Atal, müvekkillerinin kendisi hakkında herhangi bir suç duyurusu yapmadığı halde suç duyurusunda bulunanların avukatlığını yapmaya soyunmasını pek anlayamadığını belirterek deniz suyundaki 3º‘lik artış konusuna değinirken, açıklamada da veri maniplasyonu yapıldığını savlayarak yanıtlarken 2004 yılı yaz dönemi ölçümlemesi saat 15.34’de güneşin en tepede ve suyun en sıcak olduğu saatte yapıldığı savını yineledi. Atal, “Bilimde sonuç elde edebilmek için alınan örneklerin maruz kaldığı tüm çevresel etmenlerin aynı olması gerekir. Diğer yandan kış dönemi ölçümlemelerinde 3º’lik artış bariz biçimde görülmektedir” dedi. Atal “Dört yıl boyunca plankton sayısı hücre/litre olarak gösterilirken son yıl neden hücre/litre X 10 küp olarak ifade edilmiştir” diye sorarken ağır metal konusunda ise şunları söyledi: Ağır metallerden çinko, balıklarda 4 yılda 10 kat artmıştır. Kaldı ki Polat’ın açıklamasında yer alanın tersine bu raporlarda sadece demirçinko ölçümlemesi yapılmış, kurşun, kadmiyum ve krom metallerinin ölçümü yapılmamıştır. Dolayısıyla açıklamada belirtildiği gibi kurşun, kadmiyum ve krom metallerinin Bakanlığın belirlediği sınırlar içinde olduğu söylenemez, çünkü ölçüm yapılmamıştır. Açıklamada dahi bu şekilde maniplasyon yapılması şikayetimizin haklılığını göstermektedir.” 3. Yetkisizlik Kararı Balıkçıların Avukatı İsmail Hakkı Atal tarafından yapılan suç duyurusu üzerine dosya bilindiği gibi “Yetkisizlik” kararı verilerek Adana Cumhuriyet Savcılığı tarafından Yumurtalık Savcılığına gönderilmişti. Yumurtalık Savcılığı da “yetkisizlik” kararıyla dosyayı geçtiğimiz günlerde Adana’ya geri iade etmişti. Ancak, dosya ikinci kez “yetkisizlik” kararıyla İSKEN’in bulunduğu ilçe Yumurtalık Savcılığı’na gönderildi. Suç duyurusuyla ilgili dava açılıp açılmayacağı, açılırsa nasıl bir dava açılacağı ya da tekrar Adana’ya gönderilip gönderilmeyeceği önümüzdeki günlerde belli olacak. ZMO Platforma Katılıyor Geçen ay Adana Tabip Odası tarafından kuruluş çalışmaları başlatılan Doğu Akdeniz Çevre Platformu’na Adana ZMO da katılma kararı aldı. Oda Başkanı Şahin Yeter, “Kapitalist güçlerin para kazanması uğruna sürdürülebilir bölgede yaşamın ortadan kalkacağı endişesiyle platforma katılma kararı aldıklarını” açıkladı. Öte yandan, Adana ZMO’nun Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde Çalık Grubu’nun rafineri yapımı için hazırlanan ve Adana İl Genel Meclisi’nce kabul edilen 100.000/1’lik Adana İl Çevre Planı revizyonuna ilişkin 2 Kasım 2009 gün ve 171 sayılı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla Adana İdare Mahkemesi’ne dava açtığı öğrenildi. Türkiye yetiştiremiyor, Suriye ve Irak’tan da geliyor Adana’nın şırdanı kaçak YUSUF BAŞTUĞ ADANA Yöresel bir yiyecek olan şırdana düşkünlüğüyle bilinen Adanalıların yediklerine dikkat etmesi gerekiyor. Et fiyatlarının yüksekliği ve kesim sayısında yaşanan düşüşün yanı sıra, bir süredir “at eşek eti” ile gündeme gelen kentte, halkın gece yarılarında bile özellikle aradığı şırdanın da kaçak olduğu yolundaki savlar arttı. Kent dışından, Suriye ve Irak gibi ülkelerden getirildiği savlanan şırdanların piyasaya bolca sürüldüğü, günlük ortalama 15 bin adet tüketimin olduğu Adana’da, günlük ortalama 250300 civarında küçükbaş hayvan kesimi yapıldığı bildirildi. Daha çok kaldırımlarda kurulu seyyar satıcılar aracılığıyla satılan kaçak şırdanın insan sağlığını tehdit ettiği belirtildi. Adana’da canlı hayvan kesimi yapılan üç et kombinası bulunuyor. Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait olmasına karşın Tuna Et isimli firma tarafından işletilen Kanara Mezbahanesi’nde büyükbaş, Et ve Balık Kurumu’nda küçük ve büyükbaş, Derman Et isimli kombinada ise yalnızca küçükbaş havyan kesimi yapılıyor. Bu kombinalarda özellikle Kurban Bayramı sonrasında kesim sayıları büyük düşüş gösteriyor. Yalnızca koyundan çıkartılan şırdan ise kesim azaldığı için başka yollardan temin edilmeye çalışılıyor. Yöresel bir yiyecek olması dolayısıyla Türkiye’nin çeşitli illerinden, Suriye ve Irak gibi ülkelerden Adana’ya kaçak yollarla şırdan geliyor. Resmi kayıt yok! Konuyla ilgili gazetemize açıkla ma yapan Adana Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Muhammet Ali Tekin, Adana’da kayıtlı ithalatın neredeyse olmadığını belirtti. Bağırsak ve sakatatla uğraşanların zor durumda olduklarını vurgulayan Tekin, şırdan, bağırsak ve diğer sakatat ürünlerinin oldukça pahalı olduğunu açıkladı. Buna karşın ürün bulmakta zorlanıldığına işaret eden Tekin, sınırlardan veya başka illerden kayıtdışı mal hareketliliğinin olabileceğini söyledi. Adana’da günlük ortalama 250300 civarında küçükbaş hayvan kesildiğini bildiren Tekin, Almanya, Irak ve Suriye’ye belirli miktarlarda dana eti, tavuk eti, keçi kılı ve bağırsak ihraç edildiğini açıkladı. Adana Ticaret Odası’ndan alınan bilgiye göre ise Adana’dan 2009 yılının Ocak ve Eylül ayları arasında 340 bin Dolarlık canlı hayvan ihracatı gerçekleştirildi. Aynı dönemde ise Adana’ya 90 bin Dolarlık canlı hayvan ithalatı yapıldı. Şırdancılar ne diyor? Baba mesleği olarak 20 yıldır şırdancılık yapan Güven Özgülbaş, şırdanları Kanara Mezbahanesi’nden aldığını söyledi. Yaklaşık 11.5 aydır şırdan satamadığını anlatan Özgülbaş, şırdan bulmakta güçlük çektiğini belirtti. Et fiyatlarının oldukça yükseldiğine dikkat çeken Özgülbaş, “Kesim olmazsa şırdan olmaz. Et fiyatları yükselince kesim azaldı ve şırdan bulunamıyor. Ama her köşe başında bir şırdancı var. Vergi ödemiyorlar. Bu bizim işimizi olumsuz etkiliyor. Şırdanlar dışarıdan geliyor. Ne derece sağlıklı bilemiyorum. Adana’da deyim yerindeyse esrar ve eroin bulunur, şırdan bulunamaz oldu” dedi. Kocavezir’de 10 yıldır şırdancılık yaptığını bildiren Mesut Alagöz, Adana’da şırdan bulamadığını vurguladı. Kesim olmadığı için şırdan bulunamadığını açıklayan Alagöz, şırdanı Diyarbakır’dan getirttiğini söyledi. Gazipaşa Bulvarı’nda şırdancılık yapan Münir Özaltın, Adana’da şırdan bulunamadığı için Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa gibi illerde depolama yapıldığını, şırdanın buralardan geldiğini aktardı. “Herşey olabilir” Adana’nın en büyük sakatatçılarından ve aynı zamanda şırdan satışı yapan Şırdancı Bedo’nun işletmecilerinden olan Bedrettin Bakırhan, şırdan bulmakta büyük zorluk yaşadıklarını duyurdu. Etin çok pahalı olduğuna vurgu yapan Bakırhan, kesimlerin de yok denecek kadar azlığına işaret etti. Bu durumun şırdanı bitirme noktasına getirdiğini bildiren Bakırhan, dağıtım yapacak şırdanı kimsenin bulamayacağı günlerin geleceği uyarısında bulundu. Kaçak şırdana ilişkin sorularımızı yanıtlayan Bakırhan, “Son günlerde Adana’da sürekli kaçak at ve eşek eti konuşuluyor. Türkiye gündemine bile geldi. Bu iş resmi kurumlarda ortaya çıktı. Biz de bazı şeyleri duyuyoruz ama Adana’da herşey olabilir. Çünkü ortam müsait. Adana koca bir köy” anlatımında bulundu. HAFTAYA: BESİCİLİK BİTİYOR, KESECEK HAYVAN SAYISI AZALDI Adanalılar gece yarısı da olsa şırdanı nerede yiyeceğini iyi biliyor C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle