17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 OCAK 2010 CUMA SAYFA 3 KİTAPLI GÜNLER GELİRKEN u yıl, bölgemizde kutlanan Kurtuluş Bayramlarına halkın büyük katılımı ve coşkusu Türk siyasi tarihinde “Depresyon Yılı” diye anılacağını sandığımız 2009’da, başta TSK olmak üzere “T.C. Ulus Devleti”nin seçkin kurumlarına yönelik saldırı ve yıpratma girişimlerine en büyük yanıt oldu. İşte, biz de bunun üzerine Güney Doğu’nun yeni yılın ilk sayısında Çukurova’nın “Kurtuluş Haftası”na geniş yer vermeyi uygun bulduk. Biraz da bunun etkisiyle bu sayımızda, nabzı sadece İngilizce “win win” (kazan kazan) deyiminde atan, yurt ve ulus sevgisi umurunda olmayan, vurguncu, talancı bir öze sahip kimi neoliberalistin yol açtığı tahribata örnek oluşturduğunu düşündüğümüz bir haberlerle çıktık karşınıza... Konumuz “et”. “Adana’nın Şırdanı Kaçak” başlığıyla açtığımız dosyayı gelecek haftalarda da sürdüreceğiz... Amacımız, yakın gelecekte büyük fiyat artışları beklenen kırmızı et konusunda çalan tehlike çanlarını gündeme getirerek çözüm arayışlarının kapısını aralamak. Bu yaklaşımla, önümüzdeki hafta başka sosyal yaralara parmak basan dosyalarla da karşınıza çıkacağız. Bu ara, ele aldığımız eski sorunların da peşini bırakmadığımızı belirtmek isteriz. Bildiğiniz gibi, ilk sayımızın manşet haberinin başlığı “İSKEN için suç duyurusu”ydu. Objektifimizi, projektörümüzü bu konuya çevrindirmemizin tek amacı, sadece sorumlu gazetecilik bilinciyle hareket etmekti. Bunu yaparken de ne kimseyi karalamayı ne de kurumları haksız yere yıpratmayı düşündük. Bu, bizim çevre konusundaki duyarlılığımızın bir göstergesiydi sadece... Nitekim bir tek İSKEN’in bile bölgede neleri değiştirdiği, değiştireceği ortadayken Doğu Akdeniz’de 14 termik santralin daha kurulacak olması kaygımızı artıran temel nedendi. Bu gazete, bu ek yayınlandığı sürece, halkımız adına ülkemizin çıkarlarını koruyucu, kollayıcı yayınlarımızı sürdüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın! Sevgili Cumhuriyet dostları... Yine bildiğiniz gibi önümüzdeki Salı, Adana’da 3. TÜYAP Kitap Fuarı başlıyor... Ancak, ne var ki geçen yıl 10 gün olan fuar süresi bu yıl 6 güne düşürüldü... Kuşkusuz, bunda TÜYAP yönetiminin haklı bir nedeni var. Sanırız bu, temel altyapı, ekonomiyle ilgili... Geçen yıl katılımcı sayısı ilk yıla göre yaklaşık yüzde 25 daha fazla olmasına karşın, ekonomik krizin ağır psikolojik baskısıyla yayınevlerinin cirosu o ölçüde düşük gerçekleşti... Söz konusu kararda sanırız bu gerçeklik etkili oldu... Çünkü, ne de olsa kitap yayını da bir kapitalist girişimdir... Çok yönlü girdi bileşeninin yanı sıra tek çıktı olan kitabın satışı belirliyor bu girişimin dengesini... Çukurova TÜYAP Kitap Fuarı, Adana için düşlerimizden sadece birisiydi... Çukurova çanağıyla bağlantısı olan kentler için de bir kazanım olan fuarın bu yılki başarısı geleceğini de etkileyeceğe benziyor. Bu nedenle bölgede yaşayan herkesin bu başarı ya da başarısızlıkta payı olacak, unutulmasın! Dondurma ve salep onsuz olmuyor B SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Kış aylarının vazgeçilmezidir bol tarçınlı salep, hele bir de üzerine az da olsa ceviz serpiştirilirse demeyin gitsin tadına... Sadece insanın içini ısıtan değil, bazı rahatsızlıkları giderme açısından da eski çağlardan bu yana kullanılan bir içecek. Göğüs yumuşatıcı etkisiyle öksürük ve bronşite de yararı olduğu bilinen salebin safrakesesi ve ishale iyi geldiği ayrıca cinsel gücü de artırdığı da söylenir hep. Peki yaz aylarının vazgeçilmezi olan dondurmaya, hele bu maraş dondurmasıysa ona ne demeli. Sıcaktan bunaldığınızda hangi lezzet sizi bir külah mis gibi süt kokan kaya gibi sert Maraş dondurmasının verdiği lezzeti, hazzı verebilir. İşte Maraş dondurmasına o nefis kıvamını ve aromasını kazandıran sertleşmesini sağladığı gibi dondurmanın erimeden ka sap çengeline asılmasını sağlayan ve dondurmaya besleyici özelliği veren maddedir salep. Kışın içimizi ısıtan bir fincan bol tarçınlı salep ile yazın serinleten bir külah dondurmadaki ortak sırdır salep. Peki biz ne kadar tanıyoruz salebi? Çoğumuz doğada yetişen yabani orkidenin kök yumrusunun toplanarak kurutulduğunu ve ardından da taş değirmenlerde öğütülerek un haline getirildiğini bilmeyiz. Ama bu kokusuz ve tatsız olan salep unu dondurmaya ve süte girdiğinde işte o lezzeti, Maraş dondurması gibi bir lezzeti ve doğal salep içeceğini ortaya çıkarır. Kahramanmaraş çevresindeki dağlar yabani orkide bakımından ülkenin önemli bir bölgesidir. Torosların uzantısı Ahır Dağı'nın en üst tepesi Milcan'da yetişen orkide türü 'Orchis Anatolica' ülkemizde doğal olarak yetişen yüz orkide türünden biridir. Maraş Orkidesi kokusu, şekerlitatlı aroması ile dondurmanın lezzet kaynağıdır. Bu orkide Nisan ve Mayıs aylarında rengi beyazdan morun çeşitli tonlarına kadar değişen bir çiçek açar. Bitki çiçekte iken toprak altındaki yumruları toplanır. İşte toplanan bu yumrulardan salep elde edilir. Kış aylarında hemen her pastanede, ya da bir köşe başında satılan, her evde yapılan salep özellikle Kahramanmaraşlılar'ın en önemli içeceklerinden biridir. Maraş 1930'lardan itibaren salep ticaretinin Türkiye'deki önemli merkezlerinden biri olmuştur. Bu bitkiden fazlasıyla yararlanan kuruluşlardan biri de hiç kuşkusuz, ürünü aynı doğallıkta kutulayıp, paketleyerek tüm Türkiye'ye ulaştıran MADO Gurubu'dur. Tükettikleri kadar salebi üretmek için on yıldır ArGe çalışması yaptıklarını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kanbur, önümüzdeki nuştu: “Salep toplayanların çok bilinçli olması gerekiyor. Aksi halde çoğu yararlı bitki gibi yok olabilir. Yumrulu bitki familyasından olan salep toplanırken ana yumruya dokunulmadan yan yumruların alınması gerek. Bilinçli köylü bu şekilde toplar ve gelecek yıl da aynı söktükleri yerden yeniden yumru alırlar. Çeşitli işlemlerden geçerek un haline getirilmiş salebin kilosu 150200 TL'dir.” Birçok yararı olan orkidenin1974 yılında yürürlüğe giren bir yasayla yurt dışına çıkarılmasının yasaklandığını anımsatan Kambur, halk arasında hala en çok aranan şifalı bitkiler arasında yer alan salebin, öksürük, basur, soğuk algınlığı, balgam söktürme gibi yararlarının yanı sıra cinsel gücü artırıcı özelliği bulunduğunu da sözlerine ekledi. yıllarda salep üretimini de kendilerinin yapacağını söyledi ve şöyle ko İskenderun’da latin rüzgarı ‘Salsa, mutluluk demek’ AKIN BODUR Yeni Dünya Sempozyumu Mayıs’ta Antakya ve Tarsus’da yapılacak Tarsus, beyaz üzümünden sonra Yenidünya ile de tanıtılacak SELAHATTİN ÖZBOZKURT İSKENDERUN İskenderun’da özel eğitim veren Aslınaz Bale ve Dans Kursu, kentte latin dansı rüzgarı eğitimi vermeye başladı. Kursun kurucusu Feride Kızılkaya, Adana’dan getirdikleri latin dansı eğitmenleri ile dans sanatını geliştirmeyi ve İskenderun’un kültür ve sanat yaklaşımına katkı sunmayı amaçladıklarını söyledi. Kızılkaya, Salsa’dan başlayarak diğer latin danslarının eğitimini de önümüzdeki süreçte vermeye başlayacaklarını belirtti. Dans Federasyonu Latin Dansı Eğitmeni olan ve İskenderun’daki kurslarda eğitmenlik yapan Oktay Filazoğlu, isteyenlerin üç aylık temel eğitim süreci sonrası salsa dansı yapabileceğini, daha sonraki aylarda alınacak eğitimle daha rahat dans etme ve ritmik hareketlerin gelişimini sağlanabileceğini söyledi. Haftada iki kez olmak üzere iki grup halinde ders alan kursiyerlere ayda 8 saat eğitim verildiğini anımsatan Filazoğlu, “Dansı, özellikle de latin danslarını öneriyoruz. Çünkü, dans sosyalleşme açısından önemli olduğu kadar, zihinsel rahatlığı getirip, kilo sorunu olanlar için de yararlı oluyor” diye konuştu. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni İBRAHİM YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü MİYASE İLKNUR Adana Temsilcisi ÇETİN YİĞENOĞLU Reklam Sorumlusu İLKER İŞİSAĞ Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Yönetim Yeri: Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sk. No:2 Şişli/İstanbul Tel: (0 212) 343 72 74 Faks: (0 212) 343 72 64 Adana Temsilciliği: Çınarlı Mh. İnönü Cd. 5 Sk. Aksoğan İşhanı Kat:1/1 Seyhan/ADANA Tel: (0 322) 363 12 09 363 12 11 Faks: (0 322) 363 12 15 Baskı: DPC Adana Tesisleri Ceyhan Karayolu 01260 ADANA Tel: (0 322) 346 16 00 Cumhuriyet’in haftalık ücretsiz ekidir. Yayın Türü: Bölgesel. TARSUS Tarsus, Fransızların bile ünlü şaraplarında kullandığı Tarsus Beyazı üzümden sonra 'Yenidünya' (Malta Eriği) ile de kendini dünyaya tanıtacak. Bu konuda yeni bir çalışma başlatacaklarını belirten Kaymakam Mehmet Gödekmerdan, bu meyvemizin de dünyaya tanıtılması için, Antakya ve Tarsus'da sempozyum düzenleyeceğiz” dedi. Türkiye'de en geniş alanda ekimi yapılan Yeni Dünya meyvesinin uluslararası düzeyde tanıtımına katkı sağlanması amacıyla 36 Mayıs 2010 tarihlerinde Antakya ve Tarsus'ta düzenlenecek sempozyumlara başkanlık edecek olan Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Polat ile Tarsus Komisyoncular Derneği Başkanı Ali İlk ve Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer'in ziyaretlerinde konuşan Gödekmerdan şunları söyledi: “Dünyada her dört yılda bir yapılan Yeni Dünya Sempozyumu'nun 2006 yılında yapılan kurul toplantısında, 36 Mayıs 2010 tarihlerinde Antakya'da yapılmasına karar verilmesi bölgemiz adına sevindiricidir. Ancak, Yenidünya meyvesinin iki yıldır festivalini yapan Tarsus Komisyoncular Derneği ile Ziraat Odası'nın başvurusu üzerine sempozyumun iki gününün Tarsus'ta yapılması önerisi üzerine Tarsus'a da şans tanındı.” Tarsus'ta çok sayıda ürünün, “Türkiye'de en çok üretilen ürünler” arasında olmasına karşın, üretici ve esnafın iyi tanıtım yapılamadığından yakındığını vurgulayan Gökmerdan şöyle devam etti: “Bu ürünlerimizin en iyi şekilde tanıtımının ulusal ve uluslararası fuar, sergi, sempozyum ve festivallerle yapılabileceğini biliyoruz. Kaymakamlık olarak bu sempozyumda Tarsus'a gelecek olan 10 ayrı ülkeden 100'e yakın bilim adamı ve yetiştiriciyi Tarsus'ta ağırlarken, Tarsus Beyazı üzümümüzün yanı sıra Yeni Dünyamızı da tanıtacağız.” Komisyoncular Derneği Başkanı İlk ise, Tarsus'ta 2 bin 500 dekar alanda yenidünya yetiştiriciliği yapıldığını ve çok iyi ürün alındığını kaydetti, “Tarsus Yenidünyasını tüm dünyaya tanıtmak amacıyla iki yıldır 'Yenidünya Festivali' düzenliyoruz. Bundan böyle de düzenlemeye devam edeceğiz” dedi. Ressam Kundak'ın sergisine büyük ilgi SİLİFKE (Cumhuriyet) Uluslararası Silifke Kültür Haftası etkinliklerine hazırlanan Ressam Nazan Kundak'ın sergisi büyük ilgi gördü. Bugüne kadar özellikle Silifke'ye özgü eserleri ile sanatseverlerin ve halkın büyük ilgi ve sevgisini kazanan Ressam Nazan Kundak, sergisinin ardından Mersin'de açtığı sanatevinde çalışmalarını sürdürüyor. Uluslararası Silifke Kültür Haftası etkinliklerine katılarak sergi açmayı düşündüğünü, bu konuda destek verenlere teşekkür ettiğini belirten Kundak, kendisini çalışma atölyesinde ziyaret eden ve kendisini kutlayan Silifke Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel ve Belediye Kültür Müdürü Lutfi Uğur'a da, çalışmaları konusunda bilgi verdi. Silifkeli olmanın verdiği sevgiyle kente ve bölgeye özel çalışmalar yapmayı tercih ettiğini vurgulayan Nazan Kundak, Mayıs ayında yapılacak olan Uluslararası Silifke Kültür Haftası'nda sergilenmek üzere yeni çalışmalara başladığını bildirdi. Meyve ağaçlarında kalite ve verimi arttırıyor Üreticiye budama eğitimi verildi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Sert Çekirdekli Meyve Üreticileri Birliği'nin (ASÜB), ağaçlarda ürün verimini artırmak amacıyla düzenlediği, “Doğru Budama Teknikleri” başlıklı eğitim çalışması gerçekleşti. Meyve verimini en üst düzeye çıkaran doğru budama teknikleri konusunda üreticiye bilgi aktaran Beta Sulama ve Fidancılık ArGe Müdürü Dr. Emine Tanrıver ile Üretim Müdürü Ziraat Mühendisi Vecdi Sever ve budama uzmanı ziraat mühendisleri nektarin, şeftali, erik ve elma ağaçları üzerinde, yapılması gereken kış budaması hakkında pratik ve uygulama da yaptı. Hızla yaygınlaşan meyvecilikte budama konusunda çok soru ve sorunla karşılaştıklarını, meyveciliğin temelinin budama ve meyve seyreltmesi olduğunu vurgulayan Dr. Tanrıver, iki uygulamanın da doğru ve zamanında yapılmaması durumunda bir yılın boşa gittiğini kaydetti, şunları söyledi: “Budama iyi yapılmazsa sağlıklı çiçeklenme ve meyve elde edilemiyor. Bilinçsiz budama yanlış dal kesimleri sonucunda ürün kaybına ve istenilen ürün yerine ağacın bol miktarda yapraklanmasına neden oluyor. Bizim üzerinde durduğumuz bir diğer konu olan doğru seyreltme yapılmaması durumunda ise meyve kalitesinin düşmesi. Örneğin bir ağacın kapasitesi 40 kilogram ürün vermek ise bunu 100 adet meyveden de 200 adet meyveden de elde etmek mümkün. Eğer 200 meyveden sağlamak isterseniz o zaman meyve kalitesi düşük oluyor. 100 meyveden 40 kilo elde etmek isterseniz kalite artıyor.” Çukurova'da bugünlerde başlayan kış budama işleminin 2025 gün devam edeceğini vurgulayan Dr. Tanrıver, budama eğitimlerinin önümüzdeki günlerde de devam edeceğini belirtti, üreticilerin ilk eğitime olan ilgisinden memnun kaldıklarını ifade etti. Tanrıver, “Budama Eğitimi Günleri”ne Adana'nın yanı sıra Mersin, Osmaniye, Niğde, Hatay, Şanlıurfa, Manisa, İzmir ve Antalya'dan da üretici ve bahçe bakımcılarının katıldığını anımsattı. Dr. Tanrıver ve meyve üreticileri eğitim çalışmalarını uygulama yaparak geçirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle