25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 5 Temmuz 2013 Cuma a4 Yaşam Spor ‘Akrabaylaevlenmeyin’ ürk Nöroloji Derneği NörogeT netik Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esra Battaloğlu, genetik hastalıkların önlenmesinde akraba evliliklerine dikkat çekti. Prof. Dr. Battaloğlu, Türkiye’de akraba evliliklerinin fazla olmasının genetik hastalıklarla çok sık karşılaşılmasına neden olduğunu belirterek, “Aynı köyden evlilikler çok riskli. Hatta aynı kasaba ve ilçeden evlenenlerde de mutasyona (bozulma) rastlayabiliyoruz” dedi. Battaloğlu, Türkiye’nin genetik gerçeğinin, bireylerin de devletin de özel önlem almasını gerektirecek kadar rahatsız edici olduğunu dile getirdi. Kalıtsal kas hastalıklarının sinir ve kas siteminin farklı kesimlerini etkileyebildiğini, sadece kaslar etkilendiğinde güçsüzlük, yorgunluk, merdiven çıkamama ve kas erimesi, beynin belli bölgeleri etkilendiğinde ise unutkanlık görüldüğünü hatta bunun yıllar içerisinde artarak ilerleyebildiğini anlatan Battaloğlu, akraba evliliklerinin, genetik hastalıkları ortaya çıkaran en önemli etken olduğuna dikkati çekti. Hastalığın ve genlerinin sık görüldüğü bir bölgeden evlenmelerde dahi riskin arttığını vurgulayan Battaloğlu, “Her toplumda görülen genetik hastalıklar, şansa bağlı ortaya çıkan mutasyonlar (bozulmalar) sonucu meydana gelir. Anne ve/veya babada hastalık taşıyan gen kopyası şans eseri ortaya çıkmışsa çocuğun bunu kalıtma riski vardır. Bu yüzden bu tür hastalıklara kalıtsal hastalık diyoruz” diye konuştu. Tarihi Yarımadanın Kalbi (1) S adece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı turistik kentlerinden olan İstanbul’un kalbi Tarihi Yarımada ise Tarihi Yarımada’nın da kalbi Sultanahmet ve çevresidir. Aralarında Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camisi, Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarnıcı ve Kapalı Çarşı’nın da bulunduğu İstanbul deyince akla gelen hemen her yer bu civardadır. Geçmişi MÖ 7. yüzyıla uzanan yarımadadan günümüze ulaşan en eski yapılar Bizans ve Osmanlı dönemlerine tarihlenmekle birlikte Roma ve öncesine ait pek çok eser de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görülebilir. Sultanahmet civarındaki gezimize bu müzeyle daha doğrusu müzeler topluluğuyla başlayacağız. Topkapı Sarayı’nın bitişiğinde (bugünkü Gülhane Parkı içinde) ve bir imparatorluk müzesi olarak ünlü ressam, arkeolog Osman Hamdi Bey tarafından kurulan müzede üç kıtaya yayılan Osmanlı coğrafyasından toplanan 1 milyondan fazla eser sergileniyor. 1992 yılında Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” seçilen ve dünyanın en büyük müzeleri arasında sayılan İstanbul Arkeoloji Müzesi, üç bölümden oluşuyor. Esas müze binasında, lahitler, heykeller vb. arkeolojik objeler sergilenirken, Eski Şark Eserleri Müzesi aralarında tarihi Kadeş Antlaşması’nın bir kopyasının da bulunduğu pek çok özgün esere ev sahipliği yapıyor. Müzenin üçüncü bölümünü teşkil eden ve zamanında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Çinili Köşk’te ise ağırlıklı olarak Selçuklu ve Osmanlı eserleri saklanıyor. Müzeden sonra Topkapı Sarayı’na doğru surları takip edecek olursak İstanbul’un sivil mimarisinin en güzel örneklerinden ahşap evlerin yer aldığı Soğukçeşme Sokağı’nı geçeriz. Bu sokakta Turing ve Otomobil Kurumu tarafından restore edilerek pansiyon olarak kullanılan bu evlerden başka, kurumun eski genel müdürü Çelik Gülersoy’un vakfettiği ve İstanbul üzerine her dilde yazılmış binlerce kitabın saklandığı İstanbul Kütüphanesi ile halen restoran olarak kullanılan eski bir sarnıç da bulunuyor. Sokağa adını veren mermer çeşme ise sarnıcın önünde duruyor. Soğukçeşme Sokağı’nın Babı Hümayun (Saltanat Kapısı) Caddesi ile kesiştiği küçük meydan, aynı zamanda Topkapı Sarayı’nın ana girişi olup, bu küçük meydanın ortasındaki III. Ahmet Çeşmesi, Lale Devri’nden günümüze ulaşabilmiş sayılı eserlerden biridir. Topkapı Sarayı, 1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edilen, İstanbul’un tarihi mekânları arasında bulunur (Diğerleri; Yıldız Sarayı, Süleymaniye Camisi ve çevresi, Zeyrek Camisi ve çevresi, Bozdoğan Kemeri, Haliç). 1478’de eski bir Bizans sarayının üzerine Fatih Sultan Mehmet zamanında yaptırılan ve Sultan Abdülaziz’in, Dolmabahçe Sarayı’nı yaptıracağı 1856’ya kadar pek çok padişaha ev sahipliği yapan ve de aynı zamanda dev bir imparatorluğun yönetim merkezi olan saray, Cumhuriyetten sonra müze haline getirilmiştir. Topkapı Sarayı, iç içe dört avludan oluşuyor. Birinci avluda İstanbul’un tarihi yapılarından biri olan ve halen konser vb kültürsanat etkinlikleri için kullanılan Aya İrini Kilisesi yer alıyor. Divan Meydanı olarak anılan ikinci avluda, Has Ahır, Has Mutfak gibi saraya ait hizmet bölümlerinden başka Adalet Kulesi ve bu kulenin altında da devletin yönetim merkezi olan Divan bulunuyor. Herkesin girmesine izin verilmeyen yer anlamına gelen ve sarayın en çok merak edilen yerlerinden olan Harem de ikinci avlunun mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerinden olup, ayrı bir biletle özel olarak gezilebiliyor. Arz veya Taht Odası’nın bulunduğu üçüncü avlu burada devşirme çocukların eğitimi gerçekleştirildiği için Enderun Avlusu olarak da biliniyor. Topkapı Sarayı’nın dördüncü ve son avlusunda ise daha çok Kadınlarda 3040 yaşa dikkat rkekler kanserden kadınlarE dan daha fazla etkilense de 30 ila 40 yaşında kadınların hastalığa yakalanma riskinin iki kat arttığı belirlendi. İngiltere’deki Ulusal İstatistik Dairesi tarafından yayımlanan araştırma, kanser karşısında kadın ve erkeklerin eşit olmadığını gösterdi. Araştırmada, 18 yaşında erkek ve kız çocuklarının kansere yakalanma riskinin aynı olduğu belirtildi. Bu yaşta, erkeklerin daha çok testis, kız çocuklarının ise cilt ya da lenf kanserine yakalandığı vurguladı. Ancak araştırmacılar 30 ila 40 yaşında kadınların, bugün 173 kadından birini etkileyen meme kanserine yakalanma riskinin iki kat arttığına dikkati çekti. Erkeklerin ise en sık rastlanan prostat kanserinden 55 yaşına kadar “korunabildiği” belirtildi. 55 yaşından sonra ise eğrinin tersine döndüğü, prostat kanserinin dışında erkeklerin akciğer ve bağırsak kanserine çok daha fazla yakalandığı açıklandı. Araştırmada ayrıca, herhangi bir kanser türüne yakalanan ve hayatta kalan kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu vurgulandı. Bunun, kadınların erken teşhis konusunda daha duyarlı olmasından kaynaklandığına işaret edildi. Gezgin Gözüyle ozkantimur@yahoo.com Haliç, Boğaziçi ve Marmara manzaralı köşklerin ve kameriyelerin göz doldurduğu saray bahçeleri bulunuyor. Topkapı Sarayı’ndan çıktıktan sonra Sultanahmet Camisi’ne doğru yürürsek, hemen sağ tarafımızda bulunan Ayasofya Müzesi’nin girişi, tarihi kilisenin meydana bakan cephesindedir. İstanbul’un en çok gezilen yerlerinden olan Ayasofya (Yunanca anlamı: Kutsal Bilgelik) bir 6. yüzyıl eseri olup 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra camiye (mevcut dört minareden ilki o zaman eklenmiş), Cumhuriyetten sonra ise Atatürk’ün direktifleriyle müzeye dönüştürülmüştür. 56 metre yüksekliğindeki kubbesiyle heybetli bir yapı olan Ayasofya’nın duvarlarını süsleyen dev mozaikleri ile yakın zamanda ortaya çıkarılan altı kanatlı melek figürleri, Ayasofya’nın gözden kaçırılmaması gereken yerleri… Buradan ayrılmadan önce, İstanbul gezisini hafta başına denk getirenler için, Topkapı Sarayı’nın salı, diğer müzelerle birlikte Ayasofya’nın ise pazartesi günleri kapalı olduğunu not edelim. İstanbul’un en tarihi kesiminde sürdürdüğümüz gezi kapsamımda; Ayasofya’dan başka mutlaka görmemiz gereken çok özgün bir başka Bizans eseri daha var. 532’de şimdiki Topkapı Sarayı’nın yerinde bulunan Bizans’ın Büyük Sarayı’na su sağlamak için yaptırılan Yerebatan Sarnıcı, ilginç mimarisiyle çoğu zaman “Yerebatan Sarayı” olarak da anılıyor. Yerin altında bir su deposu için ilginç mimari ifadesi biraz şaşırtıcı bulanabilir ama Yerebatan Sarnıcı’nı görenler bu tanıma hak vereceklerdir. İstanbul’un tarihi yarımadasındaki turumuza, gelecek hafta Sultanahmet Camisi ve Kapalıçarşı’nın da aralarında bulunduğu kentin diğer önemli tarihi ve turistik mekânlarıyla devam edeceğiz. TİMURÖZKAN Diyadin hızlı takım istiyor ezon hazırlıkları için BoS lu’da kampa giren Gençlerbirliği’nde teknik direktör Metin Diyadin, dinamik ve hızlı bir takım kurmayı hedeflediklerini söyledi. Karacasu beldesindeki Termal Otel’de kampa giren başkent temsilcisinin teknik direktörü Diyadin, hedefledikleri dinamik ve hızlı takım için kadrolarına ligde kendisini gösterecek ve beğeni toplayabilecek yeni ve genç oyuncular kattıklarını ifade etti. Ankara’da futbolculara uygulanan testlerin ardından kamp için Bolu’ya geldiklerini belirten Diyadin, “Kampımızda 29 futbolcu var. Kamptan sonra izin vereceğiz ve ardından da yurtdışındaki kampa gideceğiz” diye konuştu. Transfer çalışmaları hakkında da bilgi veren Diyadin, “Eksik olan yerlere, kendi yapımıza uygun oyuncuların yanı sıra genç futbolcular kattık. Çok fazla transfer yapmadık. Gençlerbirliği’nin bir yapısı ve amacı var. Biz bunun üzerine katarak çalışacağız” dedi. Kampın ilk gününü tek antrenman ile tamamlayan başkent ekibi, 11 Temmuz’a kadar 8 gün boyunca çift antrenmanla hazırlıklarını sürdürecek. Ankaragücü kalecisiyle anlaştı Toto 2. Lig takımlarından Ankaragücü, sözSpor leşmesi sona eren kaleci Bayram Olgun ile 2 yıllık anlaşma imzaladı. PTT 1.Lig’de kötü bir sezon geçirerek Spor Toto 2. Lig’e düşen başkent temsilcisi, yeni sezon öncesi iç transfer çalışmalarını sürdürüyor. Kaleci Bayram Olgun’a 2 yıllık imza attıran Ankaragücü, Kaan Kanak’ın sözleşmesini de uzattı. Yuvada kalan 23 yaşındaki kaleci Olgun, sarılacivertli kulüple sözleşmesinin sona ermesinin ardından bir süre Antalya’da bulunan ailesinin yanında dinlenme fırsatı bulduğunu belirterek, “Bu dönemde, birçok takımdan transfer teklifi aldım ancak gelen davet üzerine Ankaragücü yönetimiyle masaya oturduk ve 2 yıllık anlaşmaya vardık” dedi. Başkent ekibinde kaldığı için mutlu olduğunu ifade eden genç kaleci, “Takım arkadaşlarımla birlikte Ankaragücü’nün başarısı için elimizden geleni yapacağız. İyi bir sezon geçirerek, bir üst lige yükselmek istiyoruz” diye konuştu. Ankaragücü borç ödüyor nkaragücü’nde alacaklılara yönelik ödemeAKulüpten ler devam ediyor. yapılan açıklamada, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’ne (FIFA) alacaklılara yönelik 98 bin 758 avro ve 5 bin dolar ödeme yapıldığı belirtildi. FIFA’ya teknik direktör Brigel için 10 bin avro ödeme yapılırken, taksit ödemesi gerçekleştirilen kulüp ve sporcular ile ödeme miktarları şöyle: Wülber (6 bin avro), Shopa (6 bin avro), Rogy Meye (17 bin 758 avro), Klokowski (8 bin avro), Brownich Albin (11 bin avro), Bohum (10 bin avro), Gabric (30 bin avro), Sosibo (5 bin dolar). C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle