23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 2014 CUMARTESİ 2 ANKARA Bilkent’te yapımı süren inşaatan 30 yıl öncesine ait insan kemikleri çıktı Siyaset ve sanat dünyasından yoğun katılım oldu Kemikler kayıpların mı? uEn az biri erkek üç kişiye ait olduğu belirlenen kemiklerin, 12 Eylül darbe günlerinin kayıp kişilerine ait olduğu iddia edildi. SERTAÇ EŞ de Adli Tıp’da yapılan ön incelemede “kemiklerin en az biri erkek olmak üzere, en az 3 farklı erişkin kişiye ait ol da ölmüş kişilere ait olabileceği, doku kayıpları sebebiyle ölüm sebeplerinin tespitinin mümkün olmayacağı” tespiti yapıldı. Kemikler, Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldü Olayı soruşturan cumhuriyet savcısı Şaban Yavuz, “kemikleri elde edilen kişilerin adli bir olay sonucu öldüklerine dair delil bulunmaması” nedeniyle olayla ilgili kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılık daha sonra kemikleri, gömülmek üzere Çankaya Belediyesi’ne gönderdi. Çankaya Belediyesi de savcılıktan gelen isteği yerine getirerek, kemikleri Sincan’daki Kimsesizler Mezarlığı’na dini törenle gömdü. Toplam üç erişkine ait olduğu belirtilen kemiklerin hepsi tek mezara gömüldü. ANKARA Bilkent’te yapımı süren Şehir Hastanesi inşaatından 3 farklı kişiye ait olan insan kemikleri çıktı. Çıkan kemiklerin “en az 30 yıl öncesine ait olduğu” yönündeki tespit, 12 Eylül askeri darbesi dönemindeki kayıpları gündeme getirdi. En az biri erkek üç kişiye ait olduğu belirlenen kemikler, Sincan Kimsesizler Mezarlığı’nda toprağa verildi. Devrimci 78’liler Federasyonu, soruşturmaya müdahil olma ve DNA testi istemeye hazırlanıyor. Ankara Şehir Hastanesi inşaatından çıkan insan kemikleri üzerine soruşturma başlatan cumhuriyet savcılığı, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Kemikler üzerin 78’liler müdahil olacak Kimsesizler Mezarlığı’na gömülen kemiklerin 12 Eylül dönemindeki kayıplara ait olabileceği gerekçesiyle Devrimci 78’liler Ankara Derneği ve Devrimci 78’liler Federasyonu Kayıplar Komisyonu müdahil olma kararı aldı. Federasyon Genel Sekreteri ve Ankara Derneği Başkanı Mehmet Özer, 12 Eylül döneminde Ankara’da kayıplar olduğuna dikkat çekti. Özer, “Darbe döneminde birçok arkadaşımız kayıp. Öyle ki idam edilmesine rağmen Veysel Güney’in mezarı bile yok. Kayıp aileleriyle bağlantı kuracağız ve bulunan kemiklere DNA testi yapılmasını isteyeceğiz” dedi. Derneğin Kayıplar Komisyonu’nun ve dernek avukatlarının bulunan kemiklere DNA testi yapılması için hemen başvuracağını belirten Özer, “Örneğin 1984’te Ankara’da kaybolan Trabzonlu arkadaşımız Nurettin Öztürk var. Kayıplar bulunmadan bizim kuşağın tarihi yazılamaz. Kayıpları bulmak için her şansı deneyeceğiz” diye konuştu. Ihlamur Konağı açıldı ANKARA Başkentin siyaset aktörleri ve sanatçılar yaşlı bakımevinin açılışında bir araya geldi. Ankaralı sinema oyuncusu Kenan İmirzalıoğlu’nun akrabalarının yapımını üstlendiği Ihlamur Konağı, yaşlılar için “gündüz kreşi” uygulamasını da yaşama geçirmeyi hedefliyor. Açılışa, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da katıldı. Açılış töreninde konuşan Ihlamur Konağı Genel Müdürü Özgür Gülkaya, Türkiye’de ortalama yüzde 8.9 düzeyinde olan yaşlanma hızının Ankara’da yüzde 13’lerde olduğuna dikkat çekti. duğu, kemiklerin ağırlıkları, yoğunluk kaybı, bulunduğu çevresel şartlar gibi bulgulara göre 30 yıl veya daha önceki bir zaman Ankara’da ulaşım, okulların açılmasıyla birlikte adeta bir kâbusa dönüştü Çayyolu’nda metro çilesi u Metro yolculuğunun büyük çile olduğunu dile getiren yolcular, hem yoğunluktan hem de ring otobüslerinin uzun aralarla sefer yapmasından şikâyetçi. ANKARA Başkentteki kent içi ulaşımı, eğitimöğretimin başlamasıyla kaosa dönüştü. Çayyolu metrosu, az sayıdaki küçük tren setleriyle Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi, ODTÜ, Bilkent üniversiteleri, Eskişehir Yolu’ndaki yerleşim bölgeleri, Sincan ve Etimesgut’a hizmet vermeye çalışıyor. Güzergâhı kullananlar, hem yoğunluktan hem de ring otobüslerinin uzun aralarla sefer yapmasından şikâyetçi. Yolcular, “Bir dakika gecikirsen bir saat kaybediyorsun” diye yakınıyor. Eskişehir Yolu güzergâhında metro nedeniyle yaşanan sorunları yerinde gözlemlemeye çalıştık. Çayyolu Metrosu’yla yolculuk yapan Ankaralılarla yaptığımız sohbetlerde, yurttaşlar, “Eskisinden daha uzun süre duraklarda beklediklerini” söyledi. Her gün işine metro ile gidip geldiğini, peyzaj mimarı olduğunu ve adını vermek istemediğini belirten bir kadın, şöyle konuştu: “Ringler zaten çok az, sabah ve akşamları yarım saat arayla, diğer zamanlar bazen 45 dakika bazen 1 saat arayla geliyor. Üstelik sabahları ilk durak veya yakınlarında yaşamıyorsanız, ringlere binemeyebiliyorsunuz. Özellikle insanların işe gelip gittiği saatlerde adeta çile çekiyoruz. Sanki insanları istifliyorlar. Otobüsler de metro da tıklım tıklım oluyor.” Seferden kaldırılan otobüslerin kendileri için daha faydalı olduğunu belirten İrfan öğretmen de, “Neden Sincan’da, Eryaman’da yaşayanlar metroyla buraya getiriliyor? Hiç bir altyapı hazırlanmadan düzensiz bir biçimde uygulamaya konulmuş bir sistem” diye yakındı. ‘Eskişehir daha yakın’ Devlet memuru Zuhal Hanım, metroya mahkum edildiklerini, otobüsle Kızılay’dan Bağlıca’ya yarım saatte giderken, şimdi ulaşımın bir saati geçtiğini söyledi. Zuhal Hanım, “Dolmuşlar bile sıkıntılı hale geldi. İnsanları taksi kullanmaya mecbur ediyorlar. Kimi zaman işe geç kalmamak adına evimizden metroya taksiyle geliyoruz. Kızım hızlı trenle Eskişehir’e ulaşıyor, bazen ben metroyla ondan daha geç eve varıyorum. Metro’da yaşanan bir dakikalık gecikme bizim 1 saat ring beklememize sebep oluyor. Her gün toplam 3 saati yollarda geçiriyoruz. İşe geç kalmamak için uykusuz kalıyoruz” diye konuştu. Yatırım yapıldığı sürece kalkırınız Konağın binasının yapımını üstlenen İmirzalıoğlu ailesi adına konuşan Nejat İmirzalıoğlu ise “Konağın finansmanını üstlenen amcam İbrahim İmirzalıoğlu 2 yıl önce vefat etti. Yaşlılar için önemli olan ömrünün geri kalanını huzur, güven ve rahatlık içerisinde geçirebilmeleri. Amcam bunu gördüğü için burada harekete geçmiştir. Sosyal devlet, yaşlısına sahip çıkan devlet, yerel yönetimler ve varlıklı kişiler bu tür yerlere yatırım yaptığı sürece toplum kalkınacaktır” dedi. Sağlıkta ‘kupon’ dönemi Ulaşımdaki yetersizlikler nedeniyle, yolcular arasında sık sık kavgalar yaşanıyor. Çayyolu Metrosu’nda trene bindiğinizde dikkat çeken şey, herkesin birbirine ulaşımdan yakınması oluyor. Yaşlı bir amca yanındakine, metroda yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Gençler koşuyor, iniyor biniyor, bir şekilde yetişiyor. Bizim için o merdivenleri inip çıkmak kolay mı? Asansörler kimi zaman çalışıyor kimi zaman çalışmıyor. Herkes yürüyen merdivene yönelince o merdivenlerden çıkmak zaten 10 dakika sürüyor. Durak sayısı yetersiz, bekleyecek durak bile yok. Birkaç semtin ringi tek bir durağa sıkıştırılmış. Geçen sabah yağmur yağdığında herkes sırılsıklam oldu. Onlarca kişi tek bir durağa nasıl sığsın.” ‘Sistem düzeltilmeli’ Ulaşımdaki yetersizlik nedeniyle sık sık kavgalar da yaşanmaya başlamış. Yolcular, “Burada her gün bir kavga yaşanıyor. Ya sıra yüzünden ya sıkışıklık yüzünden insanlar bunalıyor. Belki kapalı alan korkusu olan insanlar var. Yetkililer sadece kâr odaklı düşünmek yerine halkı nasıl mağdur etmeyeceklerini düşünmeli. Sistem bir an önce düzeltilmeli” diye sohbet ediyor. ANKARA En temel sağlık ihtiyaçlarının dahi her geçen gün arttığı ve vatandaşların “daha çok para” ödememek için hastanelerin acil servislerini doldurduğu Türkiye’de, bir devlet hastanesinde gerçekleşen “hastaya indirimli krem” benzeri kampanya, sağlığın geldiği noktayı gözler önüne serdi. Ankara’da Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir doktor reçete yerine kaşesini bir cilt firmasının reklam broşürüne bastı. İlaç fiyatlarının ve katkı paylarının sürekli arttığı, sağlığın her geçen gün daha çok ticarileştiği Türkiye’de son olarak yaşanan bu durum, devletin hastası aracılığıyla firmaya yaptığı kıyağı ortaya koydu. Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastasi’ne cilt sorunu nedeniyle giden bir yurttaş, hastanenin dermotoloji doktoruna göründü. Doktor, yalnızca bakarak koyduğu teşhisin ardından yazdığı “reçete”de özel bir ilaç firmasını işaret etti. Broşürde hastanın alması gereken kremi işaretleyen doktor, reçete adı altında verdiği reklam broşürünün altında bulunan “5 TL indirim” ve “Kaşesiz kullanımlarda indirim uygulanmayacaktır” bölümüne kaşesini bastı. Hastaya kremi öven doktor, “bu imzanın olması nedeniyle söz konusu firmanın cilt kremini anlaşmalı eczanelerden indirimli alabileceğini” söyledi. Mimarlar Alacahöyük’ü inceledi ANKARA Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bölge temsilcilikleriyle birlikte Hitit uygarlığının merkezi Alacahöyük’e inceleme gezisi düzenledi. Geziye Sivas, Kırıkkale, Karabük, Bartın, Bolu, Çorum, Düzce, Erzincan, Karadeniz Ereğli, Kırşehir, Nevşehir bölge temsilcileri katıldı. Çorum Alacahöyük ve Hattuşa’daki teknik gezide milattan önce 30001000 yılları arasında yaşamış uygarlık incelendi. İlk olarak Alacahöyük Müzesi’ni gezen mimarlar, Bakır, Demir ve Tunç çağlarının tasarım örneklerini, bu kapsamda Hattilerin mezarları, güneş kursları, tapınakları ve mutfak kültürüne ilişkin sergilenen eserleri değerlendirdi. Gezilerini Hititler’in başkenti Hattuşa’da sonlandıran mimarlara, Kazı Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner rehberlik etti. Hititler’in Anadolu’da yaptıkları ilk barajda mola veren mimarlar, çevredeki bakımsızlık ve kirliliğe tepki gösterdi. Alacahöyük gezisine, birçok ilin bölge temsilcileri katıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle